Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/698 E. 2022/1019 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/698 Esas
KARAR NO: 2022/1019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2019
NUMARASI: 2014/147 Esas, 2019/838 Karar
DAVA TÜRÜ: Kıymetli Evraktan Kaynaklanan Menfi tespit, İstirdat
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2014/1484 ESAS 2018/669 KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU: Maddi, manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava yönüden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … ile davalı … arasında 11/02/2011 tarih ve 1.000.000,00 TL limitli genel faktoring sözleşmesi imzalandığını, davacının İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü nezdinde doğan fatura alacaklarını 09/01/2012 tarihli temlik sözleşmesi ile davalıya temlik ettiğini, davalının dava dışı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne alacağın tahsili ve ödenmediğinden bahisle ihtarname gönderdiğini, ardından İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkili …’ün de borçlu sıfatı ile takibe dahil edildiğini, dava dışı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün faize itiraz ettiğini, müvekkilinin ise borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı …’in İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/33 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtığını, davanın erken açılan dava olarak nitelendirilip reddedildiğini, Davalı …’in aynı tarihte İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasında 25/01/2012 tanzim tarihli 03/09/2012 vadeli 1.000.000,00 TL bedelli bonoya dayanarak 823.821,57 TL asıl alacak üzerinden ferileri ile birlikte toplam 874.501,33 TL alacak miktarı olarak icra takibi başlattığını, Müvekkilinin İstanbul 4 İTM 2012/1285 Esas sayılı dosyasında yaptığı takibe itirazın reddedildiğini, İstanbul 18 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/33 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesi uyarınca 16/05/2012 tarihinden itibaren 270 gün sonunda yani 11/02/2013 tarihinde alacağın vadesinin dolacağı, davalı …’ın bu tarihten önce başlattığı icra takibinin erken olduğunun tespit edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takibine dayanak olan bononun da faktoring sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, davalının faktoring kanunu gereğince doğrudan kambiyo senetlerinde taraf olamayacağını, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan ödemelerle borcun tamamlandığını, ancak davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyası üzerinden de müvekkilinden tahsilat yaptığını belirterek; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında icraya konulan bononun bedelsiz kaldığından bahisle her türlü hakları saklı kalmak üzere menfi tespit ve istirdada ilişkin taleplerinin kabulüne, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde davanın konusunun ve talep sonucunun açıklanmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulen reddi gerektiğini, taraflar arasında 11/02/2011 tarih ve … nolu genel faktoring sözleşmesinin yapıldığını, davacının Beyoğlu … Noterliğinin 09/01/2012 tarih ve … yevmiye sayılı sözleşmesi ile 08/08/2011 tarihli …, …, …, …, …, …, …, … nolu faturalara konu alacağını temlik ettiğini, bunun karşılığında davacıya faktoring finansmanı sağlandığını, ancak faktoring işlemlerinden doğan borcun ödenmesini temin için müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 1.000.000,00 TL tutarlı senede dayanarak tahsilde tekerrür olmamak üzere takip başlatıldığını, ayrıca fatura borçlusu İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ile davacı … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında da ilamsız icra takibine girişildiğini, yapılan işlemin ve takiplerin 6361 SY Faktoring Kanununa ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğunu, takip tarihi itibariyle faktoring borcunun vadesinin gelmediği iddiasının doğru olmadığını, bütün problemin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün ödeme güçlü içinde bulunmadığından doğduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2014/1484 ESAS 2018/669 KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASINDA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … Tic. Ünvanı ile ticari faaliyette bulunan müvekkili ile davalı … arasında 11/02/2011 tarihinde 011452 numaralı ve 1.000.000,00 TL limitli Genel Faktoring Sözleşmesinin imzalandığını, takiben Beyoğlu … Noterliğinin 09/01/2012 tarih ve … yevmiye nolu temlik sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme ile müvekkilinin İstanbul Üni. Rektörlüğü nezdinde mevcut 08/08/2011 tarihli …, …, …, …, …, …, …, … nolu ve toplam 937.868,72 TL tutarındaki fatura alacaklarını davalı şirkete temlik ettiğini, temlik hususunun dava dışı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne noter marifeti ile tebliğ edildiğini, İstanbul Üniversitesi temlik sözleşmesini tebliğ aldığını, kayıtlarına işlediğini, temlik sözleşmesinden doğan borcu vadesinde ödeyeceğini davalı tarafa yazılı olarak 13/01/2012 tarihinde bildirdiğini, davalı tarafın temlik konusu faturaların ödenmediği gerekçesiyle müvekkiline ve İstanbul Üni. Rektörlüğüne Beyoğlu … Noterliğinin … nolu ihtarnamesi ile 06/09/2012 tarihi itibariyle 640.779,387 TL ana para 127.747,41 TL faktoring faizi olmak üzere toplam 768.249,79 TL’nin ödenmesini talep ettiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız takibe müvekkili tarafından borca ve ferilerine, diğer dosya borçlusu İstanbul Üniversitesi tarafından ise faize itiraz edildiğini, itiraz edilmekle müvekkili yönünden takibin durduğunu ancak ihtiyati hacizin infazı talep edilmiş olduğundan o aşamada yapılan tüm haciz işlemlerinin geçerliliğini sürdürdüğünü, taraflar arasındaki faktoring sözleşmesine dayalı olarak alacak temliki yapılmış muhatap İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünün vadesinde iş bu temlik konusu alacağı davalı tarafa ödeyeceğini beyan ettiğini, davalı tarafın vadesi gelmeden takibe başlamasının yasaya ve usule aykırı olduğunu, faktoring şirketinin alacağı temlik edenin garanti sorumluğuna başvurabilmesi için sözleşmeden dönmesi ve ancak verdiği para ve ödeme tarihinden bu yana olan ticari faizini talep edebileceğini, davalının üniversite aleyhine takip başlatmakla, sözleşmeden dönmemiş olduğu ve bu vesile alacağın muaccel olmadan icraya başvurduğu hususun sabit olduğunu, davalı … ve müvekkili arasında akdedilen sözleşme gereğince fatura alacağının tahsil olunduktan sonra davalının müvekkiline verdği para, komisyon ve ücretlerden sonra faktoring şirketinin kalan fatura bedelini müvekkiline iade etmekle mükellef olduğunu, ancak davalının kendisi için faiz de isteyerek takibe giriştiğini, İstanbul Üniversitesi aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası dışında bırakılan yani takip konusu yapılmamış fatura alacaklarının da haricen tahsil ederek müvekkiline herhangi bir ödemede bulunmadığını, netice olarak davalı şirketin 640.779,38 TL ve 77.000,00 TL komisyon bedeli olmak üzere toplam 717.779,38 TL talep edebileceği bunun dışında yaptığı tüm tahsilatları müvekkili şirkete iade etmekle yükümlü olduğunu, ilamsız takibe itiraz edilmesine rağmen ve itirazın iptali davasında verilen hüküm gereğince alacakların vadesinin gelmediği ve takip yapılamayacağı sabit olduğu halde davalının işlemlerine devam ettiğini, belirtilen icra dosyaları üzerinden müvekkili adına kayıtlı ticari araçlar haczedilip muhafaza altına alındığını, taşınmazları haczedildiğini, bankalara haciz yazıları gönderildiğini, mahkemenin verdiği karardan sonra dahi ihtiyati hacize devam eden ve yenileyen davalının oluşan zararda kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu, üniversiteye kiralanan araçların haczedilip, muhafaza altına alındığı için müvekkilinin kira gelirinden mahrum kaldığını, kira süresi hitamında yeni ihalelere giremediğini, hacizlerin halen devam ettiği için elinde kalan araçları satamadığını, belirterek izah olunan maddi kayıpların dışında maruz kaldığı hukuka aykırı işlem ve eylemler nedeni ile manevi olarak da çöküntüye uğradığını, aile fertleri ile sorunlar yaşandığını, eş ve baba olmasından