Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1100 E. 2023/332 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1100 Esas
KARAR NO: 2023/332
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2021
NUMARASI: 2018/906E, 2021/114 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın aynı zamanda … San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin yetkilisi olduğunu, bu şirketi kurduğunu ancak işleri iyi gitmediği için battığını, müvekkilinin işlerinin kötü gitmesinden dolayı iş yerini kapatmak zorunda kaldığını ve iş yerini kapattıktan sonra yapılan tebligatlara vakıf olamadığını, bu sebepler sonucunda müvekkili …’ın yetkilisi olduğu şirket aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak müvekkilinin bundan zamanında haber olmadığını ve yasal itiraz sürelerini kaçırdığını, itiraz süresini kaçırmış olsa bile takibe konu çekin kendisine ait olmadığı için ve imza ile kaşesinin taklit edilmesinden dolayı Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğunu, açıklanan nedenlerle müvekkillerinin davalıya borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap süresinin uzatılmasına yönelik talebinin kabulü kararına istinaden süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; İİK 89 ve İİK 72 md göre açılan davaların farklı davalar olduğunu, öncelikle usulden reddi gerwektiğini, aksi halde ise tafrik kararı verilerek Davacı … şti nin açtığı davanın bu davadan terik edilerek İtanbul Aandolu ATM yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, müvekklinin iyiniyetli hamil olduğunu, davacı … ın ise davacı şirket yetkilisi olup diğer davacı … ştiye borçlu olmadığını ispat yükünün davacıda oldğunu, davaya sebebiyet verenin müvekkili olmadığını davacının süresinde İİK 89 md gereğince itiraz etmediğini, davacıların iddialarının gerçekten yoksun olduğunu, dava konusu icra takip dosyasını sürüncemede bırakmak amacıyla kötüniyetli olarak huzurdaki davayı açtıklarını, davacılar borçlu olmadığını iddia etmiş ise de bu durumu ispat etmekle yükümlü olduklarını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretininde davacı taraflara yükletilmesini istemiştir. Davalı vekili 2.cevap dilekçesinde; haciz ihbarnamelerinin diğer borçlular yönünde de geçerli olduğunu, davacının tüm borçlulara borçlu olmadığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “… Davanın KABULÜNE, a-Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin takibe konu çekler yönünden davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, b-Davacı …’a takip nedeniyle gönderilen İİK. 89/3 haciz ihbarnamesi nedeniyle davacı …’ın davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle; – İİK 89. maddesi özel bir düzenleme olup, işbu madde uyarınca menfi tespit davası açılabilmesinin koşulları, genel hükümler uyarınca açılan menfi tespit davasından farklı olduğunu, diğer davacı ve takip borçlusu konumundaki … yönünden genel hükümlere göre açılması gereken menfi tespit davasından farklı olduğunu, her iki davadaki talep sonuçları ve incelenecek hususlar birbirinden farklı olduğunu, tek dava olarak açılan davada taraflar açısından hukuki yarar bulunmadığını ve bu yönü ile de açılan dava usule aykırı olduğundan davanın usulden reddi gerekirken yerel mahkemece her iki menfi tespit talebinin de aynı davada incelenerek esas yönünden hüküm kurulması hukuka aykırı olduğunu, – davacı …nin takip alacaklısı davalı müvekkiline borçlu olmadığı ile ilgili talepleri yönünden davanın ilk derece mahkemesince tefrik edilmesi gerektiğini ve tefrik kararı sonucunda da genel hükümlere göre işbu dava İİK md. 72’ye göre açılan menfi tespit davası olduğundan yetkili mahkeme … Metal yönünden takibin yapıldığı icra dairesi veya davalının ikamet adresinin bağlı olduğu mahkeme olmakla İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılması gerekli olmakla yetki yönünden davanın reddi gerektiğini, Bilirkişi raporunda “Davalı tarafa ait sunulan ticari defterlerin mali incelemesinde, davacı şirketin çeklerdeki cirantalar ile ticari ilişkisi olduğuna dair herhangi bir belgenin tespit edilemediği” belirtildiğini, ancak öncelikle belirtmek isteriz ki; davalı müvekkili ….’nin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi, davacı şirketin davalı müvekkile ve davalı …’ın da davalı şirkete borçlu olup olmadıklarının tespitini sağlayamayacağını, müvekkilinin, takibe konu çekleri ciro yolu ile ve iyiniyetli bir şekilde aldığını, ciro silsilesi incelendiğinde açıkça görüleceği üzere; söz konusu çekleri müvekkiline davacı şirket değil … Tic. Ltd. Şti. ciro ettiğinin görüleceğini, Bununla birlikte kambiyo sendinin temeldeki ilişkiden bağımsız bir olduğunu, temel ilişkideki borç ilişkisinin varlığını, mahiyetini ispat mükellefiyeti söz konusu değilken davacıların, davalı müvekkile borçlu olup olmadıklarının tespiti amacı ile müvekkilin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinin esasa etkili