Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1341 E. 2021/1788 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1341 Esas
KARAR NO: 2021/1788
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2021
NUMARASI: 2020/267 E. – 2021/332 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından davalı-borçlu şirket aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … E.Sayılı dosyası ile 82.381,24TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlunun yetkiye, asıl alacak ve tüm ferilerine yaptığı itiraz ile takibin durduğunu, borçlunun yetki itirazının kabul edilerek Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E.Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı-borçlunun, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının taraflar arasındaki 17.12.2011 tarihli Hazır Mamul Satış Taahhütnamesi’ne aykırı hareket ederek edimini ayıplı ifa ettiğini, davalı tarafından müvekkiline teslim edilen, kış sezonu ürünlerinde ayıp olduğuna dair mağazalardan bildirim alındığını, yapılan incelemeler neticesinde ürünlerin satılmasının mümkün olmadığının anlaşıldığını, mağazalardan ürünlerin toplanarak şirket merkezine çekildiğini, ürünlerin ayıplı olduğuna dair resimlerle 19.12.2014 tarihli İnceleme Raporunun dilekçe ekinde sunulduğunu, müvekkili tarafından, davalı şirkete Kartal …Noterliği’nin … yevmiye numaralı, 09.12.2014 tarihli ihtarnamesi ile ayıp ihbarının bildirildiğini ve iade faturası ile irsaliyelerin davalı şirkete ihtarname ekinde gönderildiğini, davalı tarafından keşide edilen Bakırköy … Noterliği … yevmiye numaralı, 12.12.2014 tarihli cevabi ihtarnamesinde ayıp ihtarının usulüne uygun yapılmadığı, kontrolü yapılarak ve görülerek alınan malların tesliminden 1 yıl sonra gözle görülür ayıp bulunduğu iddiasının hukuka aykırı olduğunun belirtilerek, iade faturalarının teslim alınmayarak iade edildiğini, devamla davalı şirketin müvekkili şirketten 9.015,82TL alacaklı olduğu ve bu meblağın ödenmesinin de ihtaren bildirildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından, cevaben Kartal …Noterliği’nin … yevmiye numaralı 24.12.2015 tarihli ihtarname keşide edilerek, davalı şirketin müvekkili nezdinde bulunan 4.776,82TL tutarlı alacağının 24.12.2014 tarihinde ifa edileceği, ihtarname ekinde aslı bulunan KDV Dahil toplam 4.239,00TL tutarlı 03.12.2014 tarih, 092134 seri numaralı temrin reklamasyonuna ilişkin faturanın müvekkili nezdinde bulunan davalı şirket alacağına mahsuben cari hesaba işlendiğinin bildirildiğini, davalı borçlunun itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, gizli ayıbın, basit muayene ile tespit edilemeyen ve malın kullanılması ile ya da daha sonradan ortaya çıkan ayıplar olduğunu; belirterek davalarının kabulü ile davalı-borçlunun Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E.Sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin 82.381,24TL üzerinden devamına, davalı tarafça haksız ve kötü niyetle itiraz edildiğinden, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA:Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı ile müvekkili şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, muhatap şirkete bir kısım ürünlerin gönderilerek bedellerinin de kısmen alındığını, bir kısım ürünlerin ise teslim süresinden çok sonra iade edilmek istendiğini, ayıp iddiasıyla iadesi istenilen ürünlerin, kanunun öngördüğü ve benimsediği ayıba karşı tekeffül prosedürüne uygun olarak ihbar ve iadesinin yapılmadığını, hangi ortamda ve ne şekilde muhafaza edildiği belli olmayan, nasıl kullanıldığı konusunda bilgi bulunmayan bu ürünlerin müvekkili şirketçe kayıtsız şartsız kabule zorlandığını, davacı-karşı davalı şirketin, ticaretin gerçekleşmesinden 1 yılı aşkın süre sonra teslim edilen ayakkabıların bir kısmını sattığını, deposunda kalan kısmını da iade edeceğini bildirir ihtarname ekinde 82.380,20TL’lik iade faturası gönderdiğini, öncelikle usulüne uygun yapılmayan ayıp ihbarının kabul edilmediğini, kontrolü yapılarak ve görülerek alınan malların tesliminden 1 yıl sonra gözle görülür ayıp bulunduğu iddiasının hukuken ayıba karşı yasal yükümlülüklerin süresinde yerine getirilmediğinin göstergesi olduğunu; ayrıca iddia edilen ayıp ve hataların tespiti için müvekkili şirkete gönderilmediğini, davacı tarafın cari hesabında bulunan borçtan kurtulma amacına yönelik olduğunu, öncelikle davacı yanın davasının ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, devamla