Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/880 E. 2022/1094 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/880 Esas
KARAR NO: 2022/1094
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2019/7 E. – 2019/1134 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili ile akdetmiş olduğu franchise sözleşmesinde belirlenen koşul ve şartlar dahilinde … Mah. … Cad. No:… Küçükçekmece/İSTANBUL adresinde restoran açma ve işletme hakkı aldığını, müvekkilinin anlaşma çerçevesinde kendi üzerine düşen edimlerini eksiksiz ve zamanında ifa ettiğini, ancak davalının akdedilen sözleşme uyarınca müvekkilinden tedarik ettiği gıda ürünlerine (dondurulmuş köfte ve turşu) ilişkin ödemekle mükellef olduğu açık hesap borcunu kendisine yapılan bildirime rağmen, yıl sonunda kapatacağından bahisle ertelediğini, ancak yıl sonunda da herhangi bir açık hesap mutabakatı yapmaya yanaşmadığını ve açık hesaptan kaynaklanan borcu için tanzim edilen fatura aslını da teslim almaktan imtina ettiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhinde Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptalini, takibin devamını, 75.000 ABD dolarının takip tarihinden itibaren kamu bankalarının uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile 103.192,38 TL.’nin, ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ödemesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında akdedilen franchise sözleşmesi kapsamında müvekkilinin davacıdan teslim aldığı ürünlere ilişkin tüm ödemelerini gününde yaptığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, buna rağmen davacının müvekkilini borçlu göstermek adına Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 103.192,38 TL ve 1.944,00 TL bedelli iki adet faturayı müvekkiline gönderdiğini, faturanın borç doğuran bir belge olmadığını ve sadece edimin ifa edildiğini gösterir bir belge olduğunu, davacının takip dayanağı fatura konusu malları müvekkiline teslim ettiğine ilişkin bir kısım sevk irsaliye fotokopisini dosyaya sunduğunu, ancak bu irsaliyelerin fotokopiden ibaret olduğunu, bu fotokopilerin içeriklerini kabul etmediklerini, aksine davacı yan müvekkiline mal vermeyi durdurduğundan, müvekkilinin davacı taraftan cezai şart talep etme hakkının bulunduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.12.2019 tarih ve 2019/7 Esas – 2019/1134 Karar sayılı kararıyla; “…davacı ile davalı arasında franchise sözleşmesinden doğan ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafın icra takip talebinin 13/12/2015 tarihli 103.192,38.TL fatura ve 75.000.USD cezai şart alacağının tahsiline yönelik olduğu, davacı tarafın alacağının tahsili için başlattığı icra takibine davalının itirazı ile takibin durduğu, davacının İ.İ.K.’ nun 67.kapsmaında itirazın iptali davasını hak düşürücü süre içinde açtığı görülmüştür. Davacı taraf fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiğini ancak borcun ödenmediğini iddia ederek fatura bedelinin tahsilini ve sözleşmeye aykırılıktan cezai şart bedelinin tahsilini talep etmiştir. Bilirkişi vasıtası ile yapılan incelemede özetle ”.. Davacının defter kayıtlarında, davalıdan 96,023,70.TL. alacaklı gözüktüğü, davalının defter kayıtlarında ise, 5 adet toplam 4.446,54 TL tutarında faturanın kayıtlı olduğu, sevk irsaliyelerinin tetkiki sonucunda, davacının, davalı adına düzenleyerek, icra takibi yaptığı 13.12.2015 tarih ve 982321 no’Iu faturanın toplam tutarının 93.054,42.TL. olarak hesap edildiği, davacının Küçükçekmccc … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle 93.054,42 TL asıl alacak ve 240,92 TL işlemiş faiz ile birlikte toplam 93,295,34 TL alacak hesap edildiği ve takipte 10.137,82 TL fazla talepte bulunulduğu; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin cezai şartlara ilişkin 8.1 maddesi uyarınca talep edilen 75.000,00 USD cezai şart bedelinin hukuki içerikli olması nedeniyle sayın