Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/808 E. 2022/1183 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/808 Esas
KARAR NO: 2022/1183 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI: 2018/95 E. – 2019/394 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin, hem işletme adı olarak ticaret sicilinde tescilli olan … ibaresinin, hem de Turk Patent nezdinde ve aynı zamanda yurtdışında da tescilli ve tanınmış olan, davacı şirketle özdeşleşmiş olan …, …, …, …, …, … markaları’nın olduğunu, davalının Bakırköy 1 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/241 D. İş sayılı dosyasından da yapılan tespitte belirtildiği üzere davacı adına tescilli ve tanınmış markaların aynısını veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanıldığının tespit edildiğini, bu kullanımlarının tüketici nezdinde iltibasa neden olduğunu, davalının bu kullanımlarından dolayı zarar gördüklerini ve davalının da haksız kazanç sağlaması nedenleri ile markaya vaki tecavüz ile haksız rekabet eylemlerinin tespiti, meni ve önlenmesi, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile SMK 151 Maddesi uyarınca şimdilik 10.000-TL maddi belirsiz alacak ve 50.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari filiziyle davalıdan tahsili ile www…com alan adlı internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 31/05/2019 tarihli dilekçesi ile, maddi tazminat yönünden davasını 46.540,54 TL artırarak talebini 56.540,54 TL’ye yükseltmiş ve harcını ikmal etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın kötüniyetle açıldığını, davalının davacının tanınmışlığından faydalanarak haksız kazanç elde etme niyetinin olmadığını, davalının firmasının isminin … olduğunu, babasının adının … olduğunu, babasının ismini yaşatmak için “…” markasını seçtiklerini, davacının tekstil sektöründe bir firma olduğunu, faaliyet alanlarının farklı olduğunu, mobilyalarının üzerinde bu ibareyi kullanmadıklarını, bu nedenle tüketici nezdinde iltibasın meydana gelmeyeceğini, haksız rekabetin de oluşmayacağını, beyanla davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/11/2019 tarihli 2018/95 E. – 2019/394 K. sayılı kararıyla; “Somut olayda davacının … esas unsurlu markaları ile davalının “…” ve “…” ile “…” şeklindeki kullanımı kıyaslandığında davalının davacı adına tescilli markanın aynısını ve ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullandığı, kullanımlardaki şekil ve görselin ayırt edicilik vasfına haiz olmadığı, ortalama kullanıcı nezdinde davalı kullanımlarının davacı markası ile karıştırılmaya müsait olduğu ve bu itibarla ayniyet derecesinde benzerlik anlamında tecavüzün koşullarının oluştuğu…dosyaya sunulan belgelere göre davacının markasının tanınmış marka statüsünde olduğu, 6769 sayılı SMK’nun 6/5.maddesine göre “Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici kariyerinin zedelenebileceği hallerde aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu haklı bir sebebe dayanma hali saklı kalmak kaydıyla başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir” hükmü karşısında farklı mal ve hizmet alanlarında olsa dahi davacının tanınmış markasının davalı kullanımları karşısında korunması gerektiği kanaatine varıldığı …Mahkemece toplanan tüm deliller, alınan raporlar ve davacının seçimlik hakkı hep birlikte nazara alındığında, bilirkişiler tarafından hesaplanan 56.540,54 TL maddi tazminat miktarının somut olayın gelişimi ile uyumlu olduğu, manevi tazminat miktarı açısından ise davacının uğradığı manevi zararın ve davalının kusurunun derecesi, tecavüz oluşturan fiillerin meydana gelişi birlikte değerlendirildiğinde 15.000,00 TL manevi tazminatın yine somut olayın gelişimi ile uyumlu olduğu” gerekçesiyle; Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; Davalının davacıya ait tescilli markalara tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda tecavüz teşkil eden davalının “…” ve “…”, “…” şeklinde kullanımlarının yer aldığı her türlü reklam vasıtası ve iş evrakına el konularak imhasına, tabelaların