Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/85 E. 2020/97 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/85 Esas
KARAR NO : 2020/97 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2019
NUMARASI : 2019/241 E. – 2019/242 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde; müvekkiline ait olan … ve … markalarını ….com, …. ve ….aofficial olarak internet sitesi adı olarak kullanılmasının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ve tüketicileri yanılttığını, …. markasının şirket unvanı olarak kullanılmasının ve şirket belgelerinde bu unvana yer verilmesinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ve tüketicileri ve diğer tacirleri kandırmaya yönelik olduğunu, müvekkiline ait markalı ürünlerin karşı tarafa ait sitelerde satıldığını bunun marka hakkına tecavüz sebebi olduğunu belirterek karşı tarafa ait…..com, ….com ve …. offical internet sitelerinin erişime engellenmesini, “…” markasının karşı tarafın şirket ünvanı olarak kullanılmasının engellenmesini, karşı taraf internet sitelerinde ve arama motorlarında … ibaresinin anahtar sözcük olarak kullanılarak online satış yapılmasının tedbiren önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Karşı taraf vekili tarafından 27/11/2019 tarihinde sunulan ihtiyati tedbir talebine itiraz dilekçesinde; “…” markasının, 1950 yılından 2016 yılına kadar …. ve onun tarafından kurulmuş olan talepte bulunan şirket tarafından kullanıldığını. markanın oluşmasında ve toplum nezdinde tanınırlığının ve saygınlığının artmasında büyük emek sahibi olan … vefatından sonra ise talepte bulunan şirketin hisselerinin … oğullarına devredildiğini, … talepte bulunan şirketin yönetimini ve … markasının kullanım hakkını çocuklarına bıraktığını ancak aralarındaki görüş farklılıkları nedeniyle çocuklarının farklı şirketler kurarak ayakkabıcılık sektöründe “…” markası altında faaliyetlerine devam ettiklerini, buna karşılık talepte bulunan şirket sektörde pasif duruma geçerek üretim ve satış faaliyetlerini sona erdirdiğini, müvekkili …’nın, …. A.Ş.’ni, … ise … San. ve Tic. A.Ş.’ni kurarak faaliyetlerine bu şirketler üzerinden devam ettiklerinin, karşı taraf şirket yetkilisinin … henüz hayatta iken …. markasına tecavüz oluşturacak eylemlere giriştiğini, bu kapsamda….com.tr uzantılı site açarak üretmekte olduğu…. markalı ürünlerin satışını işbu internet sitesi üzerinden gerçekleştirdiğini, ulusal ve yerel basında ve özellikle ulusal televizyon kanallarında … markasını kullanarak tüketicileri ….com.tr uzantılı internet sitesinden alışveriş yapmaya yöneltici reklam ve tanıtımlara yer verdiğini, bu nedenle … tarafından talepte bulunan ….San. Tic. Ltd. Şti. aracılığı ile …. San. ve Tic. A.Ş.’ye karşı marka tecavüzünün önlenmesi amacıyla dava açıldığını ve bu durumun basına yansıyarak …. markasının güvenirliğini zedelediğini, ….’nın vefatı ile birlikte talepte bulunan şirketin müdürlük görevine 01.11.2017 tarihli genel kurul kararı ile müvekkili … ile birlikte karşı taraf şirket yetkilisinin atandığını, karşı taraf şirket yetkilisinin müdürlük görevinin vermiş olduğu yükümlülüklere aykırı şekilde marka tecavüzü oluşturan faaliyetlerine devam ettiğini, yazılı ve görsel basında … markalarının sahibi sadece kendisiymiş gibi demeçler vererek tüketicileri kandırmaya yönelik eylemlerde bulunduğunu, şirketin müdürlük görevini münferiden üzerine alma çabası içerisine girdiğini, toplumsal ahlak ile bağdaşmayacak şekilde hisse çoğunluğu bulunan anneleri … ile 29.08.2018 tarihli protokol imzalandığını, protokolde Türk toplum ahlakı ile bağdaşmayacak hükümler içerdiğini, bu eylemlerin aile arasındaki bağları ve … markasına olan güveni zedelediğini, ihtiyati tedbir başvurusu ile talep edilen hususların tamamının uyuşmazlığın esasının halledilmesi sonucu verilebilecek kararlar olduğunu, bu yönüyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na açıkça aykırı olduğunu belirterek ihtiyati tedbir taleplerinin tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.