Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/747 E. 2020/1235 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/747 Esas
KARAR NO: 2020/1235 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/09/2016
NUMARASI: 2014/1625 E., 2016/665 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili, ” müvekkilinin … plakalı aracın trafik sigortasını olduğunu, bu aracın 22/09/2010 tarihinde yaptığı tek taraflı trafik kazasında, araçta yolcu olarak bulunan davalı …’ün malul kaldığını, bu kişinin maluliyeti nedeniyle alınan aktüer raporuna göre bu kişiye 11/05/2011 tarihinde 124.613 TL ödeme yapıldığını, kaza yapan … plakalı aracın Bingöl – Diyarbakır arası yolcu taşımacılığı yapan bir otobüs olduğunu, bu otobüsün ZMMS’nin davalı … sigorta tarafından yapıldığını, Sigorta Genel Şartları’nın B.8 maddesine göre şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan araçların karıştığı kazalarda meydana gelen hasarın, tazminatı öncelikle ZMMS’den ödeneceğini, bu nedenle müvekkilinin ödediği tazminat KTK. 85. maddesi gereği asıl sorumlu olan .. sigortaya rücu ettiğini, … şirketinin ödeme yapmaması nedeniyle icra takibi başlattıklarını, ancak … şirketinin haksız olarak takibe itiraz ettiğini, icra takibinden sonra haricen öğrendiklerine göre davalı …’ün … şirketinden de tazminat aldığını, böylece adı geçen davalının maluliyeti nedeniyle mükerrer tazminat tahsil ettiğini, her iki borçlunun takibe itirazının haksız olduğunu” iddia ile öncelikle davalı …’in … sigorta nezdinde sigorta poliçesinden kaynaklanan ve Ankara 3. Ticaret Mahkemesi’nin 2013/371 esas sayılı dosyasında doğmuş ve doğacak tazminat alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasını ve davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyasında itirazlarının iptalini, takibin devamını, en az %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı … cevabında, “… plakalı araç için müvekkili tarafından yapılmış 175.000 TL limitli ZMMS bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve teminat ile sınırlı olduğunu, davalı, …’in maluliyeti nedeniyle davacının bu davalıya 124.613 TL ödeme yaptığını, bu ödemenin Sİgorta Genel Şartlarının B.8 maddesine göre ZMMS poliçe düzenleyicisi olarak müvekkilini öncelikli yükümlü olması nedeniyle yapıldığını, davalı …’in her iki şirketten de tazminat alarak sebepsiz zenginleştiğini” savunarak müvekkili hakkında açılmış odlan davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili beyanında, ” rücu yoluyla taleplerde zamanaşımı 1 yıl olduğundan, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı sigortalı ile müvekkili arasında herhangi bir sigorta ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle rücu talebinin husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin … plakalı araçta yolcu olarak seyahat ederken meydana gelen trafik kazasında %100 iş göremez kaldığını ve ömür boyu bakıma muhtaç hale geldiğini, bu maluliyete bağlı zarardan öncelikle davalı … şirketinin sorumlu olduğunu, sigorta limitini aşan kısımdan ise davacı … şirketinin sorumlu olduğunu, bu nedenle her iki sigorta şirketine de başvuruda bulunduklarını, davalı … şirketinin kendi poliçe limiti dahilinde ödemede bulunduğunu, limiti aşan kısmın ise …’den tahsil ettiklerini, ömür boyu bakıcılık gideri için Ankara’da davacıya karşı Ankara 3. Ticaret Mahkemesinde dava açınca davacının da müvekkiline mükerrer ödeme bahanesiyle bu davayı açtığını, böylece Ankara’daki davayı sürüncemede bırakmaya çalıştığını, davacının ödediği tazminatın sürekli iş göremezlik tazminatı olduğunu, Ankara’daki davanın ise ömür boyu bakıcılık giderine ilişkin olduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : 15/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda ” davalı …’in maluliyet nedeniyle öncelikle taşımacılık Mali Sorumluluk sigortası sağlayan davalı … şirketinden talepte bulunabileceği, …’nun davalı …’e 124.613 TL ödeme yapmakla edimini yerine getirdiğini, bu durumda davacının …’den talepte bulunabileceği ve ödediği tazminatı geri isteyebileceği” görüşü açıklanmıştır. 