Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/812 E. 2022/1186 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/812 Esas
KARAR NO: 2022/1186 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2018/230 E. – 2019/391 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … amblemini çizen, tanınmış bir grafik tasarımcısı, ressam ve reklamcı olduğunu ve aynı zamanda grafik resim, illüstrasyon, desen ve karikatür çalışmaları da yapan çok yönlü bir sanatçı olduğunu, müvekkilinin … getirdiğini, müvekkilinin söz konusu görseleri yaratıcı konsept ve kompozisyonla birleştirerek … firması için katalog tasarımı yaptığını, müvekkilinin kendi bulduğu reklamcılık fikirlerini tasarıma yansıtarak, söz konusu ürünü grafik eser haline getirdiğini, ayrıca müvekkilinin “… ” sloganını da kendi bularak söz konusu kataloğa yazdığını, ancak hal böyle iken, müvekkilinin bir yakınının haber vermesi üzerine, müvekkilinin kendi tasarladığı grafik eser ve içeriğindeki görsellerle davalı firmanın bir katalog bastırdığını öğrendiğini, davalının müvekkilinin ürettiği görselleri izinsiz kullanmakla kalmayıp, orijinal kataloğun kapağındaki merdiveni aya dayalı olarak kompoze etme fikrini de kullanarak, kendisinin ay yerine merdiveni güneşe dayalı olarak kullandığını, davalının ayrıca müvekkilinin sloganını da aynı fikir konseptinde olmak üzere beraber ifadelerle kullandığını ve davalı tarafın bastırdığı katalogda müvekkiline ait toplamda … illüstrasyonu ve kapaktaki grafik tasarım dahil olmak üzere bütün olarak grafik eserleri izinsiz kullandığını, davalının bu eyleminin müvekkilinin FSEK’in 22 ve 23. Maddeleri kapsamındaki haklarını ihlal ettiğini ve ayrıca müvekkilinin adının orijinal kataloğun arka kapağında belirtilmesine rağmen, davalı kataloğunda adının belirtilmemesinin müvekkilinin FSEK 15. Maddesinde belirtilen isim hakkını ihlal ettiğini iddia ederek, huzurdaki davanın HMK’nın 107. Maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak tespitini, FSEK 70/1 gereği manevi tazminat haklarını saklı tutarak, müvekkilinin mali haklarının ihlali sebebiyle FSEK 68. Maddesi uyarınca asgari miktar olarak şimdilik 5.000,00 TL’nin üç katının, Mahkemece belirlenecek haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 30/10/2019 tarihli dilekçesi ile, 5.00,00 TL olan tazminat talebini 45.000,00 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını dosyaya yatırmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu katalogların müvekkilinin 12 yıl önce siparişini verdiği ve hiçbir zaman kullanılmayan kataloglar olduğunu, müvekkilinin söz konusu katalogları, tasarımsal olarak kendi üretimine yönelik özgüsel çalışma olmaması sebebiyle beğenmediğini, müvekkilinin bu durum karşısında ilgili tasarım ve yayın kurumu ile tüm bağlarını bitirdiğini ve müvekkilinin söz konusu katalogları hiçbir zaman kullanmadığını ve kullanılmasına da izin vermediğini, davacının bu kataloglar sebebi ile herhangi bir zarar görmediğini ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.11.2019 tarihli 2018/230 E. – 2019/391 K. sayılı kararıyla; “…davacının FSEK 11. Maddesi gereği eser sahibi olduğu, hazırlanan foto-realistic illustrasyonların hazırlayanın hususiyetini yansıtan, ayırt edici özelliklere sahip, estetik değer taşıyan bir grafik eser olup FSEK 4/6 maddesi kapsamında güzel sanat eseri sayılan foto-realistik illüstrasyonlarının birebir, izinsiz ve herhangi bir anlaşmaya dayanmadan davalının kataloğunda kullanılmasının (15/06/2013-21/12/2014 tarihleri arası internet sitesinde kullanıldığı) davacının eserden kaynaklanan mali haklarını ihlal ettiği, bu durumun en son 15/16/2013 tarihinde tespit edildiği, dava tarihine göre Yargıtay içtihatları gereği sözleşmelere ilişkin 10 yıllık zaman aşımı süresi söz konusu olduğundan, talebin zaman aşımına uğramadığı, her ne kadar bilirkişi raporunda, rayiç bedelin 15.000,00 TL olduğu belirtilmiş ise de, ihlalin niteliği, kullanıldığı yer ve zaman dikkate alınarak, TBK 50 maddesi uyarınca 10.000,00 TL olarak takdir edildiği, FSEK 68 çerçevesinde rayiç bedelin 3 katı tazminat istenmesi mümkün olduğundan, davacının davası 30.000,00 TL üzerinden kabul edildiği, uyuşmazlığın niteliği ve davacının sıfatına göre, yasal faize hükmedilmiştir. Telif tazminatına hükmedilmiş ve taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulmuş ve ihlal sona ermiş olmakla, davacının ilan talebinin reddi gerektiği” gerekçesiyle; Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 30.000,00 TL tazminatın 15.