Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/770 E. 2022/1140 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/770 Esas
KARAR NO: 2022/1140 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2019
NUMARASI: 2019/237 E. – 2019/1170 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin … A.Ş aracılığı ile borçlu … A.Ş’den … kodlu ve nominal değeri 50.000 TL olan 28/08/2018 başlangıç ve 26/12/2018 itfa/vade tarihli, 120 gün vadeli iskontolu finansman bonosu satın alındığını, … A.Ş tarafından ödeme tarihi olan 26/12/2018 tarihinde ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın iptali ile takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
MAHKEME KARARI: İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.11.2019 tarihli 2019/237 E. – 2019/1170 K. sayılı kararıyla; “Davacının … A.Ş aracılığı ile davalı borçlu … A.Ş’den nominal değeri 50.000,00 TL olan, 28/08/2018 başlangıç, 26/12/2018 vade tarihli 120 gün vadeli, iskontolu finansman bonosu satın aldığının dosyadaki bilgi ve belgelerden sabit olduğu, ancak davalı şirket tarafından ödemenin yapıldığının anlaşılamadığı, bu durumun davalı şirketin 26/12/2018 tarihinde …’a yapmış olduğu açıklama ile de tevil yolu ile ikrarında olduğu, buna göre, … kodlu finansman bonosunun bu gün (26/12/2018) yapılması gereken ana para ödemesinin yapılamamış olup, en kısa sürede ödenmek suretiyle yapılandırılması için çalışmaların devam ettiğinin bildirildiği, davalı şirketin bu beyanının mahkeme dışı ikrar niteliğinde kabul edildiği, davalı yanın davaya cevap vermediği gibi HMK’nın 200. maddesi uyarınca herhangi bir ödeme belgesi de sunamadığı, bu nedenle dosyadaki mevcut delil durumuna göre sabit olmuş alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali gerektiği, davalı taraf tacir olmakla TBK’nın 88 ve 120. maddelerindeki kısıtlamalara tabi olmaksızın TTK’nın 8. maddesi uyarınca faiz serbestisi söz konusu olduğundan, sözleşmede kararlaştırılan %28 temerrüt faizinin de takip tarihinden itibaren işlettirilmesi gerektiği” gerekçesiyle; davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın İİK’nın 67/1 maddesi gereğince iptali ile; 50.000,00-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak sözleşmede kararlaştırılan %28 temerrüt faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına, Alacak niteliği itibariyle likit ile belirlenebilir olduğundan %20 inkar tazminatı 10.000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın görevsiz mahkemede açıldığı ve görevsiz mahkemede yargılama yapılarak karar verildiğini, Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/1-K maddesinde ” tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-1 maddesinde ise “tüketici işlemi” mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tarif edildiğini, aynı yasanın 73/1.maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde ise taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görevi ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğinin hükme bağlandığını, davanın 6502 sayılı yasanın yürürlüğünden sonra açıldığını, tüketici sözleşmesinden kaynaklandığından Tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/119909 esas 2016/8559 karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesin’in 2016/11286 esas2018/3522 karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2348 esas 2019/82 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14 Hukuk Dairesin’in 2017/918 esas 2018/363 karar numaralı ilamlarının da bu yönde olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden yargılama yapılarak davanın reddine, aksi halde yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; davalının davaya verilecek cevabı bulunmadığından davaya cevap vermediğini, duruşmalara katılmadığını, dava konusu Finansman Bonolarının 6102 sayılı TTK.nun 504-506.md.leri arasında düzenlendiğini, yasal tanımının, Sermaye Piyasası Kurulunun 07.06.2013 tarihli ve 28670 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ve en son 18 Şubat 2017 tarih ve 29983 sayılı Resmi Gazetedeki şekliyle değişikliğe uğrayan Borçlanma Araçları Tebliğinin 2.maddesinin b fıkrasında yapıldığını, Finansman Bonolarının, devletin yada özel sektör şirketlerinin borçlanarak kısa ve orta vadeli fon sağlamak üzere çıkarttıkları borç senetleri