olmayacağını, iyi niyetli yetkili hamil olan davalının, davacının çekteki diğer cirantalarla olan ticari ilişkisini bilebilecek konumda olmadığı gibi böyle bir yükümlülüğü de bulunmadığını, davacı taraf dosyaya çekler nedeniyle borçlu olmadığına ilişkin bir belge ibraz etmediğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarını dosyaya sunmadığını, davacının sonraki ciranta …’e borçlu olmadığını ve keşideci … ile aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunup bulunmadığı hususunu ispat edemediğini, salt imza itirazı davacı şirketin borçlu olmadığını ispat etmeye yeterli olmadığını, 17.08.2020 tarihli grofolog bilirkişi raporunun tüm imza örnekleri toplanmadan eksik inceleme neticesinde tanzim edilmiş bir rapor olduğunu, sadece …’ın imza örnekleri alındığını, çeklerin düzenlenme tarihinden önce davacının yanında çalışan kişilerin de imza ve yazı örneklerinin alınarak bu doğrultuda bir rapor düzenlettirilmesi gerektiğini, imza incelemesinin ayrıca İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılmakta olduğunu, ilgili mahkeme tarafından dosyaya gönderilen bilirkişi raporu soruşturma sırasında alınmış olan eski tarihli bir bilirkişi raporu olduğunu, Kovuşturma sırasında yeni bir bilirkişi raporunun henüz dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiğini, Kararda davalı …’ın da borçlu olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmişse de; bu hususun yeterli gerekçeyi içermediğini, İİK. m. 89 uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerinin icra takibinde adı geçen tüm borçluların 3. Şahıslar nezdinde bulunan alacaklarına ilişkin olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından usulüne uygun bir şekilde gönderilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen …’ın, 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine açtığı menfi tespit davasında takip alacaklısına değil tüm takip borçlularına borcu bulunmadığını ispat yükü altında olduğunu, ancak dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere davacı …’ın sadece borçlu …’ne borcu olmadığını beyan etmiş olup diğer takip borçlularına bir borcu olmadığını iddia etmediği gibi ispatına yönelik bir belgeyi de dosyaya ibraz etmediğinden davacı … yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME Dava Gaziosmanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış ise de; Gaziosmanpaşa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/128, 20218/148 K sayılı ilamı ile görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, davacı vekili süresi içinde gönderme talebinde bulunmuştur. Davaya konu İstanbul Anadolu …İcra Md nün … esas sayılı dosyasında alacaklının davalı …şti, borçuların davalı … Ltd Şti ile dava dışı …, …, …Ltd şti olduğu, takipte 130.000TL asıl alacak ile ferileri ki toplam 143.874,96TL nin avans faizi ile tahsili talep edildiği, alacaklı vekilinin 30.10.2017 talebinde “dosya borçlularının hak ve alacaklarının haczi için İİK 89/1 md gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmesini” talep ederek …’ ın adresini bildirdiği, davacı … adına 1. Ve 2.haciz ihbarnamesinin çıkarıldığı borçlular olarak …, … şti ve …Şti gösterildiği, tebliğ şerhlerine rastlanmadığı, PTT cevabına göre 2.haciz ihbarnamesi 01.12.2017 de tebliğ edildiğinin bildirildiği, 3.haciz ihbarnamesinin 27.04.2018 de tebliğ edildiği, davanın 11.05.2018 de açıldığı anlaşılmıştır. Davaya konu 65000’er Tl bedelli 2 adet çek suretleri incelendiğinde; … Bakası Kağıthane şubesine ait keşidecisi …, lehtarı …Şti olan çekin düzenlenme yerini İstanbul tarihinin 15.08.2017 … seri nolu olduğu, sırasıyla diğer cirantaların …, …Şti, …şti olduğu çekte karşılıksız şerhi olduğu, … Bankası Kağıthane şubesine ait keşidecisi …, lehtarı …Şti olan çekin düzenlenme yerini İstanbul tarihinin 15.08.2017 … seri nolu olduğu, sırasıyla diğer cirantaların …, …Şti, …şti olduğu çekte karşılıksız şerhi olduğu, her iki çekte görünürde düzgün ciro silsilesi olduğu anlaşılmıştır. Grafolog bilirkişi 11/02/2020 tarihli raporda özetle; inceleme konusu … Bankası Kağıthane İstanbul şubesine ait, 30.07.2017 keşide tarihli, … seri nolu, 65.000 TL’lik çekin arka yüzünde davacı şirkete atfen atılmış imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığı yönünde görüş ve kanaati bildirilmiştir. Ek raporda özetle; inceleme konusu … Bankası Kağıthane İstanbul şubesine ait 15.08.2017 ve 30.07.2017 keşide tarihli, … ve … seri nolu iki adet çekin arka yüzlerinde davacı şirkete atfen atılmış imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığı yönünde görüş ve kanaati bildirilmiştir. Mali müşavir bilirkişi raporda özetle; Davacı tarafından incelemeye ticari defter sunulmadığını, Davalının sunmuş olduğu kebir defterinde çeklerde kendisinden önce ciranta olan … firmasına ilişkin 120.100.M004 Mekanik elektrik hesabı incelendiğinde 2017 yılı açılış kayıtlarında 13.500 TL Mekanik elektrik firması borcu