Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1247 E. 2022/1079 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1247 Esas
KARAR NO: 2022/1079 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2017/1148 E. – 2020/665 K.
DAVA: Menfi Tespit
BİRLEŞEN İSTANBUL 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/1147 E. SAYILI DOSYASI
DAVA: Menfi Tespit
BİRLEŞEN İSTANBUL 21.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2019/777 E. SAYILI DOSYASI
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Asıl davada davacı … vekili, davalının müvekkili ile arasında herhangi bir ticari ilişki olmamasına rağmen müvekkili aleyhine 15 adet senetten dolayı toplam 548.683,24 TL tutarında alacağı yüzünden icra takibi başlattığını, senetler incelendiğinde senetler üzerindeki borçlunun … AŞ olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin şahsi olarak davalı ile herhangi bir ticari iş veya alacak-borç ilişkisinin dolayısıyla da borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davalıya senet vermediğini ve herhangi bir borca kefil olmadığını, müvekkilinin … AŞ’nin sahibi ve tek yetkilisi olduğunu, firmanın davalıya 350.000,00 TL borcunun bulunduğunu ve bu borcun şirket tarafından kabul edildiğini, şirketin başlatılan icra takibine kısmi itiraz ettiğini, şirketin müvekkilinin davalıya şahsi borcunun bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile müvekkilini İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalının İİK 72/5 maddesi gereği takip çıkısı olan 548.683,24 TL’nin % 20’si oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı … San.ve Tic.Ltd.Şti vekili, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının eşi … ile birlikte ortakları oldukları … Tic.Ltd.Şti’nin müvekkiline olan borçlarını ödeyemez duruma geldiğini, şirketin batık duruma gelmesi nedeniyle davacının ve eşinin müvekkilinden yardım isteyerek kendilerine vade ile mal satmasını talep ettiklerini, müvekkilinin davacı ve eşi ile aralarında olan hukuka binaen davacının tek ortağı olduğu … AŞ isimli şirkete vade ile mal satmaya devam ettiğini, davacının müvekkilinden her ne kadar almış olduğu malları şirketi adına almış ise de , bu borcu eşi ile birlikte ödeyeceği sözünü verdiğini, müvekkilinin de güven duyarak yazılı sözleşme yapmadığını, taraflar arasında yazılı olmayan sözleşme olduğunu, bu borç nedeniyle davacının eşi … müvekkiline kendi imzasını taşıyan 25.000,00 TL tutarında 15 adet bono verdiğini, davacının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğunu ve kötü niyetli davrandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1147 esas sayılı dosyasında davacı … vekili, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ilamsız icra takibinde bulunduğunu, müvekkilinin tebliğ edilen ödeme emrine yasal süresi içinde itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının icra dosyası ile keşidecisi … A.Ş olan, değişik vade ve tanzim tarihlerini ihtiva eden 25,000 TL tutarında 15 adet senet, işlemiş faizleri, protesto giderleri ve bakiye fatura alacağı olmak üzere toplam 548.683,24 TL tutarında alacağı müvekkilinden talep ettiğini, icra takip dosyası ve dayanak belgeleri incelendiğinde; müvekkilinin davalı ile herhangi bir ticari işi veya alacak-borç ilişkilerinin bulunmadığını, davalıya herhangi bir senet vermediğini ve herhangi bir şekilde bir borca da kefil olmadığını belirterek, davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin müvekkili açısından iptaline ve haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibi başlatan davalıdan İİK 72/5 maddesi gereği takip çıkışı olan 548.683,24 TL’nin %20’si oranında tazminatın alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1147 esas sayılı dosyasında davalı …San.ve Tic.Ltd.Şti vekili, davacının müvekkile olan borçları nedeniyle icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine 29/11/2017 tarihli dilekçesi ile haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, icra dosyasına dayanak olan bonolarda bulanan imzaların davacıya ait olduğunu, davacının bonoların tanzim tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmamasına rağmen şirket yetkilisi gibi hareket ederek anılan bonoları imzaladığını, dolayısıyla TTK nın 678.maddesi uyarınca anılan bonolardan dolayı bizzat sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine davacı aleyhine dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/777 esas sayılı dosyasında davacı … San.ve Tic.Ltd.