Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/852 E. 2022/1179 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/852 Esas
KARAR NO: 2022/1179 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2019
NUMARASI: 2017/478 E. – 2019/402 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu tescilli tasarımların “…” … tarafından oluşturulan İtalyan animasyon televizyon dizisi olduğunu, yapımcı … tarafından 28 Ocak 2004 tarihinden itibaren, 4-16 yaş hedef kitlesi için 6 sezon yayınlandığını, dizinin kitap, oyuncak, kıyafet, video oyunları, DVD’leri, animasyon filmleri, devam eden sezonları, TV filmleri ve sinema filmleri gösterilerinin İtalya’da ve 131 ülkede yayınlandığını, tanınmış fan kulüpleri oluşmuş ve izlenmiş olduğunu, konusunun …, …, …, … ve … adlı beş genç kızdan oluşan … karakterlerinin … adlı sihirli bir boyutta yaşamakta ve sihirli güçleriyle periye dönüşmesi konusunda olduğunu, karakterlerin kıyafetlerinin hareket ettikçe değişen şık, ekose, çiçekli desenli özelliklerde olduğunu, bu özelliklerin kıyafet sektörü başta olmak üzere her türlü aksesuar, çanta, kırtasiye, mobilya malzemeleri vb alanda kullanılmakta olduğunu, davalı yanın müvekkilinin dünyaca bilinen …, …, …, …, …, …, … nolu marka tescillerinin karakterlerini kullanarak telif hakkı ihlali yaptığını, 6769 sayılı Kanun’un ilgili maddelerince tasarımın geliştirilmesinde seçenek özgürlüğünün bulunmasına ve tasarımların yeni, özgün ve ayırt edici olması gerekirken, dava konusu tasarımları içerir marka başvurularının kötü niyetli olduğunu, davalı yanın aynı zamanda daha önce … isimli markanın … tescili ile hak ihlali yaptığının davacı tarafından açılan dava sonucu mahkeme kararıyla kesinleştiğini, dava dışı sektörde bilinen karakterlerinde (…-…, …-…, …-… vb örneği gibi) davalı yan tarafından kötü niyetli olarak tescil edildiğini, davalının … karakterlerinden haberdar olduğunu, sınai haklar açısından davalı yanın tescilli tasarımlarının yeni ve ayırt edici olmaması, kötü niyetli olması, başka bir fikri hakkın yetkisiz kullanımı nedeni ile davacı olunduğunu, davalı yanın kullanmama def’i itirazının kanunda marka def’i tanımı içinde düzenlendiğini, tasarım hükümsüzlüğü davalarında kullanmama def’i öngörülmediğini, davalı yanın tescilli tasarımlarının neredeyse tamamının çocuklar ve gençler tarafından takip edilen popüler çizgi karakterler (…, …, … vb) olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, davalı şirket tarafından … tescil nolu çoklu tasarım başvurusunun 3, 4, 5, 6, 15, 18, 22, 24 ve 25 sıra nolu tasarımlarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu … nolu tescillerin tasarım tescili olduğunu, davacı yana ait tescilin marka tescili olduğunu, marka tesciline dayanarak tasarımlar üzerinde hak iddia edilemeyeceğini, eser taklidi iddiasının ciddi olması gerektiğini, resim, çizim, fotoğraf eserleri arasında taklit değerlendirmesi yapılmasının ağır bir iddia olduğunu, sanatsal anlamda esinlenmenin FSEK kapsamında taklit olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu tasarımların çizgi karakter çizimleri olduğunu, benzerlik derecesinde taklidin olmadığını, marka patent tasarım kavramlarının genelde karıştırıldığını, benzerlik kıstaslarının farklı olduğunu, marka benzerliğinde kıstasın sıradan tüketici, tasarım benzerliğinde kıstasın bilgilenmiş kullanıcı, eser benzerliğinde kıstasın konusunda uzman kişi olduğunu, karşılaştırılan tasarımların bariz farklı olduğunu, davacının tescilinde karakterlerle birlikte …, … ibaresi olup her marka tescilinde farklı kız görseli olduğunu, boydan 5 kız ve tek kız olarak yer aldığını, davalı tasarımlarının birbirinden farklı 9 tasarımdan oluşup 2 kız yanyana olup belden yukarı