Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/723 E. 2022/1054 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/723 Esas
KARAR NO : 2022/1054
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2019
NUMARASI: 2014/765 2019/912
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin adresine 13/04/2014 tarihi gece yarısı girdiği anlaşılan kimliği belirsiz kişilerin, kasayı patlatarak açtıklarını ve yaklaşık 45 adet müşteri çekini ve yine müvekkili şirkete ait olan çek koçanındaki çekleri kopartarak çaldıklarını ve kayıplara karıştıklarını, yapılan hesaba göre 45 adetten ibaret kayıp müşteri çeklerinin toplam tutarının 687.780,13 TL olduğunu, çeklerin iptali için İstanbul 30. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtıklarını, davaya konu çalınan çekin davalı şirketin eline geçtiğini, çekin arkasında mahkeme meşruhatı olmasına rağmen davalı şirketin çekin tahsili amacıyla İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/258 D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldırdığını, kararın icraya konduğunu, başta çekin keşidecisi olmak üzere müvekkilinden sonra çeki aldığı belirtilen sair borçluların malvarlıklarına haciz konulduğunu, çekteki ciro silsilesinin geçersiz olduğunu, silsilede görünen …, …, …, … ve davalı … faktoringle müvekkilinin hiç bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının yapmış olduğu iş gereği çeklerin geçmişini araştırması gerektiğini ve bu noktada davalı şirketin çekleri iktisabında iyiniyetinden bahsedilemeyeceğini, çalınma sureti ile müvekkilinin elinden rızası dışında çıkan çek ile ilgili olarak takip içeriğindeki alacak talebinin geçersiz olduğunu belirterek; müvekkilinin davalı … şirketine herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitini, bu arada alacak tutarı tahsil edildiği takdirde davaya istirdat davası olarak devam edilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 09.12.2019tarihli dilekçesinde özetle; icra dosyasına ilişkin borcun 04.07.2014 tarihinde dava dışı şirket tarafından ödendiğini, dava dışı şirket icra dosyasına borcu ödemekle borcundan kurtulmuş ise de, çek müvekkilinin elinde iken kaybolduğundan, dava dışı keşideci şirketin mağduriyet yaşamaması için borç tutarının 03.07.2014 tarihinde müvekkili tarafından anılan şirkete ödendiğini ve bu şirketin haklarına halef olduğunu, mükerrer ödemenin önüne geçmek için icra takibindeki borcun müvekkili tarafında üstlenilerek dava dışı şirketin zarardan kurtulmasının hedeflendiğini, böylelikle icra dosyasına yapılan ödemeye ilişkin istirdaden alacaklı konumunda bulunduklarını, dava dışı şirkete yapmış oldukları ödemeye ilişkin dekontu sunduklarını, beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2006 tarihli faktoring yönetmeliğinin 24/04/2013 tarihli ve 28627 sayılı Resmi gazeteden yayınlanan yeni yönetmeliğin 19.maddesiyle yürürlükten kaldırıldığını, bu nedenle artık 2006 tarihli 22.maddesinin de yürürlükte olmadığını, 6361 sayılı Faktoring Kanununun 9.maddesinin şahsi defi için özel hüküm getirdiğini, bu nedenle davacı tarafın usulüne uygun bir faktoring işleminin bulunmadığına ilişkin iddiasının hukuki bir dayanağının olmadığını, müvekkilinin faktoring firması olup dava konusu çekin 16/09/2013 tarihli faktoring sözleşmesi ile temlik alındığını, ödeme yasağının 16/12/2013 tarihi olduğunu, yani müvekkilin iktisap tarihinden 3 ay sonra ödeme yasağının alındığını, bu nedenle müvekkilinin çalıntı olaydan haberdar olmadığını, YHGK kararına göre alacağın varlığının tespiti için ayrıca sevk irsaliyesi veya başkaca bir belgenin varlığının aranmadığını, müvekkilinin yasaya uygun olarak hareket etmiş olduğundan yetkili ve iyi niyetli hamil olduğunu, davanın reddine, davacının %20′ den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “….keşidecisi … Limited Şirketi, … Kuyucak (Aydın) Şubesi 30/05/2014 tarih, 2671684 no ve 8.500,00 TL bedelli bir adet çek nedeniyle,İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyası ile, davalı tarafından, davacının da aralarında bulunduğu borçlular aleyhine takibe geçildiği, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasına konu borcun dava dışı (çek keşidecisi) … Ltd. Şti. tarafından ödenerek dosya borcunun kapatıldığı, böylelikle menfi tespit davasının konusuz kaldığı anlaşılmakla, menfi tespit davası yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosya kapsamında davacının istirdat talebi de mevcuttur. Bu doğrultuda davacının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında dava dışı şirket tarafından yapılan ödemeyi talep ettiği anlaşılmakla, anılan icra dosyasında davacı tarafından yapılan bir ödeme olmadığı, dosya borcunun dava dışı şirket tarafından kapatıldığı, davacının; borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan şahıs konumunda olmadığı ve anılan çek nedeniyle dava dışı şirkete yapmış olduğunu belirttiği ödemenin başka bir davanın konusu olabileceği mahkememizce değerlendirilmekle, istirdat davası yönünden davanın reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesini tekrarlayarak özetle; Davaya konu çekler ile birlikte müvekkilinin kasasından