Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/869 E. 2020/878 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/869 Esas
KARAR NO : 2020/878 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI : 2015/160 E., 2019/330 K.
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/06/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı müvekkil şirketler, kozmetik malzemeleri imalatı ve ticareti yapmakta olup, Türkiye çapmda sektörünün önde gelen firmalarındandır. Davacılardan … Ticaret Limited Şirketi1 nin Beykoz’daki işyerinde 02.03.2014 tarihinde hırsızlık olayı meydana gelmiş ve müvekkil şirkete ait işyerinde bulunan kasa açılarak içerisinde bulunan 10 adet çek ile kaşe ve benzeri materyaller çalınmıştır. Olaya ilişkin olarak tarafımızca yapılan şikâyet üzerine Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/1783 sayılı soruşturma dosyası açılmış olup, olay ile ilgili soruşturma sürmektedir. Çalman çekler ile ilgili olarak İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/102 Esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açılmış, çalınan çekler hakkında tedbiren ödemeden men yasağı verilmiş, bu hususta bankalara yazılar yazılmış, yapılan yargılama sonunda takip konusu çekin bankaya ibraz edildiği gerekçesi ve çekin kimde olduğun bilindiği gerekçesi ile takip konusu çek hakkındaki iptal talebimiz reddedilmiştir. Davacılardan …Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne 05.03.2015 günü hacze gelinmesi ile müvekkiller; … Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi’ nden alınma, … Iban nolu hesaba ait, … çek nolu, …San. ve Tic. A.Ş. tarafından, müvekkillerden … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin emrine düzenlenmiş, 18.09.2014 tarih ve İstanbul keşideli, 18.000-USD bedelli çek hakkında, gerçekte … tarafından ciro edilmediği halde çek arkasına sahte ciro atılarak ve araya gayri faal bir şirketin ( Davalı …) kaşesi vurulmak sureti ile davalılardan … tarafından önce İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/178 D. İş ve 2015/183 Karar sayılı dosyası ile ihtiyati haciz karan alındığı ve kararın İnfazı için de İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı öğrenilmiştir. Haciz işlemini engelleyebilmek için müvekkil tarafından İcra ve İflas Kanunu 263. maddeye göre çek miktarı olan 43.524,00 TL. dosyaya teminat olarak yatırılmıştır. Müvekkilimizin davalılara herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Çek müvekkillerden, … SANAYİ VE TİCARET A.Ş. tarafından diğer davacı … adma keşide edilmiştir. Çeklerin çalınması üzerine çek bedeli müvekkillerden … tarafından daha sonra diğer müvekkil …. cari hesap gereğince ödenmiş, ancak çek davacı … hamil olduğu sırada işyerinden çalınmak suretiyle, … ‘ nin yeddinden çıkmıştır. Dolayısıyla çalıntı çek herhangi bir karşılığı olmaksızın -bedelsiz olarak- tedavüldedir. Türk Ticaret Kanunu 792.maddeye göre “1) Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” Dava konusu çek çıplak gözle bile incelendiğinde Müvekkil …. Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin çek üzerinde ıslak imzası bulunmadığı, ancak kaşe şeklinde sahte bir imza kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davalılardan … ve kendisinden önce ciranta olarak görünen paravan davalı şirket (gerçekte faal olmayan) bunu görüp tespit edebilecek durumdadırlar. Bu husus müvekkilden sonraki davalı ciranta (…) ve davalılardan … kötü niyetli olduğunu, en azından ağır kusurlu olduğunu kanıtlamaktadır. Ciro üzerindeki imza müvekkil … yetkilileri tarafından atılmamıştır. Çek müvekkillerden … hakkında bu sebeple de borç doğurma kabiliyetine sahip değildir. Bu sebeple de ciro silsilesinde bozukluk bulunduğu, dolayısıyla müvekkillerin davalılara borcunu olmadığı bu yönden de sabittir. Davalılar kötü niyetle