Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/119 E. 2022/2011 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/119 Esas
KARAR NO: 2022/2011
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2020
NUMARASI: 2019/44 2020/50
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ‘in 1944 yılına dayanan geçmişi ve bugün 50.000’den fazla çalışanı , 14 ülkede toplam 77 fabrikası , 49 ürün kategorisi, 100’den fazla ülkeye ihracatı , 7 halka açık şirketi , gıda alanında başta … olmak üzere 320 marka ve binlerce ürün çeşidi, dünyanın 3. Büyük bisküvi ve 10. Büyük çikolata üreticisi konumuna gelmesi ile Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen holding şirketlerinden birisi olduğunu, Şirket adına TÜRKPATENT nezdinde … tescil numaralı “…” markasının tanınmış marka olarak tescilli olduğunu ve ilk kez 1969 yılında tescil ettirildiğini, … tescil numaralı “…” markasının 29. Sınıf da , … tescil numaralı “” markasının 03., 29., 30. Ve 32. Sınıflarda , … tescil numaralı “…” markasının 03., 29., 30. Ve 32. Sınıflarda,… tescil numaralı “…+ şekil” markasının 03., 29., 30. Ve 32. Sınıflarda, … tescil numaralı “… ideal şekil” markasının 03., 29., 30. Ve 32. Sınıflarda tescilli olduğunu, Davalının görsellerini üreterek, satış ve ihracatını yaptığını söz konusu durumun marka hakkına tecavüz ettiği ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, Müvekkilinin tanınmış “…” markasının sahibi olduğunu, 1969 yılından bu yana yoğun reklam ve kullanım sonucu Türkiye’de tanınmış marka statüsüne kavuşmuş olduğunu, davalı tarafından görsellerde yer alan ürünlerde “…” markasının sonuna “…” harfi getirilerek birebir aynısının kullanılmasının davacı adına tescilli olan markalara tecavüz edip aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının tek amacının “…” markasını taklit etmek suretiyle haksız kazanç elde etmek olduğunu, davalı tarafından davacıya ait tescilli markalardaki kırmızı yaprak görselinin dahi birebir olarak kullanıldığını, markanın kötü niyetle taklit edilmesinin tüketiciyi aldatmaya yönelik olduğunu, markalar karşılaştırıldığı takdirde davalının yazı karakter, renk ve kullandığı görselin birebir aynı olduğunu,30/10/2018 tarihli … yevmiye no’lu ihtarname ile davalıya marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerine son vermelerinin talep edildiği ancak söz konusu eylemlerine son vermemesi nedeni ile iş bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğu, 08/11/2018 tarihli … yevmiye no’lu cevabi ihtarname ile “markaların benzemediği ve pazarların farklı olduğunun” davacıya bildirildiğini, davalıya ait ürünler ile davacı ürünlerin pazarlarının bir an için farklı olduğu düşünülse dahi, söz konusu ürünlerin Türkiye’de üretiliyor oluşunun tecavüz fiilinin gerçekleşmesi açısından yeterli olduğunu ve dolayısıyla pazarların farklı olduğu iddiasının hukuken geçersiz olduğunu, Davalının aynı zamanda “…” ibareli markanın tescili için 03/02/2018 tarihinde TÜRKPATENT nezdinde marka başvurusunda bulunduğunu, 25/01/2019 tarihinde başvurudan 29. Sınıfta yer alan “hazır çorbalar,bulyonlar,kurutulmuş ,konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebze , salçalar. Hayvansal kaynaklı sütler, bitkisel kaynaklı sütler ; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilenebilir bitkisel yağlar. Kuruyemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları, patates cipsleri “ nin marka emtiasında yer alan mal ve hizmetlerden çıkartılmasına karar verildiğini, 6769 sayılı SMK.’nun 29. Maddesine göre davalının 7. Madde kapsamında işlediği fiillerin marka hakkına tecavüz niteliğinde olup SMK 149 ve devamı maddeleri uyarınca davacının mahkemeye başvurma yetkisinin olduğunu, TTK 54 vd. ve TTK.’nın 61. Maddelerinin de işbu davanın yasal dayanaklarından olduğunu, Dava dilekçesi kapsamında belirtilen hususlar ile 6769 sayılı SMK’nun 159. Maddesi, TTK’nın 61 maddesi ile HMK’nın 389. Maddeleri uyarınca işbu davanın etkinliğini temin etmek ve davalının taklit ürünleri dava süresince üretmeye, satmaya ve ihraç etmeye devam etmesinin davacının karşılanmayacak maddi ve manevi zararlara uğramasına , “…” markasının itibarının zedelenmesine yol açacağından ihtiyati tedbir talep ettiklerini, davalının eylemlerinin SMK kapsamında marka hakkına tecavüz ve TTK kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile eylemlerin önlenmesi, giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, Davalının “…” markalı dava konusu taklit