Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1364 E. 2023/873 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1364 Esas
KARAR NO: 2023/873 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2021
NUMARASI: 2018/524 E. – 2021/45 K.
ASIL DAVA: Markaya Tecavüz ve Haksız rekabetin Tespiti, Önlenmesi,
Durdurulması, Hükümsüzlük
KARŞI DAVA: Markanın Hükümsüzlüğü
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacılar/k.davalılar vekili dava dilekçesinde; davalı adına tescilli olan “…” markasının, tescilli olduğu şekilde ve tescil edildiği 25. Sınıfta değil, müvekkillerine ait tescilli markalara benzetilerek ve iltibas yaratacak şekilde kullandığını, söz konusu markanın davalı adına tescil edilmesinin, müvekkilleri markaları ile karıştırıldığını ve amaç dışı kullanıldığını ve bu durumun müvekkili haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, davalı adına olan … tescil nolu markanın tescilli olduğu 25.sınıftaki emtia yönünden hükümsüzlüğünü, davalının davacı marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitini, önlenmesini, durdurulmasını ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, “…” markası ile davacı adına olan “…” esas unsurlu markalarıyla birlikte veya tek başına başka ibarelerle birlikte her türlü yayınlar, hizmetler, ürünler, ambalaj ve ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair tanıtım malzemesi ,basılı kağıtlar ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları dahil olmak üzere internet üzerinde kullanmasının önlenmesine, bunların toplatılarak hükmün kesinleşmesine müteakip imhasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı/k.davacı vekili cevap dilekçesinde; “… markasının müvekkili adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin … markasını kullanımının yeni olmayıp ilk olarak “…” markası ile 24/03/2011 tarihinde … tescil no ile 25. Sınıfta tescil edildiğini, davacının tescilinden önce kullanımın gerçekleşmiş olduğunu, zaman içinde kullanımın “…” olarak devam ettiğini, “…” markasının 17/10/2017 tarih … tescil no ile 25. Sınıfta müvekkili … adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin ilgili tescil doğrultusunda üretim ve satış işlemi yaptığını ve markaya tecavüzün söz konusu olmadığını, 35. sınıfta ayrıca bir tescile ise iddia edildiği gibi ihtiyaç olmadığını, söz konusu markanın 25. Sınıfta adlarına tescil edildiğini, dolayısıyla davacının konuyla ilgili iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın markalarında aynı zamanda “…” kelimesi ile “…” kelimesinin beraber kullanıldığını, bu kelimelerin birlikte kullanılarak ayırtedicilik kazandığını, Türkçe karşılığı “…” olan “…” kelimesinin davacının tekelinde olmadığını, müvekkilinin “…” kelimesini “…” kelimesi ile beraber kullandığını, markanın bir bütün olarak ayırt edici nitelik kazandığını iddia ederek, asıl davanın reddini ve davacı/karşı davalı adına tescilli “…” ibareli markanın 18 ve 35. Sınıflar yönünden kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve karşı dava etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli 2018/524 E. – 2021/45 K. sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacıya ait “…” markası ile davalıya ait “…” açısından değerlendirildiğinde, markalar arasında ayırtedilemeyecek derecede benzerliğin söz konusu olduğu ve markaların karıştırılacağı, davacıya ait diğer seri markalar olan “…”, “…”, ”…”,”…” ile davalıya ait “…” markası açısından değerlendirildiğinde; davalıya ait markanın işitsel, görsel, anlam itibariyle, tanımlayıcı ilaveler ve logo sebebiyle farklılığının olmadığı, davacı markasının asıl unsuru olan “…” ibaresinin, davalı markasında esas unsur olarak yer aldığı, markalar arasındaki farklılığın hizmetin yöneldiği tüketici kesimince hemen fark edilip algılanabilecek nitelikte olmadığı, davacının “…” esas unsurlu diğer seri markaları dikkate alındığında “…” markasında kullandığı “pembe kalp” nedeniyle, davalının markasında yer alan “…” ibaresi esas unsur olmadığından ve Türkçe karşılık olarak “…”yi ifade ettiğinden, ilgili markanın davacının seri markası olarak değerlendirilebileceği, davacının seri marka imajı kapsamında tüketicinin karıştırma ihtimalinin oluşabileceği, dolayısıyla davalı markası açısından hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, marka hakkına tecavüz için gerekli iltibasın olduğu, davalının fiili kullanımının adına tescilli olan … tescil nolu marka kapsamında olmayıp davacı markalarına yakınlaştırılmak suretiyle olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın bu eylemlerinin SMK’nın 155 maddesi de dikkate alınarak SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı, davalının kullanımının TTK m. 