Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1252 E. 2021/1367 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1252 Esas
KARAR NO: 2021/1367 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2020
NUMARASI: 2019/507 E. – 2020/719 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, … A.Ş.’ye yaptığı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 3.şahıs olan müvekkilinin Türkiye’de bulunan … Mh, … Sk. N…. D. …. bulunan taşınmazına 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnameleri gönderdiğini ve müvekkilinin yurt dışında yaşaması sebebiyle hacizlerden haberdar olmadığını, tebligatların Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre muhtara yapıldığını, 89/3 Haciz ihbarnamesinin 11.05.2016 tarihinde evde bulunan dava dışı oğlu …’a tebliğ edildiğini, bu kişinin babasının yurt dışında yaşadığını, birlikte yaşamadıklarını PTT memuruna bildirilmesine rağmen kendisine tebligat yapmakta ısrar ettiğini ve tebligatın dönecek parçasına şehir dışında ibaresi yazıldığını, durumun dava dışı … tarafından kendilerine bildirildiğinde usulsüz olarak müvekkiline gönderilen ve haberdar olunmayan 89/1 ve 89/2 haciz ihbarları bilinmediğinden 12.05.2016 tarihinde İstanbul İcra Müdürlüğü Ön bürosundan muhabere yolu ile Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün ilgili dosyasına borçlunun müvekkilde bir alacağı bulunmadığından bahisle itiraz edildiğini, müvekkilinin haciz ihbarnamesinden ve vekaleten taraflarınca itiraz edildiğinden haberi olmadığını, ayrıca İstanbul Adliyesinden muhabere yolu ile itiraz edildiğinden Küçükçekmece adliyesindeki dosya içeriğinden de haberdar olunmadığını, müvekkilinin oğlunun, 09.06.2016 tarihinde eve hacze gelindiğinde olayı taraflarına bildirdiğini ve bunun üzerine dosyadaki haciz kararına itiraz edildiğini, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1055 Esas sayılı dava dosyası ile İIK. 89 maddesine göre davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davasının süre yönünden red edildiği için işbu davanın açılmasında hukuki yarar ve zaruret hasıl olduğunu, aksi halde borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kalacaklarını, alacaklının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin davalı … borçlu olmadığını, davalı … ile hiç bir ticari ilişkisi olmadığını, kötü niyetli olarak usulsuz tebligatlar ile işletilen üçüncü şahıs prosedürü ile borçlu hale getirilmiş olması ve gayrimenkulüne hacız konulması nedeniyle, satış işlemleri başlatıldığını, Müvekkilinin dava sonuna kadar mağduriyetinin önlenmesi için gayrimenkulünün teminat olarak kabul edilip; satışının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının açmış olduğu işbu dava ile Bakırköy 7. ATM’nin 2016/1055 E., 2018/1183 K., 20.12.2018 T. Sayılı dosyasının taraflarının, konusunun, dayanak icra dosyasının aynı olduğunu, davada 89/3’e dayalı açılan menfi tespit davasının hak düşürücü süreye tabi olduğunu ve hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığından bahisle davacının davası reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, ancak davacı tekraren kesinleşmiş mahkeme kararı olmasına rağmen yeniden aynı davayı bir kez daha açtığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, usulsüz tebligat iddiasıyla açmış oldukları ancak davalı müvekkili lehine sonuçlanan Küçükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/473 E., 2017/471 K., 16.05.2017 T. Sayılı ilamının da Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/8123 E., 2019/10544 K., 18.06.2019 T. Sayılı ilamıyla kesinleştiğini, tebligatların usulüne uygun olduğu ve İİK madde 89’a ilişkin itirazların da hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığının ispatlandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2020 tarihli 2019/507 Esas, 2020/719 Karar sayılı kararı ile; “Küçükçekmece 4. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacının borçlu olarak görülmediği 89/1 ve 89/2 maddeleri gereğince kendisine haciz ihbarnameleri gönderildiği anlaşılmakla HMK 114-1-I maddesi gereği davanın aktif husumet nedeniyle usulden REDDİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği tedbir istemli istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde İİK 89/1-2-3 ihbarlarına ilişkin tebligatların geçersiz ve yok hükmünde olduğunu, – alacaklı davalının icra dosyasına müvekkilini borçlu olarak kaydettirerek borçlu sıfatı ile gayrimenkulünü satışa çıkardığını, -müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, -davalı … firmasının kötüniyetle hareket ettiğini, -bu davada hem takip borçlusuna borçlu olmadıklarının tespitini, hem de davalının kötü