Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1346 E. 2021/1598 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1346 Esas
KARAR NO: 2021/1598 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2017/464 E., 2018/299 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
DAVA:Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı arasında üye iş yeri sözleşmesi imzalandığını, otel işletmeciliği yapan davalının bankadan aldığı Pos cihazı ile işlemler yaptığını, bu kapsamda yapılan faaliyetler sebebiyle davalıya ödemeler yapıldığını ancak dünyanın muhtelif yerlerinde bulunan farklı bankalar nezdinde kayıtlı kart hamilleri tarafından davalının edinmiş olduğu alacak kalemlerine ilişkin Chargeback (Ters ibraz) taleplerinde bulunulduğunu ve “böyle bir borçlarının olmadığı, hizmet alınmadığı” hususunun iletildiğini, bunun üzerine talep edilen tutarların ilgili bankalara iade edildiğini, konuyla ilgili icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalının yapılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.03.2018 tarih ve 2017/464 Esas – 2018/299 Karar sayılı kararıyla; “…her ne kadar iddia ve savunma kapsamında bilirkişi incelemesi yapılmış ve takip tarihi itibariyle borç tutarı hesaplanmış ise de icra dosyasında yapılan incelemede, icra takibine itiraz edilmediği, bu durumun 14/03/2018 tarihli icra müdürlüğü yazısı ile teyit edildiği, davanın itirazın iptali talebi ile açılmış olup, bu davada usulüne uygun olarak başlatılmış ve itiraz edilerek takibin durdurulmuş olmasının dava şartı olduğu, dava şartı bulunmadığından ve dava şartının varlığı mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından icra dosyasına itiraz dilekçesi sunulmuş olup, bu sebeple usulen bir eksiklik bulunmadığını, davalının itiraz dilekçesi UYAP üzerinden görünmese de davalı tarafın icra takibine itiraz dilekçesini sunduğunu, müvekkili bankanın yasal mevzuat kapsamında bankacılık faaliyetinde bulunan bir kuruluş olduğunu, müvekkili banka ile davalı arasında addedilen üye iş yeri sözleşmesinin 11. maddesi gereğince davalının sözleşmelerde belirtildiği ölçüde ortaya çıkan borçlarını müvekkili bankaya ödemediğini, buna isnaden önce davalıya hitaben borç meblağlarını haiz 12 adet ihtarname keşide edildiğini, davalının haksız olarak 09.12.2016 tarihinde itirazda bulunarak takibin durdurulduğunu, ödeme de bulunmadığını, davalının üye iş yeri olması neticesinde müvekkil bankadan edindiği POS cihazı sayesinde, ticari faaliyetlerine binaen kendi banka hesabına bir takım alacaklar kaydedilmiş olduğunu, davalıya bu alacaklara dair ödemeler yapıldığını, bir çok banka nezdinde kayıtlı kart hamilleri tarafından iade talebinde bulunulduğunu, davalıdan hiçbir hizmet almadıklarına ilişkin itirazlar nedeniyle kart hamili bankalara ters ibraz edilmek zorunda kalındığını, iş yeri tarafından bankasına ait kart hamillerinin itirazı ile ilgili müvekkili banka tarafından yapılan iadelerin üye iş yeri tarafından borçların ödenmediğini, bu nedenle davalının haksız zenginleştiğini, yerel mahkemenin davanın reddine karar verinmesinin hukuka ve adalete aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı bankanın davalı aleyhine icra takibi başlattığı, akabinde itirazın iptali istemiyle bu davayı açtığı görülmüştür. Davalı davaya cevap vermemiştir. Yargılama sırasında icra müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda (İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 14/03/2018 tarihli cevabi yazısı) icra dosyasına yapılan bir itirazın bulunmadığı anlaşılmış, mahkemece dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 67.maddesine göre açılan itirazın iptali davası olup, borçlunun icra takibine itiraz etmiş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Somut olayda, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu bir itirazı bulunmadığından ilk derece mahkemesinin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair vermiş olması usule uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/09/2021