Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1183 E. 2023/459 K. 10.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1183 Esas
KARAR NO: 2023/459 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/147 E. SAYILI ARA KARAR
DAVANIN KONUSU: İmza İnkarına Dayalı MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ: 10/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Ev hanımı olduğunu, davalı tarafı tanımadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin ödeme emrinin ekinde ibraz edilen 11/06/2015 keşide tarihli, 36.000-TL’lik emre muharrer senet borcunun ve senet üzerindeki imzanın şahsına ait olmadığını, resmi evrakta sahtecilik yapılarak şahsından paraların talep edildiğini, icra takip dosyasının bilgisi dışında kesinleştiğini, gayrimenkulü üzerine haciz tatbiki yapıldığını, davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davalılardan …’ün kendi adına hareket ederek imza taklidinin yapılarak anlaşmalı olarak sahte senet düzenleyerek böyle bir yola başvurduğunu, icra takibinin kötü niyetli ve haksız çıkar ilişkisine yönelik olduğunu dermeyan etmiş, alacak iddiasında bulunan davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, senet üzerine atılı imzanın şahsına ait olmaması nedeni ile gayrimenkulü üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına ve menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılarca cevap dilekçesi sunulmamış, münkir sayılmışlardır. Davalı … vekili UYAP ortamı üzerinden 03/02/2020 tarihinde beyan dilekçesi sunduğu, beyan dilekçesinde davanın tüm talepler ile birlikte reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/04/2021 tarihli 2019/1060 E. – 2021/352 K. sayılı kararıyla; “…Dosyada mübrez belgeler, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 11/12/2020 tarih ve … sayılı raporu, icra dosyası, bono senedi ile dosya içeriği kül hâlinde düşünülüp değerlendirildiğinde; icra takibine konu edilen 11/06/2015 ödeme günlü 36.000-TL bedelli, 09/07/2014 düzenleme tarihli, keşidecisi … olarak görünen, lehdarı … olan bono senedi üzerindeki imzanın davacı …’e ait olmadığının İstanbul Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu, bono senedi üzerinde yer alan imzanın davacı-borçlunun eli ürünü olmadığı, kişinin imza atmadığı bir bono senedi sebebiyle senet lehdarına ve hamiline borçlu olmasının sözkonusu olmayacağı, bu yönüyle davacının bono senedinden kaynaklı olarak davalılara borcu bulunmadığı” gerekçesiyle; Davanın KABULÜNE, -İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davacının, davalılara borçlu olmadığının TESPİTİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı … vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafça takip edilmediğini, çelişkili beyanlar içeren bir dava olduğunu, müvekkilini telafisi imkansız zararlara uğratacak nitelikte olduğunu. -Davanın yasal süre içerisinde açılmadığından usulden reddi gerektiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının davacı borçlu tarafından itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, gerekçeli kararda Adli Tıp raporuna dayanılmışsa da raporun yeterli olmadığını, davacının süresinde itiraz etmeyerek, haciz aşamasında bu davayı açtığını, ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğunu, davacının salt imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla borçtan kurtulmasının mümkün olmadığını.-Davacının okuryazar olmadığını, imza atmayı bilmediğini, imza atarken karalama yaptığını beyan ettiğini, raporun ise imzası davacıya ait olduğu varsayılan mukayese belgeler üzerinden inceleme yapılarak tanzim edildiğini, okur-yazar olmayan ve imza atmayı bilmeyen bir kimsenin belli kurumlarda imzaladığı belgelerin olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu.-Davacının 04/02/2020 tarihli duruşmada “…bu imza bana ait değildir, okur yazarlığım yoktur…oğlum … benim adıma imza atmıştır…” şeklindeki beyanlarının ikrar niteliğinde bulunduğunu, davacının oğlu ile birlikte kasti olarak anlaşmalı hareket edip müvekkilini zarara uğratmaya çalıştıklarını, davacının kötüniyetli biçimde borçtan kurtulmaya çalıştığını.-Davacının süresi içinde itiraz etmediğinden takibin kesinleştiğini, takibe konu senedin 2015 tarihli olduğunu, takibin ise 2018 yılında başlatıldığını, davacının bu süre içerisinde itiraz etmeyerek taşınmazına haciz konulması üzerine bu davayı açtığını.-09/02/2021 tarihli duruşmaya davacının ve diğer davalı …’ün katılmadığını, kendilerinin de davayı takip etmeyeceklerini bildirmelerine rağmen hakimin usul ve yasaya aykırı olarak davayı işlemden kaldırmadığını, mahkemenin bu konuda taktir hakkının bulunmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya örneğinin incelenmesinde; alacaklı … tarafından, davacı borçlu … ve davalı … aleyhine, 11/06/2015 ödeme günlü 36.000-TL bedelli, 09/07/2014 düzenleme tarihli, keşideci …, lehdar … olan bonoya dayalı olarak, 03/04/2018 tarihinde kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatmıştır. İlk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 11/12/2020 tarih ve … sayılı raporda; ”… alacaklısı …, borçlusu … olan 09/07/2014 düzenleme, 11/06/2015 ödeme tarihli 36.000-TL bedelli senette atılı basit tersimli borçlu imzaları ile …’ün mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel …’ün eli ürünü olmadığı…” belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu tarafından; …’e ait mahkemece alınan imza örneklerini içerir istiktap tutanakları , 03/05/2011 tarihli nüfus cüzdanı talep belgesi, 16/08/2018 tarihli nüfus cüzdanı talep belgesi, 2019 yılına ait 3290 numaralı sandık seçmen listesi, 31/07/2019 tarihli dilekçe, 31/07/2019 tarihli tebliğ mazbatası, 21/06/2019 tarihli dilekçeler üzerinde inceleme yapılmıştır.
G E R E K Ç E: İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı alacaklının davacı … ile davalı … aleyhine 03/04/2018 tarihinde kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, davacının 21/06/2019 tarihinde menfi tespit davası açtığı, davalı tarafça davanın zamanaşımına uğradığı itirazında bulunulmuşsa da, menfi tespit davaları için İİK 72. Madde de zamanaşımı süresi öngörülmediği, takibe itiraz etmemiş borçlunun da hukuki yararının bulunması halinde menfi tespit davası açmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının icra tehdidi altında bulunması nedeniyle dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı ve vekilinin katılmadığı 09/02/2021 tarihli duruşmada, davalı vekilinin davayı takip etmeyeceklerini bildirmesi üzerine ilk derece mahkemesince davanın HMK 150. Madde gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilmesi yerinde değilse de, davada daha önce işlemden kaldırma kararı verilmediği, davacı vekilinin bir sonraki duruşmaya katılarak davayı takip ettiği, HMK 150. Madde gereğince davalı lehine usuli kazanılmış hak doğmadığı göz önüne alınarak bu husus sonuca etkili görülmemiştir. İmza inkarı mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilecektir. Davacının okuryazar olmadığını ve senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü, mahkemece senedin keşide tarihinden önce ve sonraya ait resmi kurumlarda bulunan imza örneklerinin celp edildiği, mahkeme huzurunda imza örneklerinin alındığı ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ile imzanın kuvvetle muhtemel davacıya ait olmadığının tespit edildiği, senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunu ispat yükü davalıda olup aksinin ispatlanamadığı, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmış, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 2.459,16 TL nispi harçtan, peşin alınan 674,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.789,96 TL eksik harcın davalı … alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 33,10 TL (posta-teb-müz) masrafının davalı … alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı … tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/03/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.