Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/916 E. 2022/1182 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/916 Esas
KARAR NO: 2022/1182 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2017/606 E. – 2019/423 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin “…” ibaresini içeren markasını, 16 ve 41 nolu emtia sınıfları bakımından 8.03.2016 tarihinde … Ticaret nosuyla tescil ettirdiğini, davalı yanca, “www…org” web sitesinde, müvekkilinin tescilli markası olan “…” markasını, aynı emtia sınıfına dâhil olan hizmetlerin verildiği bir işyerinde kullandığını, şirket ortağı …’ın müvekkili şirketin eski çalışanı olduğunu, web sitesi üzerinde delil tespiti yapılmasına, marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasına, Şimdilik 1000 TL maddi, 5000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, SMK m. 151 (2)’ye göre hesaplanacak kazanç kayıplarının giderilmesine , hesaplamaya SMK m. 151/4 hükmüne göre artırım yapılmasına,imhaya ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından tescil ettirilen markanın, İngilizce’de (…) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma olduğunu, Türkçesi’nin … olarak ifade edildiğini, ifadelerin marka olarak tescili mümkün olmayan, kullanma yetkisinin bir kişi veya kuruma verilemeyeceği bilimsel terimlerden olduğunu, Kaldı ki; … kısaltması, son yıllarda dünya genelinde ve ülkemizde yaygınlaşan bir eğitim modelini de ifade etmekte olduğunu, davacının bir eğitim metodu üzerinde hak iddia etmesi kabul edilemeyeceği gibi, bu kısaltma ile arama motorlarında yapılan basit bir arama neticesinde bile bunun bir eğitim yöntemi olduğu, pek çok okul, üniversite ve özel kurumların bu eğitim yöntemini kullandığının görüleceğini, … konulu konferanslar düzenlendiğini, en kolay bulunabilir örneğin ise …’ın meslek ve teknik liselerde … eğitiminin yaygınlaşması için öğretmenlere bu eğitim metodu hakkında verdiği eğitim programı olduğunu, ayrıca müvekkili şirketin … yöntemi ile eğitim yapan kurumlar ile bu sistemde eğitim almak isteyen öğrencileri bir araya getirmekte olduğunu, … metoduyla eğitim vermediğini, bu şekilde elde ettiği bir gelir de olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05.11.2019 tarihli 2017/606 E. – 2019/423 K. sayılı kararıyla; “6769 sayılı yasanın 7/5 madde düzenlemesi gereğince, bu ibarenen marka olarak tescil edilerek, bir kişinin tekeline verilmiş olsa da, bu ibarenin başkası tarafından ticari hayatın olağan akışı İçerisinde dürüstçe kullanılmasının marka sahibi tarafından engellenemeyeceği, marka sahibine ancak zayıf markanın sağladığı korumayı sağlayabileceği, huzurdaki davada da davalının kullanımının dürüst ticari kullanım kapsamında olduğu, bunun aksini gösteren delillerin davacı yanca ispat edilemediği, davacının markasının esasen bir şekil markası olarak tescil edilmiş olması, davalının ise kullanımının Davalı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin web sayfasında … şeklinde yani yalnızca yazı ile ve … gibi dört önemli bilim dalına işaret eden bir kullanım olarak gerçekleştiği , dolayısıyla bu kullanımın markasal kullanım olarak kabul edilemeyeceği, davalı tarafından markanın SMK 7/5 gereğince ticaret hayatinin olağan akışı içinde dürüstçe kullanıldığı” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan raporun hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davalının markayı kullanım şeklinin SMK 7/5 maddesi kapsamında ticari hayatın olağan akışı içerisinde dürüst kullanım olarak kabul edilemeyeceğini, davalı şirketin ortağı …’in müvekkili şirketin eski çalışanı olduğunu, markayı müvekkilinden öğrendiğini dürüst kullanımdan bahsedilemeyeceğini, markanın bilinirliği üzerinden haksız kazanç sağladığını, davalı şirketin, davacı ile benzer ürün ve hizmet sunduğunu, tescilli markanın kullanımının halk tarafından davacı müvekkili ile ilişkilendirilme karıştırılma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, tescilli