Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/903 E. 2022/1112 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/903 Esas
KARAR NO: 2022/1112
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2015/450 2019/1545
DAVA KONUSU: Menfi tespit
DAVANIN KONUSU:Finansal Kiralama sözleşmesine konu malın iadesi
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile … A.Ş. Arasında Beyoğlu … Noterliğinin … t ve y nolu … sayılı finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleymeyi … ve …’in kefil olarak imzaladıklarını, ödeme planının ilk ödeme 13/10/2005 tarihinde olmak üzere ve her bir ödemede 1 yıllık bir süre bulunmakla, 4 kira bedelinin toplam 69.975,74-YTL olarak düzenlendiğini, ilk iki ödemeyi yapdıklarını, ancak mahsülün değer kaybından dolayı üçüncü ödemeyi (2.500-TL olarak eksik) olarak yapabildiklerini, bunun üzerine davalı … kiralam tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, daha sonra davalı kurum vekili tarafından arandıklarını, finansal kiralamaya konu traktörün rızaen teslim sözleşmesi ile iade edilmesi halinde, traktörün ihale ile satılacağını ve borçlarına mahsup edileceğinin söylendiğini, kabul edilen teklif üzerine traktörün iade edildiğini, borç konusunda davalı tarafından hiç uyarılmadıklarından müvekkilinin traktörün satılarak bedelinin borçtan mahsup edildiğini ve borcunun kapandığını düşündüğünü, borçlu olduğunu ancak icra takibine geçilmesi ve haciz işlemlerinin başlatılması üzerine öğrenildiğini, davalı firma ile görüşüldüğünde; (2008 yılında satış şartı ile iade edilen) traktörün halen satılmadığını öğrendiklerini, traktörün iadesi anında 39.000-TL olan borçlarının davacının kusurlu davranışı ile 193.000-TL ne kadar ulaştığını, yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkilin davalı … AŞ’e borçlu olmadığının tespitini, hesap bilirkişisince yapılacak olan inceleme sonucu müvekkilinin fazla ödeme yapmış olmasının tespit edilmesi halinde de bu fazla ödemenin iadesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı (davalıya ve müşterek borçlu müteselsil borçlular … ve …’e vekaleten …) arasında 3226 sayılı finansal kiralama kanunu çerçevesinde Beyoğlu … Noterliğince 06/10/2005 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, finansal kiralama sözleşmesi içerisinde yer alan proforma faturada detayları yazılı “1 Adet … MARKA, … TİP, … PLAKA, … , … MOTOR NO, … ŞASİ NO, 2006 MODEL, TRAKTÖR” vasıflı menkul finansal kiralama yoluyla kiralandığını ve davalıya teslim edildiğini, davalı … sözleşmesinden kaynaklanan borçlarnı ödemeyerek temerrüde düştüğünü ve müvekkili şirketce davalıya Beşiktaş … Noterliğinden keşide edilen 10/08/2007 tarih ve … yevmiye numaralı ve Beyoğlu … Noterliğinden keşide edilen 16/11/2012 tarih … yevmiye numaralı ihtarmaler keşide edildiğini, bu ihtarnamelerin davalıya tebliğ edilmemesi üzerine son olarak Beyoğlu … Noterliğinden keşide edilen 22/09/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarmane gönderilerek borçlarını 60 gün içinde ödemesi aksi takdirde bu sürenin sonunda sözleşmenin feshedileceği ihtar edildiğini, söz konusu ihtarname davalıya 26/09/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname ile davalıya tanına 60 günlük sürenin dolduğunu, ihtarname ile tanınmış bulunan 60 günlük süreye rağmen ihtarnamede belirtilen borçlar ödenmediğinden finansal kiralama sözleşmesi fesih olduğunu, davacının işbu sözleşme sebebiyle 27/04/2015 dava tarihi itibariyle müvekkili şirkete 39.239,59-TL kira borca, 1.504,70-TL sigorta borcu, 27.435,59-TL masraf borcu, 105.282,06-TL kira temerrüt borcu, 2.369,26-TL sigorta temerrüt borcu, 26.193,37-TL masraf temerrüt borcu olmak üzere toplam 202.024,57-TL borcu bulunmakta olduğunu, davacının borçlu olmadığı yönündeki iddiası ve bu yöndeki tespit talebi gerçeği yansıtmadığını ve iyi niyetle bağdaşmamakta olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ve davacının müvekkili şirket nezdindeki cari hasibı incelendiğinde davacının 5 nolu bentte belirttikleri kadar borçlu bulunduğu açıkca anlaşılacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının müvekkili şirkete dava dilekçesindeki 5 nolu bentte belirttikleri üzere borçlu bulunması sebebiyle, borçlu olmadığı iddiası ile açmış olduğu işbu davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2015/1121 ES SAYILI
DOSYASI YÖNÜNDEN;