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, davalı vekili sessiz kalma yoluyla hak kaybı nedeniyle davacının dava açmakta kötü niyetli olduğunu iddia etmiş ise de dosyada bir örneği bulunan Bakırköy … Noterliği’nin 03/02/2014 tarih ve … yemviye nolu ihtarname içeriğine göre davacı tarafın davalının kullanımlarına son verilmesini ihtar ettiği ve ihtarnamenin davalı tarafa tebliğ edildiği, bu yöndeki davalı savunmasına itibar edilmediği, asıl dava yönünden davacının davasının kabulüne karar vermek gerektiği, davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde değer gösterip açıklama kısmında maddi ve manevi tazminattan da bahsetmiş ise de, netice-i talebinde tazminata ilişkin bir talep bulunmadığından ve mahkeme netice-i taleple bağlı olunduğundan tazminat yönünden herhangi bir karar verilmediği” Karşı dava yönünden; “…karşı davaya konu … tescil nolu markanın tescil tarihinin 21/02/2014 ve karşı dava tarihinin ise 21/02/2019 olduğu, 5 yıllık sürenin dolmadığı , davacı-karşı davalı, tescilli “…” markasının esaslı unsuru olan … ibaresini değiştirmeden, tescil ettirdiği tarihten itibaren yıllardır kesintisiz ve ciddi olarak kullandığı, SMK M.9/2-a gereğince iptal koşullarının gerçekleşmediği” gerekçesiyle;
A-ASIL DAVA YÖNÜNDEN :-Davalı adına olan … tescil nolu markanın tescilli olduğu 25.sınıftaki emtia yönünden hükümsüzlüğüne, Davalının davacı marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına “…” markası ile davacı adına olan “…” esas unsurlu markalarıyla birlikte veya tek başına başka ibarelerle birlikte her türlü yayınlar, hizmetler, ürünler, ambalaj ve ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair tanıtım malzemesi ,basılı kağıtlar ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları dahil olmak üzere internet üzerinde kullanmasının önlenmesine, bunların toplatılarak hükmün kesinleşmesine müteakip imhasına, Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye çapında yayınlanan trajı en yüksek üç gazetenin birinde ilanına,B-Karşı dava yönünden davanın REDDİNE,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacılar/k.davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde 30.000 TL manevi tazminat, 100.000 TL maddi tazminata hükmedilmesinin talep edildiğini ancak mahkemenin davanın kabulüne karar vermesine rağmen maddi ve manevi tazminat talebi ile ilgili hüküm kurulmadığını, mahkemenin 19/11/2019 tarihli duruşmasında maddi tazminata ilişkin tercih haklarının kullanılarak SMK 151/2-a,b,c bendlerinden hangisine göre olduğunu açıklaması için 2 hafta kesin süre verildiğini, 03/12/2019 tarihli dilekçe ile beyanda bulunduklarını bilirkişi raporu alındığını, 03/03/2020 tarihli raporda davalının … tescil nolu markanın tescil tarihinden dava tarihine kadar toplam 50.003,24TL vergi sonrası net kâr elde ettiğinin tespit edildiğini, mahkemenin buna rağmen talepleri hakkında karar vermediğini beyanla tazminata ilişkin taleplerin düzeltilerek diğer kısmın onanmasını talep etmiştir. Davalı/k.davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; usule ilişkin istinaf sebebinde davacı …Ltd şirketinin, dava konusu ile ilgisinin bulunmadığını, davacı vekilinin diğer şirketler ile aynı grup şirketi arasında yer aldığını ileri sürmüşse de, talepler ile ilgisinin olmadığını ve taraf sıfatının bulunmadığını, usul yönünden davanın reddi gerektiğini. -Esasa ilişkin istinaf sebeplerinde; müvekkilinin, davaya konu … markasının … tescil numarası ile 25.sınıfta tescilli olduğunu ve markanın ürün gruplarında kullanıldığını, …, …, … sözcük markasının tescilli olduğunu, … sözcük markasının 24/03/2011 tarihinde … sayılı 25. Sınıfta davacı markalarından çok önce tescil edildiğini ve kullanıldığını. -Müvekkilinin tescil ve kullanımla kazanılmış hak elde ettiğinin değerlendirilmediğini, 2011 tarihli