Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1071 E. 2021/1581 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1071 Esas
KARAR NO: 2021/1581 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/162 E. sayılı ara karar
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dilekçesinde, davalılardan …’ın TPMK nezdinde haksız tescil teşebbüslerini sürdürürken ihlal oluşturan pazarlama faaliyetlerini de diğer davalı … tarafından yürütüldüğünü, müvekkiline ait … markası ve logosunun enerji içecekleri sektöründe, … markasının ise meyve suları sektöründe tanınmış markalar arasında yer aldığını, müvekkili şirketin … ve … ibareli markaların gerçek hak sahibi olduğunu ve pek çok sayıda marka tescilinin bulunduğunu, müvekkilinin bu markaları dünya çapında ilk kez 2005 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin dava konusu markaları korumak üzere ülkemizde ilk kez 27/07/2005 tarihinde başvuruda bulunduğunu, mezkur markaların 2005-2015 yılları arasında TPMK nezdinde müvekkili adına tescil edildiğini, yenilemesinin yapılamaması nedeniyle davalılar tarafından müvekkiline ait tüm marka ile telif haklarının gasp edilmeye çalışıldığını, davalıların dava konusu markalara ilişkin kötü niyetli seri marka başvurularında bulunduklarına ve müvekkiline ait marka ailesini tüm ticari takdim ediliş biçimi de dahil olmak üzere birebir taklit etmek suretiyle kullanarak, haksız rekabet, telif ve marka haklarına tecavüz ettiklerini, müvekkiline ait ürünlerin birebir aynı ambalaj tasarımı, ticari takdim biçimini de kullanmakla replikasını/taklidini ürettiğini, sattığını, dağıttığını, pazarladığını ve ihraç ettiğini, davalının ambalaj tasarımının tescili için TPMK nezdinde başvuruda bulunduğunu ancak müvekkilince yapılan itiraz nedeniyle iptal edildiğini, müvekkilinin davaya konu markaların ilk ihdas edeni ve gerçek hak sahibi ve yaratıcısı olduğunu, müvekkilinin … Facebook ve Instagram hesaplarının tüm dünyada pek çok kişi tarafından takip edildiğini, müvekkilinin … markasının dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler tarafından bilindiğini ve ilgi gördüğünü, dava konusu markalara ait özgün ambalaj tasarımları ve logoların FSEK uyarınca güzel sanat eseri-grafik sanat eseri niteliğinde olduğunu ve koruma altında olduğunu, kötü niyetli olarak … markasını Türkiye’de tescil ettiren ve müvekkiline ait ticari görsel kimliği birebir kopyalayan davalıların, müvekkilinin dünya çapındaki tanınmışlığından haksız ve izinsiz olarak yararlanmaya çalışmakta olduğunu, müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğu … ve … markalarını içeren enerji içeceği ve meyve suyu olmak üzere her türlü yiyecek/içecek ürünleri ve aynı/benzer nitelikteki sair ürün ve ürün ambalajlarının ithalat, ihracat ve satışının durdurulmasına, gerek davalıların adresinde ve davalılara ait web sitesi ile sosyal medya hesaplarında gerekse üçüncü kişilerin adreslerindeki … ve … markalarını içeren ve ürünlerin, üretim, dağıtım, tanıtım, satışının durdurulmasına, ürünlere bulundukları yerde tedbiren el konulmasına, ayrıca bu ürünlere ve bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıp, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el konulmasına, haksız rekabet oluşturan ve müvekkiline ait marka ve telif haklarını ihlal teşkil eden içerikler içeren davalılara ait linklere ve sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, esasa ilişkin olarak davalı kullanımlarının haksız rekabet ve müvekkiline ait marka ve telif haklarına tecavüz oluşturduğunun ve davalıların kötü niyetli olduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, kullanılan ürün, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog, ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el koyularak imhasına, davalı …’a ait 2016/11076 tescil nolu markanın kötü niyetli tescil olduğunun tespiti ile hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, markanın üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEME TEDBİR KARARLARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 10/09/2020 tarihli 2020/162 E. sayılı ara kararıyla; “1-6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince davacı yanın İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 100.000,00 TL (yüzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ İLE; “…” ve “…” ibarelerini ve davacıya ait ürün ambalaj görsellerini (at figürü dahil) davalılar tarafından kullanımının yargılama kesinleşinceye kadar tedbiren önlenmesine, bu ibareleri ve görselleri içeren alan adlarına ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE, ayrıca