Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1000 E. 2023/260 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2021/1000 Esas
KARAR NO: 2023/260
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2020
NUMARASI: 2016/402 2020/751
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … markasının ve firmasının sahibi olduğunu, davalıya dükkanda satması için çiğ köfte ve malzemelerini teslim ettiğini, müvekkilince yapılan denetimler sonucunda davalıya cezai müeyyideler uygulandığını, davalının taraflar arasındaki sözleşme gereği her yıl franchise ücret bedeli ve reklam katılım bedeli ödemesi gerektiğini, davalı tarafça bu bedellerin ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrine davalı tarafça itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yapmış olduğu ödemeyi haciz baskısı altında yaptığını, davanın Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, görülen dosyanın İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/672 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, davacı tarafça müvekkili aleyhine marka hakkının haksız kullanılmasına ilişkin Bakırköy 1. Ve 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde davalar açıldığını, müvekkilinin davalıya mal alımına bağlı hiç bir borcu olmadığını, davacı tarafın cezai şart taleplerinin usulüne uygun olmadığını, davacı tarafça düzenlenen faturaların gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilince işletilen iş yerlerinin temizlik ve hijyen kurallarına uyularak işletildiğini, buna dair Erzincan İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden denetim raporu alındığını, müvekkilince üçüncü kişilerden mal almadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu, kararlaştırılan cezai şart bedellerinin ekonomik yıkıma yol açacak nitelikte olduğunu, cezai şart talep şartlarının oluşmadığını, taraflar arasındaki sözleşmelerin haklı nedenle müvekkilince feshedildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız rekabete yol açtığını, çalışma hürriyetini kısıtladığını, genel işlem koşulları niteliğinde olduğunu beyan ederek davanın reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 30/12/2020 tarihli 2016/402E. Sayılı kararı ile; “…davacı tarafça düzenlenen cezai şart bedellerine dayanak olan tutanakların denetime elverişli olmayışı ve hangi hususların nasıl ihlal edildiği konusunda yeterli açıklık bulunmaması ve davacı tarafça, davalının üçüncü kişilerden sözleşmeye aykırılık teşkil edecek şekilde mal aldığına ilişkin ispat yükünü sağlayamamış olması nedeni ile davacının bu taleplerinin kabulü mümkün görünmeyerek reddine karar verilmiş ve davacının davalıdan yapılan kısmi tahsilatın BK 100.maddesi uyarınca mahsubu sonucunda 10.464,30TL asıl alacağı olduğuna karar verilmiş ve kabul edilen bu miktara son ödeme tarihi olan 07/08/2015 tarihinden itibaren talep doğrultusunda avans faizi işletilmesine karar verilmiştir. Öte yandan İİK’ nın 67/2.maddesinde itirazın iptali davasında borçlu- davalının itirazın haksızlığına karar verildiği taktirde borçlunun diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumu ve davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiş olup, somut olayda takip konusu alacak likittir. Bu nedenle davalılar aleyhine sorumlu oldukları alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.1-Davacının Davasının KISMEN KABULÜ İLE, Davalının İstanbul … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 10.464,30TL asıl alacak üzerinden devamına, Asıl alacak miktarı tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa 07/08/2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, Asıl alacağın % 20 si olan 2.092,86TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin … tanınmış markasının sahibi olduğunu, birçok şubesi bulunduğunu, davalının da müvekkilinin eski bir çalışanı olduğunu, davalının müvekkilinin yanında çalışmakta iken franchise işletmesi kurmak istediğini ve sözleşme imzaladıklarını, ancak davalının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle ve davalının ödeme yapmaması üzerine takip başlattıklarını, mahkemenin davayı kısmen red kararının hatalı