olduğu, davaya konu çekler ile birlikte 3 adet 200.000 TL çekin 13.02.2017 tarihinde kayıtlara alındığı,çekler alındıktan sonra hesapta görülen 186.500 TL Mekanik Elektrik alacağına ilişkin herhangi bir fatura tanzim edilmediği, çeklerin karşılıksız kayıtlarının bu hesaba yapılmadığı, 15.08.2018 tarihinde 2 adet davaya konu çeke ilişkin 2.820,00 TL çek teminat bedelinin ve dava dışı 1 adet çeke ilişkin 1.410 TL çek teminat bedelinin alacak kaydı olarak kaydedilmesi neticesinde 2017 yıl sonunda hesapta 190.730 TL … firmasının vermiş olduğu çeklerden kaynaklı alacaklı olduğu Davaya konu 130.000 TL çeklerin alınan çekler hesabından 101.600.007 Takipteki çekler hesabına 15.08.2017 tarihinde virman edildiği ve dava dışı diğer 3. Çekin de takipteki çekler hesabına virman edildiği Davalı tarafından sunulan kayıtlarda kendisinden önceki ciranta ile ticari ilişkisi kapsamında alındığı kayıtlı olup, davalının sunulan kayıtlarında söz konusu çeklere ilişkin borç alacak hususunda önceki ciranta ile olan ilişkisi iş bu davanın konusu olmadığından taraf olmayan … Tekstil’e ilişkin ayrıca değerlendirilmemiş olup, davalının sunulan kayıtları ve dosya içeriğinde davacının çekte her ne kadar ciro kaydı bulunmuş olsa da ticari ilişki kapsamında söz konusu çeki keşideciden aldığına ilişkin kayıt belge bulunmadığı ve yine çek üzerinde görülen kendinden sonraki ciranta …’in davacıdan alacaklı olduğundan bahisle ve diğer ifadeleri kapsamında söz konusu çeki ticari ilişki kapsamında davacıdan aldığına dair ceza dosyasına da evrak sunulmadığı ve 13.09.2019 tarihinde savcılık tarafından bu kapsamda iddianame düzenlendiği, yine davalının Müşterisi … ile bir ticari ilişki gerçekleştirdiği hususunda dosyada yine bir belge bulunmadığı, dolayısıyla davacı, dava konusu çeklerde lehtar ve 1. ciranta olarak görünmekteyse de ciro imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı belirlenmiş olmakla sahtecilik mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceğinin ve dava konusu çekler yönünden davacının davalıya borçlu bulunmadığının değerlendirilmesinde yukarıdaki tespitler neticesine göre takdirin mahkemeye ait olduğu … Yönünde görüş belirtilmiştir. İstanbul Anadolu CBS 2017/220927 sor sayılı dosyada imza için rapor alınmış, 08.01.2019 Tarihli rapora göre çeklerdeki ciranta imzasının …Şti ye ait olmadığı yönünde görüş belirtilmiş ve çeklerde 2.ciranta … hakkında müşteki … a yönelik dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçu yönünden İstanbul Anadolu 16 Ağır CM nin 2019/222 E sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Davacılardan … San ve Tic Ltd Şti takibe konu adet 65.000’er Tl bedelli 2 adet çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını iddia ederek İİK 72. md gereğince menfi tespit talebinde bulunmuş, diğer davacı … ise takipte 3.şahıs olup İİK 89/3 maddesi gereğince menfi tespit kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince her iki dava yönünden ayrı harç alınmış ve davaların kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin usule ilişkin istinafı; her iki davanın birlikte görülemeyeceği farklı usullere tabi olduğu ve genel hükümlere göre açılan açılan menfi tespit davası yönünden yetki itirazının reddinin yerinde olmadığına ilişkindir. Davalı vekili, davacı şirketin İİK 72.md dayalı menfi tespit davası yönünden süresi içinde yetki itirazında bulunmuş, yetkili mahkemenin İİK 72/8 md göre İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ileri sürmüştür. Dava takipten önce, çek nedeni ile açılan menfi tespit davası olmayıp takipten sonra açılan menfi tespit davası olmakla İİK 72/8 maddesinin dikkate alınması gerekir. İİK 72/8.md uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davaları takibi yapan icra dairelerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davaya esas takip; İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıdır. Davalının Pendik adresi ise İstanbul Anadolu adliyesinin yargı çevresindedir. Bu durumda davacı … Ltd Şti’nin İİK 72 md. dayalı olarak açtığı menfi tespit davasının bu davanın tefriki ile yetki itirazının kabulü gerekirken reddi yerinde görülmemiştir. Diğer davacı …’ın İİK 89/3. md göre açtığı dava yönünden yetki itirazında bulunulmamış ise de; davalı vekili aşamalarda davacının tüm borçlular yönünden borçlu olmadığını ispatla yükümlü olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece bu husustaki savunmanın da icra dosyası ile değerlendirilmesi gerekirken bu yönde gerekçede herhangi bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinafının kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2021 tarih, 2018/906 E, 2021/114 K. sayılı kararının HMK 353/1-a-3, 6 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 46,05-TL posta masrafı olmak üzere toplam 208,15-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 11-TL istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/02/2023