27/06/2016 tarihli ek raporda ise, “Maluliyet tazminatı nedeniyle öncelikle sigortacının Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortacısı olan … şirketi olduğu, 175.000 TL’yi aşan hallerde ise davacı … ‘nin sorumluluğunun gündeme geleceğini, davacının toplam zararının 193.045,89 TL olduğu, 175.000 TL ‘yi aşan 18.045,19 TL için davacının sorumluluğunun bulunduğu, böylece davacının davalı …’e yaptığı fazla ödemenin 106.567,11 TL olduğu, bu tutarın 50.387 TL’lik kısmından, davalı …’nun da , davalı … ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, Ankara’daki davanın bakıcı giderleriyle alakalı olduğu” görüşü açıklanmıştır. Mahkeme 02/09/2016 tarihinde, “davalı …’nun sorumluluğunun 175.000 TL olduğu, tazminat miktarı 193.045,89 TL hesaplandığına göre, davalının sorumluluğunu aşan 18.045,89 TL’den davacının sorumlu olduğu, davacının davalı …’e 124.613 TL ödemiş olması nedeniyle fazla ödeme miktarının 106.567,11 TL olduğu, bunun 50.387 TL’lik kısmından davalı …’nun da müteselsilen sorumlu olduğu, somut davalı … şirketinin, davacı aleyhine 106.567 TL sebepsiz zenginleştiği, davacının bu miktar kadar davalı … aleyhine icra takibi yapmakta haklı olduğu, buna karşılık diğer davalı … ‘ün maluliyeti nedeniyle kendisine 11/05/2011 tarihinde 124.613 TL ödeme yapılmış ise de, 2011 yılında yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 66 maddesi ve 6101 sayılı yasanın 5 maddesi delaletiyle 6098 sayılı TBK 72. Maddesi gereği ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu ve bu savunmanın yerinde olduğu” gerekçesiyle, davalı … hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer davalı … hakkındaki davanın ise kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ … nolu icra dosyasında davalı …’nun itirazının 106.567,11 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmadığından %20 icra inkar tazminatı koşulları oluşmadığından, bu takibin reddine” karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … vekili istinaf dilekçesinde, “mahkemenin hatalı olarak zamanaşımı süresinin başlangıcında ödeme tarihinde esas olduğunu, oysa 868 sayılı BK’nın 66 maddesine göre bu sürenin sebepsiz zenginleşmeyi geri isteme hakkının öğrenilmesinden itibaren başlayacağı, müvekkilinin davalı …’e mükerrer ödemeyi ödeme tarihinden çok sonra icra takibinden sonra öğrendiğini ve 1 yıllık süre geçmeden davayı açtıklarını, ” iddia ile kararın kaldırılmasını, davanın … hakkında da kabulünü, borçluların itirazlarının iptalini, takibin devamını, en az %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, “müvekkilinin poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirerek davalı …’e ödeme yaptığı halde mahkemenin mükerrer olarak ödemeye hükmettiğini, oysa müvekkilinin öncelikli sigortacı olarak ödemesi gereken tazminatı ödediğini, dava konusu ihtilafın davacının sehven ve davalı …’i sebepsiz zenginleştiren biçimde yaptığı maluliyet tazminatı ödemesini talep edip edemeyeceği noktasında toplandığını, mahkemenin maluliyet zararını yeniden hesaplattırmasının gereksiz ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davacının, müvekkilinin sorumluluğunun 50.387 TL olduğunu kabul ederek bu miktar üzerinden talepte bulunmasına rağmen mahkemenin talebi aşarak müvekkili aleyhine 106.567 TL’ye hükmettiğini, poliçe limitini aşacak şekilde hüküm kurulduğunu, poliçe limitinin 175.000 TL olduğunu, müvekkilinin daha önce 124.613 TL ödeme yapmış olması nedeniyle bakiye teminat limiti 50.387 TL olduğu halde mahkemenin 106.567 TL üzerinden hüküm kurduğunu, bunun ise limitle sorumluluk ilkesine aykırı olduğunu, müvekkilinin 50.387 TL’den fazla tazminat ödemesinin kanunen mümkün olmadığını, davanın eksik tazminat ödemesinden doğan bir tazminat davası olmayıp, mükerrer ödemeye dayalı bir dava olduğunu” savunarak kararın kaldırılmasını, davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili istinafa cevabında, “1 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı ödeme tarihi de olsa sebepsiz zenginleşmenin öğrenildiği tarih de olsa her halükarda 1 yıllık sürenin geçtiğini, talep ve davanın zamanaşımına uğradığını, mükerrer ödemenin icra takibinden sonra öğrenildiği iddiasının doğru olmadığı gibi mümkün de olmadığını, zira bilmediği bir alacak için icra takibi başlatılamayacağını, davacının mükerrer ödemeyi daha önce öğrendiğini, sigorta şirketlerinin TRAMER bilgi sisteminden poliçe bilgilerinin on-line sorgulama imkanı bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin Ankara 3. Ticaret Mahkemesi’nde açtığı 2013/371 esas sayılı dava ile dahi davacının bu durumu öğrendiğini, Ankara’daki davanın açılış tarihinin 21/05/2013 olduğunu, o davada davalı olan … sigortanın mahkemeye sunduğu 26/06/2013 tarihli cevap dilekçesiyle kaza yapan aracın aynı zamanda … sigorta tarafından da sigortalandığını öğrenmiş olduğu” savunarak kararın onanmasını istemiştir.
