Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/918 E. 2022/1274 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/918 Esas
KARAR NO: 2022/1274
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2017/560 E. – 2019/464 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının TPMK nezdinde … ve … nolu çoklu … ve markasının sahibi olduklarını, “… ” ismi ile lanse edildiğini, davalının fiillerinin davacının tescilli tasarım, marka haklarına ihlal edildiği gibi haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, fiillerin önlenilmesi, durdurulması, ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalı vekili beyanlarında; davalının piyasadaki ürününün … no ile tescilli olduğunu, davacı iddialarının yerinde olmadığını ve davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17.12.2019 tarih ve 2017/560 Esas – 2019/464 Karar sayılı kararıyla; “…alınan raporlar, ürün görselleri, marka ve tasarım dosyası ile birlikte incelendiğinde; dosyada davacıya ait ürünlerin yapılan endüstriyel tasarım incelenmesinde, her iki ürün arasında ciddi derecede farklılıklar göze çarpmaktadır. Gerek kullanılan kutuların boyutları gerek ölçüleri ve kullanılan renkler gerekse kullanılan markalar birbirinden farklıdır. Ürünler üzerindeki marka ibarelerinin de farklı olduğu görülmektedir. Ürünler üzerindeki virüs şekilleri anonim olduğundan bu görüntünün tüm firmalarca kullanabileceği bilinmektedir. Ayrıca ürünler üzerindeki virüslerin şekil itibarı ile de birbirine birebir benzemediği ve ürün üzerinde kullanılan yerlerinin farklı olduğu, ürünler üzerindeki çizgiler itibari ile de boyut olarak da ürünlerin birbirlerinden farklı olduğu, keza davacı taraf ambalajında ‘enfeksiyon blokerî’ şeklinde bir ibare bulunmaktayken davalı tarafın ambalajında bu yönde bir ibare bulunmadığı, davalı ambalajında farklı olarak ‘bitkisel gıda takviyesi ilaç değildir’ ifadesinin yer almakta olduğu, her iki tarafın ürünü üzerinde … ibaresi yer alsa da bu ibarenin ambalajın içindeki ürünü belirten bir ibare olup bu ibarenin yazı tipi boyutu her iki ambalajda da farklılıklar gösterdiğinden bu iki ürün birbirinden farklı olduğu dolayısıyla davalı ambalajının davacının marka ve tasarım tescillerinden kaynaklanan haklarını ihlal etmediği ve bu yolla haksız rekabete sebep olmadığı alınan her iki rapor kapsamı ile de anlaşıldığından subut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davalı kendisini vekille temsil ettirmemesine rağmen, mahkemece davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Davalı ürününün müvekkilin tescilli tasarımına ve tescilli markasına ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, davalı ürününün tescil edilmiş olmasının müvekkilin tescilli haklarına tecavüz teşkil etmeyeceği anlamına gelmediğini, Davalı yanca kullanılan ürün ile müvekkilin tescilli tasarımının ve markasının kullanıldığı ürün yazı formu, rengi ve kullanım şekli ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalı yanın ambalaj tasanmında yer alan her unsur, rengi, virüs şekilleri, markanın yerleştiriliş şekli, tüm bu ibarelerin konumlandınlması müvekkile ait tescilli markadan birebir taklit edilerek tasarlandığını, Ürün ambalajı açıldığında ise içinde bulunan pastillerin renk ve şekli açısından da müvekkil pastilleriyle aynı olduğunu, bu halde müvekkil ürününün görüntüsünün de taklit edildiğini ve bu yolla haksız rekabet yaratıldığını, Ürünlerin aynı tüketici kitlesine, aynı amaçlarla, aynı satış yerlerinde, aynı reyonlarda, aynı rahatsızlığın tedavisi için piyasaya arz edildiğini, özetle ortalama tüketicinin yanılabileceğinin ve taraf markalarının karıştırılabileceğini, bu hususa raporda da değinildiğini, Markaların karıştırılmasında bir bütün olarak bıraktıkları intibanın dikkate alınması gerektiğini, tüketicinin aklında kaldığı kadarıyla benziyor olmasının ayırt edilemeyecek kadar benzediği anlamına geleceğini ve iltibas için yeterli olduğunu, Bilirkişi raporlarında bütünlük ilkesinin yok sayıldığını ve unsurların tek tek karşılaştırılarak hukuka aykırı bir sonuca ulaşıldığını, SMK.7.maddesindeki karıştırılma ihtimaline ilişkin değerlendirmenin dahi yapılmadığını, Ürünlerin görsel benzerliklerinin yanı sıra her iki ürünün de antivirüs pastil olmasının ve iç – dış tasarımlarının aynı olmasının