Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1240 E. 2021/1785 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1240 Esas
KARAR NO: 2021/1785 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2021
NUMARASI: 2019/760 E. – 2021/484 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının 14/01/2011-03/07/2015 tarihleri arasında dava dışı … Ltd. Şti. ‘de çalıştığını, iş akdini haklı olarak feshettiğini İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden … tarafından 75.000TL bedelli bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü icra takip başlatıldığını, senedin müvekkili tarafından imzalanmadığını, senedin müvekkilinin haberi olmaksızın birçok evrakla birlikte imzalatılmış olabileceğini, borca, yazıya, imzaya itiraz ettiklerini, müvekkilin böyle bir borcu olmadığını, senedin iptaline, İstanbul … İcra Müd. nün … Esas sayılı dosyasına müvekkili aleyhine haciz yapılmaması hususunda tedbir koyulmasına, takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı ile davacı arasında işçi işveren ilişkisinin olmadığını, davacının resmi veya gayri resmi olarak davalının veya davalının şirketinin hiçbir zaman çalışanı olmadığını, somut davadaki uyuşmazlığın bir iş uyuşmazlığı olmadığını menfi tespit davası yönünden Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunu savunarak haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 21.05.2021 tarihli 2019/760 E. – 2021/484 K. sayılı kararıyla; “…menfi tespit davasında da anılan Yasa hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin kuralın uygulanması gerektiği, buna göre, menfi tespit davasında ispat yükünün kural olarak alacaklı olduğunu iddia eden tarafa yani davalıya düşeceği, zira hukuki ilişkinin varlığını iddia eden ve bundan dolayı alacaklı olduğunu ileri süren tarafın davalı olması sebebiyle TMK’nın 6. maddesi (HMK. md. 190) uyarınca ispat külfetinin davalı alacaklıda olduğu, kuşkusuz bu kuralın uygulanabilmesi için davacı borçlunun dava konusu hukuki ilişkiyi inkar etmesi ve borcun hiç doğmadığını ileri sürmesi gerektiği, davacı tarafça icra takibine konu edilen bonodaki imzaya itiraz edildiği, bonodaki imzanın davacıya ait olduğunu, davalı tarafın ispat etmesi gerektiği, dosyada grafoloji bilirkişisinden hükme ve denetime elverişli rapor alındığı, alınan raporda imzanın davacıya ait olmadığının anlaşılarak davacının icra takibi sebebiyle davalı tarafa borçlu olmadığı” gerekçesiyle; açılan davanın kabulü ile;davacının, 18.07.2016 düzenleme tarihli, 25.05.2017 vade tarihli,75.000TL bedelli bonoya dayalı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin, davalının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan 16/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacıya ait imza ve yazı örneklerinin eksik ve çelişkili biçimde, salt kaba görünüm çerçevesinde incelendiğini, hatalı kanaate ulaşıldığını, çıplak gözle dahi imzalar arasında benzerlik bulunduğunun görüldüğünü, raporda imza ve yazıların sadece şekli açıdan ve kısıtlı teknik imkanlarla incelendiğini, biçimsel yönden yapılan incelemenin yeterli olmadığını, imza ve yazıların yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği teknik cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, gerekse karşılaştırmaya konu belgelerdeki imza ve yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması gerektiğini. ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararları) -Davacının farklı bankalardan alınan ve mahkemece örnekleri alınan imzalarında dahi farklılıklar bulunmasının, imza ve yazıların davacıya ait olup olmadığının tespit edilebilmesi için biçimsel değerlendirmenin yeterli olmayacağını, daha profesyonel ve teknik donanımlarla kapsamlı inceleme yapılmasını gerektirdiğini. -Rapora itirazlarının ve Adli Tıp’tan rapor alınması taleplerinin dikkate alınmadığını. -Yetki itirazlarının dikkate alınmadığını, İİK 72. Maddesine göre;”Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” hükmü düzenlendiğini, davacının takibi İstanbul İcra Müdürlüğü’nde başlattığına göre bu davayı da İstanbul Adliyesi’nde açması gerektiğini, beyanla kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin istinafa cevap ve süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde;16/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere yapılan