Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1280 E. 2021/1556 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1280 Esas
KARAR NO: 2021/1556
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2020
NUMARASI: 2014/366 2020/940
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi aleyhine davalı … tarafından bonoya dayalı olarak takip başlatıldığını, diğer davalıların bonoda lehtar ve ciranta olduklarını, müvekkillerinin murisinin kesinlikle böyle bir senet düzenlemediğini, bononun gözlerinin iyi görmemesi nedeniyle başka belgeler arasında yanıltılarak imzalatılmış olmasının muhtemel olduğunu belirterek müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine, dayanak bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, davacının senedin sahteliği iddiasına dayandığını, ancak hangi nedenle sahte olduğunu açıkça belirtmediğini, bu iddiaların asılsız olduğunu, bono üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere, adli tıp ve bilirkişi raporlarına göre; gerek ceza dosyası içeriği, gerekse alınan raporlara göre takip konusu senedin sahte olduğu, senet üzerindeki imza her ne kadar davacıya ait ise de , transfer ya da başka metotlarla sahte olarak oluşturulan bir senet olduğunun tespit edildiği, bu senede dayanılarak davacının borç altına girdirilemeyeceği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacıların takip ve takibe konu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davalıların kötüniyet tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalı … vekili istinaf etmiştir. Davalı … vekili, istinaf sebebi olarak; kesinleşen bir mahkeme kararı olmaksızın eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile karar verildiğini, bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu, icra hukuk mahkemesinin davacı taraf aleyhine karar verdiğini bildirerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince istinaf nispi harcının tamamlanması bakımından istinaf eden davalı … vekiline HMK’nın 344.maddesi uyarınca muhtıra çıkarıldığı, muhtırada verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde istenilen harcın ikmal edilmediği, bunun üzerine mahkemenin 29/03/2020 tarihli ek kararla HMK’nın 344.maddesi uyarınca kararın davalı … yönünden istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilmiş, işbu ek karar davalı … vekilince istinaf edilmiştir. Davalı … vekili, istinaf sebebi olarak; alacak değerinin yüksek olması nedeniyle ve müvekkilinin Yunanistan vatandaşı olması nedeniyle covid 19 önlemleri kapsamında irtibat kurularak bu bedelin dosyaya yatırılmasının kısa sürede gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle istinaf harcının verilen sürede yatırılamadığını, muhtıranın 10/03/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, bir hafta içinde harcı yatıramadıklarını, HMK’nın 344.maddesindeki düzenleme bulunmakta ise de, bu durumun adil yargılama hakkını zedelediğini, nitekim AİHS’nin 6.maddesinde adil yargılama hakkına ilişkin belli güvenceler tanındığını, bu güvencelerden birinin de yargı yerine başvuru hakkı olduğunu, mahkeme önünde hak arama yolunun fiilen ya da hukuken geçici de olsa kapatılmasının veya bir takım şartlarla sınırlandırılmasının 6.maddenin ihlali anlamına geldiğini, huzurdaki davada istinaf harcının 294.222, 56 TL olup yüksek bir bedel olduğunu, bu bedelin temini için yeterli süre verilmediğini, ayrıca müvekkilinin Yunanistan vatandaşı olup pandemi sebebiyle de yeterli ve doğru iletişim kuramadıklarını, müvekkilinin adil yargılanma hakkının zedelendiğini belirterek kararı istinaf ettiklerini ve istinaf taleplerinin HMK’nın 346.maddesi kapsamında kabul edilmesini istemiştir. Mahkemece çıkarılan muhtıranın davalı … vekiline 15/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede 294.222,56 TL’nin HMK’nın 344.maddesine göre bir haftalık kesin sürede yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağı kararı verileceğinin belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemece davanın kabulüne dair karar davalılardan … vekili tarafından istinaf edilmiş, mahkemece istinaf harçlarının ikmali için çıkarılan muhtırada verilen kesin süre içerisinde harçların ikmal edilmemesi üzerine 29/03/2020 tarihli ek kararla davalı … yönünden kararın istinaf edilmemiş sayılmasına karar verildiği ve işbu ek kararın da davalı … vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. HMK’nun 344.maddesi uyarınca çıkarılan muhtırada usulüne uygun bir şekilde kesin süre verildiği ve bu süre içerisinde de istinaf harçlarının yatırılmadığı anlaşıldığından mahkemece verilen ek karar usul ve yasaya uygundur. Davalı … vekilinin ek karara yönelik istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ek karara karşı yönelen davalı … vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/09/2021