Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1084 E. 2021/1593 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1084 Esas
KARAR NO: 2021/1593 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2021
NUMARASI: 2020/80 E., 2021/172 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
ASIL DAVA:Davacı vekili, müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile … Bankası A.Ş. Nalçacı/KONYA şubesine ait … seri no’lu 25.000,00-TL’lik 30/11/2019 keşide tarihli çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, davalı yan takibe dayalı olarak İstanbul 6. ATM’nin 2019/1592 D.iş – 2019/1606 karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile hacze geldiğini ve dosya borcu 34.750,00-TL bedeli ödemek zorunda kaldıklarını, ayrıca 1.997,00-TL fazla ödeme yapıldığını ve iadesinin alındığını, takibe konu çek üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını cebri icra baskısı altında haciz mahallinde bulunan dava dışı …’nın müvekkili namına ödeme yaptığını belirterek davalıya ödenen 32.753,00-TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini asgari %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı vekili 9397314 seri numaralı 25.000 TL bedelli 30/01/2020 keşide tarihli çek yönünden İstanbul 12. ATM 2020/112 D. İş sayılı kararı uyarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyası üzerinden hacze gelindiğini ve müvekkili şirket yetkilisinin kardeşi …’nın müvekkili namına cebri icra baskısı altında ödeme yaptığını beyanla 36.750,00 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini asgari %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının istirdat davası açabilmesi için borcu kendisi tarafından ödenmesinin gerektiğini, davacı 3. kişinin yaptığı ödemeyi sanki kendisi yapmış gibi istirdat davasına konu etmesi usulen ve hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.03.2021 tarih ve 2020/80 Esas – 2021/172 Karar sayılı kararıyla; “Davanın, dava dışı üçüncü şahıs tarafından ödenen dosya borcu nedeniyle takip borçlusu tarafından açılan bedel istirdadı davası olduğu, asıl ve birleşen davalarda davacı taraf icra takibinde borçlu olup icra tehditi altında ödeme yaptığı iddiasıyla ödenen paranın istirdatını talep etmekteyse de, somut olayda dava dışı … ödemeyi üçüncü kişi sıfatıyla yaptığı, dolayısıyla davacı borçlu şirket tüzel kişiliğinden çıkmış herhangi bir paranın söz konusu olmadığı, İİK’nın 9 vd. maddelerine göre icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben ödenmiş sayılacağından dosyanın tarafı olmayan davacı üçüncü kişinin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, davalı alacaklı sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığı, İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak ödemeyi bizzat yapmış olan takip borçlusu açabileceğinden dava ve takip dışı …’nın icra takip dosyasına ödediği bedeli davacı borçlu şirketin davalı … A.Ş.’den geri isteme hakkı bulunmadığı ve asıl ve birleşen davaların bu nedenle aktif husumet (sıfat) yokluğu nedeniyle reddi gerektiği” gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesi ile; “Her ne kadar takip borcu dava dışı 3. kişi olan … tarafından müvekkil şirket namına ödenmiş olsa da, açtığımız istirdat davasında davacı sıfatının müvekkil şirkete ait olduğu açıkça görülmekle birlikte husumete ve dava ehliyetine ilişkin herhangi bir eksiklik bulunmadığı.” beyanı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, istirdat istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen dava ile; davacı şirketin borçlu olmadığı halde haksız ihtiyati haciz sonucunda icra dosyalarına üçüncü kişi … tarafından ödenen bedellerin davalıdan istirdadının talep edilmektedir. Davacı, ihtiyati hacze konu çekte keşideci imzası bulunmadığından bahisle muhatap banka tarafından durumun çekin arkasına şerh düşülmesine rağmen ihtiyati haciz kararı verildiğini, takiplere konu çekler üzerindeki imzaların kendi şirket yetkilisine ait olmadığını, davalı tarafın gerçek bir alacağının olduğunu ispat etmesi gerektiğini iddia etmiştir. Davalı, davacının istirdat davası açabilmesi için borcu kendisi tarafından ödenmesinin gerektiğini, üçüncü kişinin yaptığı ödemeyi davacı sanki kendisi yapmış gibi istirdat davasına konu etmesi hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.03.2021 tarih ve 2020/80 Esas – 2021/172 Karar sayılı kararıyla; “Davanın, dava dışı üçüncü şahıs tarafından ödenen dosya borcu nedeniyle takip borçlusu tarafından açılan bedel istirdadı davası olduğu, asıl ve birleşen davalarda davacı taraf icra takibinde borçlu olup icra tehditi altında ödeme yaptığı iddiasıyla ödenen paranın istirdatını talep etmekteyse de, somut olayda dava dışı … ödemeyi üçüncü kişi sıfatıyla yaptığı, dolayısıyla davacı borçlu şirket tüzel kişiliğinden çıkmış herhangi bir paranın söz konusu olmadığı, İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak ödemeyi bizzat yapmış olan takip borçlusu açabileceğinden dava ve takip dışı …’nın icra takip dosyasına ödediği bedeli davacı borçlu şirketin davalı … A.Ş.’den geri isteme hakkı bulunmadığı ve asıl ve birleşen davaların bu nedenle aktif husumet (sıfat) yokluğu nedeniyle reddi gerektiği” gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine.” karar verildiği görülmüştür. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, borçlu olunmayan tutarın icra baskısı altında ödendiği iddiasıyla açılan istirdat davasıdır. Davacı adına ödemeyi dava dışı … isimli kişinin yaptığı, davacının icra dosyasının tarafı olduğu ve takibe konu çeklerdeki imzaların şirket yetkilisine ait olmadığını iddia ettiği, ilk derece mahkemesinin “dava dışı üçüncü şahıs tarafından ödenen dosya borcu nedeniyle takip borçlusu davacı tarafından istirdat davasının açılamayacağı” yönündeki değerlendirmesinin yerinde olmadığı, İİK 72.maddesi uyarınca davacının bu davayı açma hakkının bulunduğu, buna göre ilk derece mahkemesi tarafından davanın esasına girilerek toplanacak delillerin sonucuna göre karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih, 2020/80 E., 2021/172 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 5-İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 76,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 238,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/09/2021