Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1070 E. 2023/474 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1070 Esas
KARAR NO: 2023/474
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2020
NUMARASI: 2017/211 2020/57
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)|Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin internet üzerinden başta çiçek olmak üzere aynı zamanda meyve, kek, kurabiye, çikolata türevlerinin ve aranjmanlarının satışını yaptığını, ticari faaliyetinin büyük bir kısmını sahibi olduğu “www…com” ibareli internet sitesi üzerinden gerçekleştirdiğini, uzun çılaşmalar ve büyük yatırımlar neticesinde müşteri portföyünü teknolojinin sunmuş olduğu olanakları kullanarak yarattığı markasını tüm Türkiye çapında tanınmış marka haline getirdiğini, internet sitesi üzerinden satış yaptığını, tanınmış bir marka olduğunu, mlüvekkilinin ürünlerini “…”, “…”, “…” ve “www….com.tr” markalı ürünleriyle hizmet verdiğini, markalarının koruma altına alınmış tescilli markalar olduğunu, dünyanın en büyük e-ticaret şirketi olan …com’da istikrarlı bir şekilde büyümesine yatıyrım yaptığını ve bu şekilde “…” markasının dünya çapında da tanınan bir marka olması yolunda büyük adımlar attığını, hal böyle iken müvekkili ile aynı sektörde iştigal eden davalının kendisine ait “www…..com” adlı internet sitesinde GOOGLE aramalarında müvekkili şirkete ait, “…”, ” …”, “…” ve “www…com.tr” markalarını anahtar kelime olarak kullanarak açıkça marka hakkına tecavüz ettiğini bu hususun İstanbul 1.FSHHM’nin 2015/2 D.İş sayılı dosaysında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, Mahkemece tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulması için 27.02.2015 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müvekkili şirketin markalarının arama motoru Google’da en soralarada çıkması gerekirken, müvekkili şirketin markaların kendi sitelerinde anahtkar sözcük olarak belirlemesi sebebiyle advalı şirketin de üst sıralarda çıktığını, bu şekilde daha fazla ziyaretçi ve doğal olarakdaha fazla ziyayretçi ve doğal olalrak daha fazla satış yapmak adına haksız ve kötüniyetli bi şekilde müvekkili şirketin marka haklarına tecavüz ederek haksız rekabet sağlayıp kazanç sağladığını, ayrıca bu durumun Google tarafından kullandırılan … reklam ödeme payının eşzamanlı olarak müvekkili şirket aleyhine artmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin … reklamlarında en üst sırada yer almak için büyük finansal kaynak ayırmasına sebebiyet verdiğini, davalının, müvekkilinin tescilli markalarını organize ve haksız bir şekilde “www…com” adlı internet sitesinde kullanmasının müvekkili şirketin müşteri kitlesini kendisine çekmeyi hedeflediğinin açık bir göstergesi olduğunu, müvekkilinin kelime ve anlam itibariyle de birbirinden tamamen farklı olan birden çok markasının davalı tarafından Google aramalarında anahtar kelime olarak kullanılmasının tesadüf olmadığından bahisle, fazlalya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalının müvekkiline ait tescilli “…”,”…”,”…” ve “www…..com.tr” ibareli marka haklarına yönelik, öncelikle müvekkili şirket adına davalının tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin engellenmesi amacıyla İstanbul 1.FSHHM’nin 23015/2 D.İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının aynen devamına, internet sitesi üzerinden tecavüz teşkil eden fiil veya kullanımlarının tespitine, tecavüz fillerinin durdurulmasına, giderilmesine, haksız rekakbetin tespiti, men’i, ortadan kaldırılmasına, davalının tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiilleri nedeniyle müvekkilinin yoksun kalınan kazancının ödenmesi gereken lisans bedellerine göre uzman bilirkişiler marifetiyle tespitine, davalının tücavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiilleri nedeni ile yoksun kalınan kazanç da dahil olmak üzere 1.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın İstanbul 1.FSHHM’nin 2015/2 D.İş sayılı dosyasındaki tespit tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek ticari faiz oranı da hesaplanarak davalıdan tahsili ile müvekkililne ödenmesine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği , 07.09.