olduğunu, kısmen red gerekçesinin kararda anlaşılamadığını, dava konusu 3 faturadan 2’inin zaten davalı tarafça itiraza uğramadığını, mahkemenin bu hususu göz ardı ettiğini, davalının sadece 20/05/015 tarihli 155.348,27 TL bedelli faturaya ihtarname ile itizar edip iade ettiğini, davalının borcu kabul ederek kısmi ödeme yaptığını, daha sonra da kötü niyetli olarak usulsüz tebligat iddiasına dayalı olarak dava açtığını, davalının icra müdürlüğüne verdiği beyanında 03/08/2015 tarihinde 10.000,00 TL ödeyeceği, geri kalan kısım ile ilgili olarak alacaklı ile görüşüp anlaşma sağlayacağını belirttiğini ancak bu hususun mahkemece gözden kaçırıldığını, davalının sözleşme haricinde dükkan açarak her halükarda sözleşmeyi ihlal ettiğini, ve bu nedenle iade ettiği faturaya konu cezai şart alacağının tahakkuk ettiğinin gözetilmediğini bildirmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın tümden reddi gerektiğini, davanın dayanağı olan takibin mesnetsiz olduğunu, takip alacaklısına yapılan ödemelerin haciz tehdidi altında olup, borcun ikrarı mahiyetinde olmadığını, davacının cezai şart talebinin haksız ve yersiz olduğunu, düzenlenen faturanın da haksız olduğunu, davacının besinler üzerinde analiz ve rapor almak yerine tek taraflı olarak düzenlediği soyut metinleri baz alarak haksız cezalar düzenlenmesinin davalının iş yeri tabelalarının tutanak tarihi itibariyle yenilemiş olup onarılması veya yenilenmesi gereken bir durum bulunmadığını, temizlik ve hijyen kurallarına uyulduğunu, iş yerinin il tarım müdürlüğünce denetlenmekte olduğunu, sözleşmenin davalının ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan sözleşme niteliğinde olup ayrıca cezai şart miktarlarının da ekonomik yıkıma yol açar nitelikte bulunduğunu, davalının tacir olmayıp esnaf olduğunu, sözleşmenin haksız rekabete sebebiyet verdiğinden genel işlem koşulları çerçevesinde müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığını, davacının şahsi husumete ve kine dayalı olarak işlemler yaptığını, mahkemenin haricen yapılan 9.998,00 TL’lik tahsilatı nazara alarak franchise sözleşmesinin mevcut olduğunu kabul ettiğini, mesnetsiz davanın kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu, 05/10/2020 tarihli 3. Ek rapora karşı beyanlarını tekrar ettiklerini, buna göre bilirkişi raporunda mükerrer talepte bulunulduğunun değerlendirdiğini, açılan davanın derdest olduğunu, davacının İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/138e. Sayılı dosyada talep ettiği cezai şartı 21/05/2015 tarihli fatura düzenleyip tek taraflı olarak cari hesabına ilave ederek icra takibi başlattığının ispatlandığını, sözleşmenin tümüyle hükümsüz olduğunun mahkeme ilamı ile tespit edildiğini, buna göre doğmayan bir alacağın talep edilmesinin hatalı olduğunu, İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/138E.-2020/46K. Sayılı ilamında sözleşmenin hükümsüz olduğunun karara bağlandığını, dolayısıyla doğmayan bir alacak hesap edilerek hüküm tesisinin hatalı olduğunu, söz konusu bedellere 27/05/2015 tarihli ihtarname ile itiraz edildiğini, buna rağmen davacının 6 yıl bekledikten sonra toplam 6 yıla ilişkin reklam katılım bedeli talep etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunun delili olduğunu, takipte istenen tutarın büyük bir kısmının İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/138E. Sayılı dosyasında istenen cezai şart bedeli olduğunu, müvekkilinden icra tehdidi ile tahsil edilen 9.998,00 TL’nin iadesi gerektiğini, ayrıca davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER:Dosya içinde bulunan İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/138E.