Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1195 E. 2023/420 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1195 Esas
KARAR NO: 2023/420
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2021
NUMARASI: 2019/319 E. – 2021/78 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile işleme konulan senetlerin iptali ile karşılıksız kalması nedeni ile müvekkili davacı tarafından İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesine açılan 2014/655 Esas 2017/228 karar sayılı 23/02/2017 tarihli ilamı ile 30/08/2014 ile 30/04/2016 tarihleri arası sıra vadeli bonoların davacı tüketici … yönünden geçersiz olduğunun ve bu senetler nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, bu kararın 25/04/2017 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, bu senetlerin iptal edilerek hükümsüz hale getirildiğini, bu nedenle müvekkili aleyhine işlem yapılamayacağını, hakkında açılan icra takip dosyalarının iptali ile müvekkilinin mallarının üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını, müvekkiline ait aracında yediemin olarak teslim edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın davacının düzenlediği ve bu hususu dilekçe ile ikrar etmiş olduğu bonolar hakkında takibe girişen davalı için, özelliklede TKHK kapsamında, dinlenilmesi mümkün olmadığını, öncelikle, dava konusu icra takibi, davacının düzenlediği ve bu hususu ikrar ettiği bonolara, kambiyo senetlerine özgü haciz hükümleri gereğince başlatıldığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun son kararları, dava dilekçesinde belirtilen kararlardan sonraki tarihli olmakla, ilgili Tüketici Sözleşmelerine bağlı olarak keşide edilen aynı konumdaki bonoların, tüketicinin TTK m.590 gereğince, keşidecinin (davacının), lehtarla doğrudan doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri, müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez.” ilkesini benimsediğini, Mahkemece, 6762 sayılı TTK’nun 599. maddesi hükmü gereği borçluların “senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile TKHK’nun 6/A maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını” takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği gibi, keşidecinin bu durumu sonradan iyiniyetli hamile karşı da ileri sürmesinin mümkün olmadığını, görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından TKHK’nun 6/A maddesi uyarınca, nama yazılı olarak düzenlenmesi gereken tüketici senedinin emre yazılı olarak düzenlenmesi halinde senedin geçersizliği sonucunu doğuracağı ve bu hususun herkese karşı ileri sürülebileceğinden takip konusu senedin bu nedenle geçersiz olduğunun kabulü ile yerel mahkeme kararının onanması yönünde görüş beyan etmiş iseler de, bu görüşün kabul edilmediğini, müvekkilinin dava dışı senet lehtarı şirketten alacağını temin etme amaçlı olarak takibe konu bonoyu ciro ile iyi niyetli olarak devraldığını, davacının senet lehtarına karşı ileri süreceği defileri ve hukuki ilişkide var olan edim sorumluluğunu iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı ileri süremeyeceğini, bonolar üzerinde, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme ile illiyet oluşturacak ibare ya da kayıt bulunmadığını, kambiyo senetlerinin, vadelendirme aracı olmadığını, ödeme aracı olduğunun kanunen düzenlendiğini, alacağın bonolar ile ödeme olarak aldığı gözden kaçırılarak taraflarından TKHK kapsamında sözleşmeden sorumlu tutulmaya çalışılmasının kabul edilemeyeceğini, davacının, öncelikle dava ile dayandığı kötü niyet iddiasını ispat etmesi gerektiğini, takip konusu bononun, cirantaya takip zaman aşımı olan 1 senelik zamanaşımı süresini aştığını, zaten alacağından mahrum kalan davalı/alacaklının bir de dava dışı lehtar şirketin açıp kazanacağı davalarda vekalet ücreti ve masraf ödemeye tahammülü kalmadığını, mesnetsiz iddialar ve kötü niyetli isnatları kabul etmediklerini beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 9 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/319 E. – 2021/78 K. sayılı kararıyla; “Davacı ile dava dışı …şirketi arasında devre tatil sözleşmesine istinaden davaya ve takibe konu bono senetlerin düzenlendiği, bono senetlerin dava dışı … şirketi tarafından cirolanarak takip alacaklısı davalıya verildiği;Davacı tarafından mahkememiz nezdinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında uyuşmazlığın “İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına konu bono senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, davalının dava konusu bono