BOZMA ÖNCESİ İSTİNAF KARARI Somut olayda, 22/09/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davalı …’ün hem davacı … şirketinden hem de diğer davalı … Sigorta şirketinden maluliyet tazminatı aldığı çekişmeli değildir. Davalı taraf, davalılardan …’in aynı trafik kazası nedeniyle mükerrer ödeme aldığını ileri sürerek ve zarardan öncelikle davalı …’nun sorumlu olmasına rağmen ve ödeme yaptığını bildirmemiş olması nedeniyle de davalı …’dan talepte bulunmaktadır. Her ne kadar davalı … zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 66. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılacak davalarda zamanaşımı süresinin aleyhine sebepsiz zenginleşilmiş olan hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrenme tarihinden itibaren başlayacağı, somut olayda davacının geri isteme hakkını daha önce öğrendiği hususu davalı tarafça ispat edilemediğinden davacının öğrenme tarihinin davacının beyan ettiği gibi icra takibinden sonraki bir tarihte olduğunun kabulü gerektiği, zira Ankara 3. Ticaret Mahkemesi’nin 2013/371 esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde, davacının sebepsiz zenginleşmeyi ve sebepsiz zenginleşme miktarını öğrenmesine yeterli herhangi bir açıklamanın bulunmadığı, davacı … şirketinin sigorta Tramer bilgi ekranından her olayla ilgili ödeme ve gelişmeleri takip etmesinin de kendisinden beklenemeyeceği, davalının iyiniyetli olmayarak kısmen de olsa mükerrer tazminat elde ettiği ve dava 1 yıllık süre içinde açılmış olduğundan zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin davalı … hakkındaki davayı zamanaşımı nedeniyle reddetmesi doğru görülmemiş ve adı geçen davalı hakkındaki bu red kararının kaldırılması gerekmiştir. 22/09/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karışan … plakalı otobüs yolcu taşımacılığı yaptığından sigorta sorumluluğu öncelikle Karayolu Taşıma Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesini tanzim eden davalı … şirketine aittir. Davalı 175.000 TL’lik poliçe limite ile sınırlı olduğundan, davalı …’in davalı … şirketinden zararının tamamını tahsil edememesi durumunda bu kez Trafik Sigortası poliçesi düzenleyen davacı … şirketine başvurması icap etmesine rağmen, davalının her iki sigorta şirketine de çok kısa aralıklarla başvuruda bulunarak her ikisinden de 124.613 TL tahsil ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz edilen rapor ve ek rapora göre davalı …’in kaza nedeniyle uğradığı maluliyetinden dolayı talep edebileceği maddi tazminat rakamı 193.045,89 TL’dir. Bu rakamın 175.000 TL’lik kısmından davalı … şirketi, kalan kısmından ise davacı … şirketi sorumludur. Buna rağmen davacı, davalı …’e 124.613 TL ödemiş olmakla, toplam fazla ödemenin 50.837 TL’lik kısmından davalı … şirketi müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, kalan kısımdan ise diğer davalı … tek başına sorumludur. Bu nedenle icra takibine yönelik itirazın davalı …’nun sorumluluğu 50.837 TL ile sınırlı olmak kaydıyla her iki davalı müteselsilen sorumlu olacak biçimde iptaline ve takibin bu sorumluluk biçimine ve sınırına göre devamına karar verilmesi gerekmiştir. Dolayısıyla davalılardan …’nun istinaf istemi kısmen yerindedir. Takip konusu alacak likit ve belirli olduğundan, davalı …’nun sorumluluğu 50.837 TL ile sınırlı olmakla, bu rakam takip miktarının oranına göre davalı … şirketi de icra inkar tazminatından 50.837 /124.613 oranında sorumlu olmakla, her iki davalının sorumlu olduğu nazara alınarak takip tutarının %20’si kadar icra inkar tazminatının da bu oranlamaya göre davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/5008 Esas ve 2019/11359 Karar sayılı ilamı ile verilen istinaf kararımızı bozmuş ve bozma gerekçesinde “…Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.1. maddesine göre, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelebilecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10.07.2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’ndan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına karar temin eder.“4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanunun 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadır. Anılan Kanunun 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için, sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur.Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğu doğmayacaktır. Ancak limit aşımında sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır. Somut olayda;davacı … AŞ tarafından, kazaya karışan aracın, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı; bu aracın 22/09/2010 tarihinde karıştığı trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan davalı …’ün yaralanması ve maluliyetine dayalı olarak davacı şirket tarafından 11/05/2011 tarihinde davalı …’e 124.613,00 TL ödeme yapıldığı, anlaşılmıştır. Davalı … Sigorta A.Ş tarafından,kazaya karışan aracın, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigorta poliçesi ile sigortalandığı; bu aracın 22/09/2010 tarihinde karıştığı trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan davalı …’ün yaralanması ve maluliyetine dayalı olarak davalı şirket tarafından 02/06/2011 tarihinden 124.613,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı …,sıralı sorumluluk ilkesi gereği davalı …’ün maddi zararını karşılama yükümlülüğünün,öncelikle diğer davalı … Sigorta A.Ş.’de olduğu gerekçesiyle ve diğer davalı …’ünde mükerrer ödeme nedeniyle sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle kendisi tarafından davalı …’e ödenen 124,613 TL’nin rücuen tahsili için davalılar aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış. Davalı/borçluların itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiş.Davacı vekili tarafından süresi içerisinde itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı …’ün ödeme tarihindeki gerçek zararının ve sigorta şirketlerinin sorumluluk miktarlarının belirlenmesine yönelik olarak bilirkişilerce düzenlenen ve mahkemece hükme esas alınan 27.06.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kapsamında; davalılardan … Sigorta A.Ş’nin Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi sebebiyle öncelikli sigortacı olduğu; kaza tarihinde cari azami teminat olan 175.000,00 TL’yi aşan hallerde davacı …nin sorumluluğunun gündeme geleceğinden ödemenin yapıldığı tarihteki ücret verilerine göre davalı …’e ödenmesi gereken toplam tazminat miktarının 193.045,89 TL olduğu; teminatı aşan [193.045,89 TL- 175.000,00 TL=] 18.045,89 TL’nin davacı sorumluluğunda kalmasına göre fazla ödediği tutarın [124.613,00 TL- 18.045,89 TL=] 106.567,11 TL olduğu; bu tutarın 50.387,00 TL’sinden davalı … Sigorta A.Ş’nin diğer davalı yanında müteselsil sorumlu bulunduğu belirlenmiştir.Bölge Adliye Mahkemesi tarafından;hükme esas alınan 27.06.2016 tarihli rapora göre davalı …’in kaza nedeniyle uğradığı maluliyetinden dolayı talep edebileceği maddi tazminat rakamının 193.045,89 TL olduğu,bu rakamın 175.000 TL’lik kısmından davalı … şirketinin, kalan kısmından ise davacı … şirketinin sorumlu olduğu, davacı tarafından davalı …’e 124.613 TL ödemiş olmakla, toplam fazla ödemenin 50.837 TL’lik kısmından davalı … şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, kalan kısımdan ise diğer davalı …’in tek başına sorumlu olduğu belirtildikten sonra;davacı … …’nin de davalı …’e ödenmesi gereken tazminatın 18.045,89 TL’sinden sorumlu olduğu gözetilerek,davalı …’e yapmış olduğu 124.631,00 TL’lik ödemeden, sorumlu olduğu 18.045,89 TL’lik tutar indirilmek suretiyle,davalı- borçlu … Sigorta şirketinin müteselsil sorumluluğu 50.387 TL ile sınırlı olacak şekilde takibe yönelik itirazın 106.567,11 TL’lik kısım yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. -Davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp, gerçek zarar miktarının tespiti ile davacının davalılara rücusu için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davalılar aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru görülmemiştir…” denilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