DAVA: Davacı … Vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında Finansal kiralama sözleşmesi çerçevesinde Beyoğlu … Noterliğinin 06/10/2005 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde kiralama sözleşmesi imzalandığını, kiralama sözleşmesi çerçevesinde “1 adet … Marka, … Tip … plaka, kırmızı renk, … motor no, … şasi no, …” vasıfla menkul kiralama yoluyla kiralandığını ve davalıya teslim edildiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemediğini ve temerrüde düştüğünü, bu nedenle müvekkilinin Beyoğlu … Noterliğinin 22/09/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettiğini ve 60 gün içerisinde ödemesi aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiği, ihtarnamenin 26/09/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, fakat 60 günlük sürede borçların ödenmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, bu nedenlerle finansal kiralama sözleşmesine konu malların müvekkiline iadesine ve teslimine, aynen iadede fiili imkansızlık olduğu takdirde mal bedelinin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu sözleşme gereğince ödemesi gereken peşin tutarı ödediğini, fakat 2. Taksitin ödenmesi hususunda zorluğa düştüğünü ve borcunu ifa edemediğini, bunu davacı şirkete bildirdiğini, davacı tarafından müvekkiline taşınır malın rızaen teslim edilmesi ve bu teslime binaen taşınırın bizzat müvekkili tarafından satış işlemlerinin yapılarak bu satış bedelinin borçtan mahsubu ile kalan ödemenin bundan sonra tekrar değerlendirilebileceği hususunun beyan edildiğini ve müvekkilinin de bu teklife olumlu cevap verdiğini, bunlara rağmen davacının müvekkili aleyhine İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu takibe süresi içerisinde itiraz ettiklerini ve İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/450 esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, bu nedenlerle davacının haksız olarak açmış olduğu iş bu malın iadesi davasının konusuz olması nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir. -Yargılama sırasında davacı … vefat etmiş, davacı vekili mirasçılık belgesi ile mirasçılara ait vekaletnameleri dosyaya sunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… asıl dava dosyası yönünden; davacı ile davalı arasında Beyoğlu …Noterliği’nin 06/10/2005 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin imzalandığı, sözleşme ile davalı şirketin, sözleşmeye konu malı (traktörü) davacıya teslim ettiği, davacının Beşiktaş … Noterliği’nin 10/08/2007 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine istinaden, Finansal Kiralamaya Konu malı (traktörü) 2007 yılının 8. Ayında,”..aracın satış bedeli kasko değeri üzerinden yapılması şartı ile..” davalı şirkete aynen iade edildiğinin anlaşıldığı, davacının 2007 yılı 8. Ay itibariyle davalı … Şirketine toplam borcunun 39.239,59-TL. olduğu, , finansal kiralamaya konu malın değerinin teslim tarihi 2007 yılı 8. Ay itibariyle 40.000-TL. olduğunun tespit edildiği, traktörün teslim tarihi itibariyle satılmış ve satış bedelinin borca mahsubu ile davacının borcunun tamamen kapanmış olacağı bu nedenle davacının davalıya borçlu olmadığı kanaati oluştuğundan; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına konu, davacıların murisi … ile davalı arasında, Beyoğlu … Noterliği’nin 06/10/2005 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi’nden dolayı, davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/11/2017 tarih ve 2015/1121 E.-2016/908 K. sayılı dosyası yönünden, davacı ile davalı arasında Beyoğlu … Noterliği’nin 06/10/2005 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin imzalandığı, sözleşme ile davacının sözleşmeye konu malı (traktörü) davalıya teslim ettiği, davacının Beşiktaş … Noterliği’nin 10/08/2007 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine istinaden, Finansal Kiralamaya Konu dava konusu malın (traktörü) 2007 yılının 8. Ayında,”..aracın satış bedeli kasko değeri üzerinden yapılması şartı ile..” 24/11/2015 dava tarihinden önce davacı şirkete aynen iade edildiğinin anlaşıldığı, malın dava tarihi itibariyle davacının elinde olduğu bu nedenle davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan, davacının davasının usulden reddine karar verilmiştir..”şeklindeki gerekçe ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verildiği görülmektedir,