ürün ve ürün ambalajlarının internet ortamı dahil her türlü mecrada kullanmasının, üretmesinin , satmasının , ithal ve ihraç etmesinin yasaklanmasına, davalı tarafından üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen “…” markalı tüm taklit ürünlere ve mezkur taklit ürün görsellerinin kullanıldığı her türlü belge ve tanıtım malzemesine (katalog,broşür vs.) Türkiye sınırları içinde veya gümrük serbest liman veya bölge gibi olanlar dahil bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına, Masrafı davalıya ait olmak üzere verilecek hüküm özetinin Türkiye çapında dağıtım yapan bir gazetede yayınlanmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde yer alan hususların kabulünün mümkün olmadığını, davalı şirketin iddia edilen gibi tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin bulunmadığını, tedbir yönünden itirazlarını yinelediklerini, davalı şirkete ait olan … sayılı başvurunun tescil sürecinin halen devam ettiğini, iş bu nedenle davalının başkaca bir markaya tecavüz edeceğinden bahsedilemeyeceği, davacı markası ile davalı markasının benzemediğini bu nedenle aralarında karıştırılma ihtimali olmadığını, davalının başvurusuna konu “…” markası ile davacının “…” markasının görünüş, yazılış, okunuş, görsel, anlamsal ve fonetik yönlerden tamamen birbirlerinden farklı olup, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davalının 25 yıldır dış piyasaya özellikle Ortadoğu’ya zengin ürünler kazandırdığını, davacı markasının da ayırt ediciliğinin bulunmadığını, kelimede yer alan harf sayısı bakımından ayırt ediciliğinin oldukça düşük olduğunu, davacı markasının artık “jenerik ad” haline geldiğini ve ürünlere özgülendiğini bu sebeple ayırt ediciliğinin kalmadığını, markaların bütünü itibariyle bıraktığı izlenimi incelendiğinde arada benzerlik bulunmadığını, dava dilekçesinde yer alan iddiaların ispat edilemediği, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile, tedbir kararının kaldırılarak, dava giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/44 E. 2020/50K. Sayılı kararı ile; “…Davacının … esas unsurlu markalarının davalı tarafından sonuna ayırt ediciliği olmayan ve küçük şekilde … harfi getirilerek,davacının şekil markası ile birlikte kullanılması karşısında görsel ve sescil olarak markanın ilişkilendirilmesine olanak sağlayacak derecede benzer olduğu, kapsamları aynı türden ürün ve hizmetleri içermesi, ortalama tüketicilerin bu nedenle davacı markası ile sunulan ürün ve hizmetlerden yararlanmak isterken davalı markasını taşıyan ürün ve hizmetleri tercih etme şeklinde yanılgıya düşebileceği, bu nedenle davalı şirketin eylemlerinin davacının marka ve ticaret unvanı tescilinden doğan halarına tecavüz ve haksız rekabet yaratacağı,tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, giderilmesi, refi ve kararın ilanında davacının menfaati olduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.1-Davanın KABULÜNE,2-Davalının, davacıya ait … esas unsurlu markaları ile karışıklığa neden olacak derecede benzer olan … markasını ürün ambalajları üzerinde kullanmak sureti ile davacının markalarından kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun Tespitine,3-Davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden davalı eylemlerinin önlenmesine, giderilmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,4-Davalının … markasını kullandığı ürünlerin mümkünse ambalajlarından sıyrılarak Ambalajlarına, Ambalajlarından sıyrılması mümkün değilse ürünlere … markasının kullanıldığı belge, tanıtım malzemesi, katalog, Broşürlere el konulmasına, el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak imhasına,5-Karar kesinleştiğinde kararın bir özetinin Ülke genelinde yayınlanan Tırajı en yüksek Gazetelerden birinde bir kez olmak üzere ilan edilmesine, masrafın davalı tarafça karşılanmasına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davacıya ait … ve … esas unsurlu markalarının jenerik markadır. Davacının kullanımı sebebi ile marka davaya konu ürünler yönünden “jenerik ad” haline gelmiş ve ürünlere özgülendiğini ve bu sebeple ayırt ediciliğinin kalmadığını, müvekkili şirketin ve davacının faaliyet alanları ve ticari çevreleri pazarları birbirinden tamamen farklı olduğunu, müvekkili şirketin 25 yılı aşkın bir süredir dış piyasaya ticari anlamda zengin ürünler kazandırdığını, müvekkilinin ticaret faaliyetini ağırlıklı olarak Ortadoğu’da yürüttüğünü, markalar arasında iltibas ihtimali dahi