kaynaklı sorumluluklarını yerine getiremediğini ve adeta hayat düzeninin altüst olduğunu, çevresinde müflis iş adamı muamelesine maruz kalan müvekkilinin yaşadığı elem keder ve ızdırabın ve kişilik haklarının ihlali nedeni ile de manevi tazminat isteme zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek; İstirdat talebinin kabulü ile faktoring ve temlik sözleşmesinden dolayı yapılan alacak temliki üzerine davalı tarafça icra yoluyla ve haricen yapılan tahsilattan müvekkiline iade ödemekle yükümlü olduğu 225.000,00 TL’nin ihtar tarihinden geçerli olmak üzere temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, Müvekkili adına kayıtlı olup davalı tarafça haksız olarak haczedilen ve muhafaza altına alınan araçlardan yoksun kalınan kira bedeli olarak 120.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte tahsiline, Banka hesaplarına ve ayrıca tüm mal varlığına yönelik yapılan haciz işlemi ve alacağının yasal süresi içerisinde alamayan müvekkilinin ticari hayatına devam edememesi nedeni ile uğradığı zarar ve yoksun kaldığı kazanç olarak 5.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte tahsiline, Yasaya ve usule aykırı yapılan işlemler nedeni ile müvekkilinin ticari itibarının sarsılması kişilik haklarının ihlali ve yaşamış olduğu elem ve keder nedeni ile 150.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 22/08/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava talebini ıslah ettiklerini bildirmiş; Davalı tarafça tahsil edilen ve iadesi gereken 225.000 TL alacağın 18.384,57 TL arttırılarak 243.384,57 TL olarak temerrüt faizi ile birlikte, davalının yaptığı haksız icra takibi ve hacizler nedeniyle uğranılan zarar- yoksun kalınan kazanç olarak talep edilen 5000 TL tazminatın 1.371.416 TL arttırılarak 1.376.416 TL olarak ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, huzurdaki davada İİK’nun 72. Maddesinin ve ayrıca TBK’nun 78. Maddesinin koşullarının bulunmadığının açık olduğunu, davacının beyanları ile de sabit olduğu üzere davaya konu faktoring borcunun davacı … tarafından ödenmediğini, dava konusu faktoring borcunun müvekkili şirkete temlik borçlusu İstanbul Üniversitesi tarafından borcun ifası olarak ödendiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete ödeme yapılmadığından İstanbul Üniversitesi tarafından ödenen meblağın iadesini talep etmek hak ve yetkisinin hukuken mevcut olmadığını, davacı …’e ve İstanbul Üniversitesinin müvekkili şirkete borçlu olduğunu, dava dışı İstanbul Üni. Tarafından müvekkili şirkete olan borcun ifası yerine kaim olmak üzere yapılan ödemenin davacı …’e tarafından istirdadının talep edilmesinin de hukuken mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan faktoring işlemleri ve faktoring işlemlerinden doğan müvekkili şirket alacağının tahsiline yönelik tüm işlemlerin yasal mevzuat hükümleri, usul ve esaslarına uygun olarak gerçekleştirildiğini, davacının dava dilekçesindeki beyan ve iddialarının aksine, konu faktoring işlemlerinden doğan borçtan ve borcun müvekkili şirkete geri ödenmesinden temlik işlemi ve temlik borçlusuna alacağın tahsili için başvurma ve başvurunun semeresiz kalması şartının aranmaksızın kayıtsız şartsız ve ön koşulsuz sorumlu olduğunu, faktoring işlemlerinden doğan borcun vadesinin dolması, alacağın tahsili talebiyle öncelikle temlik borçlusuna başvurma veya bu başvurunun semeresiz kalması şartlarına bağlı olmaksızın müvekkili şirket tarafından borcun tamamının tahsili talebiyle doğrudan davacıya rücu edebileceğinin açıkça sözleşmelerde düzenlendiğini ve davacı tarafından bu hususun çekincesiz kabul edildiğini, davacı tarafından imzalanan ve kabul edilen Genel Faktoring Sözleşmesinde davacının borçlu … firmasının faktoring borcundan doğan sorumluğu ve borcu geri ödeme yükümlülüğünü açıkça ve detaylı olarak düzenlendiğini, faktoring işlemlerinden doğan ve müvekkili şirkete olan faktoring borcunun vadesi gelmiş ve vadesinde davacı ve dava dışı fatura borçlusu tarafından müvekkili şirkete geri ödenmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin talep ve takip tarihleri itibariyle muaccel alacağının