Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1152 E. 2023/643 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1152 Esas
KARAR NO: 2023/643 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2020
NUMARASI: 2018/356 E. – 2020/241 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin müzik camiasında tanınmış bir bestekar ve ses sanatçısı olduğunu, müvekkiline ait “…” isimli eserin davalı tarafından izinsiz olarak sözleri değiştirilerek konserlerde ve çeşitli programlarda okunduğu, sosyal paylaşım sitesi YouTube isimli sosyal medya kanalında halen yayınlandığı, Musiki Eserleri Sahipleri Birliğine ait 12/07/2018 tarihli belge ile davacının eseri olduğunun belli olduğu, söz konusu durumun müvekkilinin eserden kaynaklı haklarını ihlal ettiğini, bu sebeplerle meydana gelen tecavüzün men’ine, FSEK 68.madde uyarınca muhtemel gelirin üç katı tutarında tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin çevresinde ve müzik camiasında … ismi ile tanınan MESAM üyesi bir bestekar ve ses sanatçısı olduğunu, müvekkili tarafından söz konusu eserin hiçbir sosyal ve görsel medya araçlarında seslendirilmediğini, davacı tarafından davaya dayanak yapılan YouTube paylaşımının kendisi tarafından yapılmadığını, ilgili videonun müvekkilinin rızası dışında kayda alınarak 27/02/2016 tarihinde internet ortamında paylaşıldığını, yüklenme tarihinden iki yıl sonra dava açılmasının kötüniyetli olduğunu, eserin müvekkili tarafından hiçbir ticari ve kar amacı güdülmeden arkadaş ortamında seslendirildiğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 10/12/2020 tarihli 2018/356 E. – 2020/241 K. sayılı kararıyla; “…somut olaya baktığımızda; davalı tarafça bu eserin herhangi bir konserde veya satışa sunulan CD’de veya TV programında kullanıldığına dair bir delil bulunamamış, internet ortamında yer alan CD görüntüsünde ise, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davacıya ait eserin musikisi ile aynı olan, ancak sözleri farklı bir şarkının davalı tarafından lokanta olduğu anlaşılan bir yerde bulunan dört kişilik bir masada çıplak sesle söylendiği, konser niteliğinde veya profesyonelce yapılan bir kayıt olmadığı, davalının davacıya ait eseri FSEK’nun 24. maddesinde belirtilen şekilde umumi mahalde kullanmadığı, umum ifadesinin doktrinde “bir eseri kullanan ile eseri algılayan, yahut erişebilen, yahut da eseri algılayan kişilerle arasında şahsi bir ilişki yahut kişisel bağlantısı bulunmayan kişiler” olarak tanımlandığı, davalının aynı masada yemek yediği kişiler ile şahsi ilişkisinin olduğunun anlaşıldığı, böyle bir ortamda seslendirilen eser nedeniyle davacının eserden kaynaklanan mali ve manevi haklarına tecavüz edilmiş sayılmayacağı, amatörce kaydedilen görüntülerin internet ortamına davalı tarafından yüklendiğinin de tespit edilemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı …’ın daha önce kimseye dava açmadığı halde, müvekkilinin yıllarca birçok kişi tarafından okunan anonim eser olan “…” isimli eseri okuması ve Youtube’da yayınlanması nedeniyle çok beğenildiğinden müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2017/342 Esas 2018/77 K sayılı davasını ikame ettiğini, bu davada Youtube’da yayınlanması konusunda müvekkilinin ilgisinin tespit edilememesine rağmen müvekkili aleyhine karar verildiğini, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/3069 Esas- 2018/2342 Karar sayılı kararı ile kararın kaldırılarak, Mahkemenin 2018/493 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, davalının müvekkiline duyduğu kin, garez ve intikam alma duygusuyla misilleme yapmak için eserin bazı sözlerini değiştirerek, kameranın çektiğinden haberdar şekilde poz vererek, müvekkilinin bestesi ve müziği ile okuduğunu, eserin okunduğu yerin umuma açık mahallerden olan restoran olup, herkesin duyabileceği ses tonunda okunarak müvekkilinin haklarının ihlal edildiğini.-Mahkemenin eksik ve hatalı inceleme ile ve denetime elverişli olmayan 29/09/2020 tarihli bilirkişi raporundaki hatalı yorum ve tespitlere dayanarak davanın reddine karar verdiğini.-Kararın gerekçesinde eserin bazı sözlerinin-kelimelerin değiştirildiği halinin “… Davacıya ait eserin musikisi ile aynı olan, ancak sözleri farklı bir şarkı…” olarak tanımlanmasının hatalı olduğunu, davalının okuduğu eserde değiştirilen sözlerin birkaç harf ve bir kelime (senden-benden) ibaret olduğunu, farklı bir eser/şarkı yaratılmış gibi nitelendirmenin hatalı olduğunu.-Davalının müvekkiline duyduğu kin ve garez ile hareket ettiğini, misilleme yapmak için kameranın çekim yaptığından haberdar olarak, poz vererek, umumi mahal olan restoranda, aralarında şahsi ilişki bulunmayan garson ve diğer müşterilerin duyabileceği ses tonunda okuyarak müvekkilinin haklarına tecavüz ettiğini, mahkemenin sıradan arkadaş ortamında okunmuş gibi nitelendirmesinin hatalı olduğunu, kararın gerekçesindeki “…davalının aynı masada yemek yediği kişiler ile şahsi ilişkisinin bulunduğunun anlaşıldığına ” ilişkin tespitinin neye dayanarak yapıldığının da anlaşılamadığını, seslendirme esnasında videonun sonunda alkış ve “ooo” şeklinde sesler geldiğini.