Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1343 Esas
KARAR NO: 2023/489
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/04/2021
NUMARASI: 2020/665 2021/393
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den taşınmaz satın aldığını, satış sözleşmesi gereği bu şirkete 30.12.2017 vade tarihli 105.500,00 TL bedelli ve 30.12.2018 vade tarihli 105.500,00 TL bedelli iki tane bonoyu teminat olarak verdiğin, taşınmazın satış bedellerini taksitler halinde ödediğini, bono bedellerini de dava dışı bu şirkete ödediğini ancak bonoların tarafına iade edilmediğini, dava dışı şirkete Beyoğlu … Noterliğinin 15.11.2019 tarih ve 4498 sayılı ve 04.08.2020 tarih ve … sayılı ihtarnamelerinin gönderildiğini ve bonoların iadesinin istenildiğini, bedelini ödediği taşınmazın mülkiyetinin tarafına verilmemesi üzerine dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. aleyhine Bakırköy 8. Tüketici Mahkemesinin 2020 / 568 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescili ile bu bonolara ilişkin olarak menfi tespit istemli dava açtığını, davanın halen derdest durumda olduğunu, bu dava devam ederken dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin iki bonoyu da davalı … bank A.Ş.’ye devrettiğini, her iki bononun da dava dışı şirketle yapılan satış vaadi sözleşmesinin ifası amacıyla verilmiş olduğunu, bedellerinin de ödenmiş olduğunu belirterek her iki bono için de borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile dava dışı şirket arasındaki temel borç ilişkisinin muhatabı olmadıklarını, dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile yaptıkları genel kredi sözleşmesi uyarınca davaya konu bonoları aldıklarını, bu nedenle de kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek husumet itirazında bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da bedelsizliği talep edilen bonoların tüketici sözleşmesi gereği verildiğine ilişkin bir kanıt bulunmadığını, keşidecinin iyiniyetli hamile karşı bedelsizlik definde bulunamayacağını, kambiyo senetlerinde temlik cirosu ile temlik beyanının doğurduğu sonuçların birbirinden farklı olduğunu, şahsi defilerin nama yazılı bonolarda hüküm doğurabilmesi için temlik beyanı ile devrinin yapılmış olması gerektiğini, dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin de davaya ihbar edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; “…Davacının dosyaya sunduğu taşınmaz alım satım sözleşmesi ve ekindeki senet listesi, Bakırköy 8. Tüketici Mahkemesinin 2020 / 568 Esas sayılı dosyasının UYAP kaydı ve … Bankası A.Ş.’ye ait ödeme dekontları birlikte incelendiğinde davaya konu bonoların her ikisinin de davacı tarafından dava dışı … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye konut alım sözleşmesinin ifası için verildiğini ve bedellerinin de davacı tarafından ödendiğini göstermekte olup davacı tarafın davalıya karşı bedelsizlik definde bulunmakta haklı olduğu anlaşılarak davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davanın kabulüne, Davacının 30.12.2017 vade tarihli ve 105.500,00 TL bedelli bono ile 30.12.2018 vade tarihli ve 105.500,00 TL bedelli bonolara ve davalı … bank T.A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespitine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararda gerekçenin yer almadığını, bu durumun HMK’nın 27. 297 ve Anayasa’nın 36. Maddesine aykırılık gösterdiğini, ayrıca müvekkili markanın satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayıp müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafından arabuluculuk yoluna başvurulmadığını, ayrıca tahkikatın bittiğinin müvekkiline tefhim edilmediğini, kararın bu yönlerden usule aykırı olduğunu, esas yönünden ise müvekkili bankanın iyi niyetli hamil olduğunu, bedelsizlik iddiasının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, temel borç ilişkisindeki def’ilerin şahsi def’i olup iyi niyetli müvekkiline karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, takibe konu senet üzerinde tüketici sözleşmesi nedeniyle verildiğine dair bir ibare bulunmadığını, lehtara karşı yapılan ödemeleri şahsi def’i niteliğinide olduğunu, kambiyo senetlerinde temlik cirosu ile temlik beyanının doğurduğu sonuçların farklı olduğunu, vadeden sonra yapılan cironun alacağın temliki hükmünde olup temlik beyanı ile devredilen senetlerde şahsi def’ilerin devralana karşı ileri sürülebileceğini, temlik beyanının vadeden önce veya sonra yapılmasının bir önemi bulunmadığını, temlik cirosunda ise şahsi def’ilerin iyi niyetli hamillere karşı ileri sürülemeyeceğini, senetlerin müvekkili bankaya temlik cirosu ile devredildiğini, davacının borçlu olmadığını kesin deliller ile ispatlaması gerektiğini, dava açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, bu nedenle müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının senet aslını iade almadan ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, lehtara yapılan ödemelerden müvekkilinin haberdar olmasının mümkün bulunmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: Bakırköy 8. Tüketici Mahkemesinin 2020 / 568 Esas sayılı dosyasının UYAP kaydının incelenmesi sonucunda davacının bu bonoların verilmesine konu sözleşme nedeniyle dava dışı … ve Ticaret A.Ş.’ye karşı tapu iptali ve tescili davası açtığı, aynı davada her iki bononun da iadesini ve bu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davacı ile dava dışı …..A.Ş. Arasında konut satım sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür. Dava konusu senetlerin incelenmesinde tanzim tarihlerinin 29/10/2015, vade tarihlerinin ise 30/12/2017 ve 30/12/2018 olduğu, her bir senedin 105.500,00 TL bedelli oldukları, keşidecinin davacı, lehtarının ise … San. Ve Tic. A.Ş. Olduğu, senette sıra no’sunun belirtildiği, ayrıca senet arkasında davalı bankaya ciro işlemi yapıldığı, yine “alacağımı TBK’nın 183/194 maddeleri gereğince tediye makamına kaim olmak üzere … bank Ticari Şubesine devir ve temlik ettim.” ibaresinin yazılı bulunduğu görülmüştür. Davacının sunduğu … Bankası A.Ş.’ye ait ödeme dekontları incelendiğinde 27.12.2017 tarihli dekontta “30.12.2017 vadeli senet öde” açıklamasının yazılı olduğu ve miktarının da 100.000,00 TL olduğu, 28.12.2017 tarihli dekontta “30.12.2017 vadeli senet ödemesi” açıklamasının yazılı olduğu ve miktarının da 5.500,00 TL olduğu, her iki ödeme toplamının 105.500,00 TL yaptığı, 17.12.2018 tarihli dekontta “30.12.2018 vadeli senet öde” açıklamasının yazılı olduğu ve miktarının da 75.500,00 TL olduğu, 18.12.2018 tarihli dekontta yine “30.12.2018 vadeli senet öde” açıklamasının yazılı olduğu ve miktarının da 30.000,00 TL olduğu, her iki ödeme toplamının 105.500,00 TL yaptığı, görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu senetlerin gayrimenkul satışı nedeniyle dava dışı satıcıya teminat olarak verildiğini, satış bedelinin ödenmesine rağmen bonoların iade edilmediğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacı ile dava dışı … A.Ş arasında konut satım sözleşmesi düzenlendiği, davacının sözleşme gereğince her biri 105.500,00 TL bedelli 2 adet bonoyu adı geçen şirkete verdiği, söz konusu senet bedellerinin davacı tarafça dava dışı şirkete banka havaleleriyle ödendiği, senetlerin sıralı senet niteliğinde bulunduğu ve senet metinlerine bakıldığında tüketici senedi niteliğinde bulunduğunun anlaşıldığı, ayrıca senetlerde ciro yapılırken TBK’nın 183-194 hükümleri gereğince devir ve temlik edildiğinin yazıldığı, bu nedenle davacının davasında haklı olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 14.413,41 TL harçtan, peşin alınan 3.604,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.809,41 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,-Davacının avansından kullanıldığı anlaşılan 37,50 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olarak oy birliği ile karar verildi.22/03/2023