mahkemenin takdirinde olduğu” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi incelemesi ile ”davalının defter kayıtlarında 5 adet toplam 4.446,54 TL tutarında faturanın kayıtlı olduğu” belirlenmiş olmakla birlikte, bu faturalar icra takip talebine konu faturalar değildir. Dolayısıyla mahkememizce dava konusu olmayan bu faturalar alacak miktarının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır. Davacı tarafın ticari defterlerinde icra takip talebine konu faturanın kayıtlı olması fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Davalı taraf tüm aşamalarda sevk irsaliyelerinde yer alan mal teslimini kabul etmediğini belirtmiştir. Davacı tarafça sevk irsaliyelerinin aslı sunulamamıştır. Bu hali ile davacı tarafın mal teslimini yaptığı hususu kabul edilememiştir. Davacı tarafın yemin deliline başvurması üzerine, davalı tarafın ” … TİC. LTD. ŞTİ.’den dondurulmuş köfte ve turşu malzemelerine ilişkin ödemekle mükellef olduğum açık hesap borcum bulunmamaktadır. Sevk irsaliyesi üzerinde yer alan imzalar şahsıma ve daimi çalışanıma ait değildir, Küçükçekmece …İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına konu 13/12/2015 tarihli faturada yer alan dondurulmuş köfte ve turşuyu satın almadım.” şeklinde yemin ettiği görülmüş olmakla, davacı tarafça dava konusu malların davalı tarafa teslim edildiği hususu kanıtlanamamıştır. Davacı taraf fatura alacağı yanında cezai şart talebinde de bulunmuştur. Talebinin yasal dayanağı taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmenin 8.maddesidir. Cezai şarta hak kazanılabilmesi için sözleşme hükümlerinin ihlali gerekmektedir. Davacı taraf icra takip talebine konu fatura bedelinin ödenmemesini gerekçe göstererek cezai şart talebinde bulunmuştur. Yukarıda belirtildiği şekilde fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiği, bu hali ile fatura konusu bedeli talep etme hakkı bulunduğu iddiası kanıtlanamadığından davacı tarafın cezai şart talebinde mahkememizce yerinde görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça icra takibinin kötüniyetle yapıldığına ilişkin delil elde edilemediğinden davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davalı ile müvekkil arasındaki ilişkinin basit bir satım olmayıp, yıllara sari bir franchise sözleşmesine ve markanın kullanımına bağlı mal tedariki olduğunu, malların tesliminin maddi bir olay olup, asılları davalıda bulunan sevk irsaliyeleri fotokopilerinde ismi geçen kişilerin teslim ile ilgili tanık olarak dinlenmeleri taleplerinin mahkemece reddedilmesinin usule aykırı olduğunu, Davalı’nın müvekkil aleyhine Bakırköy … Noterliği’nden keşide ettiği 25.12.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname içeriği de incelendiğinde, davalının müvekkilce tanzim edilen faturaya salt mutabakat yapılmaması nedeniyle itiraz etmiş olup; 2015 yılı içerisinde ürün almadığına ilişkin bir beyanı olmadığının sabit olduğunu, 2014 yılı içerisinde franchise sözleşmesi çerçevesinde müvekkil şirketin tüm edimlerini ifa ederken 2015 yılı başından itibaren yerine getirmekten imtina etmesi ve hatta davalının da bu bir yıllık süreç içerisinde herhangi bir ifaya davette ya da Sözleşme’nin feshine yönelik herhangi bir işlem yapmamış olmasının da yapılan bütün savunmanın ne maddi gerçekten uzak olduğunu açıkça ifşa ettiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin hükmünün isabetli olduğunu, ancak müvekkil lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını, Dava miktarının fatura bedeli olan 103.192,38 TL ve 75.000 USD olduğunu, vekalet ücretinin karar tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden yabancı paranın TL karşılığı üzerinden hesaplanması gerektiğini, Buna göre hesaplanan vekalet ücretinin 43.984,74 TL olduğunu, mahkemece 25.367,94 TL vekalet ücreti takdirinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılarak düzeltilmesi istenmiştir.
