Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/86 E. 2022/765 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/86 Esas
KARAR NO: 2022/765
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2019
NUMARASI: 2017/882 E. – 2019/1028 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan ihtiyati haciz kararına istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığın, icra takibinin usule aykırı olduğunu, takibe konu çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıkmış olduğunu ve çek üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ati olmadığını, bu sebeple alacaklı görünen tarafın yetkili hamil olmadığını ve en geniş manada imzaya ve borca itirazlarının kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına konu borcun tamamının müvekkili şirket ve keşideci tarafından yatırılmış olması nedeni ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu çeki direk davacı firma yetkisilinden almadığını, bu çekle birlikte başka iki adet çeki davacı tarafın finansörü olan …’den teslim aldığını, daha sonrada müvekkilinin davacı firmadan bu çeklerin teyidini aldığını, teslim alındıktan sonra bazı çeklerin faktoring firmalarına verildiğini, davacı tarafın çeklerin kaybedildiği/ çalındığı beyanının yalan olduğunu, resmi kayıtlarla bunun istapının mümkün olduğunu, davacı tarafın çekin çalındığını belirttiği tarihten önce, çekin müvekkiline teslim edildiğini, sonuç olarak davanın reddine, davacının haksız ve kötü niyetli davası nedeni ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca, dava açılmadan önce dosya borcu ödenmiş olup icra dosyasının infaz olduğunu, bu nedenle işbu davanın artık menfi tespit davası değil istirdat davası olması gerektiğini, müvekkili şirketin iyi niyetli hamil sıfatı ile usul ve yasaya uygun olarak faktoring işlemine konu edilen faturanın ödeme aracı olarak takibe konu çeki devir ve teslim aldığını, davadaki ispat yükünün davacıya ait olduğunu, sonuç olarak haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.10.2019 tarih ve 2017/882 Esas – 2019/1028 Karar sayılı kararıyla; “… bilirkişinin yaptığı inceleme konusu çekin arka yüzündeki … Ltd. Şti. adına atfen atılmış ciro imzası ile adı geçen şirketin imza yetkilisi olduğu bildirilen …’ya ait mevcut mukayese imzaları arasında; gerek yukarıda işaret edilen hususlar gerekse grafolojik tanı unsurlarından işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar bulunduğundan söz konusu ciro imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı belirlendiğinden davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konulan … Altunizade şubesine ait 02.07.2017 tanzim ve 23.09.2017 vade tarihli 150.000.-TL bedelli çekten ve ferilerinden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi vermiş ise de; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.12.2019 tarih ve 2017/882 Esas – 2019/1028 Karar sayılı ek kararıyla; “Verilen yasal süreye rağmen harç ikmali yapmadığı anlaşılmakla HMH.344.maddesi gereğince istinaf talebinden vazgeçilmiş sayılmasına” karar verilmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; “Yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu eksik inceleme ürünü olduğunu, imza incelemesine konu edilen belgelerin mukayeseye elverişli olmadığını, mukayese evraklarının inceleme için yetersiz olduğunu, Müvekkil şirketin iyiniyetli hamil sıfatı ile usul ve yasaya uygun olarak faktoring işlemine konu edilen faturanın ödeme aracı olarak takibe konu çeki devir ve teslim aldığını, 6361 Sayılı Kanun madde 9/3’e göre kambiyo senedini ciro yoluyla müvekkil şirkete devri olduğundan kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defileri müvekkile karşı ileri süremeyeceğini, Her ne kadar davacı yan çekin rızası dışında elden çıktığı ve ödemeden men kararı alınmış olduğunu iddia etse de bu iddianın dikkate alınarak hüküm kurulması hukuka aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. …’nun 08.04.2019 tarihli raporunda; “İnceleme konusu çekin arka yüzündeki … Ltd. Şti. adına atfen atılmış ciro imzası ile adı geçen şirketin imza yetkilisi olduğu bildirilen …’ya ait mevcut mukayese imzaları arasında; gerek yukarıda işaret edilen hususlar gerekse grafolojik tanı unsurlarından işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar bulunduğundan söz konusu ciro imzasının mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı” kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekteki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ancak davalının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Takibe konu 23.09.2017 keşide tarihli ve 150.000,00 TL tutarlı çekin lehtarı olan davacı şirketin imzanın kendilerine ait olmadığından bahisle menfi tespit için işbu davayı açtığı, mahkemece yaptırılan grafolojik inceleme sonucunda düzenlenen 08.04.2019 tarihli bilirkişi raporu ile çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ya ait olmadığı tespitiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetli olduğundan, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … A.Ş vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 11.310,10 TL harçtan, peşin alınan 2.827,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.482,58 TL harcın davalı … A.Ş’den alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı … A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2022