markasında da … ibarelerinin bulunduğunu, dosyaya sundukları ve davacının inkâr etmediği, 02/05/2018 tarihli … yev.nolu ihtarında marka haklarını kabul ettiğini, tescilli hali ile kullanılmasının ihtar ettiğini, davada ise müvekkilinin marka hakkını ortadan kaldıracak şekilde talepte bulunulduğunu. -Markayı oluşturan karakterlerde yapılacak ekleme ve çıkarmalar yada basit sıradan metnin değiştirilmesi, küçük harfli motifin büyük harf ile yazılmasının markanın tescil edildiği şekilde kullanımı olarak değerlendirildiğini, … markasının 2011 yılından itibaren kullanıldığından davacının … ibaresi üzerinde hak talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, karıştırma tehlikesine ilişkin somut delil sunulmadığını, taraf markalarında … ibaresi ortak iken müvekkilinin bu ibareyi …, davacının ise … ibaresi ile kullandığını, tekstil sınıflarına ihtiva eden markalarda sescil benzerliğinden çok görsel benzerliğin önemli olduğunu, … ibaresinin şiir anlamına gelip tescil edildiği sınıf ile ilgisinin bulunmadığını, TPMK kayıtlarında 25/35.sınıflarda … ve … markalarının üçüncü kişiler adına tescilli olduğunu. -Davacının 5 yıl süre ile sessiz kaldıktan sonra dava açtığını, davanın iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, yukarıda yer verilen markalara karşı dava açılmamasının izahının gerektiğini. -Davacının tanınmış marka iddiasını ispatlayamadığını, markaların karıştırıldığı ve iltibasın varlığının soyut iddialara dayandığını, benzerlik ve karıştırılma ihtimali değerlendirilirken kelime öbeğinin tümüne bakılması gerektiğini, ayrı ayrı inceleme yapılamayacağını, telaffuz değil görselliğin tüketici nezdinde önemli olduğunu, markalar arasında üst düzeyde görsel benzerlik olmadığı sürece işitsel aynılık veya benzerliğin ayırd edilemeyecek derecede benzerliğe yol açmadığının kabul edileceğini, mahkemenin davacının markalarını seri marka olarak kabul ettiğini, ancak müvekkilinin 2011 den beri tescilli markasının seri marka kabul edilmediğini. -Mahkemenin kararı ile müvekkilinin tüm markalarının kullanımının engellendiğini, oysa diğer markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, talepten fazlasına hükmedildiğini, davacı talebi arasında … ibaresinin tüm ürünlerde kullanımı talebinin bulunmadığını. -Karşı davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, davacının 35.sınıftaki … markasını ciddi şekilde kullanmadığını. -Davacı tarafın istinaf taleplerinin geçersiz olduğunu, davacının netice i talebinde tazminat talebinde bulunmadığını, ıslah başvurusu da olmadığını, davanın kötüniyetli açıldığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı/k.davalılar vekili istinaf dilekçesine cevabında; davalının yıllardır müvekkilinin tescilli markalarını haksız şekilde kullanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, … markalarının kendisi adına tescilli olduğunu iddia etmişse de Ankara 3.FSHHM’nin 2018/263 E.sayılı dosyasında 2017/46112 sayılı marka başvurusuna itirazları üzerine kurumun 35.sınıf yönünden red 25.sınıf yönünden kabul kararı verdiğini, YIDK kararı ile itirazlarının kabul edilerek 25.sınıf yönünden de reddine karar verildiğini, mahkemenin davalı tarafın açtığı iptal davasının da reddine karar verilerek Ankara BAM 20.HD’nin 2019/1123 E. Sayılı kararıyla davalının istinaf talebinin reddine karar verdiğini, Ankara 4.FSHHM’nin 2019/141 E.sayılı dosyasında; davalı tarafça yeniden yapılan … marka başvurusunun itiraz üzerine kurum tarafından 35.sınıf yönünden reddine, 25.sınıf yönünden kabulüne karar verildiğini, yine kurum kararına yapılan itirazın reddi kararı üzerine YIDK kararının iptali için açılan davada davalı markasının 25.sınıf yönünden de reddine karar verildiğini, markaların ortalama tüketici kitlesine hitap ettiğinden tüketicinin iki markayı ilişkilendirmesinin kaçınılmaz olduğunu, mahkeme kararının yerinde olduğunu, karşı dava yönünden ise iptali istenen müvekkilinin markasının tescil tarihinden itibaren dava tarihine kadar 5 yıllık sürenin dolmadığını, karşı davanın reddi kararının yerinde olduğunu beyanla davalı/karşı davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtla incelendiğinde; … sayılı “…” ibareli markanın 25. Sınıfta 17/05/2017 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.Karşı