Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/816 E. 2022/1107 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/816 Esas
KARAR NO: 2022/1107
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2018
NUMARASI: 2018/498 E. – 2018/994 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Keşidecisi dava dışı … San Ltd. Şti. olan ve müvekkili emrine keşide edilen çekin müvekkilince ciro ile …’e, onun tarfından da tekrar müvekkiline ciro edildiğini, çek’in bu kez müvekkili tarafından … Tic A.Ş emrine ciro edildiğini, anılan ciranta tarafından çekin … San Ve Tic A.Ş emrine ciro edilerek posta yoluyla gönderildiğini, ancak dava konusu … Bankası A.Ş İzmir Tire şubesine ait 20/03/2018 keşide tarihli 7.500,00Tl bedelli … seri nolu çek’in kargo sırasında çalınarak emrine ciro edilen … San Ve Tic AŞ’nin sahte imza ve kaşesi kullanılmak suretiyle ciro edilerek kullanıldığını, … A.Ş. tarafından İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1285 esas sayılı dosyasında zayi nedeniyle iptal davası açıldığı çekin müvekkilinden sonraki ciranta tarafından ciro edildikten sonra zayi olması ve bu sırada ciro edilen şirketin sahte kaşe ve imzalarının atılmak suretiyle kullanılması nedeniyle ciro silsilesinin koptuğunu, müvekkili ve belirtilen cirantaların davalılarla hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını savunarak çek konusunda tedbir kararı verilerek müvekkilinin çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.09.2018 tarih ve 2018/498 Esas – 2018/994 Karar sayılı kararıyla; “TTK’nın 792 ve 686. Maddelerinde düzenlenen durum çek’in yetkili hamili için geçerlidir.Somut olayda davacı yetkili hamil olmayıp çek’i ciro ile devir ettiğinden sonraki imzalar geçersiz olsa dahi çekte cirosu bulunması nedeniyle çek borcundan sorumludur. Davacı tarafından ileri sürelen iddialar ancak ve ancak çek elinde rızası dışında çıktığını ileri sürülen … A.Ş tarafından ileri sürülebilir bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaması nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Müvekkil şirketin, cirosu sahte kaşe ve sahte imza ile üretilen … San. ve Tic. A.Ş. sonrasında yer alan cirantalar ile hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını, sahte kaşe ve imza sonrası ciro zincirinin bozulması nedeniyle müvekkil şirketin adı geçen hiçbir cirantaya borcu bulunmadığını, Yerel mahkemece tesis edilen, müvekkil şirketin menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığına dair kararı hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin işbu davayı açmakta hukuki menfaati olduğu gibi, açık bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu, zira dava konusu çekin hâlen daha haksız hamillerin elinde olup, her an bir icra takibine girişebileceklerini, Dava konusu çek ile kargoda aynı anda çalınan diğer çekleri vade tarihlerine göre farklı zamanlarda bankaya ibraz eden, ardından haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibine konu eden tüm bu gerçek ve tüzel kişilerin ortak vekilinin av. suna taştekin’in olmasının ortak hareket ettiklerini ispatladığını, Davalıların … şirketi adına sahte kaşe ve imza kullanmak suretiyle çalıntı çek üzerinden ciro zincirinin devam ettirilmesi yoluyla meşru hamil izlenimi yaratarak hukuka aykırı şekilde çeki ilgili bankaya ibrazı suretiyle tahsil etmeye çalışmaları ile kötü niyetli olduklarının sabit olduğunu, bu nedenle davalıların kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davaya konu çekin dava dışı lehtara gönderildiği sırada kargoda çalındığını, buna ilişkin savcılık soruşturmasının bulunduğunu, çeki haksız ele geçirenlerin lehtar adına sahte imza ile çeki tedavüle koyduklarını, davalıların meşru hamil olmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalılar ise davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… olayda davacı yetkili hamil olmayıp çeki ciro ile devir ettiğinden sonraki imzalar geçersiz olsa dahi çekte cirosu bulunması nedeniyle çek borcundan sorumludur. Davacı tarafından ileri sürelen iddialar ancak ve ancak çek elinde rızası dışında çıktığını ileri sürülen … A.Ş tarafından ileri sürülebilir bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaması nedeniyle davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacının lehtarı olduğu davaya konu çekin ciranta … San. ve Tic. A.Ş. şirketine gönderildiği sırada kargoda çalındığını ve sahte cirolarla çeki devralmış görünen davalıların meşru hamil olmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemenin “Davacının yetkili hamil olmayıp çeki ciro ile devir ettiğinden sonraki imzalar geçersiz olsa dahi çekte cirosu bulunması nedeniyle çek borcundan sorumludur.” tespiti yerinde olmasına karşın, bu tespit uyarınca davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı ise de sonuca etkili görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.15/06/2022