bulunmadığını, huzurdaki uyuşmazlığa konu markaların tüketiciler tarafından ayrılabilecek markalar olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: TPMK’dan gelen cevabi yazıda, davacı adına … marka kaydı olduğu,… tescil nolu … markasının 29 sınıfta 28.04.2009 tarihinden itibaren,… tescil nolu 3,29,30 ve 32. Sınıfta 30.05.1995 tarihinden itibaren,… tescil nolu …’dan evin markasının 5,29,30 ve 32. Sınıfta 12.09.2003 tarihinden itibaren tescilli olduğu,… tescil nolu …+şekil markasının 5,29,30 ve 32. Sınıfta 3.12.2003 tarihinden itibaren tescilli olduğu,… tescil nolu … ideal+şekil markasının 8.9.2004 tarihinden itibaren tescilli olduğu anlaşılmıştır. TPMK’dan gelen cevabi yazıda davalı adına … başvuru nolu … marka başvurusu yapıldığı ve yapılan itirazlar neticesinde bir kısım mal ve hizmetlerin çıkarıldığı ve başvuru aşamasının devam ettiği, konu ile ilgili evrakların yazı ekinde mahkemeye gönderildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 19/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacı markaları “…” , “… ideal” , “…” Davalı markası “…”dır. Davacı markalarında ve Davalı markasında “…” esas unsur niteliğindedir. Davalıya ait “…” ibareli markada “…” ve “…” ibarelerinin yardımcı olduğu görülmüştür. Davacı markalarında da “…” ibaresinin belirleyici yani esas unsur olduğu dosyaya sunulan delillerde görüldüğü üzere de ilk olarak yaratma ve tanıtmanın Davacı tarafından yapıldığı görülmüş. Yapılan incelemeler sonucunda Davalı marka kullanımında yer alan “…” ibaresine küçük olarak eklenen “…” harfinin mavi renklerde yanında konan kırmızı yaprak şeklinin ve kullanılan yazı karakterinin, Davacı markaları ile aynı iltibas yaratacak derecede benzer kullanıldığı; Davalı kullanımının Davacıya ait tescilli markalara iltibas yaratacak derecede benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Markanın kullanımının markaya tecavüz oluşturup oluşturmadığının ve haksız rekabetin talebinin takdiri mahkemeye ait olduğu…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 19/03/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda; “…Davalıya ait ekran görüntüleri incelendiğinde internet ortamında Davalı tarafa ait bir internet sitesi olmadığı, firma tanıtım sayfalarında unvanı ve adres iletişim bilgileri ile yer aldığı, Dava konusu “…” İbareli herhangi bir kullanımın olmadığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 31/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacının tescilli … ve … esas unsurlu markalarının JENEREİK MARKA OLMADIĞI, bu nedenle de ayırt ediciliği’nin düşük olmadığı, Davacı adına tescilli , … nolu “…” markası tanınmış markası, … tescil nolu (29. Sınıfta), … tescil nolu ” (03/29/30/32 Sınıflarda, … tescil nolu “” (29/30/32 Sınıflarda), … tescil nolu “” (29/30/32 Sınıflarda), … tescil nolu ” (29/30/32 Sınıflarda), Markaları ile davalı adına … nolu başvuru ile tescili talep edilmiş olan markasının, görsel ve fonetik olarak benzer olduğu, tescil kapsamlarının aynı ve benzer olduğu, açısından ortalama tüketiciye hitap etmeleri nedeniyle, benzer markaların bu hizmetler kullanılması ortalama tüketici nezdinde iltibas meydana gelme ihtimalinin mevcut olduğu, Davalının markasını tescil ettirmek istediği şekilde kullanmadığı, Lacivert(koyu mavi) … ibaresinin yanına yarı punto küçüklüğünde “..” harfinin getirildiği ve “…” harfinin yanından sağ yukarıya doğru kırmızı renkte yaprak figürünün yer aldığı, bu haliyle görsel olarak davacının markasına daha da yakınlaştırdığı ve ayniyet derecede benzer şekilde kullandığı…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ile kararın ilanı taleplerine ilişkindir. Yargılama sonunda mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Dosya içeriğinden tarafların marka sicil kayıtlarının celp edildiği görülmüştür. Yine alınan bilirkişi raporları içeriğinden davalının marka kullanımında yer alan … ibaresine … harfini küçük olarak eklediği ve … harfinin yanına kırmızı yaprak şeklinin eklendiği, yazı karakterinin davacı markaları ile iltibas oluşturacak düzeyde benzerlik taşıdığı, ayrıca markaların tescil kapsamlarının aynı ve benzer olduğu, ortalama tüketici açısından markalar arasında iltibas meydana gelme ihtimalinin bulunduğu, markalar arasında görsel olarak ve fonetik açıdan benzerlik bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf aşamasında davacının yatırdığı gider avansından kullanıldığı anlaşılan 8,25 TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2022