Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/827 E. 2022/1147 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/827 Esas
KARAR NO: 2022/1147
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2017
NUMARASI: 2016/470 2017/1253
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalılardan …’un yetkilisi olduğu … A.Ş.’deki işinden ayrılıp, başka bir iş yerinde çalışmak için çıkış izin belgesi almak istediğinde, …’un kendisinden hiçbir yatırım yapmamış olduğu halde 25.000TL yatırım yaptığını, bu karşılanmadan izin vermeyeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine 09.05.2013’te istifa ederek ayrıldığını, yeni işyerinde çıkış izin belgesi talep edilince …’a gittiğini, alamadığını, davalının oğlu …’un babasının sinirli olduğunu, kendisini başka yerde çalışmasını istemediğini belirterek “sen şimdi teminat olarak 25000TL lik senet imzala,babam senedi görünce sakinleşir, sonra senedi işleme koymadan yok ederiz” demek sureti ile baskı ve tehdit ile senet imzalatıldığını, senedi imzaladıktan sonra 16.05.2013’te işe başladığını, senedin protesto edildiğini, senet nedeni ile borcunun olmadığını iddia ederek, davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, senedin TTK’da düzenlendiğini, davanın konusunun ticari iş olduğunu,davaya bakmakta Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını, baskı ve tehdit ile verilmiş bir senet olsaydı davacının bir yıl sonra değil hemen dava açacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalı … davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Davacının iddiası, gerçekte hiçbir borcu olmadığı halde ayrıldığı işyerinden çıkış izin belgesi alabilmek için kendisinden davaya konu senedin teminat olarak alındığı yönündedir. Senet metni incelendiğinde senet borçlusunun davacı, alacaklısının davalı (eski işyeri sahibi) … olduğu ve tanzim tarihinin 17/05/2013 olduğu, bu hususlarında davacının genel anlatımlarını doğruladığı görülmüştür. Tanık olarak dinlenen … ve …’ün davacının iddialarını doğrular nitelikte ayrıntılı beyanlarda bulunmuşlardır. Davacının davalı …’a ait işyerinden ayrıldıktan sonra bir başka yerde (… isimli işyerinde) iş bulduktan sonra bu işyerinin kendisinden “eski işyerinden çıkış izin belgesi” alması gerektiği yönünde talimat vermesi üzerine mecburen eski işyerine giderek çıkış izin belgesi talep ettiği, belgenin verilmemesi üzerine teminat olarak alındığı belirtilen senedi imzalamak zorunda kaldığı, gerek yukarıda açıklanan senet metni, ayrıntılı tanık ifadeleri ve davalıların davacıdan alacaklı olduklarına dair herhangi bir belge veya delil sunamamış olmaları hususları bir bütün olarak gözetilerek, davacının davaya konu senet kapsamında bir borcunun bulunmadığı kanaatiyle davanın kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; – hukukumuzda ve teamüllerde “işyerinden çıkış izin belgesi” diye bir belge bulunmadığını, mahkemenin bu iddiayı araştırmaksızın karar verdiğini, – Davacının tanıklarının anlatımlarına itibar edilemeyeceğini, her iki tanığında …’ un sahibi olduğu … Şirketi ile ihtilafları olduğunu ve tanıkların kasıtlı olarak bu şekilde ifade verdiğinin öğrenildiğini (…’ in dosya numarası İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/1864 E., …’ ün dosya numarası İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/511 E olduğunu) -Davacının hiçbir yargısal süreçte “irade fesadı”iddiasında bulunmadığını, bu yolda bir dava açmadığını, iddiasında samimi olsaydı lehdar …’ a karşı dava açıp ve bu hususu tartışma konusu yapacağını, salt taraflar arasında ticari ilişki yoktur gerekçesiyle senedin iptalinin hukuka uygun olmadığını, -…’nin senette ciranta olduğunu, iyi niyetli hamil sıfatıyla senedi elinde bulunduran müvekkilin keşideci ile lehdar arasındaki ilişkiyi bilmedğini, bildiğine ilişkin bir iddia ve kanıt dosyaya sunulmadığını, kararın bu nedenle kaldırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, senedin baskı ve tehdit ile imzalatıldığını, borçlu olmadığını iddia ederek menfi tespit talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılardan … vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK 790.maddesi “ cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” TTK 792.maddesi “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olupda hamil hakkını 790.maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür” hükümlerini içermektedir. Davaya konu senet incelendiğinde; 25.000TL bedelli 17.05.2013 tanzim, 14.08.2014 ödeme tarihli nakden kaydı olan bonoda keşidecinin davacı … Palavan, lehtar ve 1.cirantanın davalı …, hamilin davalı … olduğu görülmektedir. Senette görünüşte düzgün bir ciro silsilesi mevcut olup keşideci, senet borcundan hamile karşı sorumludur. Keşidecinin lehtar ile arasındaki şahsi def’ ileri hamile karşı ileri sürebilmesi için hamilin kötüniyetli olduğunu, senedi borç olmadığını bile bile iktisap ettiğini kanıtlaması gerekir. Karara karşı davalı …, istinaf kanun yoluna başvurmadığından adı geçen davalı yönünden karar kesinleşmiştir. Ancak; düzgün ciro silsilesine göre hamil olan davalı …’nin bonoyu kötüniyetle iktisap ettiği yahut iktisapta ağır kusurlu olduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Dinlenen davacı tanıkları da … ile ilgili görgüye dayalı herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Bu durumda; davalı … yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kazanılmış haklar korunarak Dairemizce HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/470 Esas, 2017/1253 Karar sayılı, 14.11.2017 Tarihli kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın KISMEN KABULÜNE, – 14.08.2014 vade tarihli, 25000TL bedelli keşidecisi …, lehtarı … olan bono yönünden davacının davalı …’a BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, – Davalı … yönünden davanın REDDİNE, -Alınması gereken 1.707,75 TL karar harcına karşılık peşin alınan 426,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,80 TL harcın davalı …’tan tahsili ile Hazine’ye irad kaydına, -Davacı tarafından yapılan 4.140,00 TL yargılama giderinin, kalan 3.763,40 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 376,60 TL’nin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, -Davacı lehine AAÜT uyarınca takdir edilen 3.000 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, – Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 391,04 TL ve 35,90TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı …’ye iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10TL istinaf yoluna başvurma harcı, 97,30 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 195,40TL’nin davacıdan alınıp davalı …’ye verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/06/2022