Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1016 E. 2023/277 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1016 Esas
KARAR NO: 2023/277
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2020/465 2020/703
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine senede dayalı takip başlattığını, bu senedin teminat senedi olarak senette lehtar görünen … Ltd.Şti ne verildiğini, kendisinin bu şirketin eski çalışanı olduğunu ve senedin de teminat senedi olarak düzenlendiğini, müvekkilinin işçilik alacakları için Bakırköy 13. İş Mahkemesinde açtığı dava sonunda verilen kararın icraya konulduğunu, bunun üzerine lehtar şirketin teminat senedini mali müşaviri olan davalıya cirolayarak müvekkili aleyhinde takip başlatıldığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; senedin teminat senedi olmayıp borç senedi olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve davacı tarafından dava dışı lehtara gönderilen 17/05/2013 tarihli ihtarname içeirğine göre; senedin dava dışı lehtara teminat senedi olarak verilmediği, davacının aldığı borca karşılık verildiği, ödemeye ilişkin belge bulunmadığı, ciro silsilesinin düzenli bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca senedin tanzim tarihinin 05/03/2013, vade tarihinin 05/03/2016 olduğunu, bu durumun tamamen hak düşürücü süre hesaplanarak düzenlendiğini, vadesi geldiği halde 3 yıl beklenmesinin de hatalı olduğunu, borçlu şirketin icra dosyasında ödeme yapmamak için ihtiyati haciz kararı alarak kambiyo takibi yapmasının organize bir iş olduğunu, müvekkilinin haciz baskısı altında olduğunu dolayısıyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini ve kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine senede dayalı olarak toplam 13.801,64-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı senedin 05/03/2013 tanzim, 05/03/2016 vade tarihli 9.715-TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının dava dışı …Ltd.Şti, hamilin ise davalı olduğu, senedin nakden sebebiyle düzenlendiği görülmüştür. Davalı tarafından sunulan 17/05/2013 tarihli ihtarnamenin incelenmesinde, davacının dava dışı …Ltd.Şti ne çektiği ihtarnamede muhattaptan 9.000-TL borç para aldığı karşılığında ise aynı bedelli senet verdiği, söz konusu borcun ödendiği halde senedin müvekkiline iade edilmediği belirtilerek senedin iadesi ile işçilik haklarının ödenmesinin istendiği görülmüştür. Davanın başlangıçta Bakırköy 12.İş Mahkemesinde açıldığı, mahkemenin görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın Ticaret Mahkemesine geldiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu senedin senette lehtar olarak yer alan dava dışı … Ltd. Şti’ne davacının işçi olarak çalışması nedeniyle teminat olarak verildiğini, davalı hamilin ise bu şirketin mali müşaviri olduğunu iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur. Somut olayda ispat külfeti davacı tarafta olup, öncelikle söz konusu senedin teminat olarak verildiğini ispat etmesi, daha sonra ise davalı hamilin söz konusu senedin teminat senedi olduğunu bilerek iktisap ettiğini usulüne uygun deliller ile ispatlaması gerekir. Davacı tarafça dava dışı lehtar şirkete gönderilen ihtarnamede lehtardan borç para alındığı, karşılığında senet verildiği ve bu senedin ödendiğinin iddia edildiği anlaşılmakla, davacının teminat senedi iddialarını ispatlayamadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Dosya istinaf incelemesi için Dairemizde beklediği sırada davalı vekilinin ilk derece mahkemesi aracılığıyla 06/10/2021 tarihli dilekçesinde; davanın itirazın iptali olduğu halde mahkemenin gerekçeli kararın 1.bendinde “davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının reddine” şeklinde hüküm kurulduğunu, HMK 304.maddesi uyarınca tashih yapılarak kararın 1.bendinin itirazın iptali davasının reddine şeklinde düzeltilmesini istediği, Dairemizce verilen 19/10/2021 tarihli ara karar ile talebin istinaf talebiyle birlikte değerlendirilmesine karar verildiği görülmüştür. Dairemizin bu ara karar doğrultusunda yapılan değerlendirmede davanın zaten menfi tespit davası olduğu, dolayısıyla davalı vekilinin talebi doğrultusunda tavzihi ya da tashihi gereken bir durum bulunmadığı anlaşılmakla bu talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı vekilinin talebinin REDDİNE, 3-Davacının istinafı yönünden alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023