Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/882 E. 2020/968 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/882 Esas
KARAR NO : 2020/968 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2019
NUMARASI : 2019/296 E. – 2019/1119 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin işyeri adresine hırsız girdiğini, hırsızlık olayı sonucu çalınan boş çek yapraklarından , iş bu dava konusu … Sultanhamam şubesi … hesap numaralı, … seri numaralı çekin üçüncü kişiler tarafından doldurularak sahte imza ile kullanıldığını, bu nedenle çekin icraya konup ödenmesini engeller mahiyette e olası bir icra takibi neticesinde müvekkilinin zararlarının engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çeke ilişkin davalılara herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı …. San.ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalılardan … ile arasında gerçekleşen ticaret ilişkisi sonucunda çeki aldığını, çekin hırsızlık sonucu çalınmış olduğu ve sahte imza sonucu düzenlendiğine ilişkin herhangi bir bilgisinin olmadığını, çekin sahte olduğu iddiasının müvekkilinin alacağını talep etmesine engel olmadığını belirterek davacı tarafın ihtiyati tedbire ilişkin talebinin reddini ve davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2019 tarihli 2019/296 Esas- 2019/1119 Karar sayılı kararıyla; ” davanın çeke dayalı açılan menfi tespit davası olduğu, bu tür davaların TTK’nın 3 ve 4/1-a maddeleri uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/1734 esas 2019/1521 karar sayılı kararının da bu yönde olduğu, menfi tespit istemlerinin arabuluculuğa tabi olduğu kanun koyucunun da iradesinin bu yönde olduğu ve söz konusu düzenleme amaçsal yoruma göre de menfi tespit taleplerine ilişkin davaların arabuluculuğa tabi olduğu” gerekçesiyle; 7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; menfi tespit davasının konusunun ne bir miktar paranın ödenmesi, ne de tazminat talebi ile ilgili olduğunu, İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/521 Esas-2019/423 Karar sayılı 21/03/2019 sayılı kararında, menfi tespit davalarının TTK 5/A maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğine , bir miktar alacağın tahsili talebinin bulunmadığına ve ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvurma zorunluluğunun bulunmadığına karar verildiğini beyanla mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararda müvekkilinin davalı vekili olarak gösterilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyanla, müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE ;Uyuşmazlık; arabulucuk dava şartının iş bu dava yönünden uygulanıp uygulanamayacağının tespitine ilişkindir.01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; çekten kaynaklanan, menfi tespite ilişkin iş bu uyuşmazlıkta bir paranın ödenmesi yahut bir zararın tazmininin istenmediği, menfi tespit davasının alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceği göz önüne alınarak, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarihli 2020/85 Esas- 2020/454 Karar sayılı olup “Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik kararında”; “7155 Sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” karar verilmiştir. Açıklanan nedenle davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin istinaf talebi kabul edilerek, mahkeme kararı kaldırılmakla, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2019 tarihli 2019/296 Esas- 2019/1119 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına;4-İstinaf harçlarının talepleri halinde taraflara iadesine, 5-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 105,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 52,75 TL’sinin davalı …. Şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/06/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.