site içeriklerinde tespitinin halinde ilgili içeriklerin siteden çıkartılmasına yahut bu içeriklere ERİŞİMİN ENGELLENMESİNE, infazda dosyaya sunulan 08/07/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunun dikkate alınmasına, 2-Ancak davalı tarafça, takdiren 300.000,00 TL (üçyüzbintürklirası) teminatın karar tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içinde yatırılması halinde tedbirin UYGULANMAMASINA, aksi takdirde tedbirin derhal uygulanacağı hususunun ihtarına (ihtarat yapıldı), 3-a)6100 sayılı HMK’nın 393/1 maddesi gereğince iş bu kararın 1. maddesi uyarınca 1 haftalık süre içinde kararın infazı için ilgili icra dairesine başvurulmadığı takdirde iş bu tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacığının talep eden/davacı tarafa ihtarına, davacı yönünden infaz süresinin; davalıya verilen 1 haftalık kesin sürenin bitiminden itibaren başlamasına, b)Teminat yatırıldığında ve talep halinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,” karar verilmiştir. İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 18/02/2021 tarihli 2020/162 E. sayılı ara kararıyla; “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin takdiren teminatsız olarak kabulü ile, davalılardan … Ltd. Şti. adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde bulunan … tescil nolu “…” ibareli markanın 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, bu hususta Türk Patent ve Marka Kurumu Markalar Dairesi Başkanlığına müzekkere yazılmasına” karar verilmiştir. Mahkemenin 10/09/2020 tarihli tedbir kararına davacı vekili tarafından, her iki tedbir kararına davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
TEDBİRE İTİRAZIN REDDİ KARARI; İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 29/03/2021 tarihli 2020/162 E. sayılı ara kararıyla; “Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporu dikkate alındığında; yaklaşık ispat şartının oluştuğundan bahisle verilen tedbir kararının yerinde olduğu, davacı vekilinin ters teminata yönelik talep olmadığında bahisle verilemeyeceği iddiasının yerinde olmadığı, aksi kabulün SMK 159 düzenlemesi dikkate alındığında mahkemenin bu hususta taleple bağlı olmayacağının izahtan vareste olduğu, takdir edilen teminat miktarlarına yönelik taraf itirazlarının yerinde olmadığı gibi davalıların tedbir şartlarına yönelik itirazlarının da yerinde olmadığı” gerekçesiyle; “Mahkemenin 10/09/2020 tarihli tedbir kararına yönelik itirazların reddine, Mahkemenin 18/02/2021 tarihli tedbir kararına yönelik davalılarca yapılan itirazın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalıların teminat karşılığında tedbir kararının uygulanmaması yönünde hiçbir taleplerinin bulunmadığını, mahkemenin teminat karşılığında tedbir kararının uygulanmamasına karar vermesinin yasaya aykırı olduğunu, davalıların birebir taklit ürünü ürettiğini ve piyasaya sunduğunu, müvekkilinin ciddi zarara uğradığını, davalıların kötüniyetli olarak elde ettiği … markası bulunsa da … markasının tescilli olmadığını, müvekkilinin 2005 yılından beri geçerli uluslararası tescilleri bulunduğunu, her iki markanın da yüksek ayırt ediciliği olan ve anlamı bulunmayan markalar olduğunu. -Hükmedilen 300.000 TL teminat tutarının zararlarını karşılamayacağını, davalıların dünyanın pek çok yerinde ürünlerini satmak için distribütörler aradığını, teminatın menfaatler dengesi ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, davalıların müvekkilinin tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını. -Tedbir kararının 2.numaralı bendinin HMK’da düzenlenen tasarruf, taraflarca getirilme ve taleple bağlılık ilkelerine aykırı olduğunu, talepten fazlaya hükmedilemeyeceğini, davalıların fiillerinin haksız rekabete neden olduğunu. -Bilirkişi görüşüne karşı da itirazlarını sunduklarını, Telif Hakları Genel Müdürlüğü güzel sanat eserlerine ilişkin 22.07.2020 tarihli ve … Kayıt – Tescil numaralı tescil belgesini sunduklarını, tedbir taleplerinin kabul edildiğini, davalılar lehine talep olmaksızın ters tedbir kararı verildiğini, mahkemenin, teminat miktarının düşük olduğunu. -Davalı …’ın … başvuru numaralı şekil + … markasının tesadüfi olarak seçilmesi veya oluşturulmasının mümkün olmadığını, davalının dürüst ticaret ilkelerine uygun davranmadığını, müvekkilinin her iki markası için tescil başvurusu ayrıca kötüniyetli tasarım başvurularında bulunduğunu, kötüniyetli tasarım başvurularının reddedildiğini, teminatın en az 1.500.000 TL olması gerektiğini beyanla 10.09.2020 tarihli tedbir kararının 2.numaralı bendinin kaldırılmasını, 1.numaralı bendin uygulanmasına, ters tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde yükseltilecek teminat miktarını yatırmalarına, ilk talebin kabul edilmemesi halinde ters teminat miktarının yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili Av. …’un süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin, TPE nezdinde … başvuru numaralı … markası ile … numaralı tescilli … markası üzerinde tedbir uygulandığını, Türkiye sınırları içerisinde müvekkilinin tescilinden önce bu markaların kullanılmadığını, müvekkillerinin markaların tanıtımına emek ve masraf harcadığını, yurtdışı tesciller yaptırdığını, marka maruf ve meşhur hale getirdikten sonra dava açılmasının kötüniyetli olduğunu. -Tedbirin uygulanmasına yönelik şartların gerçekleşmediğini … markasının 25.10.2016 tarihinde itiraza uğramadan TPMK da tescil edildiğini, SMK 25/6 maddesi gereğince; 5 yıl boyunca sessiz kalan marka sahibinin sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri sürülemeyeceğini, davacının hak sahipliği iddiasının kabul edilebilmesi için dava tarihinden önce 5 yıl boyunca markalarını Türkiye pazarında ciddi biçimde kullandığını ispat etmesi gerektiğini, müvekkili adına sicilde kayıtlı … markalı ürünlere tedbir uygulanmasının kabul edilemeyeceğini, davacının süresi içerisinde markasını yenilemediğini, üzerindeki korumanın kalktığını. -300.000 TL teminata itiraz ettiklerini. -18.02.2021 tarihli markanın 3.kişilere devir ve temlikini önler tedbir kararına da itiraz ettiklerini, tedbirin sicile işlenmesi nedeniyle markanın tüketici nezdinde oluşturduğu saygınlığı, güven duygusunu, markaya rağbeti olumsuz yönde etkilediğini, kötüniyetli olduğunu, davacının sessiz kalmak suretiyle markanın hükümsüzlüğünü isteme hakkını yitirdiğini, davanın esasını çözer şekilde tedbir verildiğini, kararın karşı tarafın talebi üzerine celse arasında verildiğini, teminat alınmamasının gerekçesinin de kararda açıklanmadığını beyanla her iki tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili Av. … süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; diğer davalılar vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri ile mahkemenin 18.02.2021 tarihli tedbir ara kararının kaldırılmasını, aksi halde teminatlı olarak tedbire karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili Av. …’un istinaf dilekçesine cevabında; HMK 395 ve 87.madde gereğince hakkında tedbir kararı uygulanan kişi mahkemece tayin edilecek olan teminatı gösterirse mahkemenin mevcut duruma göre tedbirin değiştirilmesine ve kaldırılmasına karar verebileceğini, mahkemenin de 300.000 TL teminatın yatırılması koşuluyla tedbirin uygulanmamasına karar verdiğini, davacı şirketin mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, tedbir kararının müvekkilinin yokluğunda verilmesi nedeniyle talebinin olmamasının doğal olduğunu, müvekkilinin ürününün bakanlık onaylı olduğunu, … markasının kullanılmadığını, bu nedenle davacının zarara uğramasının mümkün olmadığını, müvekkilinin … markası ile Ürdün’e ihracat yaptığını, bayiliğinin de bulunduğunu, usulüne uygun olarak ticaret yapıldığını, davanın kötüniyetli olduğunu, davacı markalarının müddet olduğunu ve Türkiye’de hiç kullanılmadığını, gerçek hak sahibinin davacı olmadığını, müvekkilinin markasının Almanya’da da 32.sınıfta Enerji içecekleri sınıfında tescil edildiğini, davacının 2020 yılında … markasının tescili için başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin itiraz ettiğini, davacının müddet markalarını yenilemediğini, kullanılmadığını, ve tanıtımının yapılmadığını, marka hakkının sona erdiğini beyanla davacı tarafın istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Davalı … şirketi adına 09.02.2016 başvuru tarihli 32.sınıfta … markasının tescilli olduğu, 27.03.2019 başvuru tarihli … başvuru numaralı 32.sınıfta … markasının başvurusunun yapıldığı görülmüştür. Taraf vekillerinin dilekçeleri içeriğinden; davacı adına 2005 yılında 32.sınıfta … ve … marka tescillerinin yapıldığı ancak 2015 yılında yenilenmediği için müddet olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bilişim uzmanı bilirkişi ile marka vekili bilirkişiden alınan 08.