Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1331 E. 2023/500 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1331 Esas
KARAR NO: 2023/500
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2021
NUMARASI: 2014/1265 E. – 2021/35 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ana iştigalı tır ile taşımacılık olduğunu, ithal edilen tır çekicilerinin taşımacılığını ise davalı şirkete yaptırdığını, davalı şirketin taşımacılığını üstlendiğini 22/06/2011 tarihinde 5 adet 14/07/2011 tarihinde 5 adet, 04/08/2011 tarihinde 10 adet olmak üzere toplam 20 tır çekicisini gümrük antreposuna teslim ettiğini, davalı şirketin sebep olduğu gecikme sebebi ile tır çekicilerinin bulunduğu gümrük antrepoculuğu yapan dava dışı firmanın müvekkile antrepo faturası keşide ettiğini ve müvekkilin 40.170,32 TL’sini ödemek zorunda kaldığını, davalı şirketin kusuru nedeniyle ödemek zorunda kaldığı antrepo bedelinin davalı şirketten tahsili için Kartal …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, takip kesinleştikten sonra davalı şirket tebligat adresinin yanlış olduğu adreslerinin yurt dışı olduğundan bahisle itiraz ettiğini, yapılan yargılama sonucunda tebligatın usulsüzlüğüne karar verildiğini yapılan temyiz başvurularının da ret edilerek kararın kesinleştiğini, davalı firmanın üzerine düşen edimlerini ifa etmemesi sebebiyle müvekkilini zarara soktuğunu bu nedenle davanın kabulü ile davalının vaki itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz sebebiyle davalı borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacının talebi üzerine davacının ithal etmiş olduğu tır çekicisini 17/06/2011 tarihinde 5 adet, 14/07/2011 tarihinde 5 adet, 04/08/2011 tarihinde 10 adet olmak üzere 20 adet tır çekicisini yurt dışından getirip gümrük antreposuna teslim ettiğini, nakliye faturası ile nakliye esnasında kullanılan sigorta poliçesi davacı şirkete mail yolu ile gönderildiğini arkasında da kargo marifeti ile gerekli belgelerin davacı şirkete gönderildiğini, davacının nakliye faturası ve nakliye esnasında kullanılan sigorta poliçesi sureti ile işlem yapması ithal ettiği malları antrepodan alması mümkün iken teslimden imtina etmesi kötüniyetli tacir olarak hareket ettiğini gösterdiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde gönderilmediğini iddia ettiği faturaların nakliye faturası olarak anlaşılması gerektiğini, kaldı ki taşınan mala ilişkin faturaların zaten ithalatçı firma olan davacıda olduğunu, nakliye faturalarının müvekkili firma tarafından fotokopiler ya da mail ortamında suretleri gönderildiğini, bu faturaların asıllarının müvekkili firma uhdesinde olmasının mümkün olmadığını, davacı bu davayı haksız bir husumete dayanarak açıldığını, kaldı ki davaya esas icra dosyasından davalı müvekkilinin alacaklı olduğu Kadıköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasındaki alacağına haciz koydurarak 48.515,00 TL icra dosyasından tahsilat yapıldığını, hal böyle iken davacının mükerrer tahsilat yoluna giderek ikinci kez alacağı tahsil etme arzusunda olduğunu, bu nedenlerle dava miktarının %20’si oranında davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.01.2021 tarih ve 2014/1265 Esas – 2021/35 Karar sayılı kararı ile; “Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık tırların antrepodan çıkarılması için poliçe ve fatura fotokopilerinin yeterli olup olmadığı, davalının fatura ve poliçe asıllarını davacıya göndermeyerek eşyanın daha çok antrepoda kalmasına sebebiyet verip vermediği noktasında toplanmaktadır. Mahkememizce celp edilen gümrük belgelerinde her üç beyannamenin içeriğinde; sigorta poliçe fotokopisi, navlun makbuzu fotokopisi bulunmakta olup Gümrük Müdürlüğü’nce yeni bir beyanname düzenlenmeden sunulan belgeler yeterli görülerek vergilendirme yapıldığı, vergi tahsilatlarının da ilgili beyannamelere atıf yapılarak düzenlendiği, gümrük işlemlerinin beyannamelerde değişiklik olmaksızın tamamlandığı, bilirkişi raporunda da değinildiği gibi eşyaların antrepodan çıkması için evrak asıllarının gerekmediği, Gümrük Müdürlüğü’nce ekli fotokopi şeklindeki belgelerin de aynen kabul edildiği, davalının evrak asıllarını davacı tarafa vermemesinin gümrük işlemlerinin tamamlanmasına etkili olmadığı zira fotokopiler üzerinden gümrük işlemlerinin tamamlandığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça her ne kadar özel izinle evrak fotokopileri üzerinden beyanname düzenlenildiği iddia edilmiş ise de, dosyaya gelinen aşama itibariyle bu hususta bir delil sunulamamıştır. Celp edilen kayıtlarda da bu iddiasını ispatlayacak bir belge bulunmamaktadır. Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği’nde de evrak asıllarının sunulmasına ilişkin bir düzenleme olmadığı kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca eşyanın antrepoda kalmasında davalının fatura ve poliçe asıllarını sunmamasının etkili olmadığı, antrepo ücretinden sorumlu olmayacağı anlaşılmakla rapor doğrultusunda davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Gümrük mevzuatı çerçevesinde müvekkilin ithal ettiği malların antrepodan serbest dolaşıma sokulabilmesi için gerekli evrakların belli olduğunu, bu evraklardan birinin de navlun faturası ve satış faturasının aslı olduğunu, davalının navlun faturasının aslının müvekkile gönderilmemiş olması sebebiyle gümrük beyannamesi ekinde sunulacak belgelerde eksiklik meydana geldiğini ve müvekkilin söz konusu römorkları antrepodan çekemediğini,Faturaların orijinal hali hiçbir şekilde müvekkile teslim edilmediği gibi müvekkil tarafından da beyanname ekine orijinali sunulamadığını, faturaların asılları yerine suretlerinin sunulmasının da müvekkile gümrük yönetmeliği gereği mecburi ek prosedürler çıkardığını, müvekkilin ancak özel izinler ve beyanlar ile yaklaşık bir aylık sürecin sonunda malları antrepodan çekebildiğini,Müvekkil davacı ithalatı kendi imkanları ile tamamlamış ve bu sırada araçları ticari faaliyeti kapsamında kullanamadığı gibi davalının kusuru, ihmali ve özensiz ticareti sebebi ile fazladan ardiye bedeli ödemek durumunda kaldığını, Davalı tarafça müvekkile sunulması gereken belgelerin sunulmamış olmasından davalının sorumlu olduğunu, zira faturaların orijinallerinin sunulamamış olması müvekkil şirkete gümrük işlemlerinde ek prosedürler çıkarttığını, bu hususta gecikilen süre boyunca uğranılan zararın davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, gümrük işlemlerindeki gecikme tamamiyle davalının sorumluluğunda olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından; “Davacı tarafça her ne kadar özel izinle evrak fotokopileri üzerinden beyanname düzenlenildiği iddia edilmiş ise de, dosyaya bu hususta bir delil sunulamadığı, celp edilen kayıtlarda da bu iddiasını ispatlayacak bir belge bulunmadığı, Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği’nde de evrak asıllarının sunulmasına ilişkin bir düzenleme olmadığı, hal böyle olunca eşyanın antrepoda kalmasında davalının fatura ve poliçe asıllarını sunmamasının etkili olmadığı, antrepo ücretinden sorumlu olmayacağı anlaşılmakla davanın reddine” ” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacının, davalı aracılığıyla ithal edilen tır çekicilerinin antrepoda bir ay süreyle fazladan kalmasının davalının navlun faturası aslını ibraz etmemesinden kaynaklandığını beyanla fazladan ödemek zorunda kaldığı antrepo ücretinin davalı kusurundan kaynaklandığından bahisle bedelin davalıdan tahsili için icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine işbu itirazın iptali davasını açtığı görülmüştür.Mahkemece celp edilen kayıtlar ve aldırılan ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu uyarınca; Gebze Gümrük Müdürlüğü tarafından dava konusu araçlara ilişkin üç adet gümrük beyannamesinin ekli belgelerle birlikte tescil edildiği ve gümrük formalitelerinin beyannamelere ekli olan belgelerde herhangi bir düzeltme yapılmadan, hata veya eksiklik saptanmadan tamamlandığı, davacının öne sürdüğü gibi navlun faturasının aksamalara sebep olduğuna dair soyut iddialardan öte denetime elverişli herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanmadığı, bu nedenle de antrepo ücretinin artması konusunda davalının herhangi bir etkisinin olmadığı anlaşıldığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetli olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2023