hırsızlık ürünü çeki bir şekilde elde etmiş, müvekkilin çalınan kaşelerini kullanmak ve müvekkillerden sonra sahte, paravan, gayrıfaal ve hayali ciro ekleyerek, çeki, ihtiyati haciz ve icra takibine konu etmiştir. Bu sebeple İcra ve İflas Kanunu 72. maddeye göre, müvekkillerin kendilerinden sonraki davalı ciranta olan … ve davalı … herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, çek aslı ve cebri icra tehdidi altmda ödenmek zorunda kalınacak bedellerinin davalılardan istirdadına, kötü niyetli davalıların davacılara ayrı ayrı %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesi için işbu davayı açmak gerekmiştir. Davalılar, çeki 12.09.2014 tarihinde bankaya ibraz ettiğinde, çek hakkında İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nden çekin çalıntı olması sebebi ile Ödemeden men yasağı olduğunu bildi Si ve bu durum muhatap banka tarafından çekin arka yüzüne şerh edildiği halde, mahkemenin takip konusu çek hakkında bankaya ibraz edildiği ve çekin kimde olduğunun bilindiği gerekçesi ile iptal talebimizin reddine yönelik karardan hemen sonra söz konusu çek hakkında icra işlemlerine başlamıştır. Bu sebeple davalıların iyi niyetli olduğundan bahsedilemez. Müvekkiller, ihtiyati haciz ve cebri icra ile karşılaştıkları için, ihtiyati haciz bedeli olan 43.524,00 TL’ yi teminat olarak, icra dosyasına ödemek zorunda kalmışlardır. Bu sebeple davacıların daha fazla mağdur olmamaları için, teminatsız veya uygun teminat karşılığı icra takibi ve ihtiyati haczin uygulanmasının her iki davacı açısından da durdurulmasına, bu mümkün olmadığı takdirde, dosyaya yatırılan paranın davalılardan icra takibi yapan alacaklı … ödenmesi halinde, davacıların bu parayı davalılardan geri alması mümkün olmayacağından, dosyaya girecek ödemelerin tedbiren davalılara ödenmemesine, davalılardan … yatırdığı ihtiyati haciz teminatının kendisine iade edilmemesi konularında her iki davacı açısından da ihtiyati tedbir kararı verilmesini de talep ediyoruz. Sayın mahkemece icra dosyasına yatırılan tutarın teminat olarak yeterli görülmemesi halinde müvekkiller, sayın mahkemenin takdir edeceği teminatı yatırmaya hazırdırlar. … Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi’ nin … numaralı hesaba ait, …San. ve Tic. A.Ş. tarafından müvekkillerden … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi emrine düzenlenmiş, 18.09.2014 tarih ve 18.000-USD bedelli, 6972663 seri numaralı, çek ve bu çekin konu edildiği İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra takibi ile ilgili olarak; müvekkillerin daha fazla mağdur olmamaları için, icra dosyasına … tarafından yatırılan 43.524,00 TL’ nin teminat kabul edilerek, teminatsız veya sayın mahkemenin takdir edeceği uygun teminat karşılığı, her iki davacı açısından da icra takibi ve ihtiyati haciz kararının tedbiren durdurulması, icra takibi durdurulmadığı takdirde, dosyaya girecek ödemelerin davalılardan … ödenmesi halinde geri alınması mümkün olmayacağından yapılan ödemelerin davalılara ödenmemesi, davalılardan … yatırdığı ihtiyati haciz teminatının kendisine iade edilmemesi konularında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, İcra ve İflas Kanunu 72. maddeye göre, müvekkillerin kendilerinden sonraki davalı ciranta olan … ve davalı … herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, çek aslı ve cebri icra tehdidi altmda ödenmek zorunda kalınacak bedellerinin davalılardan istirdadına, davalıların kötüniyetli olmasından dolayı %20′ den aşağı olmamak kaydı ile her iki davacı için ayrı ayrı tazminata mahkûm edilmesine, Ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin kozmetik malzeme imalatı ve ticareti yaptığını, müvekkili … şirketinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve 10 adet çek ile kaşe benzeri metaryaller ile şirkete ait