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda; “davalıya ait olduğu belirtilen “www…com” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, ilgili internet sitesine bağlı olduğu beyan edilen sosyal medya hesaplarından “https://www.instagram.com/…/” Instagram sayfa linkinin güncel olarak yayında/faaliyette olmadığı sayfa profil ismi/linki değiştirilmiş veya sayfa yayından kaldırılmış olabilineceği, beyan edilen sosyal medya hesaplarından Facebook sayfa linkinin güncel olarak faaliyette olduğu, güncel olarak faaliyette olan internet sitesi ve facebook paylaşım içerikleri ve davacı tarafından dosyaya sunulan linkler incelendiğinde dava konusu “…” ibareli ürünlerin tanıtımının yapıldığı, davalıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “www…com” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, ilgili internet sitesine bağlı olduğu beyan edilen sosyal medya hesaplarından Instagram, Facebook ve Youtube sayfa linklerinin güncel olarak faaliyette olduğu, güncel olarak faaliyette olan internet sitesi ve sosyal medya paylaşım içerikleri ve davacı tarafından dosyaya sunulan linkler incelendiğinde dava konusu “…” ve “…” ibareli ürünlerin tanıtımının yapıldığı, davacı adına gerçekleştirilen … ve … ibareli marka tescil araştırmasında, davacının her iki marka bakımından 2005 yılını takiben 32.sınıfta marka tescilleri gerçekleştirilmesi ve dosya kapsamına sunulu delillerin değerlendirilmesi sonucunda, davacı yanın … ve … ibareli markalarının 6769 Sayılı SMK’nın 6/5. Maddesi kapsamında, gerçek hak sahibi olduğu, davalı adına Türk Patent nezdinde gerçekleştirilen … ve … ibareli marka tescillerinin ise 2016 yılını takiben gerçekleştirildiği ve tescil kapsamının davacı yan ile aynı sınıfa ilişkin (32.sınıf) olduğu, 6769 Sayılı SMK’nın 155. Maddesi uyarınca, davalı … Ltd. Şti. tarafından, davacı yanın öncelikli ve gerçek hak sahipliği karşısında, sahip olduğu sonraki tarihli sınai mülkiyet haklarını, kendisine karşı ikame edilen markaya tecavüz davasında, savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceği, davalılar kullanımlarının 6769 Sayılı SMK’nın 7/2-c bendi ve 6769 Sayılı SMK’nın 29.Maddesi uyarınca davacı yan marka haklarına tecavüz meydana getirdiğine, davacı yanın markalarının itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte olduğuna, kullanımların, 6102 Sayılı TTK’nın 55 inci maddesi uyarınca, haksız rekabete sebebiyet verecek düzeyde olduğuna, “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” halinin somut olay bakımından vukuu bulduğu, ambalajların ve marka logosunun eser mahiyetinde olduğunu ve anılan eserler üzerinde 5846 sayılı FSEK’den doğan telif haklarının ihlal edildiğine ilişkin davacı yan iddialarının ise, ispat edilemediği” beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: İlk derece mahkemesince verilen 25/03/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına davacı vekilinin ve davalı vekilinin itirazlarının reddi kararına karşı, davacı vekili ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili dava dilekçesinde, … markası ve … markasının gerçek hak sahibi olduğunu, ürün ambalaj tasarımları ve logoları üzerinde FSEK uyarınca, güzel sanat eseri-grafik sanat eseri sahibi olduğunu beyanla, davalı … şirketi adına tescilli … başvuru numaralı … markasının hükümsüzlüğünü talep ettiği ayrıca davacı markalarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürdüğü, fillerinin durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması ve davalı markasının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu alınmış, iki kişilik bilirkişi heyetinin raporunda, davalıların internet siteleri ve sosyal medya hesaplarında yapılan incelemede; … markası ve … markasını kullandıklarının tespit edildiğini, davacının 2005 yılını takiben marka tescillerini gerçekleştirdiğini, davalıların markasının ise 2016 yılında tescil başvurusu yapıldığını, SMK 155. Madde gereğince davacıya karşı ileri süremeyeceklerini, davalı fiillerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini beyan etmişlerdir. Bilirkişi raporuna itiraz edildiği ve mahkemece yeniden rapor alınması yönünde ara karar oluşturulduğu, tarafların beyanlarından ve dosya kapsamında bulunan marka tescil kayıtlarından, davacı markalarının 2015 yılında yenilenmediğinden müddet olduğu, davalının marka başvurularının ise 2016 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemenin 10/09/2020 tarihli kararı ile 100.000 TL teminat karşılığında davacı tarafın tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, ara kararın devamında 2. bentde 2-Ancak davalı tarafça, takdiren 300.000,00 TL (üçyüzbintürklirası) teminatın karar tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içinde yatırılması halinde tedbirin UYGULANMAMASINA, aksi takdirde tedbirin derhal uygulanacağı hususunun ihtarına (ihtarat yapıldı), şeklinde hüküm kurularak çelişki yaratılmış, şartlı tedbir kararı verildiği izlenimi yaratılmıştır. Oysa mahkemenin 6769 Sayılı SMK 159/a-c maddelerine göre vermiş olduğu tedbir kararlarının koşulları farklıdır. Mahkemenin