İSTİNAF İSTEMİ: Asıl dava davalısı/Birleşen dava davacısı … Kiralama A.Ş. Vekili istinaf dilekçesinde özetle; – sözleşmeye konu ekipmanlar müvekkiline tesilm edilmiş ise de; ekipmanlar üzerinde tasarruf edilmesi için gerekli olan tutanakta yer alan imzaların davalı … ve kefiller …, …’e ait olmadığını, bu nedenle ekipmanlar üzernide müvekkilinin herhangi bir tasarrufta bulunamadığını, bu yöndeki itiraz dikkate alınmadan eksek inceleme ile karar verildiğini, imzalar sahte olduğundan tasarruf imkanı sağlayacak usulüne uygun tutanak bulunmadığından ekipmanın satışının yapılamadığını, -Mal iadesi davası açılmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin hukuki yararının olduğunu, mahkemenin birleşen davanın usulden reddi kararının yerinde olmadığını, -Malın ikinci el değerinin borçtan mahsubu ile davalının borçsuz kalacağı ya da cüzi miktarda borcunun kalacağı şeklindeki değerlendirmenin varsayımsal ifadeler olduğunu, -Raporun eksik ve hatalı olduğunu, fesih ve dava tarihindeki alacağın ayrı ayrı hesaplandığını, gerekçe gösterilmeden 11 ve 12.sayfada 64.321,33TL, 14.sayfada 39.239,59TL alacak hesaplandığını, kiracının kira bedelinin tamamını ödemekle yükümlü olduğunu, rapora itirazların dikkate alınmadığını, -ekipman satışının önünde hukuki engeller olduğundan tasarruf edilemediğinin dikkate alınmadığını, Bilirkişinin uzmanlık alanı dışında mevzuata atıfta bulunduğunu, 4.sayfada 3226 sayılı mülga Kanun’a, 5.sayfada ise 6361 sayılı Yasa’nın 33.maddesine göre hukuki değerlendirme yapmasının hukuka aykırı olduğunu, -makine mühendisi bilirkişinin raporunun varsayımsal örneklemelerden oluştuğunu, – ekipmanın satılmasından müvekkilinin kusur veya ihmalinin söz konusu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, finansal kiralama sözleşmesi yönünden borçlu olmadığının tespiti ile kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takipte icra dosyasına fazla ödeme yapıldığının tespiti halinde ise iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada ise davacı; finansal kiralama sözleşmesine konu malın aynen iadesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince aslı davanın kabulüne, birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davalı vekili, aslı ve birleşen dava yönünden yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesi ihtilafsızdır. Bilirkişi raporu ve davacı kiracının beyanlarına göre; davacı kira bedelini ödemede temerrüde düşmüştür. Davacı, taraflar arasındaki anlaşmaya göre sözleşmeye konu malın satılarak bakiye borcun ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmeye konu traktörün de davalı şirket tarafından gönderilen nakliye aracına yüklenerek teslim edildiğini, borcun kalmadığını ileri sürmüştür. Finansal kiralama sözleşmesi 06.10.2005 tarihinde imzalanmıştır. Uyuşmazlığa 6361 saylı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu hükümleri değil 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Söz konusu kanun hükümlerinde, kiracı malı iade ile yükümlü olup malın satış bedelinin kira borcundan mahsubunu talep edilebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm mevcut değil ise de; davalı … tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulan tarihsiz belgede; 10.08.2007 tarihli ihtarnameye atıfta bulunularak borcun davacı yanca kabul edildiği, malın “dilediğiniz bedel ve şartlarla satma hususunda finansal kiralama şirketinin tam yetkili olduğu” yazılı olduğu ve alt kısmına “aracın satış bedeli kasko bedeli üzerinden yapılması şartı ile kabulümdür” şeklinde ekleme mevcut olduğu, belgenin en altında asıl borçlu ve kefillere atfen isim ve imza bulunduğu dikkate alındığında bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere tarafların bu hususta anlaştığını kabul etmek gerekir. Ancak; bilirkişi raporunda, alacağın 39.239,59 TL olduğu, aracın rayicinin 40.000TL olduğunu ve borcu karşılayacak tutarda olduğu belirtilerek rapor tanzim edilmiş ise de; davacı borcun sigorta, masraf , faiz vb ferilerinin dikkate alınmadığını ileri sürmüştür. Davalının defter kaydında da temerrüt faizi, sigorta, masraf kalemi altında bir kısım borç kaydı yer aldığı görülmektedir. Bu durumda öncelikle davalının itirazlarının değerlendirilmesi, davalı şirketin masraflarının dayanağı evrakları ibraz için süre verilerek, itirazın sözleşme ile birlikte incelenmesi ve ferilere ilişkin istemin kabul edilebilir nitelikte olup olmadığının tespiti ve davacının icra dosyasına yaptığı ödemeler de dikkate alınarak itiraz yönünde ek rapor yahut finansal kiralama alanında bilirkişiden yeni rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Kabule göre de; davacı, icra dosyasında fazla ödeme var ise istirdadını talep etmiş ise de; mahkemece bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre sair hususların ve birleşen davaya ilişkin istinaf isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2- İlk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 md gereğince KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4- Davalı tarafça (3296Tl, 148,60Tl ve 54,00Tl olarak) yatırılan istinaf peşin harçlarının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 34,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 182,90 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/06/2022