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin işleyecek faiz türünde hataya düşerek ticari avans faizi yerine yasal faize hükmettiğini. -Varsayımsal sözleşme bedelinin belirlenmesinde mahkeme tarafından yapılan tenzilatın, müvekkilinin tanınırlığı, eserin izinsiz kullanılma süresi, ihlalin coğrafi kapsamı gibi kriterler karşısında takdir hakkının ötesine geçtiğini, hakkaniyete aykırı olduğunu, dosyada bulunan rayiç değer araştırmalarına göre bilirkişi tarafından müvekkilinin tecrübesi de dikkate alınarak rayiç değerin 15.000 TL olabileceğinin bildirildiğini, mahkemece takdir hakkının hakkaniyetli bir şekilde kullanılmadığını, %33’ten fazla indirim yapıldığını. -Davalı tanıklarının bu katalogların 2010 yılında kullanıldığını beyan ettiklerini, davalı internet sitesinde 15 mart 2013 tarihinde ihlalin olduğu, katalogdaki görsellerin kullanıldığı, ve son olarak Konya menşeili firmanın kataloğunun İstanbul’da 2018 yılında kendilerine ulaşabildiği, ihlalin coğrafi kapsamının anlaşıldığı, müvekkilinin 50 yıllık uzmanlığı ve tanınmışlığının dikkate alınmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, Konya FSHHM’de açılması gerektiğini. -Davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin yaklaşık olarak 12 yıl önce sipariş verdiği ve hiç kullanmadığı kataloglar nedeniyle açılan davanın, Borçlar Kanunu 60. Madde gereğince 1 yıl içerisinde açılmadığından, zamanaşımına uğradığını. -Müvekkilinin bu katalogları hiçbir zaman kullanmadığını, müvekkilinin dava dilekçesinde bahsi geçen firmanın aynı katalog tasarımını uzun süredir kullandığını öğrenmesi üzerine, bu kataloğun kullanımına ve dağıtımına izin vermediğini, tamamının yakılmak suretiyle imha edildiğini, müvekkilinin konu ile ilgili reklam ajansı ile irtibata geçmek istediğinde dolandırıldığını anladığını, müvekkilinin tam ödeme yapmaması ve arada yazılı sözleşme olmaması nedeniyle yasal yollara başvuramadığını, müvekkilinin daha çok zarara uğradığını, davacının müvekkili ile irtibata geçmediğini, ihtar göndermediğini. -Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda içeriğinin adeta hüküm mahiyetinde bulunduğunu, sonuç belirtildiğini, itirazlarının dikkate alınmadan ek rapor dahi alınmadan hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporunun aksine, görsel olarak algılanabilir nitelikte, seçilebilir karakterize olmuş bir görünüm içermediğini, katalogların eser olarak nitelendirilebilmesi için “Yaratılan Bir Fikir” niteliğinde olmasının gerektiğini, kataloglarda yer alan merdivenlerin tamamının ise anonim nitelikte bulunduğunu, eser olma niteliğinin bulunmadığını.-Davacının tanınmışlığı ve tecrübesi baz alınarak gerçekleştirilen hesaplamalara katılmanın mümkün olmadığını, müvekkili aleyhine yapılan hesaplamaları kabul etmediklerini. -Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; kabul anlamına gelmemek üzere, hükmedilen faiz ve faiz oranlarında isabetsizlik bulunmadığını, taraflar arasında kurulmuş hukuksal anlamda hiçbir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, tanıklarının katalogların imha edildiği yönünde beyanlarda bulunduklarını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddini, davacının istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 25/10/2019 tarihli raporda; dava konusu olan foto-realistik illustrasyonların 2009-2010 yıllarında davacı tarafından hazırlandığı ve davacının FSEK 11. Maddesi gereği eser sahibi olduğu, hazırlanan foto-realistic illustrasyonların hazırlayanın hususiyetini yansıttığı, ayırt edici özelliklere sahip olduğu, estetik değer taşıyan bir grafik eser olup FSEK 4/6 maddesi kapsamında güzel sanat eseri sayılacağı, davacının foto-realistik illüstrasyonlarının birebir, izinsiz ve herhangi bir anlaşmaya dayanmadan davalının kataloğunda kullanılmasının davacının mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, yükseltme ve indirme takdiri mahkemeye ait olmak üzere rayiç bedelin 15.000,00 TL olarak tespit edilebileceği ve FSEK 68 çerçevesinde belirlenen rayiç bedelin en çok 3 katına kadar davacının isteyebileceği belirtilmiştir. Mahkemece Adana Grafik Tasarımcılar Derneği’ne ve Görsel Sanatlar Akademisi’ne müzekkereler yazılarak; “Dava konusu grafik eserlerin, konsept dahilinde bir bütün olarak dava tarihi 21/05/2018 tarihi itibarıyla, rayiç piyasa bedelinin ne olabileceğinin” sorulduğu, Adana Grafik Tasarımcılar Derneği’nin yazı cevabında; “21/05/2018 tarihi itibarıyla rayiç değerinin en az 13.000- 16.000 TL arasında olması gerektiği, tasarımcının şöhret ve tanınmışlık durumuna göre 20.000 TL talep edilmesinin de mümkün olabileceği”, Görsel Sanatlar Akademisi’nin yazı cevabında; “…..” bildirilmiştir. Davalı tanıklarının Konya 3.FSHHM aracılığıyla ifadelerinin alındığı, davalı tanığı …, tanık … ve …’ın “davalı firmada çalıştıklarını, katalogların 9 yıl önce bastırıldığını, 1-2 ay sonra şirket yetkilisinin katalogların kullanılmayacağını söyleyerek yakmalarını istediğini, yaktıklarını, kullanılmadığını” beyan ettikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin başka bir firma için hazırlayarak eser sahibi olduğu katalogdaki foto-realistik illüstrasyon/grafik görsellerinin, aynı konsept ve kompozisyonla, davalı tarafça izinsiz olarak kullanıldığından bahisle, FSEK 68. Madde gereğince üç kat tazminata hükmedilerek şimdilik 5.000,00 TL’nin haksız fiil tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep ettiği, daha sonra maddi tazminat talebini ıslah ederek 45.000 TL’ya yükselttiği anlaşılmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve 15/06/2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine hükmedildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin mahkemece bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedel üzerinden yapılan tenkisatın hakkaniyete aykırı olduğu ve ticari avans faizi yerine yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yetki itirazı ve zamanaşımı itirazında bulunduğu, davacı tarafça sunulan katalogdaki görsellerin “Yaratılan Bir Fikir” mahiyetinde bulunmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının incelenmediğini, ek rapor alınmadan karar verildiğini, bilirkişi raporundaki müvekkili aleyhine yapılan hesaplamaları kabul etmediklerini ileri sürdüğü anlaşılmış, yetki itirazı ve zamanaşımı itirazı öncelikli olarak incelenmiştir. Davanın FSEK 68. Madde gereğince tazminat ve hükmün ilanı talepli açıldığı, hükmün ilanı talebi tecavüzün refine ilişkin olup, FSEK 66/5 Maddesi gereğince eser sahibinin, tecavüzün meni ve refi talepli davasını, kendi yerleşim yerinde de açabileceği düzenlenmekle, davalı vekilinin Bakırköy Mahkemelerinin yetkisiz olduğu, davanın davalının ikamet ettiği yerde açılması gerektiğine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin zamanaşımı itirazına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; davacı tarafça FSEK 68. Madde gereğince üç kat tazminat istenilmekle ve mahkemece FSEK 68. Madde gereğince tazminat talebi haklı görülmekle, taraflar arasında farazi sözleşmesel ilişki kurulduğundan haksız fiil zamanaşımı değil, TBK 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde, 2009 yılında kataloğun dava dışı firmaya bastırıldığının ileri sürüldüğü, davacı vekilinin03/09/2018 tarihli dilekçesinde, davalının www…..com internet sitesinin arşiv kaydında 15/06/2013 tarihinde davalının kataloğunu kullandığının görüldüğünün beyan edilerek dilekçe ekinde internet sitesi görüntüsünü ibraz ettiği anlaşılmakla, 21/05/2018 dava tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin hükmedilen tazminat miktarına itiraz ettiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama üzerinden mahkemece, hakkaniyete aykırı olarak indirim yapıldığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda ve yargılama sırasında rapora itiraz dilekçesinde; bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya da itiraz ettiği anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinde; mahkemece emsal rayiç bedel araştırması yapılırken … Akademisi’ne müzekkereler yazılarak, ihlal tarihi itibarıyla rayiç bedel sorulması gerekirken, 21/5/2018 dava tarihi itibarıyla rayiç bedelin sorulduğu, bilirkişi tarafından da raporda gelen yazı cevaplarına göre değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece hüküm kurulurken ihlal tarihinin 15/06/2013 tarihi olarak kabul edilerek, faiz başlangıcı olarak bu tarihin esas alındığı, kabule göre ihlal tarihinin 15/06/2013 tarihi olduğu, bu tarih itibarıyla emsal araştırması yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Mahkemece davacının grafik görsellerinin ihlal tarihi itibarıyla, rayiç bedelinin emsal araştırması yapılarak ve gelen yazı cevaplarından sonra bilirkişiden ek rapor alınarak, somut verilere dayalı olarak telif tazminatı belirlenmesi mümkünken, eksik inceleme ile takdire dayalı olarak karar verilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin bu aşamada sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,2-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,3- BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 26/11/2019 tarihli 2018/230 E. – 2019/391 K. sayılı kararının, 6100 sayılı HMK’nın 353/a-6 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,4-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,5- Taraf vekillerinin bu aşamada sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,6-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde ilgili taraflara iadesine, 7-İstinaf incelemesi için taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine, 8-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgili tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 29/06/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.