İstanbul 2.FSHHM’nin 29.11.2019 tarihli kararıyla; tarafların beyan ve delilleri ve sunulan bilirkişi raporu dikkate alınarak değerlendirildiğinde tarafların murisinin ortaya çıkarıp tanıttığı markanın kullanımı ile ilgili ihtilaf yaşadıkları bu ihtilafta markayı farklı şekillerde kendi adlarına kullandıkları, marka sahipliği ve kullanımı ile ilgili uyuşmazlığın çözülmesi için mirasçılık belgelerinin, taraflar arasında sözleşmelerin, şirket bilgilerinin incelenip ayrıntılı değerlendirmelerin yapılması gerektiği, konunun miras hukuku, marka hukuku, sözleşmeler hukuku alanlarına değinmesi nedeniyle bu derece kapsamlı değerlendirmelerin yargılama gerektirdiği ihtiyati tedbirin burada amaca uygun olmadığı, ayrıca her tedbir talebinin, tespit talebini de içerdiğinin argumentum a fortiori hukuk ilkesiyle sabit olduğu, yasal şartları oluşmadığı gerekçesiyle; tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Tedbir talep eden vekilinin istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesine sunulan bilirkişi raporu ile davalının müvekkilinin markasına haksız tecavüzde bulunduğunun tespit edildiğini, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, -davalının cevaplarının gerçek dışı olduğunu, cevaplarını bir kısmının dava dışı …. ve onun şirketi ile ilgili olduğunu, talep edene ait “…” ve ” ….” tanınmış markalarının başka markalar ile yan yana bulundurulamayacağını, -davalının müvekkili şirketin %15 ortağı olduğunu, bu markayı mağaza ismi olarak kullanmasına genel kurul kararı ile izin verdiklerini ancak hiçbir şekilde internet ismi olarak kullanmasına izin verilmediğini, davalının bu durumu saptırdığını, genel kurul kararı ile internet satışı ve bayilik verilmesinin … internet sitesi üzerinden yapılmasına karar verildiğini, -davacı şirketin ortaklarının internet sitesini kullanma hakkını …. AŞ’ye devrettiğini, -davalının marka sahibi müvekkilinin izni olmadan sitesinde resmi satış sitesi olarak gösteremeyeceğini, tüketicileri yanıltamayacağını, -bilirkişi raporu ile yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf vekilinin istinafa cevabında; 01.11.2017 tarihli genel kurul 2 ve 4.maddesi ile müvekkili şirket ortağı … ve sahibi bulunduğu … AŞ’ye markaları kullanma ve ürün satışı yapma yetkisi verildiğini, markanın internet sitesi olarak kullanmasını engelleyecek bir kararın bulunmadığı gibi kısıtlama da getirilmediğini, kaldı ki; internet sitesi ve sosyal medya hesaplarının online birer mağaza olduğunu, markanın internet sitesi veya sosyal medya hesabı adı olarak kullanılmasını marka kullanım hakkını istismar edici bir durum bulunmadığını, aksi yöndeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, -yaklaşık ispatın gerçekleşmediğini, -talepte bulunan şirkete ait….com.tr uzantılı internet sitesi incelendiğinde, … ve … kendi markası olan … adlı farklı markalı ürünlerin satışının gerçekleştirildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. … başvuru numaralı 03.06.2013 başvuru tarihli … markasının 16/18/25/35.sınıflarda, … başvuru numaralı 21.10.1985 başvuru tarihli …+ şekil markasının ….sınıflarda talep eden şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E :Tedbir talep eden vekilinin; karşı tarafın müvekkili adına tescilli … markalarını haksız ve hukuka aykırı olarak kullandığını, ….com, ….com, …oficcial isimli sitelerde müvekkilinin markalı ürünlerinin satışının yapıldığını, bunun dışında davalılara ait farklı markalı ürünlerinde satıldığını, yanıltıcı ibareler kullanarak haksız rekabet yaratıldığının ileri sürüldüğü ve erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir talep ettiği, karşı tarafça “www……com” alan adı ve @…. …. hesabının kendilerine ait olmadığının ileri sürüldüğü, www……com alan adının 04/10/2004 tarihinde alındığı, karşı tarafça internet sitesinin kendilerine ait olduğunun kabul edildiği, karşı tarafın davacı şirketin, 01/11/2017 tarihinde yapılan Genel Kurulunda “şirket ortakları ve ortaklarca kurulan %51 hissesine sahip olduğu şirketlere yetki verildiğinin” ileri sürüldüğü, genel kurul kararının örneğinin dosyaya sunulduğu, davalı …’nın şirket ortağı olduğu, davacı şirket adına tescilli markanın 35. Sınıfta da tescilli olduğu, talep eden vekilinin markanın mağaza ismi olarak kullanılmasına izin verilmediğini, Genel Kurul kararı ile verilen iznin internet mağazacılığını kapsamadığına ve haksız rekabete yönelik iddialarının yargılamayı gerektirdiği, ilk derece mahkemesinin bu aşamada tedbir talebinin reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf harçtan, peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 10,00 TL’nin talep eden taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/01/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.