çizilerek tasarıma konu olduğunu, her birinin duruş, saç, imaj şekil ve renklerinin ciddi farklı olduğunu, yazı ve marka ibaresi olmadığını, endüstriyel tasarım hukukuna göre “görünüme” göre benzerliğin değerlendirilmesi gerektiğini, buna göre değerlendirildiğinde tasarımların birbirinden farklı olduğunu, kötü niyet iddiasının kabul edilemeyeceğini, TPMK tarafından dava konusu tasarımlara yapılan benzerlik nedeniyle itirazın reddedildiğini, yeni SMK kapsamında karşı dava açısından “kullanmama def’i” itirazında bulunduklarını, itiraz edenin çizgi film alanında bir kullanımı söz konusu olup iddia ettiği diğer alanlarda herhangi bir fiili kullanımı olmadığını, davacının kullanım alanı ve kapsamını ispat etmesi gerektiğini, davanın hukuka aykırı olduğunu, marka, tasarım, eser tescil kavramlarının farklı olması, dava konusu karakter ve tasarımların bilgilenmiş kullanıcı gözünde farklı olması ve kullanmama def’i ve diğer yasal nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03.10.2019 tarihli 2017/478 E. – 2019/402 K. sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı sunulan kök ve ek bilirkişi raporu ve mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davacı adına tescil ettirilmiş …, …, …, …, …, … ve … tescil nolu markaların 2004 yılından bu yana yayınlanan, “…” İtalyan animasyon televizyon dizisinde yer alan dünyaca bilinen, popüler ve özgün çizgi karakterleri içerdiği, davalının davacıya ait …, …, …, …, …, …, … nolu marka tescillerinde yer alan karakterleri kullanmak suretiyle … tescil nolu 3, 4, 5, 6, 15, 18, 22, 24 ve 25 sıra numaralı çoklu tasarımları adına tescil ettirdiği, tasarımların davacı adına tescilli markalarda kullanılan bahse konu çizgi film karakterleri ile karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzer bulunduğu, davacı adına tescilli marka haklarının varlığı bir yana bırakılsa bile -ki yukarıda belirtildiği üzere talep tasarım hükümsüzlüğüne ilişkindir- davaya konu çizgi karakterlerin daha önceden çizgi film karakteri olarak tanınmış, kamuya sunulmuş ve pek cok ürünün iki veya üç boyutlu tasarımında zaten kullanıldığı ve bu karakterler ile davalı adına tescil ettirilmiş tasarımların (bazı küçük farklar haricinde) hemen hemen aynı oldukları, karakterlere özgünlük kazandıran (göz, baş, saç, kurgu, duruş şekli vb.) tüm özelliklerin davalının tasarım tescillerinde de mevcut bulunduğu dikkate alındığında davalı adına … tescil nolu 3, 4, 5, 6, 15, 18, 22, 24 ve 25 sıra numaralı tasarımların SMK’nın 56. maddesinde aranan “yenilik” ve “ayırt edicilik” özelliklerine sahip olmadıkları ” gerekçesiyle; Davanın KABULÜ ile; davalı adına … no ile tescilli 3-4-5-6-15-18-22-24-25 nolu çoklu tasarımların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davada yabancı firma lehine ayrımcılık yapıldığını, bilirkişi raporunun 4. Sayfasında, davacı markasında yer alan kızın kulak hizasındaki saçın, sağ tarafta kalan davalı tasarımlarındaki kızların hem alın perçemi, hem saç dalgası, hem de saç buklesine aynı anda benzer olduğu, bu nedenle hükümsüz kılınması gerektiğinin ifade edildiğini, mahkemece bu rapora itibar edilerek müvekkilinin tasarımlarının hükümsüz kılındığını. -Davacının sınai mülkiyet hukuku kavramlarını karıştırdığını, değişik sınıflarda tescilli markalarına dayanarak müvekkilinin tasarımlarının benzerlik nedeniyle hükümsüzlüğünü talep ettiğini, markalarda benzerlik incelemesinin tüketici kriteri üzerinde yapıldığını, tasarımlarda bilgilenmiş kullanıcı kriteri üzerinden yapıldığını, davacı tarafça ileri sürülen eser kavramının ve benzerlik değerlendirmesinin ise çok farklı olduğunu. -Cevap dilekçelerinde de beyan edildiği üzere eser, marka ve tasarımların sahipliğinin aynı kişi/firma