evrakların çalındığını, çalınan çekler ile ilgili İstanbul Anadolu 1 ATM’nin 2014/102 esas sayılı dosyasında ödemeden men yasağı kararı verildiğini, çalıntı çekin arkasına davacı …’ın sahte kaşesi ve sahte imzası atıldıktan sonra gayri faal sahte ve rapavan şirket olan davalı … tarafından cirolanarak diğer davalılara geçtiğini ve en son olarakta davalı … tarafından … bankası Ortaklar Caddesi Branch şubesine ibraz edildiğini ve banka tarafından çekin arkasına çek iptali davası olduğunun ve ödeme yapılamayacağı şeklinde şerh düşüldüğünü, çalınan yine aynı şubeden alınan davacı … diğer davacı … emrine düzenlediği, 18/09/2014 keşide tarihli 18.000 USD bedelli bir adet çekte davacı … sahte imza ve kaşesiyle ciro edilerek davalı … tarafından cirolanarak piyasaya verilmiş ve İstanbul 16 ATM’nin 2015/160 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davacısının açılmış olduğunu beyanla … Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi’nin … seri nolu, 24.434 USD bedelli çek hakkında açılacak icra takiplerinin tedbiren durdurulmasını, müvekkillerinin kendilerinden sonraki ciranta olan davalılara herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine, çek aslı ve cebri icra takibi açılması durumunda icra tehdidi altında ödenke zorunda kalınacak bedellerin davalılardan istirdadına, davalıların %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; “Öncelikle her iki şirketin ayrı sebeplerle dayanıp, aynı dilekçe ile bu davayı açmaları usul yönünden hatalı olup davanın öncelikle bu sebepten reddi gerekir. Yapılması gereken ayrı davalar açıp birleştirilmesi yada birisi tarafından açılıp diğerinin ferri müdahil olarak katılmasıdır. Davanın esası girilmeden usulden reddini talep ediyoruz. Her iki davacının davada öne sürdüğü vakıalar ve dava konusu farklı olup, davacıların çek üzerindeki sıfatları ve sorumlulukları da farklıdır. Bu nedenle her iki davacının birlikte dava açmasına aşağıda değineceğimiz gerekçelerle karşı olduğumuzu bildiririz. Öncelikle davacı …. SAN. VE TİC. AŞ’nin dava dilekçesinde dile getirdiği iddialara karşı cevap verecek olursak; davacı çek altındaki ciranta sıfatı ile atılan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmişlerdir. Bu iddia yargılama sırasında yapılacak teknik incelemeler ve bilirkişi raporları ile ortaya çıkacaktır. Bu hususta diyeceğimiz fazla birşey yoktur. Ve yapılacak İmza incelemeler neticesinde imzanın şirket yetkilisine ait çıkmaması halinde iç bu çekten dolayı borçlu olmaktan kurtulacaklardır. Bunu dışında dava dilekçesinde dile getirilen iddiaların ve taleplerin hiçbirine katılmamaktayız hele hele ciro silsilesinin bozulduğu müvekkilin alacaklılık sıfatının olmadığına dair itirazların hiçbir hukuki ve maddi dayanağı yoktur. Bunların hiçbirini kabul etmemekteyiz. Diğer davacı …. SAN.VE TİC. AŞ yönünden; davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususların hiçbir haklı ve müvekkili ilgilendiren hususlar değildir. Takibe konu çek, müvekkile, muntazam ciro silsilesi yolu ile intikal etmiştir. Müvekkil çek hamili olup iş bu çek ciro yolu ile en son müvekkile intikal etiği için ve çeki bankaya ibraz eden en son ciranta olması sebebiyle, müvekkil, çekin yetkili ve meşru hamilidir. Çekin, iddia edildiği gibi çek keşidecisinden sonra çek üzerinde cirosu bulunan bir başka şahsa ödenip ödenmediği hususu müvekkili ilgilendiren bir husus değildir. Müvekkil çekin en son hamili olup çeki elinde bulunduran sıfatı ile, kambiyo senedine sıkı sıkıya bağlı hakkın sahibi bulunmaktadır. Çek hakkında iptal davası açılmış olması, çeki elinde bulunduran bu sebeple yetkili ve meşru hamil durumundaki müvekkilin hak sahipliğini ve hak sahipliği karinesinin müvekkil lehine olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Müvekkil hak sahibi konumundadır ve aksi