Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/704 E. 2022/1185 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/704 Esas
KARAR NO: 2022/1185 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2019
NUMARASI: 2018/120 E. – 2019/355 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
K.YAZILDIĞI TARİH: 29/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ilk kez 1906 yılında Almanya’da tescil edilen ve dünyanın en eski ve sektörünün en bilinen markası olan “…” markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin aydınlatma sektöründe faaliyet gösterdiğini, Türkiye’de 70 yıldır çeşitli kanallardan ithal edilen “…” markalı ampullerin 1990 yılından bu yana … TİCARET A.Ş tarafından satıldığını, müvekkiline ait tanınmış “…” markasının Türkiye’de ilk defa 1974 yılında tescil edildiğini, müvekkilinin … sayılı “…” isimli … markasının sahibi olduğunu, bu markanın Türkiye’de tescil edilmesi için 25.04.2016 tarih ve … başvuru numarası ile TPMK nezdinde tescil başvurusunda bulunduğunu, bu marka başvurusunun 9 ve 11.sınıflarda yer alan emtia bakımından davalı adına tescilli … numaralı “…” markası ile benzerlik meydana getirdiği için reddedildiğini, yapılan araştırmada “…” markasının davalı tarafından tescil edildiği mal ve hizmetlerde kullanılmadığının tespit edildiğini, bu sebeplerle davalıya ait … numaralı “…” ibareli markanın 6769 sayılı SMK’nun 9 ve 26/1-a maddeleri uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 28.04.2008 tarihinde “…” markasıyla ilk marketini açtığını, 7000’i aşkın mağazaya ve 40.000’den fazla çalışana sahip olduğunu, “…” markası ile tanındığını, yaygın dağıtım ve pazarlama ağına sahip, sürekli olarak yazılı ve görsel medyada tanıtımı ve reklamları yapılan “…” markası ile halk nezdinde bilindiğini, müvekkili adına tescilli … numaralı “…” markasının 7, 9 ve 11.sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkili tarafından bu markanın kayıtlı olduğu mal ve hizmetler için işlevine uygun şekilde kullanıldığını, internette, yazılı ve görsel basında tanıtım ve reklamlarının yapıldığını, ürün tanıtım ve broşürlerinde kullanıldığını, müvekkilinin bu markayı taşıyan ürünleri kurduğu dağıtım ve pazarlama ağı sayesinde tüm yurtta pazarlandığını ve satıldığını, davacının kötü niyetli olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep emiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.12.2019 tarihli 2018/120 E. – 2019/355 K. sayılı kararıyla; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile, davalının davaya konu olan markasını tescilli olduğu mal ve hizmetler için tescil edildiği tarihten itibaren ciddi ve etkin şekilde kullanıldığının ispatlanamadığı, markanın tescil tarihinden dava tarihine kadar yaklaşık 12 yıl geçtiği, markanın iptal koşulları oluştuğu” gerekçesiyle: davanın kabulüne, davalı adına tescilli … numaralı “…” markasının kullanılmaması nedeniyle İPTALİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin kararına dayanak olarak bilirkişi raporu gösterilmişse de, bilirkişi ücretinin davacı tarafça süresinde yatırılmaması nedeniyle raporun hükme esas alınamayacağını, ücretin yatırılması için 26/03/2019 tarihli celsede iki haftalık kesin süre verildiğini, kesin sürenin son günü olan 09/04/2019 tarihine kadar ücretin yatırılmadığını, 10/04/2019 tarihinde yatırıldığını.-… mağaza adı ve markasının tanınmış olduğunu. -Müvekkilini adına tescilli … numaralı “…” markasının müvekkili tarafından tescilli olduğu mal ve hizmetlerde işlevine uygun olarak kullanıldığını, internette yazalı ve görsel basında tanıtım ve reklamlarının yapıldığını, ürün tanıtım ve broşürlerinde kullanıldığını, müvekkilinin tescilli ve aktif olarak kullanılan markasının kullanmama nedeniyle iptalinin istenilmesinin hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalının markanın kullanımı ile ilgili delil sunmadığını, dilekçelerinde dava konusu ile alakasız olarak … markasından bahsettiğini, mahkemenin ön inceleme duruşmasında, mahkemenin taraflara dilekçelerinde bildirdikleri ancak sunmadıkları delilleri bildirmeleri için iki haftalık kesin süre verildiğini, aksi halde bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtar edildiğini, cevap dilekçesinde dayanılan delillerin sunulmadığı gibi, davalıya ticari defter ve belgelerinin sunulması için tekrardan süre verilmesine rağmen davalının herhangi bir belge sunmadığını, markanın ciddi şekilde kullanıldığına dair delil ve ibare bulunmadığını, dava konusu marka başvurusunun tamamen kötüniyetli olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun reddine talep etmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarından; … numaralı “…” ibareli markanın 7, 9 ve 11.sınıflarda 05.07.2006 tarihinde davalı şirket adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı adına Uluslararası tescil başvurusuna dayanılarak yapılan … başvuru numaralı 09,11. Sınıflarda … marka başvurusunun, davalının tescilli markası gerekçe gösterilerek TPMK tarafından reddine karar verildiği, karara itiraz üzerine 21/12/2017 tarihli YİDK kararı ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Davalı vekiline 14/06/2019 günü saat 14:00’te ticari defter ve belgelerinin inceleneceği, inceleme gün ve saatine kadar sunulması, yerinde inceleme talebinin bulunması halinde inceleme gününden bir hafta öncesine kadar beyanda bulunulması için kesin süre verildiği, inceleme gününde ticari defter ve belgelerin sunulmadığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 24.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalıya ait … numaralı “…” isimli ticaret markasını tescil tarihi olan 05.07.2006 tarihinden dava tarihi olan 23.03.2018 tarihine kadar tescilli olduğu mal ve hizmetlerle ilgili olarak ciddi bir şekilde kullandığını ispatlayamadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
G E R E K Ç E: Davalı adına tescilli … numaralı “…” markasının, kullanmama nedeniyle iptali talepli davada, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6769 Sayılı Yasa’nın 9. Maddesinde; “- (1) Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Markanın kullanıldığını ispat yükü davalıda olup, davalı tarafça markanın tescil edildiği sınıf/alt sınıflar için, pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla, temel işlevine uygun olarak, anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde ve ciddi biçimde kullanıldığının ispatlanması gerekmektedir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, kullanımı ispat yönünden, katalog, broşür, yazılı ve görsel medya bilgileri, her türlü ticari defter ve kayıt deliline dayandığı anlaşılıyorsa da; mahkemece ön inceleme duruşmasında ihtarat yapılmasına rağmen iki haftalık kesin sürede delillerin sunulmadığı, mahkemece davalı vekiline 14/06/2019 günü saat 14:00’te ticari defter ve belgelerinin inceleneceği, inceleme gün ve saatine kadar sunulması, yerinde inceleme talebinin bulunması halinde inceleme gününden bir hafta öncesine kadar beyanda bulunulması için kesin süre verildiği, inceleme gününde ticari defter ve belgelerin sunulmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve istinaf dilekçesinde markanın kullanıldığını ileri sürmesine rağmen ispat yönünden hiçbir delil ve ticari kayıt ibraz etmediğinden, kullandığını ispatlayamadığı, mahkemece bu husus göz önüne alınarak, rapor alınmadan da davanın kabulü kararı verilebileceği, kaldı ki bilirkişi ücretinin inceleme gününden önce yatırıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin ücretin kesin sürede yatırılmadığına yönelik istinaf sebebinin de yerinde olmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 5,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.