Şti vekili, Müvekkil şirket ile dava dışı … A.Ş., … San. Tic. Ltd. Şti. Arasında ticari ilişki mevcuttur ve müvekkilim şirket bu şirketlere tekstil ürünleri satmıştır ve bu şirketlerden alacakllı olduğu, davalı … San. Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisidir. Ancak …, … A.Ş.’NİN yetkilisi olmamasına rağmen bu şirketin kaşesini kullanmak sureti ile 25.000,00 TL bedelli değişik vadelerde 15 adet bonoyu imzalayarak davacı müvekkilime verdiğini, bonolar vadesinde ödenmeyince müvekkil şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile …, … San. Tic. Ltd. Şti. Ve … A.Ş. Aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlu …’nın takibe itiraz ettiğini ve takip durduğunu, borçlu …’nın … A.Ş.’ni temsil etme yetkisi bulunmadığı halde bu şirket kaşesi üzerine imza atmak suretiyle her biri 25.000,00 TL bedelli 15 adet bonoyu düzenleyerek müvekkiline verdiği, …’nın bu bonolardan şahsen sorumlu olduğunu, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından takibe konulmuş olan 10.10.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.11.2016 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.12.2016 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.01.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli 10.02.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.03.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli 10.04.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.05.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli 10.11.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.12.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli 10.10.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.9.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.08.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.07.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli, 10.06.2017 vadeli 25.000,00 TL bedelli toplam tutarı 375.000,00 TL olan bonolardan dolayı davalıdan alacağının tahsili istemi ile iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu belirterek İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1148 E. Sayılı dosyası birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/777 esas sayılı dosyasında davalı … vekili, davacı derdest olan davamıza konu olan alacak için zorunlu arabulucuya başvurmamış olup davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının birleştirme talebinin reddi ile davalar arasında bağlantı olmasından dolayı HMK madde 165 gereği İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1148 Esas sayılı dosyasından verilecek kararı kesinleşmesinin bekletici mesele sayılmasına, Müvekkilin davacıya herhangi bir borcu olmaması sebebi ile davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; “İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına konu edilen faturalara dayanak ticari ilişkinin … ile dava dışı … AŞ arasında olduğu, Bu faturalara dayalı olarak varlığı iddia olunan ve takibe konu edilen bakiye alacak tutarının, ticari ilişkinin tarafı olmayan … ve …’dan tahsili talebinin pasif husumet yokluğu nedeniyle yerinde olmadığı, takibe dayanak bonolar yönünden ise …’nın şirket yetkili temsilcisi sıfatıyla hareket ettiği, TTK’nun 678 maddesinin somut olayda uygulanamayacağı, bono üzerinde yer alan çift kaşe üzerindeki imzaların, kaşe dışına atılmamaları nedeniyle aval şerhi sayılamayacakları, … ve …’nın aval sıfatı ile de sorumluluklarının bulunmadığı” gerekçeleriyle asıl ve birleşen İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1147 esas sayılı davalarının kabulüne, birleşen İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/777 esas sayılı davasının reddine, …’nin, gerek davalı olduğu asıl ve birleşen davalara verdiği cevap dilekçelerinden, gerekse davacı olduğu birleşen İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu dava dilekçesinden, dava konusu bonoların … tarafından imzalandığını, …’nın bono ve çek keşide yetkisi bulunduğunu bildiği anlaşılmaktadır. Şirketin hem bonolar hem de faturalar nedeniyle … ve …’nın şahsi sorumluluklarının bulunmadığını bilmesine rağmen, sadece … AŞ aleyhine takip başlatmak yerine, … ve … hakkında da kötü niyetle yakibe giriştiği gerekçesiyle asıl ve birleşen İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1147 esas sayılı menfi tespit davalarında, talep de bulunduğundan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir. Davalı birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı … A.