cari hesap alacakları olan 4.239,00TL alacağın ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, sebepsiz olarak alımdan vazgeçen karşı davalının müvekkili şirketi uğrattığı zarardan şimdilik 1.000,00TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEME KARARI:Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2017 tarihli, 2016/244 Esas- 2017/402 Karar sayılı kararıyla; “Davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacıya yönelik açılan davanın kabulü ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, alacak konusu takip itibariyle likit ve bilinebilir nitelikte olduğu anlaşıldığından %20’sini oluşturan 16.476,24 tl icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalıya yönelik açılan davanın reddine” karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DAİREMİZİN KARARI; Dairemizin 16/03/2020 tarihli 2017/4315 Esas-2020/675 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece sadece depoda nihai tüketiciye gönderilmeyen mallar üzerinde yapılan incelemenin yetersiz olduğu, davacı yanın müşterilerden gelen ürün iadeleri ile ilgili varsa tüm belgelerini sunması için önel verilerek sunulacak delillere göre inceleme yapılması, gizli ayıp olduğu yönünde teknik kanaate varılması halinde gizli ayıbın öğrenilme tarihi ve ihbar keyfiyetlerinin değerlendirmesinin yapılması , yine sözleşme ve sipariş formlarına göre terminle ilgili bir gecikme olup olmadığı hususunun incelenmesi zorunlu olup, bu hususlarda raporda bir açıklama bulunmadığı, bu nedenle alınan rapor ve bu rapora göre oluşturulan kararın eksik incelemeye dayalı olduğu” gerekçesiyle; davalı/ karşı davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılmasına ve yargılamaya devam olunarak asıl dava ve karşı dava hakkında eksik inceleme tamamlanarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 31.03.2021 tarihli 2020/267 E. – 2020/332 K. sayılı kararıyla; “A. Asıl Dava Yönünden; 1-Açılan asıl dava olan itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile davalın Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 82.380,24 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, devamına karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %10,50 oranlarda yasal faiz uygulanmasına, 2-İİK’nun 67 maddesi gereğince alacak likit olmadığından yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE, B. Karşı Dava Yönünden; 1- Karşı davanın, kısmen kabulü ile, 4.239,00 TL’nin karşı dava davalısından alınarak karşı dava davacısına verilmesine, 1000TL alacak talebine ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı – K. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; ürünlerin tesliminde gecikmenin olduğunun, dosya kapsamı ile ispatlandığı halde 4.239 TL reklamasyon alacağının reddinin hatalı olduğunu, 22.04.2014 tarihli … nolu … model adlı siparişteki termin tarihlerinin 16/06/2014, 17/06/2014, ve 26/04/2014 olan farklı renklerdeki ürünlerin 04/07/2014 ve 08/07/2014 tarihinde teslim edildiğini müvekkilinin ihtarname ekinde davalıya gönderdiğini ancak ödenmediğini. -Alacağın likit olması nedeniyle inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalının ürünlerin ayıplı olduğunu, iade faturalarını ve miktarlarını bilmesine rağmen haksız biçimde itiraz ettiğini. -Faiz yönünden kararın hatalı olduğunu, takip talebinde avans faizi istemelerine rağmen mahkemenin yıllık %10,5 üzerinden yasal faiz uygulanmasına karar vererek bu oran üzerinde sabitlediğini. -Karşı davada; karşı davacının davasını ispatlayacak hiçbir delil sunamamasına rağmen karşı davanın kabulünün hatalı olduğunu, karşı davada asıl alacak miktarı kadar vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı – K. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının ikinci teslimatın üzerinden 1 yıl+1 aydan fazla ve nihayet üçüncü teslimatın üzerinden 11 aydan fazla bir zaman geçtikten sonra ürünleri iade ettiğini, ürünlerin hangi koşullarda saklandığının belli olmadığını, ürünleri ciddi miktarlarda sattıktan sonra elinde kalan sezon sonu ürünler için gizli ayıp iddiasında bulunduğunu, 2 bin- 3 bin gibi rakamlarda sorun yaşanmamasına karşın çok az bir kısımda ayıp olduğu iddiasının şaşırtıcı olduğunu, davacının hatalı bir ticari hamle ile tahmini satış rakamını belirleyemediğini, ürünler için saklama koşullarını temin edemediğini, bu nedenle elinde kalan sezon sonu ürünleri elden çıkarmaya çalıştığını, kullanıcılar