Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/943 E. 2022/1121 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/943 Esas
KARAR NO: 2022/1121
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2017/683 E. – 2019/958 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/07/2017
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan olan alacağı nedeni ile almış olduğu bononun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine konu edildiğini, davalının icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, icra takibine konu bononun zamanaşımına uğradığını, ancak yargılama sırasında dinlenecek tanıkların beyanları ve toplanacak delillerle taraflar arasındaki temel ilişkinin varlığını, takibe konu yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bonodan doğan müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu ve borcun davalı yanca ödenmediği ispat edeceklerini, davalı tarafın itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibe konu bononun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, taraflar arasındaki temel ilişkinin tanık dahil her türlü delil ile ispatının mümkün olduğunu, davalının davacıya olan borcunu halen ödemediğini, talep edilen alacağın likit olduğunu davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından aleyhe sunulan bilgi ve belgeleri kabul etmediklerini, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, müvekkili davalının davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının taleplerinin tamamen karşılıksız maddi menfaat sağlama amacına yönelik olduğunu, davacı tarafça temel ilişkiye dayanılarak borcun doğduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın soyut ve asılsız olduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan icra takipte işletilen faizini fahiş oranda olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi halinde davacının sebepsiz yere maddi menfaat elde etmiş olacağını ve dilekçede belirttiği diğer nedenleri ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.11.2019 tarih ve 2017/683 Esas – 2019/958 Karar sayılı kararıyla; “… dinlenen tanıklar tarafından; davalı şirket yetkilisi …’in davacı şirket sahibi …’den iş yerine gelerek borç para istendiği, davacının da davalıya ödünç olarak 3.500-USD para verdiği, verilen borç karşılığında ise bono aldığı görgüye dayalı olarak bizzat görülmüştür. Bu nedenle; davacı tarafın iddiasını ve alacağını tanık beyanı ile ispatladığını kabul etmek gerekmiş, davalı ile davacı arasında elden borç alma nedeniyle doğmuş bir alacak – borç ilişkisinin mevcut olduğu; uyuşmazlığın taraflar arasındaki temel ilişkiye dayalı alacağın ne olduğu ve alacak miktarı hususunda olduğu,takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 3.500,00-USD asıl alacak, 947,75-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.447,75-USD tutarında borçlu bulunduğu anlaşıldığından, davalının bu miktara yönelik itirazının haksız olduğu ve İİK.’nun 67. maddesi gereğince iptalinin gerektiği kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki 3.500,00-USD asıl alacak, 947,75-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.447,75-USD’ye ilişkin itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen para alacağı likit ve belirlenebilir olduğundan, itiraz da haksız olduğundan kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davalı taraf zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de; dosya kapsamından davacı tarafın davalıya ödünç para verdiği, karşılığında dava konusu zamanaşımına uğrayan bonoyu teslim aldığı, davalının ödünç aldığı parayı davacıya geri ödemediği, davacının temel ilişkiye dayanarak talepte bulunduğu, somut davada dayanılan temel ilişkinin tabii olduğu zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Ödünç (karz) sözleşmesine dayanarak para vermiş olan kimsenin açtığı dava TBK.’nun 146. (BK.’nun 25.) maddesi uyarınca 10 (on) yıllık zamanaşımına tabidir. 27/11/2019 tarihli duruşmada mahkememizce; dava konusu alacağın ödünç sözleşmesinden kaynaklı olarak tanzim edilmiş bononun kıymetli evrak niteliğini kaybetmesi nedeniyle adi alacak vasfına büründüğü, taraflar arasındaki temel ilişkinin iade edilme tarihi belirli bir ödünç para ilişkisine dayandığı bu hususta 10 yıllık zaman aşımı geçerli olduğu gerekçesiyle davalı tarafın zaman aşımı itirazının reddine” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “HMK m.200’de belirtilen alt sınırın üstünde yer alan tutar için senetle ispat zorunluluğunun söz konusu olduğunu, aynı maddenin ikinci fıkrasında “Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” hükmünün yer aldığını; dava konusu iddia edilen bedel tanıkla dinleme sınırının üstünde olmasına ve tarafımızın açık muvafakati olmamasına rağmen yerel mahkeme tarafından davacının tanıklarının dinlenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Müvekkilimiz ile davacı tarafın arasında borç doğuran herhangi bir ilişki bulunmadığı gibi bu ilişki ve iddia edilen alacağın dayanağının davacı tarafından ispat edilemediğini, Davacı taraf, önce dava dilekçesi ile müvekkilimizden doğan alacağının bulunduğu iddiasında bulunduğunu, daha sonra ise tarafların arasındaki ilişkinin ödünç para ilişkisi olduğunu ve buna ilişkin bono düzenlendiğini iddia ettiğini; davacının iddialarını genişletmekte ve değiştirmekte olduğunu ve buna muvafakatlarının bulunmadığını, buna yönelik itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, Hükme esas alınan tanık beyanlarının hiçbir surette gerçeği yansıtmadığını, tanıkların yaklaşık 5-6 sene önceki vakıaları bu denli net hatırlamalarının mümkün olmadığını, tanık beyanlarına riayetle tesis edilen kararın hatalı olduğunu, Yerel mahkeme tarafından gerçeğe aykırı tanık beyanlarına riayetle düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından hesaplanan faiz