Ş ile … Ltd. Şti arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin bu şirketlere tekstil ürünleri sattığını ve alacaklı hale geldiğini, asıl davada davacının … olup kendisinin … A.Ş nin tek sahibi ve yetkilisi olduğunu, bu kişi ile eşi …’nın müvekkili ile ticaret yaptığını, güven ilişkisi oluştuğunu, ancak … Şirketinin batık duruma gelmesi nedeniyle … adına … A.Ş unvanlı şirketin kurulduğunu, müvekkilinin de bu kişilere yardım amacıyla vadeli mal vermeye devam ettiğini ancak bu kişilerin … A.Ş nin de içini boşaltarak kayıplara karıştığını ve müvekkilini zarara uğrattıklarını, bunun üzerine … ve … adına hem 25.000-TL bedelli 15 adet bono, hem de cari hesap borcu nedeniyle takip başlatıldığını, bonoların … tarafından imzalandığını, esasen …’ın … A.Ş nin temsilcisi olmadığını, bu nedenle şirketle birlikte … aleyhinde de takip yapıldığını, ayrıca … ve …’in vadeli verilecek malların bedelini ödeyecekleri konusunda müvekkil şirket yetkilisine sözlü olarak şahsen teminat vermeleri nedeniyle takibe dahil edildiklerini, davacıların takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bu nedenle menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, İİK 72/5 maddesi gereğince borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibini haksız ve kötü niyetli olması halinde tazminat sorumluluğunun doğacağını oysa burada menfi tespit davası açma zorunluluğunun olmadığını, zira takibin durduğunu, ayrıca takibin kötü niyetli yapıldığı hususunun tespit edilemediğini, yine davacının … A.Ş nin iflası için dava açtığını ve şirketin iflasına karar verildiğini, dolayısıyla müvekkilinin alacağını tahsil etme imkanının kalmadığını, davacının açtığı bu davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, birleşen 2017/1148 E sayılı dava yönünden de davalı vekilinin benzer istinaf sebeplerini ileri sürdüğü, birleşen 2019/777 E sayılı dosyası bakımından ise bu kararın da hukuka aykırı olduğunu, karar defterinin davalının ve eşinin eli altında olduğunu, karar tarihi 01/04/2014 olarak yazılmış olsa da söz konusu kararın her zaman yazılmış olabileceğini zira kararın ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmediğini, dolayısıyla müvekkilinin bu kararı bildiğinin varsayılamayacağını, esasen bu senetlere ilişkin …’nın şahsi sorumluluğuna gidilmesinin nedeninin …’nın şirketi temsile yetkisinin olmadığının müvekkili tarafından öğrenilmesi nedeniyle olduğunu, 01/04/2014 tarihli kararın müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, davalı …’ın … A.Ş yi temsil yetkisi bulunmadığı halde bu şirket kaşesi üzerine imza atmak suretiyle her biri 25.000-TL bedelli 15 adet bonoyu düzenleyerek müvekkiline verdiğini dolayısıyla …’nın bu bonolardan şahsen sorumlu olduğunu, dolayısıyla takibe konu toplam tutarı 375.000-TL olan bonolardan dolayı tahsil hükmü kurulması gerektiğini bildirmiştir. Davalı birleşen davacı şirket tarafından davacılar ve birleşen davalı aleyhine senetler ve bakiye fatura alacakları dayanak gösterilmek suretiyle toplam 548.683,24-TL nin (15 adet 25.000-TL lik senet ile bunların işlemiş faiz ve protesto masrafları ile 152.534,47-TL bakiye fatura alacağı) tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, … ve …’nın takibe itiraz ettiği, … A.Ş vekilinin ise, kısmi itirazda bulunduğu buna göre takibe konu senetlerde 10/10/2016 vade tarihli 25.000-TL bedelli senedin ödendiği, bunun haricinde takip talebindeki 152.534,47-TL tutarındaki bakiye fatura alacağına da itiraz ettiklerini, 14 adet toplam tutarı 350.000-TL ile buna bağlı protesto giderlerini kabul ettiklerini, bunun haricindeki tüm borca, faize ve diğer fer’ilerine itiraz ettikleri yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Takibe dayanak senetlerin her birinin 25.000-TL bedelli oldukları, senetlerin keşidecisinin … A.Ş, lehtarın davalı birleşen davacı şirket olduğu, senetlerin ihdas sebebi olarak bir kısmına nakden yazıldığı, bir kısmında herhangi bir şey yazmadığı görülmüştür. Faturaların ise davalı birleşen davacı şirket tarafından … A.