ispatlanıncaya kadar iyiniyetli 3. kişi konumundadır. Davacılardan … SAN. VE TİC. AŞ çekin işyerlerinde iken çalındığını ve çek ile ilgili çek iptal davası açıldığını fakat red edildiğini öne sürmektedir. Bilindiği üzere çek iptal davaları hasımsız açılan davalar olup, bu davanın açılmış olmasının ve yahut bu dava sonunda iptal hükmü verilmiş olsa dahi bu davaların hak sahipliğini belirleyici bir niteliği bulunmamaktadır. Bu nedenle sadece bu davanın açılmış olmasına dayanarak çek cirantasına ödeme yapan veya yaptığını iddia eden keşidecinin kendisini haklı olarak göstermeye çalışmasının veya kendisine bundan dolayı icra takibi yapılamayacağını öne sürmesinin hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Zira yerleşik yargıtay içtihatlarında da belirtildiği gibi “.. çeki elinde bulunduran hamil çeki iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu kanıtlanmadıkça müracaat hakkını kullanabilir…” Müvekkilim çekin yetkili ve meşru hamilidir. T.T.K.nun 704. maddesinde, “Çek herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamiline yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 702. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusura bulunduğu takdirde, o çeki geri vermekle mükelleftir.” düzenlemesi mevcuttur. Açıklanan kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması gerekip, çeki elinde bulunduran davalı yeni hamil, çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü değildir.Aksi halin kabulü kıymetli evrakın “mücerretlik” ilkesini ortadan kaldırır. Davacılardan … , çek üzerinde cirosu bulunan bir başka borçlu ile ilgili, (… SAN. VE TİC.A.Ş) sadece şahsidefi olabilecek bir takım iddiaları tarafımıza karşı ileri sürerek kendisi ile ilgili takibin iptalini ve icranın durdurulmasını talep etmektedir. Halbuki ancak borçlu taraf kendisi ile ilgili şahsi defileri veya herkese karşı ileri sürülebilecek bir takım defiler bize kaşı ileri sürebilir. Bir başka borçluya karşı öne sürebileceği, ödeme defi gibi, şahsi defileri müvekkile karşı öne süremez. Çek üzerinde bulunan her imza birbirinden bağımsız olup, her imza kendi sahibini bağlar. Müvekkil çekin yetkili ve meşru hamilidir. Çek muntazam ciro silsilesi ile müvekkile gelmiştir. İmzaların istiklali prensibi gereği de her kişi kendi imzasından sorumludur. “İmzaların istiklali prensibi; bir poliçeye hangi sıfatla olursa olsun (keşideci, ciranta, muhatap, avalist) imza atmak suretiyle sorumluluk altına giren kimse, diğer imza sahiplerinin imzasından bağımsız olarak sorumluluk altına girer. Diğer imzalar herhangi bir sebeple geçersiz olsa dahi, bu geçersizlikten bağımsız olarak her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olmaya devam eder. Dolayısıyla bir poliçe veya bono borçlanmaya ehil olmayanların imzasını, aslında mevcut olmayan şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” Mahkemenizde dava açan … SAN.VE TİC.A.Ş. icra takibine konu çekin keşidecisidir. Çek keşidecisi açısından çekin kime ödeneceğinin hiçbir önemi yoktur. Çek keşidecisinden sonra, çek üzerinde cirosu bulunan cirantalara arasındaki çekişmeler keşideciyi bağlamaz. Çek keşidecisi ancak ve ancak imza kendisine ait değilse bu itirazı herkese karşı öne sürebilir. Yoksa kendisinden sonra yani çek keşide edildikten sonra çek üzerinde cirosu bulunan herhangi bir cirantanın öne sürebileceği itirazları yada bu cirantaya karşı öne sürebileceği bir hususa dayanarak dava açamaz, açılsa dahi reddi gerekir. TTK.nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 589. maddesi uyarınca; “poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” İmzaların bağımsızlığı (istiklali) şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar; geçersiz bir imza sahibini bağlamaz. Ancak, ciro zincirini de koparmaz. “İmzaların istiklali (bağımsızlığı)” ilkesine