davaya konu davacı adına 18/35.sınıfta tescilli … tescil numaralı … markasının 01.02.2012 başvuru tarihli olup 21/02/2014 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalı … ( … Tekstil’e) Bakırköy …Noterliğinin 03/02/2014 tarihli … yev.nolu ihtarnamesi ile; müvekkilinin … ibareli tescilli markaları bulunduğunu, karşı tarafın müvekkilinin markalarını andırır şekilde … ibaresini karşı tarafın … tescil nolu markasından farklı olarak kullandığının tespit edildiğini beyanla kullanıma son verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin dava dilekçesinde tespit talebi bulunduğu, mahkemece marka vekili bilirkişi …’in görevlendirildiği, karşı taraf adresinde yapılan incelemede; davalıya ait mağazanın tabelalarında, kapı önüne konulmuş, park reklam dubasında, ürün giysi ve fiyat etiketlerinde, ambalaj üzerinde, faturada, kaşe üzerinde, katalog üzerinde, zarf ve kartvizit üzerinde, www…com sitesi anasayfasında … ibaresinin kullanıldığının tespit edildiği ve zarf, katalog, kartvizit örneklerinin dosyaya delil olarak alındığı anlaşılmıştır. Aynı bilirkişiden yine davalıya ait olduğu ileri sürülen farklı adreslerde inceleme yapılması istenilerek ek rapor alındığı, üç ayrı adreste inceleme yapıldığı, … markasının aynı şekilde kullanıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince marka patent vekili …, mali müşavir … ve Tekstil Müh. …’tan alınan 03/03/2020 tarihli raporda; davacıya ait “…” markası ile davalıya ait “…” açısından değerlendirildiğinde, markalar arasında ayırtedilemeyecek derecede benzerliğin söz konusu olduğu ve markaların karıştırılacağı, davacıya ait diğer seri markalar olan “…”, “…”, ”…”,”…” ile davalıya ait “…” markası açısından değerlendirildiğinde; davalıya ait markanın işitsel, görsel, anlam itibariyle, tanımlayıcı ilaveler ve logo sebebiyle farklılığının olmadığı, davacı markasının asıl unsuru olan “…” ibaresinin, davalı markasında esas unsur olarak yer aldığı, markalar arasındaki farklılığın hizmetin yöneldiği tüketici kesimince hemen fark edilip algılanabilecek nitelikte olmadığı, davacının “…” esas unsurlu diğer seri markaları dikkate alındığında “…” markasında kullandığı “…” nedeniyle, davalının markasında yer alan “…” ibaresi esas unsur olmadığından ve Türkçe karşılık olarak “…”yi ifade ettiğinden, ilgili markanın davacının seri markası olarak değerlendirilebileceği, davacının seri marka imajı kapsamında tüketicinin karıştırma ihtimalinin oluşabileceği, dolayısıyla davalı markası açısından hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, marka hakkına tecavüz için gerekli iltibasın olduğu tespit edilmekle, davalı tarafın bu eylemlerinin SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı, davalının kullanımının TTK m. 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, davalının … tescil no.lu marka tescil tarihinden dava tarihine kadar toplamda 50.003,24 TL vergi sonrası net kar elde ettiği, SMK 9/1 uyarınca markanın “tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde kullanılması gerektiği” hükmü dikkate alınacak olursa markanın kullanım süresinin son gününde dava açılmış olduğu ve bu konudaki hukuki değerlendirme ve takdirin Sayın Mahkemenizde olduğu, davacı-karşı davalı, tescilli “…” markasının esaslı unsuru olan … ibaresini değiştirmeden, tescil ettirdiği tarihten itibaren yıllardır kesintisiz ve ciddi olarak kullandığı için SMK M.9/2 A gereğince iptal koşullarının gerçekleşmediği belirtilmiştir. Davalı yanın rapora itirazları nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden alınan 26/01/2021 havale tarihli ek raporda; asıl dava açısından, markaların “genel görünümü, dizaynı ve tüketici zihninde yarattığı imaj nedeniyle taraf markaları arasında kavramsal bağlantı kurulacağı ve bu açıdan genel anlamda markalar arasında iltibasın oluşabileceğine dair ve aynı zamanda diğer hususlarda” kök raporda varılan sonuçlardan dönülmesini gerektiren bir durum olmadığı, karşı dava açısından, davacı/karşı davalının itiraz dilekçesinde belirttiği hususların kök raporda ayrıntılı şekilde değerlendirildiğini, markanın kullanım süresinin son gününde dava açılmış olduğunu, tescilli “…” markasının esaslı unsuru olan “…” ibaresi değiştirilmeden, tescil ettirildiği tarihten