-Davalının cevap ve cevaba cevap dilekçelerinin süresinde verilmediğini, muvaffakatlarının olmaması nedeniyle karar verilirken dikkate alınamayacağını, mahkemenin 05/09/2019 tarihli 1 numaralı ara kararı ile davalı vekilinin süresinde cevap dilekçesi sunmadığının tespit edildiğini.-Mahkemenin bilirkişi raporuna itirazlarını dikkate almadığını, videonun halen yayınlandığını.-Davalının müvekkiline ait eseri seslendirerek “…” isimli YouTube kanalında yayınlatmasının tesadüf değil kötüniyetli olduğunu, kabul ve ikrar anlamına gelmemek koşuluyla FSEK 68. Madde uyarınca tazminat talepleri için kusur şartının zorunlu olmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesi tarafından Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği’ne yazılan müzekkereye gelen yazı cevabında “…” adlı eserin 08.12.2015 tarihinde besteci … adına MSG veri tabanına kayıt ettirildiği belirtilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından MÜ-YAP Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliğine yazılan müzekkereye gelen yazı cevabında “…” isimli müzik eserinin rayiç bedelinin 1.000,00 TL olabileceği bildirilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından TRT İstanbul Radyosu Halk Müziği Uzmanı …, TRT İstanbul Radyosu Halk Müziği Uzmanı … ve fikri mülkiyet uzmanı Prof. Dr. …’den oluşan bilirkişi heyetinden alınan 29.09.2020 tarihli raporda; dava konusu bestenin FSEK 3.maddesi uyarınca musiki eser olarak değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda davalının davacıya ait “…” isimli eseri yemek masasında şahsi ilişkisi bulunan kişilere seslendirdiği, kayda alınan seslendirmenin YouTube’a yüklenmesi noktasında davalının bir dahilinin ispat edilemediği dikkate alındığında, davalının davacıya ait eseri umuma açık olmayan bir mahalde seslendirmekten ibaret eyleminin davacının eser hakkına tecavüz olarak değerlendirilemeyeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde; bestesi müvekkiline ait “…” adlı eserin sözlerinin değiştirilerek, davalı tarafça okunduğunu ve çekilen videonun YouTube’da yayınlanarak müvekkilinin mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek tecavüzün meni, refi ile FSEK 68. Madde gereğince üç kat tazminata, manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, usule ilişkin istinaf sebeplerinde, davalı vekilinin davaya süresinde cevap vermediğini, süresinden sonra ileri sürülen savunmalara HMK 141. Madde gereğince muvaffakatlarının bulunmadığını ileri sürmüşse de, davalı vekilinin iki haftalık cevap süresi içerisinde süre uzatım talebinde bulunduğu, mahkemece cevap süresinin bittiği 01/09/2018 tarihinden itibaren iki hafta ek cevap süresi verildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinin bu sürenin son günü olan 17/09/2018 tarihinde ibraz edildiği anlaşılmakla, savunmanın genişletildiği yönünde ileri sürülen sebep yerinde görülmemiştir.Davacının davaya konu eseri 08.12.2015 tarihinde MSG veri tabanına kayıt ettirdiği, eser bildirim belgesinde sözlerinin anonim olduğunun beyan edildiği, davacının besteci sıfatıyla eser sahibi olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında görülen, İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2017/342 Esas 2018/77 K sayılı dosyada görülen dava nedeniyle husumet bulunduğu, davacının davalının müvekkiline husumeti nedeniyle kendisine ait eserin sözlerini değiştirerek okuduğunu, videonun haberli çekilerek kasıtlı olarak yayınlandığını ileri sürdüğü, davalı tarafça da cevap dilekçesinde, davalı tarafın eserinin daha önce davacı tarafça izinsiz olarak okunması nedeniyle bu davanın açıldığını ileri sürdüğü anlaşılmışsa da, ileri sürülen iddiaların davanın sonucuna etkisi bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda, (davalının beyanına göre) arkadaş ortamında, yemek yediği restoranda masada oturduğu yerden davacıya ait eseri seslendirdiği, telefon kamerasıyla amatörce kayda alındığı, davalının YouTube’da yayınlanan videoyu yüklediğine dair veri bulunmadığı, FSEK 24/1 maddesi gereğince bir eserin doğrudan veya dolaylı her türlü temsilinin değil, ancak “umuma arz edilmek üzere gerçekleşen” temsilinin eser sahibine ait olduğu, davalının YouTube’ a yüklenmesi noktasında dahli ispat edilemediğinden, davalının davacıya ait eseri umuma açık olmayan bir mahalde seslendirmekten ibaret eyleminin, davacının eser hakkına tecavüz olarak değerlendirilemeyeceği kanaatine varıldığı beyan edilmiştir. Rapor içeriğinde bulunan görselden, … tarafından yüklendiği anlaşılmıştır. FSEK 24/1 maddesinde “bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.” hükmü düzenlenmiştir. Dairemizce de YouTube videosu izlenmiş, davalının eyleminin restoranda yemek sırasında çekildiği, davacının eserinin izinsiz olarak temsil edildiğinden bahsedilemeyeceği, davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 06/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.