incelemenin ” lup,stereo kameralı(EMS-43 S) mikroskop, imza ölçüm aletleri, beyaz ışık ve değişik açılarda verilen ışık ışınlarıi yüksek çözünürlü scanner tarayıcı, bilgisayar analiz programları kullanılarak, grafolojik, grafometrik ve kaligrafik esaslar dahilinde gerçekleştirildiğini”, yine raporun sonuç kısmında; “….’e atfen atılı borçlu imzası ve borçlu hanesinde bulunan “Ad-Soyad” yazısı ile …’e ait mevcut mukayese imza ve yazılar arasında; işleklik derecesi,alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da farklılık sağlandığının..” açıkça ifade edildiğini, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği usule uygun olarak inceleme yapıldığını. -Davalının yetki itirazının yargılama sırasında reddedildiğini. -Müvekkili aleyhinde başlatılan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin işçilik alacakları davası açtığı ve davanın kabulüne karar verildiği, … Ltd. Şti. İstanbul Ticaret Odası kayıtları gereği eski ortağının …, ortak ve yetkilisinin ise … olduğunu, …’un … Limited Şirketinde müdür olarak çalıştığını, … Şirketinin İTO kayıtlarına göre de ortaklarının …, eşi …, yetkilisinin ise … olduğunu, müvekkilinin işçilik alacakları davasından sonra kötüniyetli olarak imzasının taklit edilerek takip başlatıldığını, senet üzerindeki imzaların keşideciye ait olup olmadığı hususunun alacaklı tarafından bilinmesi gerektiğini, imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan senedi alması sebebiyle davalının ağır kusurlu olduğunu beyanla, davalının istinaf talebinin reddine, kötüniyetli takip nedeniyle, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davaya konu 18/07/2016 tanzim tarihli, 25/05/2017 vade tarihli, alacaklısı …, borçlusu … olan, 75.000 TL bedelli bonoda nakden ödeme kaydı bulunduğu ve bononun davalı alacaklı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında takibe konulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece Adli Belge ve Sahtecilik uzmanı bilirkişi …’dan alınan 16/03/2021 tarihli raporda; lup,stereo kameralı(EMS-430 S) mikroskop, imza ölçüm aletleri, beyaz ışık ve değişik açılarda verilen ışık ışınları,, yüksek çözünürlü scanner tarayıcı, bilgisayar analiz programları kullanılarak, grafolojik, grafometrik ve kaligrafik esaslar dahilinde yapılan incelemede; inceleme konusu borçlu imzası ile mukayese imzalar arasında, imzaların başlangıç kısmında farklılık, orta kısmında yapılan şekil ve gramalarda farklılık, imzaların bitiş hareketlerinde farklılık bulunduğu, …’e atfen atılı borçlu imzası ve borçlu hanesinde bulunan “Ad-Soyad” yazısı ile …’e ait mevcut mukayese imza ve yazılar arasında; işleklik derecesi,alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da farklılık sağlandığından, senet aslının ön yüzünde ödeyecek hanesinde bulunan ad-soyad yazısı ve borçlu imzasının …’in eli ürünü olmadığı beyan edilmiştir. Bilirkişi raporunda mukayese imzaların; … T.A.Ş. Esenyurt Şubesi’nden celp edilen “Bireysel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi” ve “Ürün Başvuru ve Talep Formları” asılları ile … T.A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün “Bireysel müşteri Sözleşmesi ” aslı, 10/02/2021 tarihli mahkeme istiktap tutanağı, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarihli duruşma tutanağı aslı olduğu görülmüştür. Davanın ilk olarak İstanbul İş Mahkemesinde açıldığı, mahkemenin 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. Maddesi gereğince resen Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verdiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunun İstanbul BAM 31. Hukuk Mahkemesi tarafından reddi üzerine yargılamaya Bakırköy 22. İş Mahkemesi’nde devam edildiği, Bakırköy 22. İş Mahkemesi’nin de dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, İstanbul 6.Ticaret Mahkemesi’nin karşı görevsizlik kararı vermesi ve davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Dairemizin 01/10/2019 tarihli kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddedildiği, davalı vekilinin yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında mahkemece, davanın kabulüne, davacının davaya konu bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından, kötüniyet tazminatı talebinin ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı ve davalı vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurularında bulunmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda yetki itirazlarının dikkate alınmadığı ileri sürülmüşse de; davalı …’in adresinin “… Mah. … Sok. No:… Esenyurt/İstanbul” olduğu anlaşılmaktadır. İİK 72. Maddesinde;”Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” hükmü düzenlenmiştir. Davalı alacaklı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında takip başlatıldığı anlaşılıyorsa da, İİK 72. Madde borçluya seçimlik hak tanıdığından, menfi tespit davasının davalının yerleşim yeri mahkemesi olan Bakırköy Ticaret Mahkemesinde görülmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilinin mahkemece alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, şekli inceleme yapıldığı, teknik cihazlarla inceleme yapılmadığını ileri sürdüğü anlaşılmış, Dairemizce bilirkişi raporunda incelenen ve davacının imzasının bulunduğu belge örnekleri mahkemesinden getirtilerek incelenmiş, … Bankasından celp edilen sözleşme tarihinin 22/10/2012 tarihli ve …’tan celp edilen sözleşme tarihinin 31/01/2018 tarihli olduğu görülmüştür. Bilirkişi rapor içeriğinde; ” lup,stereo kameralı(EMS-430 S) mikroskop, imza ölçüm aletleri, beyaz ışık ve değişik açılarda verilen ışık ışınları,, yüksek çözünürlü scanner tarayıcı, bilgisayar analiz programları kullanılarak, grafolojik, grafometrik ve kaligrafik esaslar dahilinde inceleme yapıldığının” açıklandığı, dava konusu senet ve mevcut mukayese imzalar arasında; “işleklik derecesi,alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi” yönünden farklılıklar bulunduğunun beyan edildiği ve karşılaştırmalı olarak gösterildiği, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde emsal gösterilen yargı kararlarına uygun olduğu kanaatiyle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ise reddine karar verilen kötüniyet tazminatı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya ve icra takibine konu senetteki imzanın davacıya ait olmadığı, davalı alacaklının senette lehtar olduğu ve takipteki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda bulunduğu anlaşılmakla, imzanın davacıya ait olmadığını bildiği halde takip başlatmakta haksız ve kötüniyetli kabul edilerek, davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, hükmün diğer kısımlarının aynen tekrarına, davalı takipte haksız ve kötüniyetli olmakla takibe konu asıl alacak üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf isteminin esastan KABULÜNE, 3-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 21/05/2021 tarihli 2019/760 E. – 2021/484 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-A)-Açılan davanın kabulü ile; davacının, 18.07.2016 düzenleme tarihli, 25.05.2017 vade tarihli,75.000 TL bedelli bonoya dayalı İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, B)-Davalı takipte haksız ve kötüniyetli olmakla takibe konu asıl alacağın %20’si oranında (15.000 TL) kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davalı alacaklıdan tahsil edilerek davacı borçluya ödenmesine, C)- Davalının icra inkar tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine 5- İlk derece yargılaması yönünden; A)-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.249,71.-TL karar harcından mahkeme veznesine yatırılan 1.312,43-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 3.937,28.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, B)-Davacı tarafından yatırılan 31,40.-TL başvurma harcı ve 1.312,43.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, C)-Davacı tarafından dosyada yapılan toplam 1.826,95.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, D)-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, E)-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.790,68.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, F)-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; -Davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden davalı yandan alınması gereken 5.249,71 TL nispi harçtan peşin alınan 1.253,12 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 3.996,59 TL nispi harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, -Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 51,00 TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, -Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.