Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/844 E. 2022/1100 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/844 Esas
KARAR NO: 2022/1100
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2019
NUMARASI: 2016/114 E. – 2019/996 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine 29/09/2005 tarihinde alacaklısı davalı olan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattıklarını, takipsizlik nedeniyle üç kez işlemden kaldırılan ve 3 kez yenilenen bu icra takibinin son olarak İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yenilendiğini, icra takibinden haberdar olan müvekkilinin İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden takip konusu bonolardaki imzaya ve borca itiraz ettiğini, dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde imzaların ve borcun müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini ve itirazın yerinde görülerek kabul edildiğini, karşı taraf vekillinin temyizi üzerine Yargıtay tarafından müvekkilinin imzaya itiraz süresi olan 5 günlük süreyi geçtikten sonra itirazını yapmış olması gerekçesiyle kararı bozduğunu ve mahkemece bozma ilamına uyularak itirazın red edildiğini, takibe konu 2 adet bono incelendiğinde müvekkili adına … Fırını tarafından kaşe düzenlenip basıldığını ve imza altına alındığının anlaşıldığını, ancak müvekkilinin bahse konu kedişeci ile hiçbir resmi ya da fiili bağlantısının bulunmadığını, sonuç olarak icra hukuk mahkemesinde yaptırılan bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağı üzere takip konusu bonolor üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı icra dosyasına borçlu bulunmadığının tespitine, davalının iş bu takibinde kötü niyetli olmasından dolayı takip konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ihracat yapmakla beraber yurt içindeki fırınlara pazarlamacılar ve komisyoncular vasıtası ile ürün satışı gerçekleştirdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte pazarlamacılar tarafından verilen senetlerdeki imzaların davacıya ait olup olmadığının bilinmesinin olanaksız olduğunu, davacının kötü niyet tazminat taleplerinin de yerinde olmadığını, tamamen alacağını tahsil amacıyla müşterisinden almış olduğu senet ile işlem yapan müvekkilinin davacı tarafın beyan etmiş olduğu söz konusu olaylardan haberdar olması beklenemeyeceğinden müvekkili aleyhine kötü niyet tazminat talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.11.2019 tarih ve 2016/114 Esas – 2019/996 Karar sayılı kararıyla; “Menfi tespit davalarında; borcun inkarı halinde ispat kuralı yer değiştirerek, davalı/alacaklıya geçtiği davalı alacaklı senet asıllarını ibraz etmeyerek ispat külfetini yetine getiremediğinden haksız olduğu, (YHGK 2013 / 19-1155.E, 2014 / 660.K, 14.05.2014.T.) anlaşılmakla davanın kabulüne ve İİK 72/4 maddesi gereğince takip tarihi de nazara alınarak %40 oranında kötü niyet tazminatına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkil şirketin yurt içindeki fırıncılara ürün satışı gerçekleştirdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte pazarlamacılar tarafından verilen senetlerdeki imzanın gerçekte kime ait olduğunun müvekkil tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, Müvekkil şirketin tamamen alacağını tahsil amacıyla hareket ettiğini, müşterisinden almış olduğu senet ile işlem yapan müvekkil aleyhine alt sınırdan uzaklaşılarak kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 5.454-TL asıl alacak, 149-TL gecikme faizi ve 64-TL protesto masrafı olmak üzere toplam 5.667-TL toplam alacacağın tahsili amacıyla 22/09/2005 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, icra takibine dayanak gösterilen iki bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… menfi tespit davalarında; borcun inkarı halinde ispat kuralı yer değiştirerek, davalı/alacaklıya geçtiği davalı alacaklı senet asıllarını ibraz etmeyerek ispat külfetini yetine getiremediğinden haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne ve İİK 72/4 maddesi gereğince takip tarihi de nazara alınarak %40 oranında kötü niyet tazminatına” karar verilmiştir.Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davaya ve takibe konu 02.07.2005 tanzim 10.08.2005 ve 10.09.2005 tanzim vade tarihli toplam 5.454,00 TL tutarlı iki bonodaki borçlu imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece imza incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, ancak bono asıllarının temin edilememesi nedeniyle incelemenin yaptırılamadığı, icra takip dosyasındaki bono asıllarının davalı vekiline iade edildiğinin dosyadaki belgelerle sabit olduğu, davalı vekiline mahkemece verilen kesin sürede bono asıllarının ibraz edilmediği, daha önce imza incelemesi yapılan İstanbul 14.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1618 Esas sayılı dosyası da dikkate alındığında mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Takibe ve davaya konu iki bonodaki borçlu imzasının davacıya ait olmadığının kabulü karşısında, bonoların lehtarı olan davalının bonolardaki imzanın sıhhatini bilebilecek durumda olması nedeniyle mahkemece davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinde ve takip tarihi itibariyle tazminat oranının alt sınır olan % 40 olarak belirlenmesinde usule aykırılık olmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 387,11 TL harçtan, peşin alınan 96,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 290,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.15/06/2022