üzerinde olmasının gerekmediğini, bir şeklin aynı anda hem marka hem de tasarım olarak tescil edilebildiğini. -Eser taklidi iddiasının ciddi olması gerektiğini, öncelikle eser vasfının tespiti gerektiğini, sonrasında da karşılaştırılan resim ve çizimler arasında taklit boyutunda benzerlik bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişiler ve mahkeme tarafından bu yönde inceleme yapılmadığını. -Marka, tasarım ve eser benzerliğinin farklı kıstaslara göre yapıldığını, markada sıradan tüketici, tasarımda bilgilenmiş kullanıcı, eser benzerliğinde konusunda uzman kişi olduğunu, ortada markasal kullanım olmadığı için marka benzerlik araştırması yapılamayacağını, karara esas alınan raporlarda bilirkişilerin hangi kıstası dikkate alarak inceleme yaptığının belli olmadığını, ek raporun ikinci sayfasında tasarımla marka arasındaki benzerliğin saç tokasından kaynaklandığı bu nedenle dava konusu tasarımın hükümsüz kılınması gerektiğinin ifade edildiğini, raporun 3. Sayfasında davacı markasının saç kıvrımının davalı 3 tasarımında da bulunduğu, bu nedenle hükümsüz kılınmaları gerektiğinin beyan edildiğini, raporunun 4. Sayfasında, davacı markasında yer alan kızın kulak hizasındaki saçın, sağ tarafta kalan davalı tasarımlarındaki kızların hem alın perçemi, hem saç dalgası, hem de saç buklesine aynı anda benzer olduğu, bu nedenle hükümsüz kılınması gerektiğinin ifade edildiğini, raporun 5. Sayfasında benzerlik incelemesi yapmadan 25 numaralı tasarımın hükümsüz kılınması gerektiğini beyan ettiklerini, “ilim, teknik, ahlak, hukuk, mantık yoksunu” bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini. -Kullanmama definin dikkate alınmadığını, davacının davasına dayanak yaptığı marka tescilleri üzerinden 5 yıl geçtiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalı vekilinin istinaf dilekçesindeki beyanların bilirkişilere iftira mahiyetinde bulunduğunu, davalı iddiasının aksine sınai haklar açısından herhangi bir kavram karmaşası bulunmadığını, davalıya ait … sayılı çoklu tasarım tescilindeki 03-04-05-06-15-18-22-24-25 sayılı tasarımların müvekkiline ait … karakterleri karşısında yeni ve ayırt edici olmama (m. 77/1-a – m.56/1), kötü niyetli başvuru (m. 77/1-a) ve başka bir fikri hakkın (müvekkilinin markaları ve eserleri) yetkisiz kullanımını içerme (m.77/1-a) sebeplerine dayanarak hükümsüzlüğünü talep ettiklerini, davalının bilirkişi raporlarına ilişkin haksız beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, raporda müvekkiline ait tek bir markanın bütün tasarımlar ile benzeştirilmediğini, müvekkilinin onlarca kullanım örneği karşısında davalı tasarımının yeni ve ayırt edicilik koşullarını sağlamadığını, kullanmama defi iddiasının marka hükümsüzlüğü davalarında ileri sürülebileceğini, davalının tasarım başvurusunun kötüniyetli olduğunu, davalı tarafın … isimli … sayılı marka başvurusuna karşı müvekkil tarafından açılan dava sonucu, İstanbul 1 FSHHM’nin 2009/131 E – 2010/92 K. Sayılı ve 13/05/2010 tarihli kararı ile hükümsüz kılındığını ve kararın kesinleştiğini, davalı tarafın, …, …, …, …, …, … gibi son derece meşhur karakterleri marka ve/veya tasarım olarak tescil ettirmeye çalıştığını, beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içerisinde bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığı kayıtlarından; … tescil nolu 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28 ve 29 nolu desen tasarımlarının 32-00 lokarno sınıfında … adına 12/03/2016 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. … tescil nolu “…” ibareli, 11.sınıf emtia sınıfında, 11/10/2012 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli, 03, 09, 14, 16, 18, 21, 24, 25, 27, 28, 29, 30 ve 32. sınıf emtia sınıfında, 