göre, senedin asıl borçlusu olan keşidecinin imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin (lehtarının veya diğer cirantaların) senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Poliçeye imza koyan kişi, diğer imzaların geçersiz veya sahte ya da mevhum kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, TTK.nun 589. maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Senetteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Senedin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir. Son olarak mahkemenin dosya üzerinden inceleme ile vermiş olduğu teminatsız olarak takibin tedbiren durdurulmasına yönelik ara kararına gelince bu karara yerinde değildir ve müvekkilin alacağın ulaşmasını geciktiren onun mağduruyetine yol açan bir karardır, kaldırılması gerekmektedir. Sayın mahkememe bu kararına gerekçe olarak hmk madde 209’a göre açılan bir dava olması yani sahtecilik iddiası ile açılan bir dava olmasını gerekçe göstermiştir. Ancak bu karar ve gerekçesi yerinde değildir. Bu karar daha önceki Yargıtay kararları ile bu karara uyum içinde iken son yargıtay kararları ile çelişmektedir. Çünkü Yargıtay ekte sunduğumuz en son içtihadında görüş değiştirmiş ve artık bu tür davalarda teminatsız durdurma verilemeyeceğini belirtmiştir. Uygulamada artık bu yöndedir. Sayın Mahkemenin, ekte sunacağımız Yargıtay kararını da inceleyerek, teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına yönelik vermiş olduğu tedbire yönelik ara kararından dönmesini ve ihtiyati tedbir kararını kaldırmasını talep ediyoruz. Belirtilen sebeplerle ve yargılamada ortaya çıkacak sebeplerle; öncelikle teminatsız olarak takibin durdurulmasına yönelik ara karardan dönülmesini, davanın reddine karar verilmesini, haksız dava nedeniyle karşı tarafın %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, dava masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. ” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; ” davanın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, dosya kapsamına Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan; -Asıl davaya ilişkin olarak 16.11.2017 tarihli ATK raporunda özetle; inceleme konusu … Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi 08.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 18.000 USD bedelli çekin ön yüzündeki …Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye atfen atılı keşideci imzası ile … mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığını, söz konusu imzanın … eli ürünü olduğunu, inceleme konusu çekin arka yüzünde 1. ciro kaşesinin ve üzerinde bulunan … San. Tic. Ltd. Şti’ne atfen atılı imzanın, bilgisayar ve ekipmanı aracılığı ile oluşturulmuş olduğu hususlarını mütalaa etmişlerdir. -Birleşen davaya ilişkin olarak 21.01.2019 tarihli ATK raporunda özetle; İnceleme konusu …. Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi 22.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 24.434-USD bedelli çekin ön yüz … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye atfen atılı besit tersimli keşideci imzası ile şirket yetkilisi …’nun mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel …’nun eli ürünü olduğunu, İnceleme konusu çekin arka yüz 1. ciro kaşesinin ve üzerinde …San. ve Tic. Ltd. Şti’ye atfen atılı imzanın bilgisayar ve ekipmanı aracılığı ile oluşturulmuş oldukları hususlarının mütalaa edildiği, tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda, davacı tarafın; 24.434-USD bedelli çek ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe konu 18.000- USD bedelli çekteki … adına atılan ciro imzaların … ait olmadığını, ilgili çekin hırsızlık nedeni ile elinden çıktığını, ilgili çek yönünden borçlu olunmadığının tespiti talepli eldeki davanın açıldığının anlaşıldığı, dosya kapsamına ve hükme esas alınan 16.11.2017 ve 21.01.2019 tarihli ATK raporlarında belirlendiği üzere; tetkik konusunun, … Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi 08.