DELİLLER: *Mali müşavir bilirkişinin 30/06/2017 tarihli raporunda; “- Ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin süresinde yapıldığı ve defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, – Davacının defter kayıtlarında, davalıdan 96,023,70.TL. alacaklı gözüktüğü, davalının defter kayıtlarında İse, 5 adet toplam 4.446,54 TL tutarında faturanın kayıtlı olduğu, Sevk İrsaliyelerinin tetkiki sonucunda, davacının, davalı adına düzenleyerek, icra takibi yaptığı 13.12.2015 tarih ve … no’Iu faturanın toplam tutarının 93.054,42.TL. olarak hesap edildiği, -Davacının Küçükçekmccc … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle, 93.054,42 TL asıl alacak ve 240,92 TL işlemiş faiz ile birlikte toplam 93,295,34 TL alacak hesap edildiği ve takipte 10.137,82 TL fazla talepte bulunulduğu, – Davacının takip tarihi itibariyle, 93.295,34 TL toplam alacak ile birlikte, İcra takıp tarihinden, ödeme tarihine kadar, 93.054,42.TL. asıl alacak tutarı üzerinden % 10,50 ve değişen oranlarda avans faizini (ticari faiz) talep edebileceği, – Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin cezai şartlara ilişkin 8,1 maddesi uyarınca talep edilen 75.000,00 USD cezai şart bedeli, terkini ve tenkisi konuları hukuki içerikli olması nedeniyle, Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,- Talep edilen icra İnkar tazminatının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,” yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. *Bilirkişi tarafından düzenlenen 22/05/2019 tarihli ek raporda; ”- Sevk İrsaliyelerinin tetkiki sonucunda, davacının, davalı adına düzenleyerek, icra takibi yaptığı 13.12,2015 tarih ve 982321 no’lu faturanın toplam tutarının 93.054,42 TL olarak hesap edildiği, -Davacının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğümün … Esas sayılı dosyasında lakip tarihi itibariyle, 93.054,42 TL asıl alacak ve 240.92 TL İşlemiş faiz ile birlikte toplam 93.295,34 TL alacak hesap edildiği ve takipte 10.137,82.TL. fazla talepte bulunulduğu, – Davacının takip tarihi itibariyle, 93.295,34 TL. toplam alacak ile birlikte, icra takip tarihinden, ödeme tarihine kadar, 93.054,42 TL asıl alacak tutarı üzerinden %10,50 ve değişen oranlarda avans faizini (ticari faiz) talep edebileceği, -Ticari durumu dikkate alınarak, 75.000,00 USD’lik cezai şart miktarının ödenmesinin, davalının ekonomik olarak mahvına sebep olacak derecede ağır ve yüksek olduğu değerlendirildiğinden, mal alış bedeli olan 102.021,60.TL. üzerinden %15 oranında veya 153.000,00.TL. olarak hesap edilen cirosu üzerinden %10 oranında hesap edilen 15.300,00.TL.’nin, dava tarihi itibariyle döviz, olarak karşılığı olan 5.000,00 USD’nin cezai şart olarak belirlenmesinin hakkaniyet kuralları açısından uygun olacağı” yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.Davacı franchise sözleşmesi kapsamında mal satımı faturalarına ve cezai şart alacağına dayalı olarak başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, aralarında franchise sözleşmesini kabul etmekle birlikte, davacıdan aldığı malların bedelini ödediğini, takibe konu faturaların ve fatura içeriğindeki malların kendilerine teslim edilmediğini, davacıya borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “… bilirkişi incelemesi ile ”davalının defter kayıtlarında 5 adet toplam 4.446,54 TL tutarında faturanın kayıtlı olduğu” belirlenmiş olmakla birlikte, bu faturalar icra takip talebine konu faturalar değildir. Dolayısıyla mahkememizce dava