Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1324 E. 2023/472 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1324 Esas
KARAR NO: 2023/472
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2021
NUMARASI: 2018/298 2021/305
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine sahte bonoya dayalı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile 600.000-TL alacak üzerinden icra takibi yaptığını, icra takibine konu bononun müvekkiline ait başka bir belgedeki imzanın taşınarak sahte olarak üretildiğini, sahte bonoyla ilgili davalı aleyhine Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/77 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu nedenlerle sahte bono nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, sahteliği iddia edilen bonodaki imzanın davacıya ait olduğunu, bononun sahte olarak üretilmesinin söz konusu olmadığını, bonodaki imzanın davacıya ait olması nedeniyle açığa atılan imza kapsamında davacı tarafın sorumlu tutulması gerektiğini, davanın yasal dayanağı bulunmadığını bildirerek reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 14/04/2021 tarihli, 2018/298e.-2021/305K. Sayılı kararı ile; “…”…davalı tarafından davacı aleyhine yapılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına konu edilen 21/07/2015 düzenleme tarihli 25/09/2015 ödeme tarihli 600.000-TL’lik bononun sahte olduğu, sahte bonoya dayalı olarak davacı tarafın borçlu olduğunun kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle davacı tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne; davalının Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinde vermiş olduğu ifadede bononun kendisinin yanında imzalandığını beyan etmesi karşısında ve bononun da sahte olduğu belirlendiğine göre davalı tarafın kötü niyetli olarak sahte bonoya dayalı icra takibi yaptığı dikkate alınarak davacı lehine İİK 72/5 md gereğince %20 kötü niyet tazminatına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararın dosya kapsamına ve hukuka aykırı olduğunu, delillerinin toplanmadığını, itirazlarının incelenmeden ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiği,i mahkemenin sadece Bakırköy 4. ACM’nin dosyasını incelediğini, hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri kararı ile bağlı olmadığını, dava konusu bononun gerçek bir bono, borcun da gerçek bir borcun olduğunu, bononun aslı üzerinde inceleme yapılmadığını, bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğunu, bono üzerindeki imzanın açığa atılan imza niteliğinde olup mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, senedin anlaşmaya aykırı olduğunun ispat külfetinin davacıda olduğunu, ancak mahkemenin bu yönde değerlendirme ve nicelem yapmadığını, gerek ceza dosyasında gerekse iş bu dava dosyasında takibe konu bononun aslı üzerinde inceleme yapılmadığını, ceza dosyasında gerekli ve yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini, ceza dosyasında hükme esas alınan 16/08/2017 tarihli raporda üst kenarı forma kesim olmayan renkli fotokopi olan kağıt parçasına bilgisayar ve ekipmanlarınca yazılmış olduğunun belirtildiğini, ayrıca …’a ait mukayese imzalar arasında yapılan değerlendirmede imzanın …’ın eli ürünü olduğunu, yazıların …’un eli ürünü olmadığının kabulünün gerektiğini bildirdiğini, görüldüğü üzere bono aslı üzerinde değil renkli fotokopi üzerinde inceleme yapıldığını, aynı şekilde 10/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda da inceleme yapılmaksızın doğrudan sonuç belirtilerek belgenin iğfal kabiliyetine haiz bulunduğunun belirtildiğini, oysa ki dava konusu senedin sahte olmadığını, raporda sahtelik yönünden inceleme yapılmadan sahte kabul edilerek iğfal kabiliyetinin bulunduğunun belirtildiğini, belge aslı üzerinde yapılmayan incelemelerin kabul edilemeyeceğini, bononun renkli fotokopiden ibaret olmadığını, davacı yetkilisinin ıslak imzasının yer aldığını, konu ile ilgili olarak uzman mütaalası sundukları ve ATK’den rapor alınmasını istediklerini, ancak mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, yine kötü niyet tazminatının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, senedin hem icra dairesince hem de ihtiyati haciz kararı veren mahkememce incelendiğini, dolayısıyla müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, kaldı ki mahkemenin de tedbir kararı verdiğini bildirmiştir.