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 18.000-USD bedelli çek ve … Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi 22.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 24.434-USD bedelli çek aslının 1. ciro kaşesinin ve üzerinde … San. ve Tic. Ltd. Şti’ye atfen atılı imzanın bilgisayar ve ekipmanı aracılığı ile oluşturulmuş oldukları hususlarını mütalaa edildiğinin anlaşıldığı, davacı tarafların İİK’nın 72/5 maddesi gereğince davalının % 20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde ve alınan ATK raporu doğrultusunda; davacı tarafın davaya konu çek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine karar vermek gerektiğinin anlaşıldığı; ancak davaya konu çeki düzenleyenin davacı … olarak göründüğü, … adına sahte ciro işleminin davalılardan biri tarafından yapıldığını ispatlar somut delilin dosyada bulunmadığı, bu nedenle davalıların imzanın davacı … ait olup olmadığı hususunu bilebilecek durumda olmadığı düşünülerek davalı takip alacaklılarının davaya konu çeki icra takibine konu etmekte kötüniyetli olmadığı, nitekim davalılardan bir kısmının da davacılar gibi takip borçlusu olduğunun anlaşıldığı” gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile, asıl davada; davacı tarafların İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ve takibe konu … Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi 08.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 18.000-USD bedelli çek yönünden davalı taraflara borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine, birleşen davada; …Bankası Ortaklar Caddesi Branch Şubesi 22.09.2014 keşide tarihli, … seri nolu, 224.434-USD bedelli çek yönünden davalı taraflara borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince verilen 21/01/2020 günlü ek karar ile; mahkemece verilen kararın davalılar … vekilleri tarafından hem asıl, birleşen dava yönünden istinaf edildiği, davalı … vekili tarafından verilen 25/11/2019 havale tarihli istinaf dilekçesi üzerine, eksik harç ve istinaf gider avanslarının tamamlanması için kendisine çıkartılan muhtıra kapsamında, davalı vekili tarafından istinaf gider avansının yatırıldığı, asıl dava yönünden harç eksikliğini giderdiği, ancak birleşen dava yönünden yatırması gerekli 775,02 TL eksik harcı tamamlamadığı, davalı … vekili tarafından verilen 25/11/2019 havale tarihli istinaf dilekçesi üzerine, eksik harç ve istinaf gider avanslarını tamamlaması için kendisine çıkartılan muhtıra kapsamında, davalı vekili tarafından asıl dava yönünden istinaf harçlarının yatırıldığı, ancak istinaf gider avansını yatırmadığı, ayrıca birleşen dava yönünden yatırılması gerekli eksik 775,02 TL eksik harcın tamamlanmadığı anlaşılmış olduğu” gerekçesiyle davalı …vekilinin birleşen davaya ilişkin istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına, davalı … vekilinin ise 25/11/2019 tarihli istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Ek karar davalı … ve davalı … tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiş buna göre davalı … vekili harçların tamamlandığı halde istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmalarına karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı … da birleşen davada taraf olmadıkları için birleşen davanın harçlarını yatırmaları gerekmediğini bu nedenle ek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmişlerdir.Asıl kararla ilgili olarak davalı … vekili istinaf talebinde özetle her iki davacının dava sebeplerinin farklı olması nedeniyle ayrı ayrı dava açılması gerektiğini, ayrıca keşideci imzasının keşideciye ait olmasına rağmen mahkemenin keşideci yönünden de davayı kabul ettiğini ,keşidecinin lehtarın sebeplerine dayanarak dava açamayacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Davalı … vekili istinaf talebinde davacı … şirketine icra takibi yapılmadığı için hukuki yararı bulunmadığını , davacı …. şirketinin de imzasının sahte olmadığını , davasının kabul edilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava çeke dayalı menfi tespit talebinden ibarettir.Keşideci ve lehdarın birlikte diğer ciranta ve hamile karşı dava açtıkları; dava sebebinin lehdar imzasının sahteliğine dayalı olduğu da görülmektedir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Mahkemece Davalılar … ve … yönünden verilen ek karar ile istinaf taleplerinden vazgeçmiş sayılmalarına karar verilmiş olup; öncelikle bu ek karar hakkındaki istinaf başvurusu incelenmiştir.Davalı … yönünden; davalı yana çıkarılan muhtıraya takiben bu davalının istinaf harçlarını yatırdığı UYAP kayıtlarında mevcut olmasına rağmen ek karar ile istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.Yine davalı … ; asıl davada davalı iken , birleşen davada taraf olmadığından istinaf harç ve masraflarını sadece asıl dava yönünden yatırması gerekmekte olup, birleşen dava yönünden harç alınmasına karar verilmesi de hatalı olup, bu davalı yönünden de istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına yönelik ek karar yerinde değildir.HMK 344 v 346/2 maddesi nazara alınarak ESASIN İNCELENMESİNE geçilmiştir.Dava dilekçesinde keşideci olan davacı … şirketinin imza inkarı olmadığı gibi, menfi tespit istemini sadece lehdar olan diğer davacı … şirketinin imzasının sahteliğine dayandırmıştır. Davacılardan … keşideci şirket olmakla iptal davası hamili olan diğer davacıya bir ödeme yapıp yapmadığı yönünde dosyada bir açıklık da bulunmadığından öncelikle mahkemece HMK 194. Maddeye göre talep ve maddi vakıalar somutlaştırılarak davacı … açısından menfi tespit davasındaki gerekçesi açıklatılarak , dava sebebinin sadece lehdar imzasına ilişkin olup olmadığı yönünde beyanı alınmalı, lehdara dava açılmadan önce iptal davası gerekçe gösterilerek ve iptal davası hamili sıfatı ile ödeme yapıp yapmadığı banka ve ticari kayıtlarına göre tespit edilmelidir. Keşidecinin herhangi bir ödemesi yok ise lehdarın imzasının sahteliğinin keşidecinin ödeme yükümlülüğünü değiştirmeyeceği, çeki ibraz eden hamile kendisinden sonra meydana gelen vakıalar nedeni ile ödeme yapmaktan kaçınamayacağı gözetilerek karar verilmelidir.Mahkemece bu yönde dava dilekçesi somutlaştırılmadan, davacılardan … açısından davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından , ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiği görülmekle ; her iki davalının da istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalılar ….vekillerinin istinaf başvurularının AYRI AYRI KABULÜ ile ilk derece mahkemesinin esasa ilişkin kararının HMK 353/ 1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA Yargılamaya devam olunması için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davalı … tarafından yatırılan 258,70 TL ve 525,02 TL karar harcının talebi halinde kendisine iade edilmesine 3- Davalı … tarafından yatırılan 165,00 TL ve 525,02 TL karar harcının talebi halinde davalıya iadesine 3- … tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olan başvuru harcı gideri 121,30 TL 10,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 131,30 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınıp bu davalıya verilmesine 4-Davalı … tarafından yapılan 121,30 TL başvuru gideri , 10,00 TL tebligat gideri 131,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine 5-Posta gideri davacı gider avansından kullanılmış olmakla davacı yan üzerinde bırakılmasına 6-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/06/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.