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerinin ıslahı ile toplam 3.544,17 TL maddi tazminatın, İstanbul 1. FSHM’nin 2015/2 D. İş dosyasındaki tespit tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin … Mah. … Sok. … Kadıköy/İstanbul adresinde ticari faaliyetlerine devam ettiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik itirazlarının bulunduğunu, müvekkili tarafından gerçekleştirilen herhangi bir hukuka aykırı bir fiil bulunmadığını, davacının davasını dayandığırdığı İstanbul 1.FSHHM’nin 2015/2 D.İş sayılı dosyasında müvekkili firmanın herhangi bir marka tecavüzü veya haksız rekabet eylemi gerçekleştirmediği için verilen ihtiyati tedbir kararının kaldılrıldığını, bu dosyaya sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde müvekkili firmaya ait www….com adlı internet sitesinde davacıya ait hiçbir markanın Google Adwordsz reklamlarında kullanılmadığının anlaşıldığını, müvekkili tarafından advacı aleyhine İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış ticari tazmin talepli marka ihlali ve haksız rekakbetin men’i talepli dava bulunduğunu , görevsizlik kararı verilen bu davaya karşı misilleme amaçlı açılan iş bu davaya ilişkin olarak öncelikli yetkisizlik kararı verilmesini dosyanın yetkili Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesini , ayrıca esas yönünden de davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; “…Davalı taraf davacının “…” markasına yaklaşarak çiçek ve sepeti ibarelerini araya virgül koyarak anahtar sözcük olarak kullanmıştır. Davalı tarafın araya virgül koyması karıştırılmayı engellememektedir. Bu bakımdan davalı tarafça davacının “…” markasına tecavüz edildiği sonucuna varılmış ve yapılan mali hesaplamaların doğru olduğu kanaatine ulaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Her ne kadar davacı taraf kararda eksiklik bulunduğunu belirterek tavzih talep etmişse de, belirtilen eksikliğin tavzih yoluyla yapılamayacak bir işlem olduğu anlaşıldığından bu talebin de reddine karar verilmiştir. Davanın KABULÜNE, Davalının …, … ibarelerinin adwords olarak kullanmak suretiyle davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin tespitine, aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, giderilmesine ve ortadan kaldırılmasına, Maddi zarar olarak belirlenen 3.544,17 TL maddi tazminatın tespit tarihi olan 16/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz oranı ile birilkte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Hüküm kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye çapında tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; manevi tazminat talepleri yönünden hüküm kurulmadığını, davanın tümden kabul edilmiş olması sebebiyle aslında manevi tazminat talebinin de kabul edildiğini, ancak hükümde herhangi bir açıklama yapılmadığını, bu konudaki tavzih taleplerinin de reddedildiğini bildirerek manevi tazminat talebinin kabul edilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin yargılamayı İstanbul 1 FSHHM’nin 2015/2 D.İş sayılı dosyasında hazırlanan açıkça hukuka aykırı bilirkişi raporu üzerinden yürüttüğünü, raporun yanlı hazırlandığını, bu rapora göre verilen tedbir kararının mahkemece kaldırıldığını, söz konusu raporda müvekkilinin markaya tecavüz etmediğinin belirtildiğini ancak sonuç kısmında tam aksine markaya tecavüz eyleminin gerçekleştiği yolunda görüş belirtildiğini, müvekkilinin sitesinde davacının hiçbir markasını kullanmadığını, internet sitesinde … ve www…com.tr markalarına hiçbir şekilde rastlanmadığını, ancak sitede çiçek ve sepet kelimelerinin geçtiğini, bu kelimelerin de yan yana bulunmayıp birbirine bağımsız olarak kullanıldığını, kaldı ki kullanılmış olsa dahi bunun marka ihlali olmadığını, yine bilirkişinin de “…”nin çiçekçilik sektöründe ürün biçim olarak kullanıldığının belirttiğini, müvekkilinin davacının markalı anahtar kelimelerini tam olarak ve birebir aynı şekilde kullanmadıklarını fakat benzer bazı kelimeleri kullandıklarını, kaldı ki müvekkilinin çiçek sepeti ibaresini kullanmasının da herhangi bir ticari faydasının bulunmadığını, müvekkilinin yenilebiri aranjmanlar üreten ve bunları internet üzerinden satan bir işletme olduğunu, çiçek satışının müvekkilinin faaliyet alanına girmediğini, dolayısıyla müvekkilinin marka tecavüzü kastı ile hareket etmediğini, bu açıklamaların mahkemece dikkate alınmadığını, bu şekilde