Ş adına düzenlendiği görülmüştür. Mahkeme kararında bahsi geçen yönetim kurulu defteri aslının mahkeme kasasında (kasa nosu…) olduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Asıl ve birleşen İstanbul 6.ATM’nin 2017/1147 E.sayılı dosyasındaki dava menfi tespit, birleşen İstanbul 21.ATM’nin 2019/777 E.sayılı dosyasındaki dava ise alacak davasıdır. Davalı – birleşen davacı …Ltd.şirketi, davacılar ve birleşen davalı aleyhine senetlere ve bakiye fatura alacağına dayalı olarak icra takibi başlattığı, takibe konu senetlerin her birinin 25.000 TL bedelli oldukları, bu senetlerin keşidecisinin dava dışı … AŞ, lehdarının ise davalı – birleşen davacı şirket olduğu, faturaların ise davalı-birleşen davacı şirket tarafından dava dışı … AŞ muhatap alınarak düzenlendiği görülmüştür. Birleşen davalar bağımsızlıklarını koruduğundan her bir davada kurulan hükme yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmiştir. Asıl davada kurulan hükme yönelik istinaf talebinin değerlendirilmesi; asıl davacı … bakımından yapılan değerlendirmede senetlerin borçlusu olmadığı gibi faturaların da muhatabı olmadığı anlaşıldığından asıl davadaki davanın ve tazminat talebinin kabulü kararı yerindedir. Dolayısıyla, davalı-birleşen davacı vekilinin asıl davada kurulan hükme yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Birleşen İstanbul 6.ATM’nin 2017/1147 E.sayılı dosyasında kurulan hükme yönelik istinaf talebine gelince; faturaların sorumlusu ve senedin keşidecisi olan dava dışı … AŞ nin yetkilisi … ise de, mahkeme kasasında bulunduğu anlaşılan şirket yönetim kurulu karar defterinde 01.04.2014 tarihli karar ile davacı …’ya her türlü çek ve senet keşide etme yetkisinin verildiği, mahkeme kararının gerekçesinde belirtilmiş olup, söz konusu kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmediği anlaşılmaktadır. Davalının senetleri imzalayan davacı …’ya bu konuda yetki verildiğini bildiği yada bilmesi gerektiği hususu davacı tarafça kanıtlanamamıştır. Bu durumda dava dışı şirketin ilan edilen hali ile yetkilisi … olup …’ya verilen çek ve senet keşide etme yetkisi ilan edilmediğinden davalı şirket yönünden artık davacı …’nın yetkisiz olarak bu senetleri imzaladığının kabulü gerekir. 6102 sayılı TTK’nun 678.maddesi uyarınca, yetkisiz olarak bir kişinin temsilci sıfatıyla bir poliçeyi imzalamasından dolayı bizzat sorumlu olacaktır. Dolayısıyla, davacı …’nın takibe konu senetler nedeniyle davalı şirkete karşı anılan kanun hükmü uyarınca sorumlu olduğunun kabulü gerekir, bu yönden davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiştir. Takip dayanağı olan faturalara ilişkin alacak yönünden ise; faturalarda dava dışı şirket muhatap olduğundan davacı … sorumlu değildir. Bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Ayrıca, faturaların sorumlusu … olmadığından faturalara konu alacak yönünden davalı aleyhine kötüniyetli takip tazminatına hükmedilmesinde usule aykırı bir yön bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebinin de reddi gerekmiştir. Birleşen İstanbul 21.ATM’nin 2019/777 E.sayılı davasında kurulan hükme yönelik istinaf talebinin değerlendirilmesinde ise; yukarıda Birleşen İstanbul 6.ATM’nin 2017/1147 E.sayılı davasının istinaf incelenmesinde yapılan değerlendirmede de belirtildiği üzere davalı … 6102 sayılı TTK’nun 678.maddesi uyarınca takip konusu senetler nedeniyle davacı şirkete karşı sorumlu olduğundan davanın kabulü gerekirken reddi doğru değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 10/11/2020 tarihli 2017/1148 E. – 2020/665 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Asıl davanın KABULÜNE; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ve bu takibe dayanak bonolar ile açık hesaba konu faturalar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, Davalının kabul edilen 548.683,24-TL nin % 20 si (109.736,65 TL) oranında kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına,Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 37.480,56 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 28.110,42 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 44.484,16 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan toplam 9.401,54 TL ilk gider ile 308,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 9.709,54 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Birleşen İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1147 Esas sayılı davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE; davacının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasındaki açık hesaba konu