Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1086 E. 2023/273 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1086 Esas
KARAR NO: 2023/273
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2021
NUMARASI: 2019/742 2021/97
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı … tarafından Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, alacaklının icra takibinde müvekkiline ait 28/07/2012 tarihli, … Bağcılar Şubesine ait … nolu 12.000-TL miktarlı çeke dayandığını, icra takibinin müvekkilinin yanlış yere itiraz etmesi nedeniyle kesinleştiğini, müvekkilinin böyle bir çeki imzalamadığını, davalıya herhangi bir borcu olmadığını, takibin kambiyo takibi olduğunu kabul ederek imzaya itiraz şeklinde Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1140 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak takibin kambiyo takibi olmaması ilamsız takip olması nedeniyle davanın reddedildiğini, müvekkilinin takibin durduğunu ve davanın bittiğini tahmin ederek her hangi bir girişimde bulunmadığını, ancak alacaklı vekili tarafından 26/08/2019 tarihli 103 davet kağıdı gelince dosyadan haberdar olduğunu, çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını beyanla davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının müvekkili yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında dava açıldığını Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün … E.( Eski esas:… E.) Sayılı dosyasında 17/12/2019 tarihinde verilen durdurma kararı ile 24/12/2019 tarihinde öğrendiklerini, ancak taraflarına dava dilekçesi ve sair tebliğ edilmediğini, detaylı olarak cevap dilekçesi sunulabilmesi için taraflarına süre verilmesi gerektiği, bununla birlikte açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 29/11/2019 tarihinde verilen tedbir kararının İcra ve İflas Kanunun 72.Maddesindeki “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir” şeklindeki düzenlemeye aykırı olduğunu, bu karara itiraz ettiklerini, bahse konu icra takip dosyasında borçlu …, … ve …’na ödeme emri gönderildiği ve her üç borçlu açısından da takibin kesinleştiğini, takibe bakıldığında borçlulara genel haciz yolu ile takip ve örnek no 7 ödeme emri gönderildiğini, dosyadan borçlulara birden fazla tebligat yapıldığını, borçlu-davacı adına kayıtlı gayrimenkulün icra yolu ile satışı yapılmak üzereyken davanın açıldığını, bu açıdan davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, bununla birlikte … ve …’ın akraba olduklarını, diğer borçlunun takibe itiraz etmezken davacı tarafın itiraz etmesinin kötü niyetli olduğunu, bununla birlikte … isimli şahsın da takibe itiraz etmeyerek borcu kabul ettiklerini, bahse konu borçluların birlikte iş yaptıklarını, müvekkili ile aynı sektörde çalıştıklarını, borçlu şahısların benzer şekilde birbirlerine çek alıp verdiklerini, haklarında ve birlikte birden fazla takip olduğunu müvekkilinin ifade ettiğini, bu açıdan mahkemenin şahısların aralarındaki irtibatı, davacının banka kayıtlarının tamamının celp edilmesi, haklarındaki icra takip dosyalarının UYAP kanalı ile dosya içine alınması, vergi dairesi kayıtlarının celp edilmesi ve sair araştırmalarını yapması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/742E. Sayılı kararı ile; “…davacı tarafça takip konusu çekteki imzaya itiraz edilmesi nedeniyle davacının ıslak imza örnekleri, dosyaya sunulan davacıya ait imza asılları ile dava konusu çekteki imzanın karşılaştırılması suretiyle davacı …’ın eli ürünü olup olmadığı hususunda yapılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen grafolog bilirkişi raporu ile dava konusu çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, düzenlenen rapor denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğundan davacı tarafın çekteki imzaya itirazının geçerli olduğu ve çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı sabit olduğundan dava ve takip konusu çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşıldığından, davacı …’ın Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında takip dayanağı çekten dolayı davalı …’e borçlu olmadığının tespitine, Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının davacı … yönünden iptaline…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemeye sunduğu24/12/2019 tarihli dilekçesinin gereğinin yerine getirilmediğini, bu dilekçesindeki hususlarını tekrar ettiklerini, Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyada … ve …’ın borcu ve imzayı kabul ettiğini, ayrıca davacı borçlunun takip dosyasında adına kayıtlı gayrimenkul satılana kadar ve hali hazırda borcu ödemek istediklerini beyan ettiğini, mahkemenin bu hususta