ve kullanımla ayırt edicilik kazanmış bir markanın kullanımının, marka sahibinin münhasır haklarına tecavüz niteliğinde bulunduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; bilirkişi raporunda da ifade edilse dahi, davacının marka olarak tescili mümkün olmayan bir ifadeyi tescil ettirse dahi, markanın hukuki korumasının olamayacağını, davacının dilekçesinde sunduğu emsal kararların dahi aleyhine olduğunu, davacının müvekkiline husumet beslemesinin sebebinin, eski çalışanının ayrılıp kendi işini yapmaya başlaması olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan TPMK kayıtları incelendiğinde; “…” şekil ibaresini içeren markanın , Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 16 ve 41 nolu emtia sınıfları bakımından 8.03.2016 başvuru tarihli … sayılı …+şekil markasının 31/08/2016 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.Mahkemece bilgisayar mühendisi bilirkişiden alınan 14/03/2018 tarihli raporda; davalı tarafça kullanıldığı beyan edilen …org alan adlı web sitesinde inceleme yapıldığı, incelemede … … başlığı altında, “… … birbiriyle entegre bir şekilde öğrenilmesini içeren ve okul öncesinden yüksek öğretime kadar tüm süreci kapsayan bir eğitim yaklaşımıdır…” şeklinde açıklamalar bulunduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince İngilizce öğretmeni, marka vekili ve Öğretim Görevlisi Akademisyen bilirkişiden oluşan heyetten alınan raporda; … ibaresine eğitim ve öğretim sektöründe marka olarak tescil hakkı tanınıp tanınmadığına dair Kurum resmi web sitesi marka kayıtlarından baktıklarında, davacı tarafın aynı ibareli marka başvurusunda bulunduğunu,… sayılı … ibareli 14/07/2016 tarihli marka başvurusundan, TÜKPATENT YİDK kurulunun; “… ibaresinin, … kelimelerinin baş harflerinden oluştuğu ve … Projesi kapsamında yaygın bir eğitim sistemi olduğu, (http://…meb.gov.tr/…in başvuru dilekçesinde yer alan 41. Sınıf: “Eğitim ve öğretim hizmetlerini doğrudan tanımladığı ve ayrıca ibarenin ayırt edici niteliğe haiz olmadığı” gerekçesiyle reddine karar verilerek kısmen tesciline karar verildiğini, …, …gibi dört önemli bilim dalında yetkin bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir eğitim modelini tanımlamakta olduğunu, dolayısıyla, eğitim Öğretim hizmetleri hizmetleri için genel kullanımlı bir ibare olduğunu, Davalı … ŞİRKETİ’nin web sayfasında … şeklinde yer alan ibarenin, markasal kullanım olarak kabul edilemeyeceğini, davalı tarafından markanın SMK 7/5 gereğince ticaret hayatının olağan akışı içinde dürüstçe kullanıldığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün tespiti, meni ve refi ile tazminat talepli davada, ilk derece mahkemesince davalının kullanımının SMK 7/5 maddesi kapsamında dürüst kullanım olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı adına … sayılı …+şekil markasının 16 ve 41. Sınıfta tescilli olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, …, … gibi dört önemli bilim dalında yetkin bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir eğitim modelini tanımladığı, dolayısıyla eğitim öğretim hizmetleri hizmetleri için genel kullanımlı bir ibare olduğu, hatta Kurum kayıtlarında yapılan incelemede davacı tarafça “…” ibaresinin şekil unsuru içermeksizin, 41. Sınıfta yapılan marka başvurusundan, … kararı ile, “eğitim ve öğretim hizmetlerinin” çıkarıldığını, gerekçe olarak da dört önemli bilim dalının baş harflerinden oluşan yaygın bir eğitim sistemi olduğu ve Milli Eğitim Bakanlığı Fatih Projesi kapsamında kullanıldığının belirtildiği anlaşılmıştır. Kurum kararı ve bilirkişi raporu ile bu ibarenin “eğitim ve öğretim hizmetlerinde” tanımlayıcı olduğunun tespit edildiği, davacının tescilli markasının da şekil unsuru içerdiği, davalının kullanımına bakıldığında sadece … eğitim sistemi verildiğine ilişkin olup dürüst kullanım teşkil ettiği, ilk derece mahkemesinin davanın reddi kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.