Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/992 E. 2022/1148 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/992 Esas
KARAR NO: 2022/1148
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2019/271 2020/33
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 20/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından 22 adet çekin sorumluluk bedellerinin tahsili için müvekkili şirket aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket çalışanlarının icra takibine ilişkin tebligatı haber vermemeleri nedeniyle takibin kesinleştiğini takibe ilişkin borcu ödeyerek icra dosyasını kapattığını, ancak bu bedelin haksız yere ödendiğini, müvekkili şirketin çek yaprakları sorumluluk bedelleri açısından herhangi bir borcunun bulunmadığını, icra dosyası açıldığında müvekkilinde bulunan çekin 22 adet değil 21 adet olduğunu, 20 adet çekin icra dosyasına ödeme yapılan gün ödendiğini, 1 adet çekin de 19.04.2019 Tarihinde ödendiğini, borcun kalmadığını, çekin müvekkilinde belirterek müvekkilinin davalı tarafa ödenmek zorunda kalınan 35.200,00 TL ana para ve ferileri olmak üzere toplam 45.001,31 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı şirket arasında Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin müvekkili şirkete ihtarname göndererek 22 adet çekten kaynaklanan 35.200,00 TL’nin müvekkili banka tarafından ödenmesini talep ettiğini, borçlu tarafından taleplerinin yerine getirilmemesi nedeniyle icra takibine geçildiğini, davacının takibe itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini ve davacının bu bedeli icra dairesine ödediğini, davacının müvekkili bankadan herhangi bir alacağının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; çek depo bedellerinden sorumluluğa ilişkin açık hüküm bulunmasının arandığını, davalı bankanın bilirkişi incelemesinde ve mahkemece verilen kesin sürede dayanak sözleşmeyi sunmadığı, böylelikle takibe konu çekler nedeniyle teminat bedelini depo ettirme hakkının sözleşmede yer alıp almadığının mahkememizce değerlendirilemediği, ibrazdan kaçınılmış sayıldığı, davalı bankanın dava tarihi itibariyle çek riskininde bulunmadığı, teminatı depo ettirme hakkı bulunduğunu kanıtlayamadığı anlaşıldığından dava konusu olan ve icra dosyasına yatırılan bedelin davalıdan istirdadına, davalının takibinde kötüniyetli olduğu hususu davacı tarafça ispatlanamadığından davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının kötüniyetli olduğunu, mahkemenin kötüniyet tazminatını reddetmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi inceleemsinde ve kesin sürede sözleşme sunmadıklarını, arabuluculuk görüşmesinde uzlaşmadıklarını, davanın uzamasına sebebiyet verdiklerini, depo etme hakkı olduğunu kanıtlayamadığını, davalı kötüniyetli olmasına rağmen mahkemenin kötüniyet tazminatına hükmetmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arabuluculuk son tutanağı aslı sunulmadan karar verildiğinden kararın öncelikle bu yönden kaldırılması gerektiğini, ispat yükünün davacıda olduğunu, müvekkilinin çek teslim bordrosu sunma zorunluluğu bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince banka kayıtlarının tek ve geçerli yasal delil olacağının kararlaştırıldığını, bankanın bilgisayar kayıtları ve muhasebe kayıtlarına göre alacak tespiti yapılması gerektiğini, banka ile yapılan delil sözleşmesinin geçerli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, istirdat istemine ilişkindir İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davalı banka, davacı aleyhine 03.04.2014 Tarihli bankacılık hizmet sözleşmesine dayalı olarak 22 adet çek sorumluluk bedelinin gayrinakdi hesapta depo edilmesi amacı ile takip başlatmış ise de; mahkemece verilen kesin sürede takibe dayanak sözleşmenin tamamını ibraz edemediği, bilirkişi tarafından yerinde inceleme yetkisi ile bankada inceleme yapılan incelemede de şube tarafından sözleşme ve dayanak evrakların sunulmadığı, salt bilgisayar ve muhasebe kayıtları ile değerlendirme yapılamayacağı dikkate alındığında mahkemece davanın kabulüne karar vermesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Davalı vekili, arabuluculuk tutanağının aslının sunulmamasının davanın reddi nedeni olduğunu ileri sürmüş ise de; bu hususun yargılama aşamasında ileri sürülmediği, davacının anlaşmazlık tutanak örneğini sunduğu görülmekle usule ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf istemi; kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğuna ilişkindir. Mahkemece; davalının iddiasının ispatlanamamış olması nedeni ile dava kabul edilmiş olmakla kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi yerindedir. Davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf isteminin ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına,-Davalıdan alınması gereken 3047,03 TL harçtan, peşin yatırılan 714,11 TL ve 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 2305,50TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi. 20/06/2022