Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1330 E. 2021/1670 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1330 Esas
KARAR NO: 2021/1670
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2017
NUMARASI: 2016/386 E. – 2017/302 K.
DAVANIN KONUSU: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında dökme Rus Ayçiçek küspesi satışına ilişkin 19/12/2012 tarihli sözleşme akdedildiğini, ancak davalının mal bedelini 85.552,82 USD eksik ödediğini, sözleşmede yer alan tahkim kuralları uyarınca müvekkilinin GAFTA Tahkimine başvurmak durumunda kaldığını, tahkim sonunda müvekkilinin taleplerinde haklı olduğu gerekçesiyle davalının müvekkiline 85.552,82 USD mal bedeli, 11.617,50 USD sürastarya ücreti ve müvekkilinin davalı tarafından Türk Mahkemesinde başlatılan davada savunma yapmak amacıyla harcadığı 8.305,66 USD’nin faiziyle ödenmesine karar verildiğini, Hakem kararının davalıya tebliğ edildiğini ve temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, ancak davalının müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını, bu nedenle kararın Türkiye’de icra olunabilmesi için tenfizini istemek durumunda kaldıklarını belirterek 30/10/2015 tarihli, 14-783 Sayılı GAFTA Hakem kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, hakem kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturduğunu, yine tenfiz talebinin de açıkça kamu düzenine aykırılık sebebiyle reddinin gerektiğini, müvekkilinin hakem seçiminden haberdar edilmediğini, iddia ve savunma hakkından yoksun bırakıldığını, MÖHUK 62/d maddesi gereğince talep konusu hakem kararının tenfiz edilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, 8.305,66 USD yargılama giderinin tenfizi talebinin reddine, Hakem kararının hüküm kısmındaki 6.3 maddesi dışında kalan kısımlarının tenfizine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, mahkemenin bu hususu değerlendirmediğini, MÖHUK 51/1 maddesi uyarınca tanıma ve tenfiz konusunda asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, yine müvekkili şirketin adresinin Bandırma sınırlarında kalması nedeniyle Bandırma Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yargılamada MÖHUK 50-54 ve 55.maddelerindeki şartların varlığının tartışılmayarak eksik inceleme yapıldığını, ayrıca Türkiye ile İngiltere arasında bir karşılıklılık bulunup bulunmadığının tartışılmadığını, ayrıca hakem heyeti kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin iddia ve savunmalarının dikkate alınmadığını, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, müvekkilinin gösterdiği delillerin değerlendirilmediğini, hakem heyeti kararının hüküm fıkrasının Anayasa’ya, hukuk sisteminin temel ilkelerine ve Türk kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini bildirmiştir. Dosya içinde bulunan Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesi (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) 2013/168 esas – 555 Karar sayılı dosyasının bir kısmının fotokopisinin incelenmesinde; davalı tarafından davacı aleyhine gemi ve yük alacağından kaynaklanan alacak iddiasıyla dava açıldığı, yargılama sonunda sözleşmede yer alan tahkim şartı nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın Yargıtay 19.Hukuk dairesi’nin 2014/10372 Esas – 15104 Karar sayılı ilamıyla onanarak 12/01/2015 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, yabancı hakem kararının tenfizi talebine ilişkindir. Davalı vekili, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürmüş ise de, tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın da ticari ilişkiden kaynaklandığı anlaşıldığından davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Dolayısıyla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Davalı taraf istinaf dilekçesinde Bandırma mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de, davalının cevap dilekçesinde bu hususu ileri sürmediği, kaldı ki dosya içerisinde örneği bulunan sözleşmede ve davalı vekilince dosyaya sunulan 02/05/2016 tarihli süre tutum dilekçesinde, davalının adresinin Bayrampaşa/İstanbul olarak belrtildiğinden bu husustaki istinaf talepleri de yerinde değildir. Öte yandan İngiltere ile Türkiye arasında iki taraflı adli yardımlaşma anlaşması mevcut olup (resmi gazete 05/07/1932/1681, resmi gazete 29/11/1940/4673) bu anlaşmada hakem kararlarının tenfizi düzenlenmemiştir. Bununla birlikte Anayasa’nın 90.maddesine göre usulüne uygun olarak onaylanan milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir. 5718 Sayılı MÖHUK’un 1/2 maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu milletler arası anlaşma hükümleri saklı olup bu hususta Newyork konvansiyonundaki hükümlere bakılması gerektiği, hakem kararının İngiltere’de verildiği ve İngiltere’nin 1975 yılında konvansiyona taraf olduğu, bu nedenle konvansiyonun III.maddesine göre; akit devletlerden her biri diğer devletlerde verilen hakem kararlarının geçerliliğini tanıyacak ve hakem kararının öne sürüldüğü, devlette konvansiyonda yer alan hükümler çerçevesinde tanınması ve tenfizine karar vereceği, konvansiyonun IV-V maddelerinde aranılan şartların gerçekleştiği (yabancı hakem kararının aslı veya onanmış sureti, tahkim anlaşmasının aslı veya onanmış sureti ve tercümelerinin eklenmesi gerektiği) , buna göre GAFTA Hakem Kararının Newyork Konvansiyonu’nun V. maddesinde aranılan şartların yerine getirildiği, bu itibarla söz konusu hakem kararının Türk Mahkemelerinde tenfizine engel bir durum bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Ayrıca Türkiye ve İngiltere arasındaki adli yardım sözleşmesinin 12-13.maddeleri