Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/72 E. 2020/63 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/72 Esas
KARAR NO : 2020/63 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2019
NUMARASI : 2019/453 E., 2019/1041 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/01/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/216 Esas sırasına kayıtlı dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili aleyhine davalı … tara- fından Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi baş- latıldığını, icra takibine karşı Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/399 esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna başvurduklarını, senedin ciro silsilesi üzerinde bulunan ve …’ye atfen atılan imzanın müvekkiline ait olmadığını, ticari itibarını hedef alan icra takibi nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu beyanla,öncelikle takibin tedbiren durdurulmasını, yargılama sonunda müvekkilinin takip konusu senetten kaynaklı bir borcu bulunmadığının tespitini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin davacı konusu senedi alacağına karşılık iyi niyetle aldığını, davacıyı tanımadığını, senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, senedin vadesinde ödenmemesi nedeniyle üzerinde imzası bulunan davacı aleyhine takibe girişildiğini, kambiyo ilişkisinin asıl ilişkiden soyut olduğunu, davacının id- diasını ispatlaması gerektiğini , dava konusu senedin lehtar … temel tarafından … cirolandığını, davacının …. isimli şahsı tanıyıp tanımadığı veya aralarında her hangi bir borç ilişkisi bulunup bulunmadığı hususunda açıklama yapmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :Dosya görevsizlik kararı ile Asliye Ticaret Mahkemesine gelmiş ve ;İlk derece mahkemesince; “davanın İİK 72 maddesine dayalı menfi tespit talebine ilişkin olup kıymetli evraktan kaynaklandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava ve takip konusu senet üzerine davacıya atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı, davacının söz konusu senet nedeniyle davalı tarafa borçlu olup olmadığı, borcun varlığı ve miktarı hususunda toplandığı, Her ne kadar Bakırköy 2. AHM’nde ikame olunan iş bu dava görev yönünden verilen usulden red kararı üzerine Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmüş ise de; 6100 sayılı HMK’nın 114/1. Md. de dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra 2.fıkrada “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne ve HMK’nun 115 nci maddesinde ise ” (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.(2) Mahkeme,dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” hükmüne yer verildiği, 7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A md ile bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak belirtilmiş,Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirildiği, yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi hükmünde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden redde- dileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı, davacının menfi tespit talebiyle açtığı işbu davada; uyuşmazlığın kambiyo senedinden kay-naklandığı ve dava konusunun bir miktar paraya ilişkin olduğu, davacı tarafın dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin herhangi bir belge sunmadığı gibi böyle bir iddiasının da bulunmadığının anlaşıldığı, 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanın noksan olduğu” gerekçesiyle HMK 114/2 ve 115/2 md gereğince,arabulucuya başvuruya ilişkin dava şartının noklanıdğı nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı yan kararı istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “… menfi tespit davamız; ceza davasına konu resmi belgede sahtecilik suçunun müvekkilimize karşı işlenmesinden kaynaklı işbu suça konu senetlerin üzerindeki imza ve kaşelerin müvekkilimize ait olmadığının ve dolayısı ile sahte senetten kaynaklı ortada bir borç olamayacağının tespiti taleplidir. belli bir miktar para alacağı veya tazminat talebi içermemektedir. işbu sebeple zorunlu arabuluculuk kapsamında değildir. ….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Uyuşmazlık; arabulucuk dava şartının iş bu dava yönünden uygulanıp, uygulanamayacağının tespitine ilişkindir.01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespite ilişkin iş bu uyuşmazlık alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyecek olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK’nin 353/(1).a.6.maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı tarafın istinaf isteminin KABULÜNE2-Bakırköy 3. Asilye Ticaret Mahkemesi’nin25/10/2019 gün ve 2019/453 Esas, 2019/1041 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 42,40 TL posta gideri ve 5,50 TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 169,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince 17/01/2020 tarihinde KESİN olmak üzere ve oy birliği ile karar verildi.