sökülmesine, davalıya ait “www…com” isimli internet adresine erişimin engellenmesine, -56.540,54 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin öncelik ve üstün hak sahibi olduğunu, müvekkilinin babasının isminin … olması nedeniyle ismini yaşatmak için … ibaresini faaliyet göstermeye başladığı günden itibaren kullandığını, uzun yıllardan beri yaptığı yatırımlar ile koyduğu emek ve harcadığı sermaye ile mobilya sektöründe … markasına ayırt edicilik kazandırdığını. -Davacının yalnızca tekstil, erkek giyim sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin mobilya sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının hiçbir zaman kullanmadığı 20. Sınıf mobilya emtialarında marka başvuruları yaparak, tamamen kötüniyetli olarak dava açtığını, markaya tecavüz koşullarının oluşmadığını. -Müvekkilinin davacının henüz marka başvurusunu gerçekleştirmeden 20. Sınıf kapsamında yer alan emtialarda ayırt edicilik kazanan … markasının benzeri olduğundan, 01/12/2016 tarih ve … nolu … şekil markasının hükümsüzlüğünü ve ciddi surette kullanılmadığından 07/03/2013 tarihli 2011/116762 sayılı … ibareli markanın iptali davası açtığını, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2019/124 Esas sayılı davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini. -Müvekkilinin markasal kullanımları ile davacının markasını kullandığı mallar benzer olmadığından, markaya tecavüz bulunmadığını, maddi tazminat hesabının yalnızca işaretin kullanıldığı emtialar üzerinden yapılması gerektiğini, mahkemece alınan raporda “Marka hakkı ihlal edilen taraf, davalının elde ettiği net kazancı talep ettiğinde hesaplama yapılırken iki tarafın piyasadaki etkinliği, ürün yelpazeleri ve ticari hacimleri de göz önüne alınmalıdır.” denilmesine rağmen, tarafların iştigal alanlarının farklı olmasının ve farklı sektörlerde kullanılmasının dikkate alınmadığını, tüketici nezdinde markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığından markaya tecavüz ve haksız rekabete yol açmayacağını, bilirkişi raporundaki; “davalı marka tecavüzünün getirisi olarak … toplam 56.540,54 tl kazanç sağlamıştır.” şeklindeki tespitinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; müvekkilinin … markasının tanınmış marka olduğunu, gerek sunulan deliller gerek şirketin tarihçesi ve gerekse yazılı ve görsel basında çıkan fotoğraflardan; müvekkilinin 1924 yılından beri … markasını kullandığının ortada olduğunu, tüketiciler tarafından … ile ilgili şikayetler geldiğini, tüketicinin müvekkili şirketin ürün yelpazesi olduğunu düşündüğünü gösterdiğini, davalının … taklit markasının müvekkilinin tanınmış markasına zarar verdiğini, Yargıtay kararları ile, tanınmış markanın farklı markalarda kullanılması halinde bunun toplumda yarattığı itibardan yararlanıldığını ve bu suretle haksız bir faydanın sağlandığını kabul ettiğini, bekletici mesele yapılması istenen davanın bu davanın sonucunu etkilemesi mümkün olmadığından beklenmemesinin yerinde olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/241 değişik iş sayılı dosyası incelenmesinde; talep edenin … Tic. A.Ş., karşı tarafın … olduğu, davanın delil tespiti talebine ilişkin olduğu, yapılan tespit neticesi bilirkişinin 26/12/2017 havale tarihli raporunda, TPE Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 26/08/2015 tarihli yazısından davacı markasının tanınmış marka olarak tespitine karar verildiğinin anlaşıldığı, davalının işyerlerinde yapılan incelemede 35. Sınıfta mağazacılık hizmet sınıfında …/… ve … ibarelerini kullandığı, kartvizitlerde doğrudan davacı markasının kullanıldığını, davacının … ve … sayılı hatemoğlu ve html markalarının 35. Sınıfta tescilli olduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır. görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 07/02/2019 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; “Davalının, davacı adına TPMK nezdinde … no ile 20 ve 35.sınıfta tescilli … ibareli markasının aynısını ve ayırdedilemeyecek kadar benzerleri ile davalının kullanımlarının