faturalar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, Bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespiti isteminin reddine, Davalının, kabul edilen 152.534,47 TL’nin % 20 si (30.506,89 TL) oranında kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 10.419,62 TL nispi karar ve ilam harcından 9.370,14 peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 1.049,48 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Davanın kabulü yönünden, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 18.440,77 nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddi yönünden, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 36.180,41 TL TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı tarafından yatırılan 9.370,14 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı ile 230,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 266,00 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 73,94 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Birleşen İstanbul 21 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/777 Esas sayılı davanın KABULÜNE, 25.04.2016 tanzim, 10.10.2016 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.10.2016 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.11.2016 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.11.2016 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.12.2016 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.12.2016 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.01.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.01.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.02.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.02.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.03.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.03.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.04.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.04.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.05.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.05.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.06.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.06.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.07.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.07.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.08.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.08.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.09.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.09.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.10.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.10.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.11.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.11.2017 tarihinden itibaren, 25.04.2016 tanzim, 10.12.2017 vade tarihli bonodan kaynaklanan 25.000 TL alacağın vade tarihi olan 10.12.2017 tarihinden itibaren, işletilecek avans faizleriyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 25.616,25 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 6.404,07 TL’nin mahsubu ile bakiye 19.212,18 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 34.700,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafça yapılan 6.404,07 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ile 6,40 TL olmak üzere toplam 6.454,87 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; -Asıl davadaki istinaf talebi reddedildiğinden alınması gereken 37.480,56 TL nispi harçtan peşin alınan 59,30 TL maktu harç ile 9.310,70 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 28.110,56 TL’nin bu davanın davalısından tahsili ile hazineye irat kaydına, -Birleşen İstanbul 6.ATM’nin 2017/1147 E.sayılı dosyasında istinaf talebi kısmen kabul edildiğinden istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davanın davalısına iadesine, -Birleşen İstanbul 21.ATM’nin 2019/777 E.sayılı dosyasında istinaf talebi kabul edildiğinden istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davanın davacısına iadesine,-İstinafa gelen tarafından yapılan (162,10 X2 ) istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 58,10 TL (posta-teb.müz.) gideri olmak üzere toplam 382,30 TL’nin davacı-birleşen davalı …’dan alınarak, davalı-birleşen davacı Albayrak…şirketine verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, -Gerek ilk derece gerek istinaf aşamasında artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.