itibaren yıllardır kesintisiz ve ciddi olarak kullanıldığı için iptal koşullarının gerçekleşmediğine dair kök raporda varılan sonuçtan dönülmesini gerektiren bir durum olmadığı, kök raporun 21. sayfasında “Davalının Ticari Defter Bilgileri” başlığı altında Davalı … ile ilgili ibraz edilen ticari defter bilgileri paylaşılmış olup, mali incelemeye konu olan ticari defterler …’a ait olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamında bulunan Ankara 3.FSHHM’nin 21/03/2019 tarihli 2018/263 E. – 2019/118 K.sayılı kararı ile davacı … tarafından …Ltd şirketi ile TPMK aleyhine açılan YIDK kararının iptali davasında davacının … sayılı … marka başvurusuna itiraz üzerine verilen marka başvurusunun reddine ilişkin TPMK YIDK kararının iptali davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacılar vekilinin asıl davada davalı markasının hükümsüzlüğü ve davalının davacı markasına tecavüzün tespiti, meni, refi ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği, ilk derece mahkemesince marka hükümsüzlüğü ve markaya tecavüzden kaynaklanan davanın kabulüne karar verildiği, dava dilekçesinde neticei talep kısmında maddi ve manevi tazminat talep edilmediği gerekçesiyle, bu taleplerle ilgili hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Davalı-karşı davacı vekilinin, karşı davada davacı adına … tescil nolu “…” markasının kullanmamadan dolayı iptalini talep ettiği, mahkemece karşı davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde, 100.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat talebinde bulunduğu, 130.000 TL üzerinden dilekçesini harçlandırdığı, dava dilekçesinde tazminat taleplerine yer verdiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde tazminat taleplerine yönelik cevaplarını bildirdiği, ilk derece mahkemesince 19/11/2019 tarihli ikinci duruşmada davacı vekiline maddi tazminat talebinin hangi seçeneğe göre hesaplanmasını talep ettiğini açıklattırdığı, bu hususta davalı defterleri incelenerek bilirkişi incelemesi yapıldığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince, sadece dava dilekçesinin açıklama kısmında tazminat talebinde bulunulduğu, netice-i talebinde tazminata ilişkin bir talep bulunmadığı, taleple bağlı olunduğu gerekçesiyle, tazminat yönünden olumlu olumsuz karar verilmemesi HMK 26. Madde ve HMK 297/son maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesinde usule ilişkin istinaf sebeplerinde, davacılardan ….’nin davada taraf sıfatının bulunmadığı ileri sürülmüştür. 6100 Sayılı HMK 114/d, e ve f maddeleri gereğince taraf sıfatı ve hukuki yarar dava şartlarından olup mahkemece resen incelenmesi gereken hususlardandır. Dosya kapsamına celp edilen marka tescil kayıtlarından, davacı şirket adına dava tarihinde geçerli … yada … ibareli markasının bulunmadığı, diğer davacı şirket ile Grup Şirketi olduklarının ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece asıl davada ileri sürülen markaya tecavüz, tazminat ve marka hükümsüzlüğü talepleri yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, bu davacının açılan davada hukuki yararı ve taraf sıfatının bulunup bulunmadığının resen incelenmesi gerekirken, bu hususta değerlendirme yapılmamasının yerinde olmadığı kanaatine varılmış, davalı-karşı davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesince davacı taleplerinin tümü hakkında karar verilmediği, davacılardan ….’nin davaya konu talepler yönünden taraf sıfatının bulunup bulunmadığının incelenmediği anlaşılmakla, taraf vekillerinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli 2018/524 E. – 2021/45 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4-6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, -Dosyanın, yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Tarafların istinaf başvuruları kabul olunmakla istinaf peşin harçlarının talepleri halinde iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak, Davalı-k.davacı avansından çıkış olmadığı, yalnız Davacı-k.davalılar avansından kullanıldığı anlaşılan; 102,20 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 51,10 TL’sinin davalı-k.davacıdan alınarak, davacı-k.davalılara verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/06/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.