Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1281 E. 2023/529 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1281 Esas
KARAR NO: 2023/529 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2020
NUMARASI: 2019/1037 E. – 2020/714 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili … A.Ş. ile dava dışı … Hiz. Ltd. Şti. arasında Faktoring Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince… Hiz. Ltd. Şti.’nin davalı borçlu … Tie. Ltd. Şti.’nden olan faturaya dayalı 250.000 TL alacağını müvekkil şirkete temlik ettiğini, davalı borçlu da temliknameyi kayıtlarına aldığını ve borçlu olduğu tutarı müvekkili şirkete ödemeyi beyan ve taahhüt ettiğini, temlik alınan alacağı gösteren 09.01.2017 tarihli fatura ve alacak bildirim formu da ekle sunulduğunu, ne var ki alacağın (faiz ve masraflar hariç – anapara) bakiye 49.885,08 TL kısmı yapılan tüm uyanlara rağmen ödenmediğini, dava dışı … Hiz. Ltd. Şti.’nin 29.11.2017 tarihinde iflasına karar verilmesi üzerine tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla iflas eden sözleşme kefili diğer şirketlerle birlikte iflas masalarına (İstanbul Anadolu … İcra ve iflas Md. … iflas sayılı) alacak kaydı yapılması talebinde bulunulduğunu, borçtan asıl sorumlu olan davalı borçlu şirket hakkında da İstanbul … icra Md. … E. sayılı dosyası ile ilamsız takiplerde haciz yoluyla icra takibi yapılan borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takip durduğunu, davalı tarafından imzalanan 13.01.2017 tarihli taahhütnamede, ödeme tarihleri ve tutarlarının açıkça belirtildiğini, faizin 3095 sayılı yasanın 2. maddesi gereğince TCMB avans faizine eş oranda temerrüt faizi olarak (takip tarihinde yıllık %19,50) istenildiğini, dolayısıyla bu konudaki itirazın da haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptali ile davalının likit alacağa itiraz etmiş olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirket’in davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkil şirketin Türkiye’de “…” “…” projelerinin yanı sıra daha nice büyük projelerin yapım işini üstlendiğini, sektörün önde gelen saygın yapım şirketlerinden olduğunu, davacının iddia ettiğinin aksine müvekkilleri şirketin … a söz konusu sözleşmeden kaynaklı olarak herhangi bir borcu olmayıp işbu itirazın iptali davası hukuka aykırı nitelikte olduğunu, davacının, icra takibinde dayanmadığı belgelere itirazın iptali davasında dayanamayacağını, davacının başlatmış olduğu icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bir an için aksi düşünüldüğünde dahi müvekkil şirketin borca batık olması nedeniyle İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017-615 E sayılı dosyası nezdinde iflas başvurusunda bulunulduğunu, Neticeten; öncelikle işbu davanın usul yönünden reddine, aksi halde haksız ve hukuka aykırı davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2020 tarihli 2019/1037 E. – 2020/714 K. sayılı kararıyla; “Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile;a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına,b) Hükmolunan asıl alacağın %20’si (9.997,01 TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin bilirkişi raporunu hükme esas almışsa da, davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını. Müvekkilinin dava dışı … şirketine de Faktoring Sözleşmesinden kaynaklanan borcunun bulunmadığını, icra takibinde dava dilekçesi ekinde dayanak gösterilen belgelere dayanılmaksızın takip başlatıldığını, takipte dayanılmayan belgeler incelenerek düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın eda davası niteliğinde değil, ilamsız icra takibinin devamı niteliğinde bulunduğunu, ilamsız takipte dayanılmayan belgelere itirazın iptali davasında dayanılamayacağını. -Alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin aleyhine delil olarak kabul edilerek davacı iddiaları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, defterlerin ancak usulüne uygun tutulmaması ve içeriğinin birbirini doğrulamaması halinde aleyhe delil teşkil edeceğini.- Müvekkilinin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun tespitine rağmen aleyhine delil olarak kullanılmasının yerinde olmadığını.