kararının gerekçesinde de “Tüm dosya kapsamı, sunulan marka tescil belgeleri, tarafların üstün hak sahipliğine yönelik iddiaları ve yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla birlikte tedbirin ağırlığı dikkate alındığında muhtemel zararların temini açısından belirlenen teminat miktarı üzerinden ters tedbir uygulanmasının yerinde olacağı” açıklanarak yine çelişki oluşturulmuştur. Davalı adına marka tescilleri bulunduğu ve hükümsüzlük davasının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmaktadır. Davacının önceki tarihli markalarının müddet olduğu, Türkiye’de tescilli markasının bulunmadığı, ancak gerçek hak sahipliği ve FSEK’den kaynaklanan hak sahipliği iddiasında bulunduğu, markaların koruma süresinin dolmasından sonra kullanılıp kullanılmadığının, davacı iddialarının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmıştır. Davacının tedbir talebinin kabul edilerek, markanın kullanımının durdurulması, el koyma ve yeddiemine teslim tedbirinin uygulanması halinde davalı yönünden doğacak zarar ihtimali ile, davalının markayı kullanması halinde davacı yönünden doğacak zarar ihtimali göz önüne alındığında, taraflar arasındaki yarar dengesinin kurulması yönünden tedbir talebinin kısmen kabul edilerek, 6769 Sayılı SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça teminat yatırılmasına karar verilmesi ve davalı tarafın, davacının olası zararlarının karşılanması yönünden teminat yatırmasına karar verilmesi dosya kapsamı ve yaklaşık ispat kurallarına uygundur. Ancak mahkemece davalı tarafın teminat yatırmasına, davalı tarafça teminat yatırılmadığı taktirde, davacı tarafın tedbir talebinin kabulüne karar verilebileceğinin ihtar edilmesi gerekirken, önce davacının tedbir talebi kabul edilerek, tedbir talebinin davalının teminat yatırması halinde uygulanmamasına karar verilmesi yerinde değildir. Davacı vekilinin 300.000 TL teminata yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde, davacı vekilinin davalının yurt dışına ihraç edilen ürünler ile ilgili olarak uğraması muhtemel zararları yönünden teminatın yetersiz kaldığını ileri sürmüşse de; hükmedilen teminatın tedbirin mahiyetine ve dosya kapsamına uygun olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, mahkemenin 25/03/2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin 10/09/2020 tarihli tedbir kararına itirazının kısmen kabulüne, mahkeme ara kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde 6769 Sayılı SMK 159/2-c maddesi gereğince ters teminat tedbir kararı verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin 10/09/2020 tarihli ters teminat tedbir kararına ve teminat miktarına yönelik istinaf sebepleri yukarıda yapılan gerekçelerle yerinde değildir, ancak 18/02/2021 tarihli markanın devrinin önlenmesi talebi yönünden teminat alınmaması ve bu hususun gerekçelendirilmemesine yönelik istinaf başvurusu yerindedir. Verilen tedbir kararı ile, tescilli marka üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanması sonucu doğurduğundan ve davalının zarara uğraması ihtimali bulunduğundan, mahkemece uygun görülecek teminatın, davacı tarafça yatırtılmasına karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı vekilinin 18/02/2021 tarihli tedbir kararına itirazın reddi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemece uygun görülecek miktarda teminata hükmedilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 3- İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 29/03/2021 tarihli 2020/162 E. sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4-Davacı vekilinin 10/09/2020 tarihli tedbir kararına itirazının kısmen kabulüne, mahkeme tedbir ara kararının kaldırılmasına, 5- Davalı vekilinin10/09/2020 tarihli ters teminat tedbir kararına itirazının reddine, 18/02/2021 tarihli tedbir kararının teminatsız verilmesine yönelik itirazının kabulüne, tedbire yönelik itirazının reddine, 6-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde 6769 Sayılı SMK 159/2-c maddesi gereğince ters teminat tedbir kararı verilmek ve 18/02/2021 tarihli marka devrinin önlenmesine ilişkin tedbir kararı yönünden uygun görülecek teminata karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 7-Tarafların istinaf talepleri kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının talepleri halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, 8-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 308,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 154,00 TL’sinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/09/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.