oranlarının gerçeği yansıtmadığını ve fahiş olduğunu,Davaya konu edilen bononun daha önce Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile dava dışı … San ve Tic Ltd Şti. tarafından müvekkilimiz aleyhine icra takibine konu edildiğini, bahse konu takibin derdest olduğunu, tarafımızca derdestlik itirazında bulunulmasına rağmen Mahkeme tarafından bu iddialarımızın göz önünde bulundurulmadan karar tesis edilmesinin hatalı olduğunu, Müvekkilimiz aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, söz konusu borcun varlığının ancak yargılama neticesinde tespit edilebilir nitelikte olduğunu, bu kapsamda icra takip işlemlerine karşı borçlu olmayan müvekkilimiz tarafından itiraz edilmesinin doğal olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İcra takip dosyasının incelenmesinde; davacı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından davalı … San. ve Paz. A.Ş. aleyhine 05/04/2017 tarihinde, borcun sebebi olarak 17/02/2010 vade tarihli zamanaşımına uğramış bono ve temel ilişkiye dayalı alacak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “…takip tarihi itibariyle davalının davacı tarafa 3.500,00-USD asıl alacak, 947,75-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.447,75-USD tutarında borçlu bulunduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen miktar üzerinden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasına” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, zamanaşımına uğramış olan bonoya ve temel borç ilişkisine dayanarak başlatılmış olan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Zamanaşımına uğramış olan bono, alacaklı lehine yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Somut olayda “zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıç niteliğindedir”. HMK. 202. maddesine göre senetle ispatı gereken bir konuda yazılı delil başlangıcının varlığı halinde tanık dinlenebileceğinden, dava konusu bonoda davacı lehtar davalı keşideci konumunda olduğundan taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin varlığı tanık dâhil her türlü delille ispatlanabilir. Buna göre mahkemece tanık dinlenmesinde ve tanık beyanlarının hükme esas alınmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Davacının davalı aleyhine başlattığı davaya konu icra takibinde borcun sebebini 17/02/2010 vade tarihli zamanaşımına uğramış bono ve temel ilişkiye dayalı alacak olarak gösterdiği, davalının itirazı üzerine açmış olduğu işbu itirazın iptali davasında da aynı sebebe dayandığı ve yargılamanın da bu kapsamda yapıldığı anlaşıldığından, davacının iddiasını genişlettiği ve değiştirdiği yönündeki davalı beyanı yerinde görülmemiştir. Takibe dayanak bononun daha önce dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibe konu edildiğinden bahisle derdestlik itirazında bulunulmuş ise de; o takip dosyasına konu edilen bononun zamanaşımına uğraması nedeniyle Bakırköy 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1383 Esas – 2017/203 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan, ortada derdest bir icra takibinin bulunmadığı ve bonodan kaynaklı alacak hakları temlikname ile devralmış olan davacının davaya konu icra takibinin başlatmasının derdestlik oluşturmadığı yönündeki ilk derece mahkemesi değerlendirmesi isabetlidir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, alacak ve faiz yönünden yapılan hesaplamanın yasal düzenlemelere uygun olduğu, mahkemece rapora ve dinlenen tanık beyanlarına itibar edilerek sonuca gidilmesinde usule aykırılık olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin sair istinaf istemleri yerinde görülmemiştir. Ancak kabule göre; yabancı para cinsinden yapılan icra takiplerinde İİK’nun 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmesi halinde, yabancı paranın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması gerekirken, yabancı para üzerinden tazminata karar verilmesi isabetli olmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin bu nedenle kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/11/2019 tarih, 2017/683 E. – 2019/958 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-İlk derece yargılaması yönünden; a)Davanın kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki 3.500,00-USD asıl alacak, 947,75-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.447,75-USD’ye ilişkin itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4489 sayılı kanun ile değişik 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarınca 1 yıl vadeli USD mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, a)Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile; takip alacağının takip tarihi olan 05/04/2017 itibariyle TL karşılığı 7.489,68 TL’nin %20’si olan 1.497,93 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, c)Alınması gerekli 1.075,94-TL karar ve ilam harcından 299,92-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 776,02-TL’nin davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına, ç)Davacı tarafından yatırılan 299,92 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, d)Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/1 maddesi uyarınca hesap ve taktir olunan 2.725,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,e)Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2 maddesi uyarınca hesap ve taktir olunan 1.811,18-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, f)Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı olan toplam 1.011,00-TL. yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 906,73-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a)İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, b) İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 23,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 172,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/06/2022