tahsilini talep ve icra takibine konu ettiğini belirterek dava şartı mevcut olmayan, haksız, mesnetsiz ve kötü niyetle ikame edilen işbu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı vekili 03/09/2019 tarihli dilekçesi ile davacının ıslah beyanına karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kısmi dava olarak açılan davada 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirmiş, istemin reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Tüm dosya kapsamına göre; Davalı … AŞ İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 25/01/2012 düzenleme 03/09/2012 ödeme tarihli 1.000.000,00 TL bedelli keşidecisi …-…, lehtarı … A.Ş. Olan bonoya dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapmıştır.Takibin dayanağı olan bononun factoring sözleşmesinin teminatı olarak alındığı sabittir. Davalı …nin factoring işlemi ile temlik aldığı fatura bedellerinin ödenmesinin İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından geciktirilmesi üzerine, bu takibi başlattığı, kambiyo senedi nedeniyle davacı …-… den tahsilat yapmaya başladığı, bu arada bu tahsilatı mükerrer hale getirecek şekilde İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasında da İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nden de tahsilat yaptığı bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davalı …nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davacı …-… den mükerrer olarak tahsil ettiği 235.035,85 TL üzerinden menfi tespit istemi kabul edilmiştir. Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ödediği 235.035,85 TL ve İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan ödeme ile mükerrer hale gelen 8.348,72 TL nin toplamı 243.384,57 TL üzerinden davacının istirdat talebi kabul edilmiştir. 8.348,72 TL nin 07/11/2014 ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile ve İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ödenen 235.035,85 TL nin 05/05/2014 dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. İİK 67 gereğince alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, ayrıca davalının mükerer tahsilat yaparak kötüniyeti sabit olmakla hüküm altına alınan 243.384,57 TL nin %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1484 Esas sayılı birleşen davada;Davacı İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası nedeniyle İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nden fazla tahsil edilen kısım için 225.000,00 TL istirdat talebinde bulunmuştur.Ancak anılan icra takip dosyasında davacı tarafından yapılan bir ödeme bulunmadığından istirdat isteyemeyeceği anlaşılmış, davacının bu talebi reddedilmiştir. Davacı tarafın aynı davada istediği yoksun kaldığı kazanç -uğradığı zarar- araçların üzerine haciz konulması nedeniyle istediği kazanç kaybı olarak 120.000,00 TL+5.000,00 TL olmak üzere toplam 125.000 TL talebi bilirkişi raporundaki açıklamalar doğrultusunda kabul edilmiştir. Ancak davacı tarafın 22/08/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile haksız icra takibi ve hacizler nedeniyle uğranılan zarar- yoksun kalınan kazanç olarak talep edilen 5000 TL tazminatı 1.371.416 TL arttırarak 1.376.416 TL tahsili istemi, davanın HMK 109 gereğince kısmi dava olarak açılmış olması, davalının süresinde zamanaşımı itirazında bulunması, dava tarihi 05/05/2014 den itibaren TBK 82 gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş bulunması nedeniyle kabul edilmemiştir. Davacının manevi tazminat talepleri yönünden; manevi zararı tazmin yükümlülüğünün koşulu, hukuka aykırılık oluşturan tecavüz fiilini işlemiş olmak veya o fiilden dolayı sorumluluğu gerektiren kusursuz sorumluluk halinin gerçeklemesidir. Davacıların kişilik haklarına tecavüz fiilinin varlığı, bundan doğan bir manevi zararın bulunması, fiil ile zarar arasında illiyet bağının kurulması aranacaktır. Somut olayda, davalı factoring şirketin haksız haciz işlemleri nedeniyle davacı şirketin ticari itibarı sarsılmış, araçların ve ekipmanların üzerine konan hacizler ve muhafaza işlemleri nedeniyle ticari faaliyetini yapamamıştır. Davalı Factoring şirketinin davacının ticari faaliyetini