tarafından iade edilen ürünlerin nasıl kullanıldığını gösterir iade formlarının bulunmadığını, müvekkilinin ham maddelerinin incelenmediğini, bilirkişi raporunda ürünlerde lekeler olduğu ve lekelerin yapıştırıcıdan kaynaklandığı dışında, başka bir bilgi verilmediğini, bilirkişiye göre lekelerin kaynağı yapıştırıcı ise da bilirkişinin neden bazı ürünlerde leke olduğunu, bazılarında olmadığını açıklayamadığını, iade formları ve numune formlarının kendilerine gönderilmediğini, eksik inceleme ve hatalı bilirkişi raporu ile karar verildiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının örneğinin incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu şirket aleyhinde cari hesap alacağına dayalı olarak 82.381,24 TL asıl alacağın, takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 avans faizi ile (faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkı saklı kalmak üzere) tahsili talebiyle, ilamsız takip başlattığı, davalı borçlu vekilinin borca ve ferilerine itiraz ettiği, müvekkilinin alacaklı şirketten alacağının bulunduğunu ileri sürdüğü görülmüştür. Davacı tarafça ürünlerin 12/12/2014 tarihinde Kazlıçeşme Ar-Ge Test Laboratuvarında test ettirildiği, raporda; “ürünlerin birleşme ve dikim bölgelerinde yoğun lekeler bulunduğu, kusma olayının fiziksel ve/veya kimyasal etki nedeniyle ürünlerin farklı katmanlarındaki penetrasyon özelliği bulunan malzemelerin yüzeye göz etmesi olarak tanımlanabileceğini ve incelenen örneklerde, bulunan yüzey lekelerinin suni deri numunelerini yapıştırmada kullanılan yapıştırıcıların penetrasyonundan kaynaklandığının düşünüldüğü” Mahkemece endüstri mühendisi bilirkişi ve mali müşavir bilirkişiden alınan 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…davacı tarafın adresinde bulunan ayakkabıların incelendiği, davacı tarafın adresinde bulunan 3273 çift ayakkabı ürünün bir kısımının ayıplı olduğu için mağazalardan geri çekilen ürünlerden, diğer bir kısmının nihai müşterilerin ayıp sebebiyle iade ettiği ürünlerden oluştuğu, 110 adet ayakkabının müşterilerden iade edilen defolu ürünlerden oluştuğu, kalan kısmın ise lekeli/ayıplı ve kullanılamaz durumda ayakkabılardan oluştuğu, depodaki lekeli ayakkabıların (su/yağ emmiş gibi) gizli ayıplı olduğu konusunda şüphe bulunmadığını, bu denli yoğun lekeli/ayıplı olan ürünü hiçbir imalatçı’nın görerek imalata devam edemeyeceğini, hiçbir satıcının da bile bile satışa sunamayacağını, davacının dava dilekçesinde dikişlerde ve dikim yerlerinde olduğu bahsedilen lekelerin, inceledikleri gün yaklaşık 5-6 cm üstüne doğru sirayet ettiğinin görüldüğünü, ayıpların gizi ayıp (ilk başlangıçta ortaya çıkmayan) olup, bekleme ve sirayet (nüfuz etme) neticesinde ortaya çıktığını, ayıp ihbarının yaklaşık teslim tarihinden 1 yıl sonra olduğunu, davacı şirkete gelen mağaza ayıp ihbarının 20 Ekim 2014 tarihli mail yolu ile davalı firmadan … isimli şahsa bildirildiğini, taraflar arasında imzalanmış 17/12/2011 tarihli Hazır Mamul Satış Taahhütnamesi 24. Madde de ürün teslim tarihleri ile alakalı olarak, 5 ve 10 günlük gecikmelerle ilgili düzenleme ve 10 günlük gecikmede %10 indirim koşulu öngörülmüşse de; davaya konu siparişe ilişkin teslim edilmesi gereken tarih tespit edilemediğinden gecikme olup olmadığının incelenemediğini, 10 ay sonra mail yoluyla, 1 yıl sonra resmi yolla ayıp ihbarı yapıldığını, ayıbın gizli ayıp olduğunu, bu sürenin ayakkabıların dikişlerindeki malzemelerin kusma süresi ve lekelerin sirayet süresine bağlı olduğunu, reklamasyon uygulanan sipariş formuna ulaşılamadığından, yaklaşık 2,5 ay sonra teslim edilen siparişin kaç gün geciktiğinin tespit edilemediğini beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E: Asıl davada dava ayıp nedeniyle iade faturalarından kaynaklanan itirazın iptali davası olup, karşı dava satılan mal bedeli bakiye alacağı ve alımdan vazgeçilen mallardan kaynaklı tazminat isteminden ibarettir. Davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf sebepleri, takibe konu alacağın esasına yönelik olması nedeniyle öncelikli olarak incelenmiştir. Davalı vekili ayıp ihbarının, teslim tarihinden itibaren 1yıl+1 ay sonra yapıldığını ve süresinde olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Taraflar tacir olduğundan somut olayda dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 23/1-c maddesinde öngörülen ayıplı mal satışı ile ilgili hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Anılan