açıkça müvekkil ürününün taklit edilerek sınai haklarına tecavüz edildiğinin göstergesi olduğunu. Davalıya ait dava konusu ürünün, müvekkil ürünü ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bir tasarıma sahip olup, be eylemin SMK.59 ve 81.maddelerin ihlali niteliğinde olduğunu, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yaratılan genel izlenim açısından tasarımlar arasında belirgin bir farklılık olmadığını ve ürünlerin görsellerinin benzer olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * Bilirkişiler …, … ve … ‘dan oluşan heyetin 10.1.2019 tarihli raporunda; “Davalı kullanımında yer alan ambalaj incelendiğinde davacının … tescil numaralı şekil markası ile bir benzerliğinin bulunmadığı, bu yönüyle SMK m. 7/2-b anlamında marka hakkına tecavüzün sartlannın oluşmadığı. Yine davalı tarafın ürün ambalajının, davacının … tescil numaralı pastil kutusu ambalajı tasarımı ile benzerlik göstermediği, bu yönüyle SMK m. 81 anlamında endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün şartlannın oluşmadığı, davalı kullanımının, davacı tasarımının koruduğu diğer hususlar dışında da davacı ürünü ve davacı ürün kutusundan farklılıklar arz ettiği, davalı yanın dürüstlük kuralına aykın bir ticari uygulamasının bulunmadığı, dolayısıyla TTK m. 54 vd. anlamında haksız rekabetin söz konusu olmadığını” bildirdikleri anlaşılmıştır.* Bilirkişiler … , … ve …’dan oluşturulan yeni heyetin 14.6.2019 tarihli raporunda; “Davacı ve davalı ambalajlarının bütününe bakıldığında, ambalaj üzerinde kullanılan unsurların genel yerleşimi konusunda bir benzerlik bulunduğu, ancak bu yerleşimin İlgili sektördeki farklı firmalar tarafından da kullanıldığı, davalı tarafın ambalajında kutu zemininde kullanılan farklı şekiller, markanın yazılı olduğu sarı zemin, farklı marka ibaresi, üretici firmanın adı gibi farklı unsurların ambalajlar arasındaki benzerliği ortadan kaldıran unsurlar olduğunu, incelenen ürünler ve dava dosyasında yaptıkları inceleme sonucunda; davalı ambalajının davacının marka ve tasarım tescillerinden kaynaklanan haklarını ihlal etmediği ve bu yolla haksız rekabete sebep olmadığını” bildirdikleri anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, marka ve tasarım haklarına tecavüz ile haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile hükmün ilanı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… dosyada davacıya ait ürünlerin yapılan endüstriyel tasarım incelenmesinde, her iki ürün arasında ciddi derecede farklılıklar olduğu, ürünler üzerindeki marka ibarelerinin de farklı olduğu, bu iki ürün birbirinden farklı olduğu dolayısıyla davalı ambalajının davacının marka ve tasarım tescillerinden kaynaklanan haklarını ihlal etmediği ve bu yolla haksız rekabete sebep olmadığı anlaşıldığından subut bulmayan davanın reddine”karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece toplanan deliller ile aldırılan ve denetime elverişli bulunan her iki bilirkişi raporu uyarınca; davaya konu davalı kullanımındaki ambalajın davacının … tescil numaralı şekil markası ile bir benzerliğinin bulunmadığı, bu yönüyle SMK m. 7/2-b anlamında marka hakkına tecavüzün şartlarının oluşmadığı, yine davalıya ait ürün ambalajının davacının … tescil numaralı pastil kutusu ambalajı tasarımı ile benzerlik göstermediği ve bu yönüyle SMK m. 81 anlamında endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün şartlannın oluşmadığı, davalı kullanımının, davacı tasarımının koruduğu diğer hususlar dışında da davacı ürünü ve davacı ürün kutusundan farklılıklar arz ettiği, davalı yanın dürüstlük kuralına aykın bir ticari uygulamasının bulunmadığı, dolayısıyla TTK m. 54 vd. anlamında haksız rekabetin de söz konusu olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Ancak, davada davalının kendisini vekille temsil ettirmemesine rağmen mahkemece davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/12/2019 tarih, 2017/560 E. – 2019/464 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın reddine, 4-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, 6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 8- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 69,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 218,10 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/07/2022