Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1335 E. 2021/2170 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1335 Esas
KARAR NO: 2021/2170 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2020
NUMARASI: 2019/19 E., 2020/296 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin 2004 yılından beri piyasada faaliyet gösterdiğini, kara, deniz ve hava taşımacılığı işleri yaptığını, bu konuda piyasada tanınmış olduğunu, 2007 yılında “…” markası için başvuru yaptığını ve … esas unsurlu birçok markanın sahibi olduğunu, davalının ise 2017 yılında unvan değiştirdiğini, ayrıca 2017 yılında … numaralı “…” markası için başvuru yaptığını belirterek davalının markasının tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, TPMK tarafından inceleme yapıldığını ve tescile engel bir durum olmadığı için tescil kararı verildiğini, asıl davacının müvekkilinin markasına tecavüz oluşturacak şekilde kullanım yaptığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davalının 30/12/2017 tarihinde marka tescili için başvuruda bulunduğu, ancak kurumca istenen belgelerin zamanında sunulmaması yahut ücretin tamamlanmaması, başvurunun reddi sebepleri ile 12/07/2019 tarihinde müddet olduğuna ilişkin kaydın işlendiği, bu durumun koruma süresinin dolması ve yenilememeden farklı bir müddet durumu olduğu, dava tarihi itibariyle hükümsüzlüğüne karar verilecek bir markanın bulunmadığı, dolayısıyla dava şartının gerçekleşmediği gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; alınan bilirkişi raporunda dava konusu “…” ibaresi konusunda müvekkilinin öncelikli hak sahibi olduğunun ve dava konusu … markası yönünden hükümsüzlük şartlarının gerçekleştiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konulduğunu, diğer dava dosyalarında da raporların müvekkili lehine geldiğini, şayet davalının markası tescil edilmiş olsaydı müvekkilinin bu davayı kazanacak olduğunu, ancak dava devam ederken davalının tescil ücretini ödemediğini ve davanın konusuz kaldığını, dolayısıyla vekalet ücretinden davalının sorumlu olması gerektiğini, bu konuda HMK’nun 331.maddesi hükmünün açık olduğunu, mahkemenin esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermesi gerekirken usulden red kararı vermesinin doğru olmadığını bildirmiştir. Davalı vekilinin yargılama sırasında sunmuş olduğu 14/10/2020 tarihli dilekçesinde; dava konusu markanın dava tarihinde ve halen sicilde tescilli olmadığı, bu nedenle hükmünü yitirdiği, dolayısıyla hükümsüzlük davasının dinlenemeyeceğini beyan ettiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu markanın müddet olduğuna dair TPMK kayıtlarında bilgi bulunduğu, marka tescil edilmediğinden markasal korumanın olmadığı ve hükümsüz kılınacak bir markanın şuan itibariyle mevcut olmadığını, bununla birlikte davanın açıldığı tarih itibariyle yapılan başvurunun kapsamı dikkate alınarak davacının “…” ibaresi üzerinde eskiye dayalı hak sahibi olduğu, davalının markasının 39.sınıf için tescilinin olduğu varsayıldığında SMK’nun 6/3 ve 25/1 maddeleri uyarınca hükümsüzlük şartının gerçekleştiği, SMK’nın 6/1 maddesi gereğince taraf işaretleri arasında benzerlik bulunduğu, bu durumun genel anlamda iltibasa sebebiyet vereceği, mevcut delil durumuna göre davacı markalarının tanınmış marka olarak kabul edilemeyeceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. TPMK’nın internet sayfasında yapılan sorgulamada; davalıya ait 30/12/2017 başvuru tarihli, 2017/122406 başvuru numaralı … markasının 39.sınıf için başvurusunun yapıldığı ve markanın müddet olduğu anlaşılmıştır. Davanın 15/01/2019 tarihinde açıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir. Mahkemece, dava tarihi itibariyle hükümsüzlüğüne karar verilebilecek bir marka bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; dava konusu markanın müddet olduğuna dair bilgi bulunduğu, marka tescil edilmediğinden markasal korumanın olmadığı, hükümsüz kılınacak bir markanın bulunmadığının belirtildiği görülmekle, Dairemizce istinaf aşamasında bu husus TPMK’dan sorulmuş olup, gelen cevabi yazı eklerinde; davalının dava konusu markaya ilişkin başvuru kaydının müddet olduğu, yine ekli marka bilgileri başlıklı çıktıda başvurunun 30/12/2017’de yapıldığı, 12/02/2018’de yayın kararı verildiği, 10/08/2018’de yayına itirazın kısmen kabul edildiği ve markanın 12/07/2019 tarihinde müddet olduğu görülmüştür. Huzurdaki dava, 15/01/2019 tarihinde açılmış olup dava tarihi itibariyle hükümsüzlüğüne karar verilecek tescilli bir marka bulunmadığı anlaşılmıştır. Hükümsüzlük davasında dava tarihi itibariyle hükümsüzlüğü istenilen markanın tescilli olması gerekir. Bu husus dava şartıdır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021