davacının diğer …, …, …, … tescil kapsamında yer alan aynı ve benzer (ilgili) mal ve hizmetlerde kullandığı, bu kullanımlarının tüketici nezdinde iltibasa yol açabileceği, davalının davacı adına TPMK nezdinde tescilli ve tanınmış markalarının aynısının ve ayırt edilemeyecek kadar benzerinin farklı sınıflarda kullanımı olduğu ve fakat tanınmışlığı yüksek olan bu markaların davalının kullanımlarından dolayı tüketici nezdinde iltibasa yol açabileceği ve davalının haksız yarar sağlayabileceği veya markanın itibarının zarar görebileceği, davalı adına kayıtlı www…com alan adının davacının tescilli …, … markalarına ayırt edilemeyecek kadar benzediği ve fakat sözkonusu alan adı ile mevcut web sitesinde herhangi bir faaliyet ve kullanımının olmadığı, davacı 6769 sayılı SMK 150.maddesince davalıların eylemleri ile davacının maddi zarara uğrayıp uğramadığının, uğradı ise miktarının tespitini talep etmişse de; 6769 sayılı SMK’nun amir 151.maddesi hükmü uyarınca sınai mülkiyet hakkı tecavüzüne uğrayan kişinin yoksun kaldığı kazancın hesaplaması için SMK’nun 151/2 2.maddesinin a-b-c bendlerinde sayılan hesaplama yöntemlerinden birini tercih etmesi gerektiği, ancak davacı tarafından herhangi bir tercihte bulunulmadığı, davacının yapacağı tercihe göre, davalı veya davacı defter ve belgelerinin veya lisans sözleşmesi örneklerinin incelenip maddi tazminatın tutarının tespiti yapılması gerektiğinden, davacının maddi tazminata ilişkin talebi için herhangi bir inceleme ve tespit yapılamayacağı, davacının manevi tazminat talebinin mahkemenin takdirinde bulunduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir. İlk derece mahkemesince davacı vekilinin maddi zararının hesaplanması açısından bilirkişi heyetinden alınan 08/04/2019 tarihli raporda; “davalı marka tecavüzünün getirisi olarak 2016 yılı için 25.071,95 TL, 2017 yılı için 6.194,40 TL, 2018 yılı Şubat dönemine kadar 25.274,19 TL hesaplanmış olup toplam 56.540,54 TL kazanç sağladığı, davacının manevi tazminat talebinin mahkemenin takdirinde bulunduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ve tazminat talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde önceye dayalı hak sahipliği iddiasında bulunmuşsa da, yargılama sırasında cevap dilekçelerinde bu savunmayı ileri sürmediği, bu hususta dosyaya delil ibraz etmediği anlaşılmakla, HMK 357. Madde gereğince istinaf aşamasında ileri sürülen bu iddianın incelenemeyeceği kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; marka hükümsüzlüğü ve iptali talepli dava açtığını, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2019/124 Esas sayılı davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürmüşse de; davacının hükümsüzlüğü istenen marka başvurusundan önce … markasının tanınmışlığının tespit edilmiş olması ve iptal davasının sonuçlarının geçmişe yönelik hüküm doğurmaması nedeniyle, bu davaların beklenmemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Davacı tarafça, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/241 değişik iş sayılı dosyasında tespit talebinde bulunulduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporundan ve içeriğindeki fotoğraflardan, davalıya ait …’nde bulunan işyerlerinden birinin tabelasında “…” diğerinde “…” ibarelerinin bulunduğu, ikinci işyerinin içerisinde bulunan kartvizitlerde incelenmesinde; “…” ibaresinin yazılı olduğu anlaşılmıştır. Davacı markasının TPMK YİDK’nın 14 Mayıs 2012 tarihli kararında, ayırt ediciliği yüksek olduğu, davacı ile özdeşleştiği ve ülke çapında bilinen bir marka olduğunun tespit edildiği, TPMK’nın 18/03/2015 tarihli kararı ile de hazır giyim sektöründe yaygın bilinirliğinin bulunduğundan tanınmış marka olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davalı vekili davacının mobilya sektöründe faaliyet göstermediğini, müvekkilinin babasının ismini yaşatmak amacıyla … ibaresini kullandığını ileri sürmüştür. Dava tarihinde yürürlükte olan 6769 Sayılı SMK 7/2-c maddesinde, “Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması” halinde marka sahibinin önlenmesini talep hakkı bulunduğu düzenlenmiştir. 