29/08/2008 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli, 18.sınıf emtia sınıfında 19/11/2008 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli, 18.sınıf emtiasında, 19/11/2008 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli, 18.sınıf emtiasında, 02/09/2009 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli, 18.sınıf emtiasında, 19/11/2008 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli, 12.sınıf emtiasında, 30/07/2010 tarihinde tescil edildiği, …adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça, TPMK’na ibraz edildiği anlaşılan 21/11/2007 tarihli 0052231 sayılı Roma/İtalya Kültürel Mallar ve Faaliyetler Bakanlığı Fikri Mülkiyet Ofisi tarafından tasdik edilen belgeden, davacı tarafça “…, …, …, … VE …” isimli görselleri adına tescil ettirdiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan raporda; davacı adına tescil ettirilmiş …, …, …, …, …, … ve … tescil nolu markaların 2004 yılından bu yana yayınlanan, dünyaca bilinen, popüler ve özgün çizgi karakterleri içerdiği, davalı adına tescil ettirilmiş … tescil nolu 3 sıra numaralı tasarım ile davacı adına … tescil numaralı şekil markası çizimleri yan yana getirildiğinde, davalıya ait çizgi kız figüründe kullanılan saç şekli, rengi ve saçta kullanılan bant aksesuarı ile kıyafet tasarımında kullanılan çizgili pileli katlı yeşil renk kıyafet ve üzerindeki kemer aksesuarının, renk, biçim ve genel görünüş olarak benzerlik algısı yaratacak derecede benzer olduğu, … kızları … karakteriyle izleyici gözünde bilinirliği olan davacı markasıyle aynı karakter algısını yaratacak kadar ortak şekil özelliğine sahip olduğu, benzerliğin karıştırılmaya sebebiyet verebilecek nitelikte olduğunun tespit edildiği, Davalı … 4-5-6 nolu tasarımlar Davacı …, … ve … karakter çizimlerine ait … — … tescil no.lu tasarımlar ve incelemesi yapılan … tescil no.lu marka karakterleri üzerinde yapılan karşılaştırmada; Davacı marka karakterlerin saçlarında kullanılan; başın üst kısımdaki bombeli kafa şekli ve bombenin tepesinden bir tüy gibi yukarı kalkmış tek kısa saç tipinin, karakterlerin özgün ve tipik bir özelliği olduğu, … resmi sayfasında kızlara ait hikâye çizimlerinin ikili, üçlü, beşli gruplar halinde olduğu ve hikâyesinin konusuna göre çeşitlendirilmiş kıyafet çizimlerinin olduğu, Davalıya ait tescilli tasarıma ait çizimlerde …nda kullanılan kafa/baş ve saç şekline ait bu özgün biçimin benzetilmeye çalışılarak kullanıldığı, karakterlerdeki göz, saç ve duruş şekillerinde … karakterlerine benzetme çabasının var olduğu, Davalı taraf çizimlerinde uygulanan kıyafet modellerinin birebir benzememekle beraber. şayet çanta ayakkabı vb. çocuklar ve gençler tarafından tüketilen ürünler üzerinde kullanıldığında, … ile karıştırılabilecek nitelikte benzerliğin var olduğu, tüketici üzerinde karıştırılmaya sebebiyet verebilecek etki bırakabilecek nitelikte benzerliğin olduğunun, tespit edildiği, 4, 5, 6, 15, 18, 22, 24 ve 25 sıra numaralı tasarımların davacı adına tescilli markalarda kullanılan bu çizgi karakterler ile karıştırılmaya sebebiyet verecek derecede benzer bulunduğunu, davalı adına … tescil nolu 3, 4, 5, 6, 15, 18, 22, 24 ve 25 sıra numaralı çoklu tasarımların SMK’nın 56.maddesinde aranan “yenilik” ve “ayırt edicilik” özelliklerine sahip olmadıklarını, tasarımın tescilinin hükümsüzlüğüne SMK’nın 77/I-a bendi uyarınca karar verilebileceği, tasarım hukuku kapsamında yapılan incelemeyle bu neticeye ulaşıldığını ve söz konusu neticenin davacı adına tescilli “marka hakları” ile ilgili hukuki bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince alınan ek raporda; davalıya ait tasarım ile davacıya ait şekil markalarının tek tek ve ayrıntılı karşılaştırma