-2020/46K. Sayılı ilamının incelenmesinde; … tarafından … aleyhine franchise sözleşmesine dayalı olarak tazminat davası açıldığı, yargılama sonunda 28/01/2020 tarihinde taraflar arasındaki sözleşmenin TBK’nın 27. Maddesi uyarınca hükümsüz olduğu, davanın marka hakkı ihlaline dayalı olarak açılmadığı, sözleşmenin ihlali iddiası ile cezai şartın tahsili kapsamında açıldığı, sözleşmeye dayalı taleplerin yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında, davacının davalı aleyhine toplam 178.762,14 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, dayanak olarak 21/05/2015 tarihli 177.030,63 TL tutarında cari hesap alacağının gösterildiği, davalının yasal süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederek takibin durduğu, icra dosyası içeriğinden alacaklı vekilinin 14/09/2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği yazılı beyanda borçlunun 04/08/2015 tarihinde 9004,00 TL, 07/08/2015 tarihinde ise 994 TL olmak üzere toplam 9.998,00 TL haricen ödeme yaptığı belirtilerek bu ödemenin dosya borcundan düşülmesinin talep edildiği görülmüştür.Yargılama sırasında davalının defterlerinin incelenmesi için Erzincan 2.Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının 2015 yılına ait ticari defterlerinin incelendiğini, davalının işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunu, bu defter türünde ödemelere ilişkin kayıtlara yer verilmediği, davalının defterlerinde … numaralı 5.191,40TL bedelli, … numaralı 1.458,00TL bedelli, … numaralı 10.493,92TL bedelli, … numaralı 1.458,00TL bedelli faturalara yer verildiği, davacının cari hesap ekstrelerinden bu faturaların ödendiğinin anlaşıldığı, … numaralı 10.841,18TL bedelli, … numaralı 10.841,18TL’lik ve … numaralı 155.348,27TL bedelli faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, sözleşmenin yürürlükte olduğu süre içerisinde davalının üçüncü kişilerden çiğ köfte veya çiğ köfte yapımında kullanılan ürünlerin alındığına ilişkin herhangi bir kaybın olmadığı ifade edilmiştir. Yargılama sırasında mahkemece alınan bilirkişi raporunda özetle; davacının 2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dosya içerisinde her iki tarafında imzasının taşındığı sözleşmenin bulunmadığı ifade edilmiştir. Yargılama sırasında alınan ek bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında iki şubeye ilişkin sözleşme bulunduğu iddia edilmiş olsa da davalı tarafın … Mahallesi, … karşısı Erzincan adresinin bulunduğu şubeye ilişkin sözleşme yapıldığı, diğer şubeye ilişkin sözleşmenin dosya içerisinde yer almadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 12.3.maddesinde 50.000,00USD tutarında cezai şartın kararlaştırıldığı, 14.13.maddesinde temizlik kurallarına aykırılık halinde uygulanması gereken cezai şart miktarının düzenlendiği, 14.14.madde de kılık kıyafete aykırılık halinde uygulanacak olan cezai şartın kararlaştırıldığı, 14.15.maddesinde denetim yükümlülüğüne aykırı davranılması halinde uygulanacak olan cezai şartın kararlaştırıldığı, davacı tarafından tutulan tutanaklarda 16/05/2015 tarihli saat 22:00’de migros karşısındaki şubede ve aynı tarihte saat:20:00’de … iş hanındaki şubede denetim sonucunda tutanakların tutulduğu, bu tutanaklarda davalı tarafın şube sorumlusunun ve şube personelinin imzalarının bulunduğu, takip tarihi itibariyle üç faturadan dolayı davacının, davalıdan 177.030,63TL alacaklı olduğunu, bu faturaların … ve … sayılı faturaların birincisinin sözleşmenin 9.3. Ve 24.1. Maddeleri uyarınca kesilmiş olduğu, …’ün de bu maddeye ilişkin kesildiği ifade edilmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi 2.ek raporunda özetle; davacının 20/05/2015 tarihli ve her biri 10.841,18TL olan … ve … sayılı faturalara ve … sayılı 155.348,27TL’lik faturayı davalının hesabına borç kaydettiği, 25/06/2015 tarih itibariyle davacının, davalıdan 5.161,10TL reklam katılım bedeli talep edebileceği ifade edilmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi 3.ek raporunda özetle: 10.448,87TL reklam katılım bedeli ve 13.060,94TL franchise bedeli olmak üzere toplam 23.509,81TL talep edebileceği ifade edilmiştir. Taraflar arasındaki franchise sözleşmelerinin davalı tarafından 05/06/2015 tarihli Bakırköy … Noterliğine ait … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiği, sözleşmenin 24. maddesinde her yıl için franchise alanın ücretinin 500TL+KDV franchise alan tarafından ödeneceği, 9.3. maddesinde de franchise alanın her yıl için bir defa 400 USD reklam katılım bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşmelerin 14. maddesinde ceza gerektiren durumların düzenlendiği, 14.13.maddesinde