detaylı araştırma yapmadığığını, davacının yakın akrabası …’a neden birden fazla çek verdiğini, aynı şekilde …’ın da çekleri kullandığını, ancak davacının bu konudan suç duyurusunda bulunmadığını, … adına düzenlenmiş olan diğer çeklerin ve bankaya verilen diğer evrakların fotokopilerinin … Bağcılar Şubesinden istenmesi gerektiğini, bu çeklerdeki imzaların da benzer olduğunun görüleceğini, davacının ve diğer ciranta …’ın vergi dairesi kayıtlarının dosyaya celbi gerektiğini, ayrıca davacının imzası olan evrakların dosyaya celbi gerekirken mahkemenin eksik araştırma ile karar verdiğini, ayrıca davacının yakını …’ın ve davacının dosyaya sundukları el yazlı evrakların da bilirkişi tarafından mukayeseli değerlendirilmesi gerektiğini, davacının tapu kayıtlarındaki imzalarının da dosyaya celbi gerektiğini, imza dışında yazı ve rakamlardaki benzerliklerin de araştırılması gerektiğini, raporun eksik hazırlandığını, 29/11/2019 tarihinde verilen kararın İİK’nın 72. Maddesine aykırı olduğunu, bu kararın ivedi olarak kaldırılması gerektiğini, mahkemenin takibi bu kanun maddesi açısından durduramayacağını, teminat olarak dosya borcu ve +%15 teminat alınması gerektiğini, takip dosyasında davacı ve borçlular … ve …’na ödeme emri gönderildiğini ve her 3 borçlu açısından da takibin kesinleştiğini, icra dosyasında davacı adına kayıtlı taşınmazın satışı yapılmak üzere iken bu davanın açıldığını, davacının kötü niyetli olduğunu, davacı ve diğer borçluların aralarında çek alıp verdiklerini, haklarında birden fazla takip olduğunu müvekkilinin ifade ettiğini, bu açıdan mahkemenin davacı ve diğer borçlular arasındaki ilişkiyi ortaya koyması bakımından davacının banka kayıtlarının hakkındaki icra takiplerinin ve vergi kayıtlarının celp edilmesi gerektiğini, davanın … ve …’a ihbarının talep edildiğini ancak mahkemenin bunu dikkate almadığını, mahkemenin davada taraf olmayan kişi lehine tedbir kararı vermesinin hatalı olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu …, … ve … aleyhine ilamsız takip yapıldığı, takip dayanağı olarak 28/07/2012 keşide tarihli 12.000-TL bedelli çekten kaynaklanan alacağın tahsilinin talep edildiği, çekin 28/07/2012 keşide tarihli, … numaralı, 12.000,00 TL bedelli keşidecisinin davacı …, lehdarı … ve hamilinin davalı … olduğu anlaşılmıştır.Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1140 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı … tarafından Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … (Eski esas:…) esas sayılı dosyasına imza itirazında bulunulduğu, mahkemece ilamsız icra takibinde itirazın doğrudan icra müdürlüğüne yapılması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 08/12/2020 tarihli Grafolog bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; “İnceleme konusu “… Bağcılar şubesi tarafından düzenlenmiş, keşide tarihi 28/07/2012 olan, 12.000 TL tutarlı, … seri numaralı çekte, … adına atılmış keşide imzası ve keşide tarihi bölümündeki imza ile …’a ait mukayese imzalar arasında tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da farklılıklar saptandığından söz konusu keşide imzası ve keşide tarihi bölümündeki imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu çekteki imzasını inkar etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.Dosyanın incelenmesinde; grafolog bilirkişiden rapor alındığı ve imzanın davacının eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.Söz konusu rapora davalı vekilince ayrıntılı olarak itiraz edilmiştir.Gerçekten de bilirkişi raporunun incelenmesinde dava konusu çekin keşide tarihinin 28/07/2012 olmasına rağmen bilirkişi tarafından incelememeye esas alınan mukayese belgelerin keşide tarihine en yakın olanının 2006 tarihli olduğu görülmüştür. Bu açıdan bilirkişi tarafından incelemeye esas alınan mukayese belgeler rapor tanzimi için yeterli değildir. Yerleşik Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere çekin keşide tarihine en yakın tarihli imzaların mukayese olarak incelenmesi gerekir. Bu açıdan bilirkişi raporu istinaf denetimine elverişli nitelikte bulunmadığından hükme esas alınması usul ve yasaya aykırıdır.Mahkemece yapılacak iş çekin keşide tarihi öncesinde ve bu tarihe en yakın tarihli mukayese belgeleri celp edip grafolog bilirkişiden rapor alınarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir.Açıklanan bu yön itibariyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/01/2021 tarih, 2019/742 E. – 2021/97K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Bu aşamada davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 6-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023