çalının çeklerin iptali için (Kapatılan) İstanbul 30. Asliye Ticaret Mahkemesine dava açtıklarını, çekin arkasında mahkeme meşruhatı olmasına rağmen davalı şirket tarafından çekin tahsili amacıyla (Kapatılan) İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/258 D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı aldırıldığını, borçluların malvarlıklarına haciz konulduğu, çekteki ciro silsilesinin geçersiz olduğunu, silsilede görünen …, …, …, … ve davalı … faktoringle müvekkilinin hiç bir ticari ilişkisinin bulunmadığını Davalının iş gereği, çeklerin geçmişini araştırması gerektiğini, davalı şirketin çekleri iktisabında iyiniyetinden bahsedilemeyeceğini, Menfi tespit davasının 27 Haziran 2014 tarihinde açıldığını, çek bedelinin 03.07.2014 tarihinde davalı şirket tarafından icra dosyasında işlemiş ferileri ile birlikte tahsil edildiği, Dosyaya sunulan 02.10.2019 tarihli beyan dilekçesi ekinde 11.900 T.L bedelin dava dışı çek keşidecisi …’a, … Bankası A.Ş vasıtası ile havale edildiğine ilişkin 03.07.2014 tarihli dekont sunulduğu, Dekontun açıklama kısmında, icra dosya numarası ile çek numarası ve bedeli de yazılarak havale edildiğini, davacının alacağı devralan konumunda olduğunu, dava dışı … LTD ŞTİ, borcunu ifa amacı ile çeki vermiş olduğundan kendisine karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü vasıtası ile yapılan … Esas sayılı takipte dosyaya ödeme yapması durumunda mükerrer ifa yapması gerekeceğini, mükerrer borcu olmayan söz konusu şirketin İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasındaki borcu müvekkil tarafından üstlenilerek dava dışı şirkete ferileri ile birlikte ödeme yapılmak ve şirketi zarardan kurtarmak hedeflendiğini, müvekkilinin de halef olduğu alacağı çeki haksız ve hukuka aykırı yollarla temellük eden taraflara rücu etmek durumunda kaldığını, Ödeme emrine göre Müvekkilinin takip dosyasında borçlu taraf olarak gözüktüğünü, Davalı tarafın TTK 726. Madde kapsamında yaptığı itirazların geçersiz olduğunu, müvekkilin hukuki ve maddi menfaati bulunduğunu, müvekkilinin icra dosyasındaki müteselsil borçlulardan birisi olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne, istirdata konu davalı tarafa yapılan ödemenin, 03.07.2014 tarihinden itibaren işlemiş reeskont faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasında; alacaklının davalı … Tic. A.Ş, borçlularının … ve … Tic. Ltd. Şti. ile …A.Ş, …, … ve … olduğu, takibin 8500TL bedelli çeke dayalı olarak başlatıldığı anlaşılmıştır. … Kuyucak (Aydın) Şubesi 30/05/2014 tarih, … no ve 8.500,00 TL bedelli çekte keşideci … ve … Limited Şirketi, lehtar … AŞ olup çekin arka yüzünde sırasıyla cirantalar … AŞ, …, …, … Şti olduğu, … avalimdir yazısı ve imzası, sonrasında faktoring şirketinin cirosu ve en altta ödeme yasağına ilişkin şerh olduğu görülmüştür. Takip dosyasındaki borçlu keşideci başalı …Şti 04.07.2017 tarihinde takip dosyasına 11.900TL ödeme yapmıştır.Davacı vekili ise 03.07.2014’te keşideci …’ya 11.900TL ödeme yaptığına ilişkin havale fotokopisi sunmuş olup makbuz örneğinde; “… 8500TL çalınan çek … icra dosy ist Emaneten ” şeklinde açıklama mevcuttur. İstanbul Kapatılan 23.ATM’nin 2014/253 D İş sayılı dosyası incelendiğinde; iş bu dava konusu çek yönünden ihtiyati haciz kararı verildiği, keşideci … Şti nin hacze itiraz dilekçesinde (26.06.2014 Tarihli); 30.05.2014 tarihli 8.500,00TL bedelli … seri nolu çekin çalındığını, …Şti’nin ödeme yasağı kararı aldığını, bundan önce de kendisinden 06.06.2014 tarihli yeni çek aldıklarını, çalınan çeki böylelikle ödediğini beyan ederek, tahsilat makbuzu ve 06.06.2014 tarihli yeni çek örneğini sunduğu görülmüştür.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak menfi tespit istemi ile açılmıştır. İlk derece mahkemesince menfi tespit istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, istirdat davasının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin istinaf istemi; istirdat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin yerinde olmadığına yöneliktir.Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili takip borcunun dava dışı üçüncü kişi olan keşideci tarafından davalıya ödendiğini ve davanın istirdat davasına dönüştüğünü beyan etmiştir. Lehtar tarafından davalıya yapılmış bir ödeme olmadıkça davacının istirdat talebine hakkı yoktur. Başka bir anlatımla istirdat ancak ödeme yapan tarafça istenebilir. (Y.19HD, 2016/5003, 2016/15759K, 13.12.2016T ilamı) Mahkemece bu gerekçe ile istirdat isteminin reddine karar verilmesi yerindedir. Davacı vekili alacağın temlik alındığını ileri sürmüş ise de; dava dışı keşideci tarafından açılmış bir dava olduğuna ilişkin dosyada bilgi ve belge olmadığı gibi, yazılı temlik de sunulmadığından bu yöndeki istinaf istemi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70TL istinaf harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30Tl harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,3-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf aşamasında davalının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 5,50TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.10/06/2022