ve menkul kıymetlerin bir türü olan bir borçlanma aracı olduğunu, ihraççıların borçlu sıfatıyla düzenleyip Kurul kaydına alınmak suretiyle ihraç ederek sattıkları emre veya hamiline yazılı menkul kıymet niteliğindeki kıymetli evrak olup Ticaret Kanunda düzenlenmiş olması nedeniyle ticari olduğunu, TTK 4/1-f bendi gereğince mutlak ticari davalardan olduğunu, TTK 5/1 maddesi gereğince Asliye Ticaret Mahkemelerinin davaya bakmaya görevli olduğunu, yatırımcı olan müvekkilinin tüketim amacıyla değil ticari kar amacıyla işlem yaptığını, tüketici işlemi olmadığını, davalının itfa/vade tarihinde edimini yerine getirmediğini ve satıcının kendi edimini yerine getirmemesinin sonuçlarının Tüketici Kanunu’nda düzenlenmediğini, görev itirazının yerinde olmayıp reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine … kodlu, 28/08/2018 başlangıç ve 26/12/2018 itfa/vade tarihli Finansman Bonosu’ndan kaynaklanan 50.000 TL asıl alacak ve 1.920 TL işlemiş akdi temerrüt faizi, 606 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti alacağının tahsili talebiyle 52.526 TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı, davalı borçlunun borcun aslına, işlemiş faize, faiz oranına ve borcun ferilerine itiraz ettiği, takip süresinde olduğundan takibin icra müdürlüğünce durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davanın dayanağı alacağın, … kodlu, 28/08/2018 başlangıç ve 26/12/2018 itfa/vade tarihli Finansman Bonosu’ndan kaynaklandığı, mahkemece davalının itfa tarihinde ödeme yapmadığından bahisle davanın kabulüne karar verdiği anlaşılmıştır. Davalı vekili davanın esasına yönelik istinaf sebebi ileri sürmemiş, yargılamanın Tüketici Mahkemelerinde yapılması gerekirken görevsiz olan Asliye Ticaret Mahkemesinde yapıldığını, mahkeme kararının görevsizlik nedeniyle kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. İstinaf incelemesi 6100 Sayılı HMK 355. Madde gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeniyle ilgili sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. “Finansman Bonolarının Hukuki Niteliği-Mustafa Çeker { Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Mart-Kasım 1990}” makalesinde, Finansman bonolarının, “mevduat toplayan bankalar dışında anonim ortaklıkların borçlu sıfatıyla düzenleyip, Kurul’dan alacakları izin çerçevesinde iskonto esası üzerine sattıkları, nama, emre ve hamiline yazılabilen, menkul kıymet ve kıymetli evrak niteliğindeki borç senetleri” olarak tarif edildiği, Kurul Tebliği’nin 1. Maddesinde finansman bonolarının kıymetli evrak niteliğinde bulunduğunun açıkça belirtildiğini, TK 557. Madde de kıymetli evrakın özelliklerinin “Kıymetli evrak bir senettir, kıymetli evrakta hak senette mündemiçtir, kıymetli evrakta hak ile senet arasında sıkı bir bağ vardır” olarak belirtildiğini, finansman bonolarının kıymetli evrak dışında, bir diğer özelliğinin Menkul Kıymet niteliğinde bulunduğu…. 29/12/1988 tarihli tebliğ ile finansman bonolarının emre veya hamiline düzenlenebileceği, hüküm bulunmayan hallerde TK’nun kıymetli evraka ilişkin hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiği” açıklanmıştır. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında, müvekkilinin ticari kar amacıyla hareket ettiğini tüketici olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Finansman Bonolarının hukuki niteliği itibarıyla uyuşmazlığın çozümünde, Tüketici Kanunu hükümleri değil Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, davalı şirketin Faktoring Şirketi olduğu ve TTK 4/1-ğ maddesinde düzenlenen finans kuruluşlarından bulunduğu, finans kurumlarının işlemlerinden doğan uyuşmazlıkların ticari dava niteliğinde bulunduğu kanaatiyle, davalı vekilinin mahkemenin görevli olmadığı, yargılamaya Tüketici Mahkemelerinde bakılması gerektiğine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, davalı vekilinin davanın esasına yönelik istinaf sebebi de ileri sürülmediği anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 3.415,50 TL nispi harçtan, peşin alınan 853,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,63 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a) Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 30,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/06/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.