Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1275 Esas
KARAR NO: 2021/1671 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2018
NUMARASI: 2014/1260 E., 2018/408 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
Dairemizce verilen 24/04/2021 tarihli, 2018/2754 Esas – 2021/916 Karar sayılı kararına karşı, yargılamanın yenilenmesi talepli istinaf üzerine, dosya dairemize intikal etmekle, duruşmalı olarak incelendi.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Yargılamanın yenilenmesi davası yönünden davacı … LTd. Şti. vekili, dilekçesinde özetle; İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi tarafından 24/04/2021 tarihli, 2018/2754 Esas – 2021/916 Karar sayılı dosyasında verilen karar müvekkili aleyhine kesinleştiğini, kararın hatalı olduğunu, zira müvekkil şirketin rızası hilafına elinden çıkan çek ile ilgili olarak, müvekkil şirketin çekin yetkili hamili olduğunun tespiti ile dava dışı müşterisi tarafından, davalı …”e ödenen çek bedeli ve ferilerinin müvekkili şirkete iadesi talebi ile dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne karar vererek müvekkili şirketin çekin yasal hamili olduğuna ve çek bedelinin çekin keşide tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verdiğini dosyanın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bam 16. Hukuk Dairesinin müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının kabulüne, ancak çek bedelinin istirdatı isteminin reddine karar verdiğini kararın hatalı olduğunu, istinaf mahkemesinin davanın niteliğini yanlış yorumladığını, davanın istirdat davası olmadığını, müvekkili şirketin çekin yetkili hamili olduğunu kabulü ile çeke ilişkin ödemenin müvekkiline iadesi istemine ilişkin olduğunu, dairenin talep sonucunu menfi tespit davası olarak değerlendirmesinin HMK :26. Maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 1. Numaralı protokolün 1. Maddesine göre mülkiyet hakkının en çok ihlal edilen haklar arasında yer aldığını, istinaf mahkemesinden verilen kararın mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, belirterek yargılamanın iadesi talebinin kabülü ile İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi tarafından 24/04/2021 tarihli, 2018/2754 Esas – 2021/916 Karar sayılı kararın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, davaya cevap dilekçesinde yargılamanın iadesi talebinin yerinde olmadığını, HMK:375. Te sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden hiç birinin gerçekleşmediğini, belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/1260 E ve 2018/408 K sayılı dosyasında Davacının davasının kısmen kabulü ile Davalı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında takibe konu edilen keşidecisi … şirketi olan … bankası İmsan San. Şubesine ait 30.11.2012 tarihli 9392-TL tutarlı çekin yasal hamilinin davacı … şirketi olduğunun tespitine, davaya konu çek bedelinin davalı tarafça tahsil edilmiş olması nedeniyle çek bedelinin 30.11.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verdiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen bu karar istinaf edilmesi üzerine dairemizin24/04/2021 tarihli, 2018/2754 Esas – 2021/916 K sayılı kararı davacının istinaf başvurusunun reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/1260 E ve 2018/408 K sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında takibe konu edilen … Bankası İmsan San. Şubesine ait … nolu 30.11.2012 tarihli 9392-TL tutarlı çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, çek bedelinin istirdatı isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir. Yargılamanın yenilenmesi kanunda istisnai ve sınırlı olarak sayılan hallerin gerçekleşmesi halinde kabul edilebilecektir. 6100 sayılı HMK 375 maddesine göre; a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması. h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi, Hallerinde yargılamanın iadesi talep edilebilir. Davacı vekili yargılamanın yenilenmesi istemi yönünden; HMK 375 maddesinin (i), bendine dayanmıştır. Somut olayda; dairemize ait kararın HMK:375: (i) maddesine göre, kanunun aradığı İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi, şeklinde kanunun aradığı şartlar bulunmadığı davacı vekilinin dairemizin dava dilekçesindeki taleple bağlı kalmaksızın kararın verildiği yönündeki taleplerininde HMK:375. Maddesinde aranan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin hiç birine girmediği anlaşılmakla; koşulları oluşmayan yarılamanın iadesi isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 375.maddesindeki yargılamanın yenilenmesi şartları oluşmadığından davacı vekilinin yargılamanın yenilenmesi isteminin REDDİNE, 2-Alınması gereken 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına, 3- Yargılama giderlerinin yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 4- İnceleme duruşmalı yapılmakla birlikte davalılar duruşmayı takip etmediğinden davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 06/10/2021