engellemesinin yanında İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünden tahsil ettiği parayı mükerrer icra takibi ile davacıdan da tahsil edip, mali durumunu sarstığı bilirkişi raporunda tespit edilen davacıya ait işletmenin mali verileriyle sabit bulunmuştur. Bu nedenle davalının kusur sorumluluğu gerçekleşmiştir. Bu durumda BK 49 ve TMK 24 md düzenlenen yasal koşulların gerçekleştiği, manevi tazminat isteminin kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Mahkememizce takdiren 50.000 TL üzerinden davacının manevi tazminat talebi kabul edilmiştir…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – Asıl dava yönünden, 05.09.2017 tarihli raporda 2012/E sayılı takip yönünden davacının davalıya bir borcundan söz edilemeyeceği tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemece bu husus ve iddia değerlendirilmeden menfi tespit ve bedelsezilik talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, – İStanbul … İcra müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında müvekkili ve İstanbul Üniversitesi aleyhine takip başlatılmış ise de; İstanbul 18 ATM 2013/33 E sayılı dosyasında açılan davada takibin zamansız yapılması nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiğini, – Esas davanın konusu olan İstanbul … İcra Md nün … E sayılı takip dosyasının 10.12.2012’de başlatıldığını, – Temlik konusu alacağın vadesinin 11.02.2013 olduğu, teminat bonosuna ilişkin takibin ise 10.12.2012 de başlatıldığı dikkate alındığında alacak muaccel olmadan takip başlatıldığının sabit olduğunu, riskin gerçekleşmediğini, takip dayanaksız olmakla bononun bedelsizliği yönünden davanın kabulü gerektiğini, – 01.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda alacağın fazla tahsil edildiği ve bononun bedelsiz kaldığının ifade edildiğini, İstanbul …İcra md nün … nolu dosyasında8.348,72Tl yönünden borçlu olunmadığı kabul edilerek iadesine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, takibin diğer miktarı yönünden de talebin kabulü gerektiğini, kısmi red kararının kaldırılmasını, asıl davanın tam kabulünü,Birleşen dosya yönünden; -haksız icra takibi ve hacizler nedeni ile uğranılan zarar- yoksun kalınan kazanç olarak talep edilen 5000TL tazminatın 1.371.416Tl artırılarak 1.376.416,00TL talep edilmiş ise de; mahkemenin artırılan kısım yönünden zamanaşımı nedeni ile istemi reddetmesinin hatalı olduğunu, Talebin haksiz fiile dayandığını, haksız fiil devam ettiği sürece zamanaşımının işlemeyeceğini, davalının icra dosyasında hacizlerin kaldırılması için 12.12.2018’de talepte bulunduğu 2 yıllık sürenin ıslah tarihinde henüz dolmadığını, – Zamanaşımı başlangıç tarihinin haksız fiilin sona erdiği tarih olduğunu, – Davanın belirsiz alacak davası olduğunu, kısmi dava olarak nitelendirilmesinin yerinde olmadığını zamanaşımı yönünden talebin kısmen reddinin hatalı olduğunu, -Manevi tazminat talebinin tümden kabulü gerekirken kısmen kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, asıl ve birleyen davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – Usul yönünden; Asla davada dava şartının olmadığını, dava dilekçesinde açık bir şekilde davanın konusu, talep sonucu ve dayanaklarının belirtilmediğini, Birleşen davada mahkemece reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, -Esas yönünden; Dava konusu senedin devir ve temlik alınması, icra takibine konu edilmesinin tamamen yasal mevzuata uygun olduğunu, Davacının faktoring işlemlerinden doğan borcun ödenmesini teminen (tahsilde faktoring borçlarına mahsup edilmek üzere) dava ve İstanbul … İCra Müdürlüğü’nün nün … esas sayılı dosyasına konu keşideci olduğu 1.000.000TL bedelli senedi devri ve teslim ettiğini, – Faktoring sözleşmesi ve temlik sözleşmesinden doğan şirket alacağının ödenmediğini, bononun da ödenmediğini, 06.09.2012’de hesap kapatılarak ihtarname gönderildiğini, borç ihtara rağmen ödenmeyince İstanbul .. İcra Md’nün … Esas saylı dosyasında davacı ve İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü aleyhine, senet yönünden de İstanbul …İcra md nün … Esas saylı dosyasında davacı aleyhine tahsilde tekerrür