-Müvekkili şirketin iflas başvurusu hakkındaki İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/615 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini. -İcra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, takip haksız ve kötüniyetli olduğundan, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 49.885,08 TL asıl alacak ve 5.221,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 55.106,14 TL alacağın ödenmesi amacıyla 09/08/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçluya çıkartılan ödeme emrinin 13/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 20/09/2018 tarihinde icra takibine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince Mali Müşavir Bilirkişi’den alınan 03/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davacının 2017-2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi (19.08.2018) itibariyle dava dışı firmadan 52.153,33 cari hesap bakiye alacaklı olduğu, davalının 2017-2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi (19.08.2019) itibariyle davacı yana cari hesap olarak 50.000,00 TL borçlu olduğu, dava dışı firmadan ise 2.691,69 TL alacaklı olduğu, davacı ile davadışı … Tic. Ltd. Şti. arasında 22.02.2016 tarihinde faktöring sözleşmesi imzalandığı, davacı ile davadışı … Tic. Ltd. Şti. arasında dava dışı şirketin davalıdan alacağı olan 09.01.2017 tarihli 250.000,00 TL tutarlı faturaya ilişkin temlikname imzalandığı, dosyaya sunulu 13.01.2017 tarihli taahhütnameden davalı şirketin mezkur fatura borcunu kabul ettiği, davalı yanın cari kayıtlarına göre 14.07.2017 tarihli 50,000,00 TL taksitin ödenmemiş olduğu davalı yanın mezkur taksiti ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığı, neticeten; davacı yanın takip tarihi (19.08.2019) itibariyle davalı yandan 49.885,08 TL alacaklı olduğu, davacı yanın takip tarihi itibariyle 6.023,41 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği hesaplanmakla birlikte davacı yanın takip talebinde 5.221,06 TL takibe dek işlemiş ticari faizi (ve %5 BSMV toplamı) talebinde bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda, taleple bağlılık ilkesi gereği davacı yanın 5.221,06 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, sonuç olarak, davacı yanın takip tarihi (19.08.2018) itibariyle davalı yandan 49.885,08 TL anapara, 5.221,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 55.106,14 TL alacaklı olduğu beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali davasında ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı alacaklı tarafça icra takibinde dayanılmayan ancak dava dilekçesi ekinde sunulan belgelere dayanılarak rapor düzenlendiği ve bu rapor hükme esas alınarak karar verildiği ileri sürülmüştür. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı olmakla birlikte, davayı konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında davacı alacaklı tarafça, takip talebi ve ödeme emrinde, Faktoring Sözleşmesi, fatura, temlikname, temlikname taahhütnamesi, cari hesap özetine dayanarak ilamsız takip başlatıldığı, dayanak belge örneklerinin icra dosyasında bulunduğu anlaşılmakla, davalı borçlu vekilinin dayanak belgelere yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, müvekkilinin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun tespitine rağmen aleyhine delil olarak kullanılmasının yerinde olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı ve davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun ve sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu tespit edilmekle birlikte, davalı şirketin davacı ile olan cari hesap ekstresinde takip tarihi itibarıyla (19/08/2019 itibarıyla) davacı yana cari hesap olarak 50.000 TL cari hesap bakiye borcunun bulunduğunun tespit edildiği, dosyaya sunulan 13/01/2017 tarihli davalı şirket imza ve kaşesini taşıyan taahhütnameden, dava dışı borçlunun davalıdan olan 250.000 TL alacağının davacı …’ne temlik edildiğinin bildirildiği ve borcun taahhütnamede belirtilen tarih ve bedellerle ödeneceğini taahhüt ettiği, ancak 14/07/2017 tarihli 50.000 TL taksitin ödenmediğinin anlaşıldığı, HMK 222/3 maddesi gereğince usulüne uygun tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine kayıtların birbirinden ayrılamayacağı, davalı hakkındaki iflas davasının bekletici mesele yapılması gerektiğine dair istinaf sebebinin de yerinde olmadığı, dosya kapsamına sunulan belgelerden alacağın davalı tarafça belirlenebilir ve likit olup davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 3.764,30 TL nispi harçtan, peşin alınan 1.112,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.652,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 59,15 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/03/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.