6769 Sayılı SMK 29/1- a maddesinde de, marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7’nci maddede belirtilen biçimde kullanmanın markaya tecavüz olduğu düzenlenmiştir. Davalının davacının tanınmış markasının birebir aynısını ve iltibas yaratacak şekilde benzerini, mobilya sektöründe 35. sınıfta kullandığı, kullanımın davacı markasından haksız yarar sağlama ve markanın ayırt ediciliğine zarar verme/markanın sulandırılması sonucunu doğuracağından, farklı sınıflarda kullanılsa dahi, davacı markasının genişletilmiş korumadan yararlanacağı kanaatine varılmıştır. Mahkemece markaya tecavüzün tespiti, meni ve refine ve maddi, manevi tazminata karar verilmesi yerindedir. Davalı vekilinin tazminat miktarına da itiraz ettiği anlaşılıyorsa da, iki ayrı işyerinde tabelada ve kartvizitlerde kullanımının bulunduğu, ihlal süresi ve hesaplamanın ticari kayıtlar üzerinde yapılması nedeniyle, davalının elde ettiği gelir seçeneğine göre SMK 151/2-b maddesine göre hükmedilen maddi tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Davalının haksız rekabet koşullarının oluşmadığına yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK 55/1-a-4 maddesi ve madde gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, markaya tecavüz fiili dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı MarKHK’da düzenlendiğinden ve TTK 55/1-a-4 madde düzenlemesinde yürürlükten kalkan TTK57/5 Maddesindeki “ürün adı, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları” ibaresine yer verilmediğinden, kümülatif koruma sağlamayacağından, haksız rekabete ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. (bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/5189 E, 2022/1852 Karar sayılı, 14.03.2022 Tarihli kararı) Davalı vekilinin haksız rekabet davasına yönelik istinaf sebepleri dışındaki diğer istinaf itirazları yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, haksız rekabete dayalı olarak açılan davanın reddine, hükmün diğer kısımlarının tarafların kazanılmış hakları korunarak aynen tekrarına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 2- Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/11/2019 tarihli 2018/95 E. – 2019/394 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; 4-Davalının davacıya ait tescilli markalara tecavüzünün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda tecavüz teşkil eden davalının “…” ve “…”, “…” şeklinde kullanımlarının yer aldığı her türlü reklam vasıtası ve iş evrakına el konularak imhasına, tabelaların sökülmesine, davalıya ait “www…com” isimli internet adresine erişimin engellenmesine, -56.540,54 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-İlk derece yargılaması yönünden; A)Alınması gereken markaya tecavüz davası yönünden 80,70 TL, maddi tazminat yönünden 3.862,28 TL, manevi tazminat yönünden 1.024,65 TL olmak üzere toplam, 4.967,63 TL harçtan peşin alınan 1.024,65 TL harç ve 795,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.147,98 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, B)Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 6.569,46 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, C)Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ç)Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen haksız rekabete dayalı dava yönünden 7.375,00 TL ve manevi tazminat talebi yönünden 3.931,00 TL vekalet ücreti takdirine, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, D)Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.024,65 TL peşin harç, 795,00 TL ıslah harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 232,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.087,55 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 3.416,22 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, E)Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 6-İstinaf yargılaması yönünden; a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 54,50 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.