uyarınca teminattan muafiyetin söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan davalı taraf hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini iddia etmiş ise de, hakem kararının içeriğinden davalı tarafın savunma yaptığı ve bu savunmalarının değerlendirildiği görüldüğünden bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Ayrıca Hakem Kararında bileşik faize de hükmedilmiş ise de, bu husus Türk kamu düzenine aykırılık teşkil etmediğinden, davalının kararın hüküm fıkrasının kamu düzenine aykırı olduğu yönündeki istinaf talebi de yerinde değildir. Öte yandan söz konusu hakem kararında Bandırma 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davayla ilgili olarak 8.305,66 USD yargılama masrafının ödenmesine ilişkin kısım Newyork Konvansiyonu’nun V(1) maddesinin c bendinde yer alan kamu düzeni ve g bendinde yer alan hakem kararının tahkim anlaşmasında yer almayan bir hususa ilişkin olması nedeniyle tenfiz edilemeyecektir. Nitekim bu husus ilk derece mahkemesince isabetli olarak karar yerinde değerlendirilmiştir. Ne var ki; mahkemece hükmün 1 nolu bendinin ikinci kısmında “…GAFTA Hakem Kararının hüküm kısmındaki 6.3. Madde dışında kalan kısımlarının tenfizine” denildiği görülmüş olup bu husus infazda tereddüt oluşturacak niteliktedir. Bu yönden re’sen bağlamında HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca kararın kaldırılması cihetine gidilerek oluşturulan hükmün temyizi sonrasında Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 30/03/2021 tarih ve 2020/2098 Esas, 2021/3091 Karar sayılı ilamı ile “… Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi tarafından Hakem heyeti kararındaki 6.3.maddesi dışında kalanların tenfizine şeklinde karar verilmesinin infazda tereddüt oluşturacak nitelikte olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulması cihetine gidilmiş, davanın kısmen kabulü ile hakem kararının hüküm kısmının 6.1 ve 6.2 maddelerine dair kararların tenfizini, 6.3 maddesine ilişkin tenfiz talebinin reddine karar verilmiş, hakem heyeti kararı 6.4.maddesi için hüküm kurulmamıştır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince hakem heyeti kararının 6.4.maddesi açısından olumlu olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay Dairesinin yukarıda özetlenen bozma ilamı usul ve yasaya uygun olduğundan dairemizce bozmaya uyulmasına karar verilerek, önceki kararımızdaki eksikliğin hükmün yazılması sırasındaki maddi hatadan kaynaklandığı, dairemiz karar gerekçesine uygun olarak hakem heyeti kararının 6.4. maddesinin de kabul edilen kısım içerisinde kalmış olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-Re’sen bağlamında HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2017 gün, 2016/386 Esas, 2017/302 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın kısmen kabulü ile; 14-783 nolu, 30/10/2015 tarihli GAFTA HAKEM KARARININ hüküm kısmının 6.1 maddesindeki “Alıcının satıcıya, 85.552,82 ABD dolarının (Seksen beş bin beş yüz elli iki ABD doları ve seksen iki sent) 27 Mart 2013 tarihinden (SGS Bulgaria’nın Analiz Sertifikasından 1 gün sonra) başlayarak ödeme tarihine dek üç ayda bir birleştirilecek yıllık %4 faiz oranıyla birlikte ödenmesine” 6.2 maddesindeki “Alıcının satıcıya 11.617,50 ABD doları (on bir bin altı yüz on yedi ABD doları ve elli sent) tutarında sürastarya ücretinin 1 Nisan 2013 tarihinden (…’ın Bandırma’da boşaltılmasının tamamlanmasından 7 gün sonra ) başlayarak ödeme tarihine dek üç ayda bir birleştirilecek yıllık %4 faiz oranıyla birlikte ödenmesine” ve 6.4 maddesindeki “iş bu kararla ekteki hesap uyarınca iş bu hükme ilişkin ücret ve masrafların (birlik harçları 1036 ingiliz sterlini,üye olmayanlara ait ücret 3000 ingiliz sterlini,hakem ücretleri 9037,5 ingiliz sterlini olamak üzere toplam 13.073,50 ingiliz sterlini bedelin 1500 ingiliz sterlini bedel satışı(davacı) tarafından üstlenildiğinden bu bedelin mahsubu ile 11.573,50 ingiliz sterlini bedelin ) alıcı tarafından ödenmesine” dair kararların TENFİZİNE,
4- 14-783 nolu 30/10/2015 tarihli GAFTA HAKEM KARARININ hüküm kısmındaki 6.3 maddesindeki “iş bu karar ile, satıcının alıcı tarafından Türk Mahkemesi’nde hukuka aykırı bir şekilde başlatılan davada savunma yapmak amacı ile harcadığı yasal masraflara ilişkin olarak alıcının satıcıya, 8.305,66-ABD Dolarını (sekizbin üçyüz beş ABD doları ve altmış altı sent) 04/02/2015 tarihinden (Türk Avukatların kestiği son makbuz tarihinden bir gün sonra) başlayarak ödeme tarihine dek 3 ayda bir birleştirilecek yıllık %4 faiz oranı ile birlikte ödemesine” ilişkin TENFİZ TALEBİNİN REDDİNE, 5- Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 6-Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8- Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 500,00 TL bilirkişi ücreti ve 137,00 TL sair masraf olmak üzere toplam 637,00 TL’den kabul ve red oranına göre belirlenen 318,50 TL ile peşin olarak ödenen 62,70 TL harç olmak üzere toplam 381,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 9-İstinaf aşaması yönünden davalıdan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 10-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 11- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 267,80 TL temyiz yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve bir duruşma icra edildiğinden davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 2.040,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, duruşmalı inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 06/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.