Yasa hükmüne göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda ise TBK’nun 223/2 maddesi uygulanacaktır. Uyuşmazlığa konu ayakkabı ürünlerinin, davacının ürünlerinin satıldığı mağazalardan iade edildiği, bir kısımının da müşteriler tarafından mağazalara iade edildiği, davacı tarafça ürünlerin 12/12/2014 tarihinde … Test Laboratuvarında test ettirildiği, raporda; “…incelenen örneklerde, bulunan yüzey lekelerinin suni deri numunelerini yapıştırmada kullanılan yapıştırıcıların penetrasyonundan kaynaklandığının düşünüldüğünün” beyan edildiği, mahkemece endüstri mühendisinden alınan raporda; ayakkabıların lekeli kullanılamaz durumda olduğunun, lekelerin dikişlerin 5-6 cm üstüne doğru sirayet ettiğinin görüldüğü, toplam 3273 adet ayakkabının satılamadığı, 110 adet ayakkabının da müşteriler tarafından iade edildiği , ayıbın gizli ayıp olduğu beyan edilmiştir. İade faturasının 3273 adet ayakkabı için düzenlendiği müşterilerin iade ettiği ürünlerin faturaya dahil edilmediği anlaşılmıştır. Davacı tarafından, davalı şirket çalışanına gönderilen 20 Ekim 2014 tarihli mailde, mağazalardan şikayet geldiği ve ürünlerin iade edileceğinin bildirildiği, Kartal …Noterliği’nin … yevmiye numaralı, 09.12.2014 tarihli ihtarnamesi ile ayıp ihbarının bildirildiği ve iade faturası ile irsaliyelerin davalı şirkete ihtarname ekinde gönderildiği anlaşılmıştır. Ayıbın teslim sırasında fiziki muayene ile tespitinin mümkün olmadığı, zaman içerisinde, suni derinin yapışkan/kimyasal malzemeyi emmesi ile ortaya çıktığı, gizli ayıp olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. Maddesinde gönderilen malların kalite kontrolünün 10 gün içerisinde yapılacağı, gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde davalının, davacı firmanın uğradığı tüm zararları tazmin edeceği, 23. Maddesinde; müşterilerin kullanımı sırasında ortaya çıkan ve kalite problemlerinden kaynaklı problemler yüzünden ürünlerin piyasadan toplatılması durumunda, kışlık mallar için bir sonraki kış sezonuna kadar, yazlık mallar için bir sonraki yaz sezonuna kadar iade edilen veya toplatılan malın satış bedelinin … firmasından tahsil edileceğinin kabul edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, üretimden kaynaklı gizli ayıbın sonradan ortaya çıktığı, davacının ürünleri mağazalardan toplattığı, teslimden 10 ay sonra davalıya ihbar ettiği ve 1 yıl sonra da ihtarname ile bildirdiği, ayıp ihbarının yasal düzenleme ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; asıl davada reddine karar verilen 4.239 TL reklamasyon alacağı, reddine karar verilen inkar tazminatı ve mahkemece takipte asıl alacağın yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi nedeniyle, istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılıyorsa da; itirazın iptali davasına konu icra takibinde 82.381,24 TL cari hesap alacağının talep edildiği ve alacağın 82.380,24 TL bedelli iade faturasına dayandığı, mahkemenin de kararında takibin “82.380,24 TL asıl alacak üzerinden devamına” karar verdiği, reklamasyon faturasının dava ve takip konusu olmadığı anlaşılmıştır. Davacı alacaklı tarafça inkar tazminatı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuşsa da; dava ayıp iddiasına dayalı olmakla ve yargılamayı gerektirmekle, alacağın likit olmadığı, inkar tazminatı talebinin reddi kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı alacaklının takip talebinde asıl alacağına %10,5 avans faizi işletilmesini ve faiz oranlarındaki değişikliklerin saklı tutulmasını talep ettiği gözetilerek, mahkemece takibin takip talebindeki koşullarla devamına karar verilmesi gerekirken, hükümde yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi ve faiz oranının sabitlenmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekilinin karşı davaya yönelik de istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılıyorsa da, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2021 yılı için 5.880,00 TL olduğundan, karşı davada 4.239,00 TL’nın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verildiğinden, istinaf başvurusuna konu 4.239,00 TL’nın, kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle davacı- karşı davalı vekilinin, karşı davaya yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf isteminin kesinlik nedeniyle usulden reddine, asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmekle, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, tarafların