konusu olmayan bu faturalar alacak miktarının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır. Davacı tarafın ticari defterlerinde icra takip talebine konu faturanın kayıtlı olması fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Davalı taraf tüm aşamalarda sevk irsaliyelerinde yer alan mal teslimini kabul etmediğini belirtmiştir. Davacı tarafça sevk irsaliyelerinin aslı sunulamamıştır. Bu hali ile davacı tarafın mal teslimini yaptığı hususu kabul edilememiştir. Davacı tarafın yemin deliline başvurması üzerine, davalı tarafın yemin ettiği görülmüş olmakla, davacı tarafça dava konusu malların davalı tarafa teslim edildiği hususu kanıtlanamamıştır. Davacı tarafın cezai şart talebinin yasal dayanağı taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmenin 8.maddesidir. Cezai şarta hak kazanılabilmesi için sözleşme hükümlerinin ihlali gerekmektedir. Davacı taraf icra takip talebine konu fatura bedelinin ödenmemesini gerekçe göstererek cezai şart talebinde bulunmuştur. Yukarıda belirtildiği şekilde fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiği, bu hali ile fatura konusu bedeli talep etme hakkı bulunduğu iddiası kanıtlanamadığından davacı tarafın cezai şart talebinde mahkememizce yerinde görülmediğinden davanın reddine; davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine.” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu icra takibinin 13.12.2015 tarihli 103.192,38 TL tutarlı fatura ile bu bedelin ödenmemesi nedeniyle taraflar arasındaki franchise sözleşmesine aykırılık oluştuğundan sözleşmenin 8.maddesi gereğince 75.000 USD tutarında cezai şartın ödenmesi talebine dayandığı, mahkemece toplanan deliller ve yapılan bilirkişi incelemesi ile takibe konu faturanın davalıya tebliğ edildiğine ve fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiğine dair ispata elverişli delilin bulunmadığı ve bu nedenle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Her ne kadar davacı vekili tarafından “Malların tesliminin maddi bir olay olup, asılları davalıda bulunan sevk irsaliyeleri fotokopilerinde ismi geçen kişilerin teslim ile ilgili tanık olarak dinlenmeleri gerektiği” ileri sürülmüş ise de; teslimin hukuki bir işlem olması nedeniyle fatura konusu malların teslimin tanık ile ispatlanabilmesi için HMK 200.maddesi uyarınca, yapılan hukuki işlemlerin yapıldığı zamanki miktar veya değerlerinin 2.500,00 TL’yi geçmemiş olması gerekmektedir. Hukuki işlem bu meblağı geçtiği takdirde tanık ile ispat ancak karşı tarafın açık muvafakati ile mümkündür. Somut olayda fatura miktarının bu değerin üzerinde olduğu ve davalının açık muvafakatının da bulunmadığı sabit olduğundan teslim olgusunun tanık ile ispatı olanaklı değildir. Davacının mal teslimi ve alacağın varlığını ispatlayamamış olması karşısında, davalının franchise sözleşmesine borcunu ödemeyerek aykırı davrandığı yönündeki iddiası da ispatlanamamış olduğundan, mahkemece cezai şart alacağının da bulunmadığı yönündeki tespiti yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Davalı vekilin tarafından “Vekalet ücretinin karar tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden yabancı paranın TL karşılığı üzerinden hesaplanması gerektiği” ileri sürülmüş ise de; yargılama harçları ve vekalet ücretinin davanın açıldığı andaki duruma göre hesaplanması gerektiği ve buna göre mahkemece davalı lehine 25.367,94 TL vekalet ücreti takdirinde usule aykırılık olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2022