DELİLLER: Davalı tarafından davacı aleyhine dava konusu bonoya dayalı olarak toplam 673.221,33 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı senedin 21/07/2015 tanzim, 25/09/2015 vade tarihli, 600.000,00 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarın ise davalı olduğu görülmüştür. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/77 esas 2019/112 kararında; davalı aleyhine dava konusu bonoyla ilgili resmi belgede sahtecilik eyleminden dolayı yargılama yapılmış, yapılan yargılama sonucunda davalının resmi belgede sahtecilik suçundan TCK 204/1 md gereğince mahkumiyetine karar verildiği, iş bu kararın davalı sanık tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 34. CD 2020/878-629 EK sayılı ilamıyla başvurunun kesin olarak esastan reddedildiği ve böylece yerel mahkeme tarafından verilen mahkumiyet kararının kesinleştiği görülmüştür. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/77E. Sayılı dosyasında alınan 16.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda; “…inceleme konusu senedin üst kenarı forma kesim olmayan ,renkli fotokopi olan kağıt parçasına bilgisayar ve ekipmanlarınca yazılmış düzenleme tarihi 21.07.2015 ve vade tarihi 25.09.2015 olan 600.000 tl miktarlı dokümanda ki … isim yazısı ,imza diğer el yazıları ve kaşe evvelce mevcut iken renkli fotokopi çekilerek üst kısmına sonradan bilgisayar ve ekipmanlarınca iş bu…. Kabul eyleriz metin yazısının yazıldığı, Ayrıca 21.07.2015 düzenleme tarihi ve imzanın sol tarafta ödeyecek yazılarının da sonradan yazılmış oldukları, İnceleme konusu senedin üst kenarı forma kesim olmayan ,renkli fotokopi olan kağıt parçasına bilgisayar ve ekipmanlarınca yazılmış düzenleme tarihi 21.07.2015 ve vade tarihi 25.09.2015 olan 600.000 tl miktarlı dokümanda ki … a atfen atılmış imza ile …a ait mukayese imzalar arasın da ; alışkanlıklar ,tersim biçimi ,istif eğim ,doğrultu ve seyir bakımında da uygunluk ve benzerlikler saptandığında söz onusu imzanın …ın eli ürünü olduğunun kabulü gerektiği,İnceleme konusu senedin üst kenarı forma kesim olmayan ,renkli fotokopi olan kağıt parçasına bilgisayar ve ekipmanlarınca yazılmış düzenleme tarihi 21.07.2015 ve vade tarihi 25.09.2015 olan 600.000 TL miktarlı dokümanda ki yazılarla …a ait mukayese yazılar arasında ; alışkanlıklar ,tersim biçimi ,istif eğim ,doğrultu ve seyir bakımında da uygunluk ve benzerlikler saptandığında söz onusu imzanın …un eli ürünü olmadığının kabulü gerektiği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/77E. Sayılı dosyasında alınan 10/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “…İnceleme konusu senedin üst kenarı forma kesim olmayan ,renkli fotokopi olan kağıt parçasına bilgisayar ve ekipmanlarınca yazılmış düzenleme tarihi 21.07.2015 ve vade tarihi 25.09.2015 olan 600.000 tl miktarlı belge üzerinde yapılan sahtecilik işleminin ilk bakışta dikkati çekmeyeceği .dolayısıyla ;tetkik konusu belgenin mevcut durumu itibariyle iğfal kabiliyetine haiz bulunduğu, Adli emanetin … sırasında kayıtlı bononun incelenmesinde: 25.09.2015 tarihinde …’a veya emri havalesine 600.000 TL’yi kayıtsız şartsız ödeneceği belirtmiş. Düzenleme tarihinin 21.07.2015 tarih olduğu, vade tarihi, isim ve miktar ve Bakırköy ibarelerinin koyu yazıldığı, diğerlerinin açık bir bilgisayar yazısı ile yazıldığı, ödeyecek kısmında … ve adres bilgilerinin el yazısı ile yazıldığı, senetin ön yüzünde … Limited Şirketi adına şirket kaşesi ve adres bilgilerinin ve imzanın olduğu görülmüş, senetin rutin piyasada olan matbaa basımı bono olmadığı el ile oluşturulan bono olduğu değerlendirilmiş, senetteki zorunlu şartların olması, kaşe içeriği dikkate alınarak iğfal kabiliyetine haiz olduğu..” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu senetteki imzanın başka bir belgeden taşındığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Dosyanın incelenmesinde davacı tarafın şikayeti üzerine başlatılan hazırlık soruşturması sonunda davalı aleyhine kamu davası açıldığı ve davalının dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 34. Ceza Dairesince davalı sanığın istinaf başvurusunun kesin olarak esastan reddine karar verildiği, böylelikle ceza mahkemesi kararının kesinleştiği, 6098 sayılı TBK’nın 74. Maddesi uyarınca ceza mahkemesindeki maddi vakıanın sübutuna ilişkin hükmün hukuk mahkemesi hakimini de bağlayacağı, buna göre davalının takip ve dava konusu senedi sahte olarak oluşturduğu ve takibe koyduğu, bu hususun kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ile sübuta erdiği, bu hususun isabetli bir şekilde hukuk mahkemesince de verilen hükümde dikkate alındığı, ayrıca davacının senette keşideci, davalının da lehtar olduğu hususları gözetildiğinde davalı aleyhine tazminata hükmedilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 40.986,00 TL harçtan, peşin alınan 10.246,5‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 30.739,5‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/03/2023