olmamak üzere takip başlatıldığını, – …İcra md nün … Esas sayılı dosyası yönünden davacının itirazı üzerine İstanbul 4 İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1285 sayılı dosyasında işlemlerin faktoring mevzuatına uygun olduğu ve takiplerin mükerrer olmadığının karara bağlandığını, – senedin “ödeme aracı olarak” devredildiğini, teminat senedi niteliğine haiz olmadığını, teminat senedi olarak kabulü için Yargıtay tarafından aranan şartların yer almadığını, – Davacının faktoring işlemlerinden dolayı borçtan asıl borçlu sıfatı ile sorumlu olduğunu, sözleşme ve temlikname gereği borcun ödenmemesinden sorumluluğu ve kendisine rücu edilmesini kabul ettiğini, -Kambiyo senedinin mücerretliği ilkesi gereğince alacaklının asıl borçtan bağımsız olarak sadece senede dayanabileceğini, -mahkemenin eksik ve hatalı rapora görü hüküm kurduğunu, hesaplamada faktoring mevzuatının dikkate alınmadığını, ek raporda aslı alacak faiz tahsil harcı hesaplamaları yapılmış ise de vekalet ücreti, masraf.. Vb kalemlerin kapak hesabına dahil edilmediğini, -Bilirkişi … ve …ın raporunda istirdat talep edilemeyeceğini belirttiği, _rapora itirazların değerlendirilmediğini, İstanubl Üniversitesi takibe damga vergisi yönünden itiraz ettiğini, aleyhine vekalet ücreti doğduğunu, senet dosyasında da … aleyhine vekalet ücreti doğduğunu ancak hesaplamalara dikkate alınmadığını, İstanbul Ünivesitesi tarafından yapılan ödemelerin davacı tarafça istenmesinin mümkün olmadığını, -İstanbul Üniversitesinin takibi ve takip borcunun vadesi geldiğini kabul ettiğini, Kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkiliinin kötüniyetli olmadığını, borcun vadesinde ödenmediğini, alacak sürüncemede bırakılarak müvekkilinin mağdur edildiğini, kararda da kötüniyet ve ağır kusurdan bahsedilmediğini, -Birleşen dosya yönünden; Müvekkilinin açtığı icra takipleri ile bilirkişilerin hesapladığı zarar arasında doğrudan doğruya nedensellik bağı olmadığını, Sadece icra takipleri nedeni ile satışların ve dönem karının önceki yıllara oranla bu kadar düşmesinin ve iş yapamaz olmasının mümkün olmadığını, Rapora itirazların dikkate alınmadığını, sadece davacının sunduğu ticari belgelere göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, araçlara sadece haciz konulduğunu ancak muhafaza altına alınmadığını, Maddi ve manevi zararın doğmasının hukuken mümkün olmadığını, Raporda araçların haczi ile muhafaza altın aalınması iddiası yönünden kazanç değerlendirmesinde zarar oluşmadığına değinilmiş ise de mahkemenin 120.000TL tazminata hükmetmesi ve kararı rapora dayandırması çelişki oluşturduğunu belirterek Kararın kaldırılmasını asıl dava ve birleşen davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; 823.821,57 TL asıl alacak, 47.400,51 TL işlemiş faiz, 3.000,00 TL %0,30 komisyon, 279,25 TL ihtiyati haciz masrafı/vekalet ücreti olmak üzere toplam 874.501,33 TL üzerinden kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağının 25/01/2012 düzenleme 03/09/2012 ödeme tarihli 1.000.000,00 TL bedelli keşidecisi …-…, lehtarı … A.Ş. Olan bono olduğu görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; 761.692,67 TL asıl alacak, 255,00 TL ihtar masrafı, 28,30 TL ihtiyati haciz masrafı, 220,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 762.195,97 TL üzerinden davacı … ve dava dışı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı …’ün itirazı üzerine hakkındaki takibin durduğu, icra takip dosyasının dava dışı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü yönünden itirazın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/33 Esas sayılı dava dosyasında; faktoring şirketi tarafından İstanbul … İcra md nünü … esas sayılı dosyasında takibe itirazın iptali istemi ile dava açılmış, davalı üniversitesinin kısmi itirazı yönünden davanın esastan reddine, davalı …’e e yöelik davanın ise takip zamansız açılmakla usulden reddine karar verilmiş, karar onanmıştır. Dosyada bilirkişi … ve Doç.Dr. …’ın düzenlediği 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda neticeten; – 2012/27159 Esas sayıl dosyaya konu senedin teminat senedi niteliğine