kazanılmış hakları korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı-k.davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı-k.davalı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf isteminin kesinlik nedeniyle usulden reddine, asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 3-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 31/03/2021 tarihli 2020/267 E. – 2021/332 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-A. Asıl Dava Yönünden; a-Açılan asıl dava olan itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 82.380,24 TL asıl alacak üzerinden takipteki koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, b-Alacak likit olmadığından yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, c-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.627,39.-TL karar harcından mahkeme veznesine yatırılan 994,96.-TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 411,91.-TL harcın mahsubu ile mahsubu ile eksik kalan 4.220,52‬.-TL karar harcının davalı karşı davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, ç-Davacı- karşı davalı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ile 994,96.-TL peşin harcın davalı -karşı davacıdan tahsili ile davacı -karşı davalıya verilmesine, d-Davacı- karşı davalı tarafından yapılan toplam 2.843,2‬0TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.842,91.-TL’sının davalı -karşı davacıdan tahsili ile davacı – karşı davalıya verilmesine, bakiye kısmın davacı – karşı davalı üzerinde bırakılmasına, e-Davalı – karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, f-Davacı -karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.509,43.-TL vekalet ücretinin davalı – karşı davacıdan tahsili ile davacı – karşı davalıya verilmesine, g-Davalı yararına red edilen kısım üzerinden 1,00 TL vekalet ücreti taktirine davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, ğ-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine, B. Karşı Dava Yönünden; a- Karşı davanın, kısmen kabulü ile, 4.239,00 TL’nin karşı dava davalısından alınarak karşı dava davacısına verilmesine, 1.000,00 TL alacak talebine ilişkin istemin reddine, b-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 289,56.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 13,10.-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 276,46.-TL karar harcının davacı karşı davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, c-Davalı karşı davacı tarafından yatırılan 13,10.-TL karşı dava harcının davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine, ç-Davalı karşı davacı tarafından yapılan toplam 41,80TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 33,82.-TL’sının davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine, bakiye kısmın davalı karşı davacı üzerinde bırakılmasına, d-Davalı karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.239,00.-TL vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine, e-Davacı karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.000,00TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine, f-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı-k.davacı vekilinin, asıl davaya yönelik istinafı yerinde görülmediğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca hesap olunan 5.627,39 TL nispi harçtan peşin alınan 1.406,84 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.220,55 TL nispi harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, -Davalı-k.davacı vekilinin, karşı davaya yönelik istinafı yerinde görülmediğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca hesap olunan 59,30 TL maktu istinaf harcı, peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, -Davacı-k.davalı vekilinin, asıl davaya yönelik istinaf talebi yerinde görülmekle, karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf karar harcının iadesine, -Davacı-k.davalı vekilinin, karşı davaya yönelik istinafı yerinde görülmediğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar yasası uyarınca hesap olunan 59,30 TL maktu istinaf harcı, peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, -Davalı-k.davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, -Davacı-k.davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 68,50 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 230,60 TL’nin, davalı-k.davacıdan alınıp davacı-k.davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.