bir yorumun youtube daki normal kişilerin ve tüketicilerin çiçek sepeti ibaresini kullanmasına engel olmak gibi bir sonuca ulaştıracağını, kararın bu hali ile hayatın olağan akışına aykırı olduğu kadar açıkça hukuka da aykırı olduğunu, davacının haksız olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLER: Dosya içeriğinden davacının … tescil numaralı çiçek sepeti ibareli markasının 31,35 ve44. Sınıfta 23/11/2010 tarihinde, … tescil numaralı … ibareli markasının 29,30,31,35 ve 44.l sınıflarda 03/03/2008 tarihinde, … tescil numaralı …+şekil markasının 30,35 ve 43. Sınfta 10/08/2010 tarihinde, … tescil numaralı www….com.tr markasının 35. Sınıfta 04/12/2009 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 21.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda ;”…Davalının davacı tarafın markalı anahtar kelimelerini tam olarak ve birebir aynı kullanmadığı ve fakat benzer bazı kelimeleri kullandığının tespit edildiği, benzer olduğu tespit edilen bu kelimeler ilgili piyasada çok sık kullanılan kelimeler olduğu ve davalının satış yapabilmesi için bu kelimeleri kullanmasının ihtiyaç olduğunun değerlendirildiği, bu kullanımın verilen hizmeti, satılan malı gösterme amacına yönelik bir kullanım olduğu, “…”nin bir çiçek sunum şekli olup, ürünün ayırt edici özelliğini belirlemek için Türkiye’de ve dünyada çiçek sektöründe yaygın olarak kullanılmakta olduğu, bu tarz sektörel ibarelerin internet arama motarlarında e-ticaret sitesi tarafından “anahtar kelime” olarak, müşteri tarafından “ürün arama” olarak kullanıldığı, sektörde çiçek sepeti kullanıldığında bu ibarelerin ortalama tüketicilerce bir ürün biçimi olduğu, “ürünün ayırt edici özelliğini” tarif eden bir sektörel ibareden ibaret olduğu, ibaret olduğu, 556 Sayılı KHK 66/2-c uyarınca, davalının davacı markasını haksız kullandığı sonucuna varılması halinde, markayı haksız kullananın bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedelinin, yukarıda hesaplandığı üzere, 18.03.2014 – 18.03.2015 dönemi için 3.544,17 TL olduğu…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 13.04.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;”…556 Sayılı KHK 66/2-c uyarınca, davalının davacı markasını haksız kullandığı sonucuna varılması halinde markayı haksız kullananın bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedelinin, yukarıda hesaplandığı üzere, 18.03.2014 -18.03.2015 dönemi için; davacının lisans örneksemesi yaklaşımına göre davacı markalarını tüm satışlarında kullandığı, tüm satışlarına etki ettiği sonucuna varılması halinde davacının yoksun kalınan kazancının 177.172,13 TL olduğu, davalının 154 farklı ürün satışından davacı markalarının 3 adedinde kullandığı sonucuna varılması halinde ve sadece 3 ürün için tazminat hesaplanması gerektiği sonucuna varıldığında kök raporumuzda da hesapladığımız gibi davacının yoksun kalınan kazancının 3.544,17 TL olduğu, davacı ve davalı itiraz ve beyanlarının kök raporumuzdaki görüşlerimizi değiştirmediği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. HMK’nun 297/2 maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır. Somut davada davacının talepleri arasında manevi tazminat talebi de bulunmakta olup gerek duruşmada tefhim edilen kısa kararda gerekse gerekçeli kararda manevi tazminat talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görülmüş olup, istinafa konu karar bu haliyle HMK’nın 297. Maddesindeki düzenlemeye aykırı niteliktedir. Açıklanan bu husus gözetildiğinde taraf vekillerinin sair istinaf talepleri incelenmeksizin bu yönden kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esasa dair yönler incelenmeksizin KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 2.fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/01/2020 tarih, 2017/211 E. -2020/57 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde duruşma açılarak HMK’nın 297 ve devamı maddelerine uygun bir şekilde karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Bu aşamada sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talepleri halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, 6-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 45,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 207,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/03/2023