Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1117 E. 2021/1307 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1117 Esas
KARAR NO: 2021/1307 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2021/414 E.- 2021/49 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 18/06/2021
BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nden verilen 16/03/2021 tarihli kararına karşı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2003/34747 sayı ile tescil ettirdiği … markasının korunma süresinin 31/01/2026 tarihine kadar devam ettiğini, davalı şirketin müvekkili şirkete ait “…” isimli tescilli markayı ticari unvanında kullandığını, bu unvanı TTK ve Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine aykırı oluşturduğunu ve … ibaresini müvekkili şirketin izni olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullanmaya devam ettiğini, davalı şirketin bu hareketinin müvekkili şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, bu suretle de haksız rekabete yol açtığını belirterek, davalı şirketin ticari unvanında kullandığı “…” ibaresinin müvekkilinin tescilli markasına aynen benzediğinden ve bu durum haksız rekabet teşkil ettiğinden bahisle markaya tecavüzün meni, refi ve hükmün ilanını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin “… – …” müvekkilinin 15/01/2008 tarihinde Ankara Ticaret Odası Ticaret Siciline Tescil ettirdiği ticaret unvanı olduğunu, ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemleri yaparken kullandığı isim olduğunu, müvekkilinin ticari unvanı içerisinde bulunan “… – …” sözcüklerinin müvekkilinin adı ve soyadı ile ad ve soyadının kısaltılmış hali olduğunu, müvekkilinin, ticari unvanını ve ticari unvanında belirtilen ibareleri marka olarak veya markalaştırarak kullanmadığını, müvekkilinin, “…” ibaresini, marka şeklinde kullanmadığını, markaya tecavüzünün söz konusu olmadığını, tescilli Ticaret Unvanının dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde kullanıldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 16/03/2021 tarihli 2021/414 Esas- 2021/49 Karar sayılı kararı ile; ” Davacının davasının HMK 114/1-ı ve 115.maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, -Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, -Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, -Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine ” karar verilmiştir. Davalı vekilinin 26/04/2021 tarihli dilekçesi ile; davaya cevap dilekçesinde açıkça vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmelerine rağmen vekalet ücretine hükmedilmediğini beyanla, mahkemenin sehven hüküm altına almadığı 5.900 TL vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesi için ek karar verilmesi talep edilmiştir.
MAHKEME EK KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 04/05/2021 tarihli 2021/414 Esas- 2021/49 Karar sayılı ek kararı ile; “22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 27. Maddesi ile değişik HMK 305/A’ya göre “Taraflardan her biri nihai kararın tebliğinden itibaren 1 ay içinde yargılama ileri sürülmesinde veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmünü içerdiği, mahkemece dosyanın tetkikinde davalı lehine vekalet ücret hükmedilmediği ve bu yanlışlığın yukarıda anılı kanun hükmü çerçevesinde düzeltilebileceği” gerekçesiyle; Mahkemece 16/03/2021 tarihli verilen kararın hüküm kısmında sehven vekalet ücreti eksik yazıldığı anlaşıldığından hükme aşağıdaki şekilde vekalet ücreti ile ilgili kısım eklenmesine; -Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6. Maddesi uyarınca 2.950,00 TL vekalet ücreti takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekili ek karara karşı süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verdiğini, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 6. Maddesine göre vekalet ücreti taktir etmişse de, tarifenin 6. Maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığını, Tarifenin 7/2 maddesine göre 5.900 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla ek kararın kaldırılarak, talep ettikleri şekilde karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; AAÜT’nin 7. Maddesinde “Ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar davanın nakli davanın açılmamış sayılması, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” hükmü düzenlendiğini, mahkemenin de derdestlik beyanlarına istinaden ve ön inceleme aşaması tamamlanmadan tarifeye uygun olarak karar verdiğini, beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davalı vekili mahkemenin, vekalet ücretine ilişkin 04/05/2021 tarihli ek kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda mahkemece 5.900 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 2.950,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğinin ileri sürüldüğü istinaf başvurusuna konu vekalet ücreti miktarının 2.950 TL olduğu anlaşılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2021 yılı için 5.880,00 TL olduğundan, istinaf edilen vekalet ücretinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-6100 sayılı HMK.’nın 341/2 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf isteminin kesinlik sınırının altında kaldığından USULDEN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca 18/06/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.