senetlerin iktisabının kötü niyetli olup olmadığı, kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı” olarak tespit edildiği, davaya ve takibe konu bono senetlerin dava dışı … şirketi tarafından cirolanarak davalı takip alacaklısına verildiği, cironun usul ve yasaya uygun olduğu, İstanbul 5. Tüketici Mahkemesince 2014/655 E. Sayılı dosyası ile her ne kadar davacı …’in Devre Tatil Sözleşmesi kapsamında verdiği bono senetler nedeniyle senet lehdarı …şirketine borçlu olmadığına karar verilmiş ise de; davaya ve takibe dayanak bono senetlerin 3. kişi durumundaki davalıya ciro edildiği, cironun usul ve yasaya uygun olduğu, davalının dava dışı … şirketinde yönetici ya da şirket müdürü olarak görev almadığı, yine takip alacaklısı cirantanın SGK sorgulamasında farklı bir şirket çalışanı olduğu, davalının takip dosyasında sırf davacı aleyhine takip başlatmasının kötü niyetli olduğuna karine teşkil etmediği, davacının bono senetlerde keşideci olduğundan her halükarda aleyhine takip yapılabileceği, davacı tarafça davalının davaya ve takibe konu bono senetleri iktisabının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla; davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davacı dava dışı … İnş. Tic. Ltd. Şti. ile bir daire için 100.000 TL’ye anlaşma yaparak, 50.000 TL peşin geriye kalan kısmı için dava konusu senetleri düzenleyerek bu kişiye verdiğini, Sözleşmenin tarafı olan dava dışı satıcının taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle müvekkil verdiği senetlerden ödenmemiş olan her biri 2.000 TL dan 16 adetin karşılıksız kalması nedeni ile İstanbul Anadolu 5.Tüketici Mahkemesinde 2014/655 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açarak, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve hükmün 25/04/2017 tarihinde kesinleştiğini, dolayısı ile ortada müvekkilimin takibe ve davaya konu bono senetlere ilişkin hiçbir borcu olmadığına ilişkin kesin hüküm bulunduğunu, bu konuda kesin hüküm bulunduğundan; bu senetler ile ilgili davacı aleyhine tahsil için işlem yapılamaz.Bu bonoları tahsil edemeyeceğini anlayan dava dışı satıcının takip alacaklısı görünen davalı ile anlaşarak kötüniyetli olarak bonoları ciro ederek bu kişi kanalıyla tahsile koydurduğunu; davalının kötüniyetinin açık olduğunu, zira icra takibinde ciro eden satıcının borçlu gösterilmeyip sadece müvekkile karşı takip başlatıldığını,İcra Mahkemesinin vermiş olduğu kararlar kesin hüküm oluşturmayacağından, İstanbul Anadolu 4.İcra Hukuk Mahkemesi 2017/309 E., 2017/569 K. Sayılı kararının da bu dosya açısından bağlayıcı olmadığını,Ayrıca dosyada tanık deliline dayanmış olmamıza rağmen; tanık listemizin bildirmemiz için süre verilmeden ve tanıklarımız dinlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davaya ve takibe konu bono senetlerin dava dışı … şirketi tarafından cirolanarak davalı takip alacaklısına verildiği, İstanbul 5.Tüketici Mahkemesince 2014/655 E. Sayılı dosyası ile her ne kadar davacnın bonolar nedeniyle senet lehdarına borçlu olmadığına karar verilmiş ise de; davaya ve takibe dayanak bono senetlerin 3. kişi durumundaki davalıya ciro edildiği, cironun usul ve yasaya uygun olduğu, davalının dava dışı … şirketinde yönetici ya da şirket müdürü olarak görev almadığı, yine takip alacaklısı cirantanın SGK sorgulamasında farklı bir şirket çalışanı olduğu, davacının bono senetlerde keşideci olduğundan her halükarda aleyhine takip yapılabileceği, davalının davaya ve takibe konu bono senetleri iktisabının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla; davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı tarafından İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesine açılan 2014/655 Esas 2017/228 Karar sayılı dosya ile; davaya konu bonoların davacı tüketici yönünden geçersiz olduğunun ve bu senetler nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve bu kararın 25/04/2017 tarihinde kesinleştiği; davacının da aynı bonoların kötüniyetle davalıya ciro edilerek takibe konulduğundan bahisle menfi tespit isteminde bulunduğu görülmüş ise de; davaya ve takibe konu her biri 2000,00 TL bedelli 16 adet bononun incelenmesi ile “Bono üzerinde tüketici senedi olduğunu gösterir” hiçbir ibarenin bulunmadığı dikkate alındığında, mahkemece bononun lehtarı ile davalı hamil arasında muvazaayı gösterir delile de rastlanmamış olması nedeniyle, davalı hamilin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunun kabulüyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/03/2023