Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1160 E. 2023/421 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1160 Esas
KARAR NO: 2023/421
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2021
NUMARASI: 2020/788 E. – 2021/164 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 01/04/2016 düzenleme tarihli, 02/05/2016 vade tarihli 25.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak öncelikle ihtiyati haciz kararı aldığını, akabinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlattığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, buna karşın davalı yanın sürekli olarak geçerliliği bulunmayan senetleri takibe koyarak haksız çıkar elde etmeye çalıştığını, davalının, müvekkiline ödemiş olduğu herhangi bir para olmadığı gibi müvekkiline vermiş olduğu bir hizmette bulunmadığını, söz konusu senedin müvekkili tarafından davalıya davalının ödeme taahhüdünde bulunduğu avukat ücretine karşılık teminat amacıyla verilmişse de davalının herhangi bir avukat vekalet ücreti ödemediğini, müvekkilinin, davalının belirlediği avukatla çalışamadığını, kısa süre içerisinde azlettiğini, davalının kötü niyetli olarak takip başlattığını beyanla davalı yanın müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmaması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bonoların sebepten mücerret olduğunu ve borç ikranını içerdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.02.2021 tarih ve 2020/788 Esas – 2021/164 Karar sayılı kararıyla; “Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu bononun teminat amacı ile verilip verilmediği, bu doğrultuda davacının davalıya borçlu bulunup bulunmadığı noktasındadır. Kambiyo senetlerinden olan bono, illetten mücerret olup, dava konusu bonoda nakden kaydının bulunduğu, dava konusu bono ile ilgili davalı hakkında derdest veya iddianame düzenlenmesi ile sonuçlanmış bir soruşturma dosyası bulunmadığı, imzaya itirazı bulunmayan davacının dava konusu bononun iddia ettiği sebeple düzenlenmiş teminat bonosu olduğu hususunu yazılı delillerle ispatlaması gerektiği, HMK’nun 201.maddesinde yer alan senede karşı senetle ispat zorunluluğu uyarınca bu hususun tanıkla ispatının caiz olmadığı, ancak davacı tarafça sunulmuş herhangi bir yazılı delil bulunmadığı, dava dilekçesinde bahsi geçen bir kısım dosyaların dava konusu takip ve bonoya ilişkin bulunmadığı anlaşılmakla ispat yükü üzerinde bulunan davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılmış, dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, bu suretle davacı tarafça sunulan yemin metninin davalıya tebliğe neticesinde duruşmaya katılan davalının dava konusu bononun teminat amaçlı olarak verilmeyip ödenen para karşılığında verildiği hususunda yemin eda etmesi neticesinde davanın reddine karar vermek gerekmiş, icra takibinin davacının ihtiyati tedbir talebine binaen ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmuş olması nedeni ile davalının alacağına geç kavuşacak olmasından mütevellit İİK’nun 72.maddesi uyarınca davalı lehine takdiren % 20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Müvekkil ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı bir iş ilişkisi kurmak istemişlerse de işbu düşüncenin gerçekleşmediğini, Davalının işbu senetten dayalı bir alacağının bulunmadığını, davalının müvekkile ödemiş olduğu herhangi bir para olmadığı gibi vermiş olduğu bir hizmetin de bulunmadığını,Bononun müvekkil tarafından davalıya, davalının ödeme taahhüdünde bulunduğu avukat ücretine karşılık teminat amacıyla verildiğini, ancak davalının herhangi bir avukat vekalet ücreti ödemediğini, müvekkilin davalının belirlediği avukatla çalışamayıp kısa süre içerisinde azlettiğini,Davalı çeşitli vaatlerle müvekkilin uzun süre yurtdışında yaşaması ve Türkiye’deki usulü bilmemesinden faydalanarak teminat amacıyla senetler imzalattığını, ancak aralarındaki temel ilişkinin gerçeğe dönüşmediğini ve dolayısıyla davalının herhangi bir alacağının doğmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “…dava konusu bono ile ilgili davalı hakkında bir soruşturma dosyası bulunmadığı, imzaya itirazı bulunmayan davacının dava konusu bononun iddia ettiği sebeple düzenlenmiş teminat bonosu olduğu hususunu yazılı delillerle ispatlaması gerektiği, davacı tarafça sunulmuş herhangi bir yazılı delil bulunmadığı, dava dilekçesinde bahsi geçen bir kısım dosyaların dava konusu takip ve bonoya ilişkin bulunmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine, %20 icra inkar tazminatının davacıdan alınmasına.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı, davaya konu 01/04/2016 tanzim -02/05/2016 vade tarihli ve 25.000,00-TL bedelli bononun davalıya teminat amacıyla verildiği, başlangıçta kendisine öyle bir borcun verilmediği ve davalıya böyle bir borcun bulunmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, davacı iddialarının doğru olmadığını ve aksinin yazılı delille ispatının gerektiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Takibe konu bononun “Nakden” kaydını içerdiği ve davalı tarafından dosyaya sunulan cevap ve delillerle ‘davacıya borç para verildiği’nin tekrarlandığı, buna göre senedin ihdas nedeninin talil edilmediği, ispat yükünün davacı tarafta olduğu görülmüştür. Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def’i olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. Davaya konu bononun bedelsizlik iddiaları bakımından açılan menfi tespit davasında ispat yükü davacı borçludadır. Davacı iddialarının aksine davalı tarafça senedin talili yapılmadığından ispat yükünün yer değiştirdiğinden de söz edilemeyecektir. Davacı tarafından ispata yarar delil sunulmadığı, taraflar arasında olduğu belirtilen davaların işbu dava ile ilgili olmadığı, mahkemece davacıya yemin hakkının hatırlatıldığı ve davalı tarafça yeminin eda edildiği; tüm bu hususlar gözetildiğinde mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde ve mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının uygulanmış olması nedeniyle davacı aleyhine tazminata karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/03/2023