hijyen kurallarına aykırılık halinde 200,00USD cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 14.14.maddesinde kılık kıyafete aykırılık halinde 100,00USD cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 12.3.maddesinde alanın başka kişilerden mal alması halinde 50.000,00USD cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Davacı tarafından dosyaya sunulan Büyükçekmece …Noterliğine ait 21/05/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamenin incelenmesi sonucunda yapılan denetim sonucunda uygulanan cezai şartların ve eksikliklerin giderilmesi için davalıya verilen sürelerin dolduğunun belirtildiği, İhtarnamenin ekinde ise düzenlenen tutanaklara yer verildiği, 16/05/2015 tarihli ve davalının çalışanı olduğu iddia edilen …’nin imzasını taşıyan tutanakta davalının Ordu Caddesindeki şubesinde kılık kıyafet standartlarına uyulmadığı, hijyen kurallarına uyulmadığı, aynı tarihli diğer bir tutanakta … şubesinde denetim yapıldığı, tutanakta kılık kıyafet standartlarına uyulmadığı, tadilat ihtiyacının giderilmediğinin ifade edildiği, bu tutanakta da şube personeli olduğu iddia edilen … ve … adına atfen imzasının olduğu görülmüştür. Davacı tarafça, davalıya gönderilen 20/05/2015 tarihli … yevmiye numaralı Büyükçekmece …Noterliğine ait ihtarnamenin incelenmesi sonucunda davacının, davalıdan reklam katılım bedeli ve franchise bedeli talep ettiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.Davacı taraf davalıdan sözleşme gereğince alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Dosyanın incelenmesinde taraflar arasında franchise sözleşmelerinin imzalandığı, davacı tarafından sözleşmenin feshedildiği, icra takibinde ise reklam katılım bedeli, franchise bedeli ile cezai şart alacağının istenildiği görülmüştür.Davalı taraf savunmasında iş bu davaya dayanak yapılan icra takibinde istenilen alacaktan 155.348,27 TL’lik cezai şart alacağına ilişkin taraflar arasında İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/38E. Sayılı dosyasında yargılamanın yapıldığını ve bu açıdan derdestlik itirazında bulunulmuş olup, dosya içeriğinde bulunan bahsi geçen mahkemece verilen 2016/38E.-2020/46K. Sayılı kararın incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine sözleşmeye dayalı tazminat davası açıldığı, yargılama sonunda taraflar arasındaki sözleşmenin TBK’nın 27. Maddesi uyarınca hükümsüz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf edildiği ve dosyanın İstanbul BAM 44. HD’nin 2020/35Esas sırasına kaydının yapıldığı henüz istinaf incelemesinin sona ermediği anlaşılmıştır.Dosyanın incelenmesinde mahkemece davalının derdestlik itirazında bulunduğu ancak bu itiraz ile davacı tarafın sözleşmeyi feshinde haklı olup olmadığı hususunun karar yerinde tartışılmadığı anlaşılmıştır. Bu yönlerden yargılama eksik yapılmıştır. Mahkemece yapılacak iş davalının derdestlik itirazının değerlendirilmesi ile ayrıca davacının sözleşmeyi feshetmekle haklı olup olmadığı hususunun karar yerinde tartışıp tüm deliler birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermekten ibarettir. Kabul şekli itibariyle de icra takibinden sonra ancak dava açılmadan önce yapılan ödemeler ile ilgili dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması da usule aykırıdır.Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davacı vekilinin istinaf talebinin ise bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2020 tarih, 2016/402 E. -2020/751 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Bu aşamada davacı vekilinin istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,5-İstinaf peşin harçlarının talebi halinde davalıya iadesine, 6- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 52,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 214,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Davacı tarafın istinaf talebi bu aşamada incelenmediğinden istinaf harçlarının talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,-Davacının yaptığı diğer istinaf giderleri konusunda bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına,8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/02/2023