yapılarak, bilirkişi heyeti kök raporda oluşan kanaatlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı sonucuna ulaştıklarını bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili müvekkili adına tescilli markalar ve telif haklarından kaynaklanan haklarına dayanarak ayrıca davalı tasarımlarının kötüniyetli tescil edildiğini ile sürerek davalı tasarımlarının hükümsüzlüğünü talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne, davalı tasarım tescillerinin, yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf başvurusunda bilirkişi raporuna itirazlarını ileri sürdüğü, marka, tasarım ve eser yönünden yapılan karşılaştırmada, farklı kriterlerin dikkate alınacağını, eser, marka ve tasarımların sahipliğinin farklı kişi/firmalara ait olabileceğini, kullanmama definin mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 55. Madde de ” Tasarım ürünün tümü veya bir parçasının yada üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.” SMK 56/1maddede “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması koşuluyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur” SMK 56/4-a ve b bendinde “bir tasarımın aynısının tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması halinde yeni kabul edileceği, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık göstermesi halinde aynı kabul edileceği”, SMK 56/5 maddede “tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğunun kabul edileceği” düzenlenmiştir. Davanın 07/04/2017 tarihinde açıldığı, uyuşmazlığın çözümünde 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerinin uygulanacağı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. 6769 Sayılı SMK 25/7 maddesinde “6’ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19’uncu maddenin ikinci fıkrası hükmünün defi olarak ileri sürülebileceği” hükmü düzenlenmekle, kullanmama def’i marka hükümsüzlüğü davalarında ileri sürülebileceğinden ve kullanmama olgusu sonuca etkili olmadığından tasarımın hükümsüzlüğü davasında ileri sürülen kullanmama def’inin dikkate alınmaması yerindedir. Davalı desen tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığı ileri sürüldüğünden, davalı tasarımın başvuru tarihinden önce, benzerlerinin şekil markası, telif hakkı şeklinde kamuya sunulmuş olması halinde yenilik özelliği ortadan kalkacağından, davacı tarafça markaların kullanılmaması sonuca etkili değildir.Mahkemece alınan bilirkişi kök ve ek raporunda yapılan tespitlerden, davaya konu karakterlerin çizgi film karakteri olarak kamuya sunulduğu ve tanındığı, davacının bu çizgi film karakterlerini Roma/İtalya Kültürel Mallar ve Faaliyetler Bakanlığı Fikri Mülkiyet Ofisi’ne 21/11/2007 tarihli … sayılı belge ile tescil ettirdiği, çizgi film karakterlerinin Türk Patent ve Marka Kurumu’nda … sözcük markası ile birlikte şekil unsuru olarak 2007 yılında tescil ettirildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde bilirkişi raporundan kısmi alıntılar yapılarak rapora itiraz ettiği ve bilirkişiler tarafından tespit ettirilen benzerliklerin; ” saç tokasından, saç kıvrımından, kızın kulak hizasındaki saçın, sağ tarafta kalan davalı tasarımlarındaki kızların hem alın perçemi, hem saç dalgası, hem de saç buklesine benzerlikten” ibaretmiş gibi yansıtıldığı anlaşılıyorsa da, bilirkişilerce çizgi film karakterleri ile davacı markaları ile yapılan karşılaştırmada, benzerliklerin bu ayrıntılardan daha fazla olduğu gibi, ek raporda daha ayrıntılı inceleme ve karşılaştırma yapıldığı ve davalı tasarımlarının yenilik arz etmediği, bilgilenmiş kullanıcı gözünde benzer olduğunu tespit ettikleri anlaşılmakla, davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 5,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.