BOZMA SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/5008 Esas ve 2019/11359 Karar sayılı bozma ilamına uyulmuştur. Taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi kapsamında;avalı …’in kaza nedeniyle uğradığı maluliyetinden dolayı talep edebileceği maddi tazminat rakamının 193.045,89 TL olduğu,bu rakamın 175.000 TL’lik kısmından davalı … şirketinin, kalan kısmından ise davacı … şirketinin sorumlu olduğu, davacı tarafından davalı …’e 124.613 TL ödemiş olmakla, toplam fazla ödemenin 50.837 TL’lik kısmından davalı … şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, kalan kısımdan ise diğer davalı …’in tek başına sorumlu olduğu …’e yapmış olduğu 124.631,00 TL’lik ödemeden, sorumlu olduğu 18.045,89 TL’lik tutar indirilmek suretiyle,davalı- borçlu … Sigorta şirketinin müteselsil sorumluluğu 50.387 TL ile sınırlı olacak şekilde takibe yönelik itirazın 106.567,11 TL’lik kısım yönünden iptaline karar vermek gerekmiştir.Bozma ilamı içeriğinde tahkikatı gerektirir bir husus bulunmamakla, tarafların olaydaki sıralı sorumlulukları, bilirkişi raporunda tespit olunan zarar miktarı, kusur raporu sigorta poliçesi limitleri gözetilerek davanın kısmen kabulüne ve alacak likit bulunmadığından icra inkar tazminatı talebinin de reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1-Davacı … şirketinin istinaf talebi ile davalı … şirketinin istinaf taleplerinin kabulü ile İstanbul Anadolu 6. Ticaret Mahkemesi’nin 02/09/2016 tarih ve 2014/1625 esas 2016/665 karar sayılı kararının HMK. 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, İlk derece mahkemesine açılan davada 2-Davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyasına davalıların yaptıkları itirazların, davalı- borçlu … Sigorta şirketinin müteselsil sorumluluğu 50.387,00 TL ile sınırlı olacak şekilde takibe yönelik itirazın 106.567,11-TL kısım yönünden İPTALİNE, takibin bu tutar üzerinden DEVAMINA, kabul edilen alacağa takip tarihinden itibaren %9 yasal faiz uygulanmasına, 3-Alacak likit olmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine,4- Hükmedilen miktara göre alınması gereken 7.279,60 TL harçtan peşin alınan 1.505,10 TL lik ödemenin mahsubu ile bakiye 5.774,50 TL nisbi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp Hazineye gelir yazılmasına ( davalı … Sigorta şirketinin bu miktarın 3.441,93 TL kısmından diğer davalı ile müşterek ve müteselsil sorumlu olmasına) 5-Davacı yanca yatırılan başvuru ve peşin harç miktarı olan 1.530,30 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine , 6-Tarafların dava sonundaki haklılık oranına göre ; davacı yanca yapılan 1.497,00 TL yargılama giderinin 1.272,45 TL kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ; kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına ( davalı … Sigorta şirketinin bu miktarın 598,80 TL kısmından diğer davalı ile müşterek ve müteselsil sorumlu olmasına) 7-Davacı yan kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki tarifeye göre hesaplanan 14.073,87 TL nisbi ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı yana verilmesine ( Davalı … sigorta şirketinin bu miktarın 7.350,31 TL kısmından diğer davalı ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu olmasına) 8-Davalılar kendini vekille temsil ettirmiş olmakla AAÜT nin 3/3. Maddesi dikkate alınarak 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp davalılara verilmesine 9-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yanlara iade edilmesine
İSTİNAF YARGILAMASINDA 10-Davacı ve davalı … şirketinin istinaf taleplerinin kabul edilmiş olmasına nazaran her iki tarafın peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde kendilerine iade edilmesine 11-Neticeye nazaran; davacı yanın istinaf gideri olan Başvuru harcı 85,70 TL ve posta ve tebligat gideri 85,00 TL olmak üzere toplam 170,70 TL istinaf yargılama giderinin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine 12-Davalı … şirketi tarafından yapılan 41,10 TL tebligat gideri ve 85,70 TL başvuru harcı gideri olmak üzere 126,80 TL yargılama giderinin 76,00 TL kısmının davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına 13-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına 14-Dosyanın Yargıtay’a gidiş dönüşü için yapılan 87,50 TL yargılama gideri davalı … Sigorta şirketi avansından kullanılmış olmakla 52,00 TL kısmının davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine, kalan kısmın üzerinde bırakılmasına 15- Davacı yan kendini vekille temsil ettirmiş olmakla 1.700,00 TL ücreti vekaletin davalılarda tahsili ile davacıya verilmesine 16-Davalılar da vekille temsil edilmiş olmakla 1.700,00 TL üreti vekaletin davacıdan alınıp davalılara verilmesine Dair; davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı , davalı … Sigorta şirketi vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 08/07/2020 tarihinde ve oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.