niyetle hareket ettiğini beyan ettiklerini, usulsüz tebligatlarla müvekkilinin borçlu hale getirildiğini, borçlu yerine müvekkilinden tahsil edilmeye çalışılmasının MK 2 maddesine aykırı olduğunu, -kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin sorumlu olmadığı bir paranın ödetilmesinin hukuk kurallarıyla bağdaşmadığını, kanunda 3. Şahsın menfi tespit davası açmasını yasaklayan bir hüküm bulunmadığını, -davalı alacaklının müvekkilinin “İstanbul İli Beşiktaş İlçesi … Mah. … Ada, … parselde kayıtlı … Blok …. Kat … numaralı meskenini satışa çıkardığını, 13/01/2021 tarihli ihale ile satılması halinde bu parayı tahsil etmesinin mümkün bulunmadığını beyanla satışın durdurulması için ihtiyati tedbir talep etmiş ve istinaf incelemesi sonunda kararın ortadan kaldırılarak taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep itmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; İİK 89/3 haciz ihbarnamesinin 11/05/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı vekilinin 12/05/2016 tarihinde dava açmak yerine, haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini, hak düşürücü süre geçtikten sonra bu davayı açtığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davacının usulsüz tebligata ilişkin açtığı davada Küçükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2016/473 E. – 2017/471 K., 16/05/2017 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiğini, kararın istinaf incelemesi sonucunda İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesi’nin 2017/2142 E. 2018/132 K. 29.01.2018 Tarihli kararı, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın süreden reddine karar verilildiğini, kararın davacının temyizi neticesinde Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/8123 E., 2019/10544 K., 18/06/2019 tarihli ilamıyla onanarak kesinleştiğini, davacı …’ın borçlu …Tekstilin ortaklarından olduğunu, davacının borçlu olmadığına yönelik 89/3’den kaynaklı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1055 Esas sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasının 20.12.2018 tarihli 2018/1183 Karar sayılı ilamı ile hak düşürücü süreden dolayı reddedilerek 10.06.2019 tarihinde kesinleştiğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Üçüncü kişi davacı tarafından, takip alacaklısı davalı … Ltd. Şti. Ve takip borçlusu … A.Ş. Aleyhine menfi tespit davası açılmış, mahkemece davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, istinaf dilekçesinde İİk 89/1-2 ve 89/3 maddelerine göre icra dosyasından gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddialarını ileri sürmüştür. Davacı tarafça İİK 89/1-2 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle, iptali için dava açıldığı, Küçükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/473 E.,2017/471 K., 16/05/2017 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiği, istinaf başvurusu üzerine İstanbul BAM 21. Hukuk Dairesi’nin 2017/2142 E. 2018/132 K. 29/01/2018 Tarihli kararı ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın süreden reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 18/06/2019 tarihli kararıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalılar aleyhine İİK 89/3 maddesi gereğince üçüncü haciz ihbarnamesi tebliği üzerine Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1055 Esas sayılı dosyasında açılan menfi tespit davasında, mahkemece 20/12/2018 tarihli 2018/1183 Karar sayılı karar ile davanın hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığından bahisle davanın reddine karar verildiği, hükmün 10/06/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak davacı tarafın haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiaları, çeşitli yargı süreçlerinden geçerek kesinleşmiştir.İİK 89. Madde de,kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişinin başvurabileceği hukuki yollar gösterilmiştir. Bu davada tebligatların geçersizliği iddialarının dinlenmesi ve davacının davalı alacaklı ile borçlu aleyhine genel hükümlere dayanarak borçlu bulunmadığının tespiti davası açması mümkün değildir. Bu aşamada, İİK 89/3 maddesi gereğince borç davacı üçüncü kişinin zimmetinde sayıldığından, ancak İİK 89/5 maddesi gereğince ödenmek zorunda kalınırsa, bu paranın veya teslim ettiği malın iadesi davası açabilecektir. Mahkemece menfi tespit davasının reddi kararı yerinde olduğundan, davacının istinaf başvurusunun ve koşulları oluşmayan tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, -Davacı vekilinin koşulları oluşmayan tedbir isteminin REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harç peşin alındığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.