haiz olduğu, taraflar arasındaki tek ilişkini faktoring ilişkisi olduğu, , salt faktornig ilişkisinden doğacak riskleri bertaraf etmek için tanzim edilmiş olduğu değerlendirilmekle anılan takip yönünden davacının davalıya borcundan bahsedilemeyeceği, – ancak dava konusu dışında kalan … İCra md nün … e sayılı dosyasına konu takip yönünden davacı yanın davalıya karşı sorumlu olduğu, istirdat talep edebileceği herhangi bir miktar bulunmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Bilirkişi …’ün 15.05.2018 tarihli raporunda özetle; Dava dışı Üniversiteden 927.017,55TL, davacıdan 323.099,80TL olmak üzere; 1.250.117,35TL ödeme yapıldığı, ödemelerden asıl alacak ve faiz alacağı düşüldüğünde 413.412,14TL fazla ödeme yaptığının tespit edildiği, davalının her iki icra dosyasındaki alacağını tam olarak tahsil ettiği, ödeme tarihlerine bakıldığında fazla tahsilatın 404.227,72TL ‘sinin dava dışı üniversiteden 9.184,42TL’sinin davacıdan tahsil edildiği yönünde hesaplama yapılmıştır. Bilirkişiler …, …, … raporlaırnda; Davalının davacıya 640.779,39 Tl ödeme yaptığını, Vadesi gelemeyen alacağı takibe koyduğunu ve üniversite tarafından davalıya 1.236.999,79TL ödeme yapıldığı, davacının 596220,40TL istirdadına talep edebileceğini, haksız hacizler nedeni ile yoksun kalınan kira gelirinin dosyaya sunulan araç kira sözleşmeleri kapsamında 79.300TL olduğunu, vadesi gelemeden takip başlatılmış olması nedeni ile zarara uğradığı belirtilmiştir. Bilirkişiler …, …, …, … kısmen müşterek görüşlü raporlarında; Faktoring şirketi tarafından davacıya 640.779,38TL ödeme yapıldığı, dava dışı temlik borçlusunun mal alım sözleşmesi uyarınca borcun ifasının talep edilebileceği tarihin 11.02.2013 olduğu, ancak faktoring şirketinin vade gelmeden 21.09.2012’de alacağı takibe koyduğu, Temlik sözleşmesi gereği davalının davacıya yaptığı ödeme tutarı ve faizi ile davalı şirketin alacağının 826.111,06TL tutarı bulduğu, Dava dışı Üniversite tarafından 762.195,58TL, davacı tarafından 333.399,30TL olmak üzere 1.095.594,88TL ödeme yapıldığı, 1095.594,88TL den 826.111,06TL düşüldüğünde davacı tarafından 269.483,82 TL fazla ödeme yapıldığı, Davalının hukuka aykırı haciz ve takip işlemleri nedeni ile 6.754.292 TL 2014 yılında 9.613.620TL hasılattan yoksun kaldığı, Yoksun kaldığı maddi kazançlar tutarının 1.376.416,00TL olduğunu, Araçlara haciz şerhi düşüldüğünü ancak hiçbir zaman muhafaza altına alınmadığını , araçların sürekli olarak davacının tasarrufunda kalması nedeni il edavacının herhanngi bir zararının oluşmadığı yönünde görüş belirtilmiş; –raporda muhalif bilirkişi …; davacının bütün gelir ve kazanç unsurları dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, gelir unsurlarından biri olan araç kira gelirlerinin yeniden ele alınması bu gelirin mükerrer değerlendirmesi olacağını, yöntemin yanlış olduğunu, Araçların muhafaza altına alınamaması nedeni ile kazanç kaybı olmadığı görüşünün yerinde olmadığını, Önceki bilirkişi raporunda 4 araca haciz uygulandığı, 2 adedinin kira gelirinden mahrum kalındığı belirtilmiş, … plakalı araç için yedimeni otorpark ücreti ödendiği saptandığını, bu nedenle raporun bu bölümlerine katılmadığını belirtmiştir. Son bilirkişi heyeti ek raporunda; 2012/19082 esas sayılı dosyada 762.195,58TL, … sayılı dosyada 166.347,49TL davalı şirket hesabına 150.398,91TL olmak üzere toplam 1.078.941,98TL ödeme yapıldığı, 241.433,68TL lik ödemenin fazla yapıldığı, Fazla ödemenin 8.348,72Tl’ lik kısmının 2012/27159 esas sayılı takip dosyasına davadan sonra üniversite tarafından ödendiğini, 233.084,96TL lik kıısmının 2012/19082 esas sayılı takip dosyasına dava dışı üniversite tarafından ödendiğini, Diğer hususlarda kök rapordaki görüşün korunduğunu belirtmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile başlatılan takipte menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Birleşen dava, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ve icra takibi dosyası haricinde davalı …’in fazla tahsil ettiği miktarın sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdadı, hasız haciz nedeniyle yoksun kalınan kira bedeli, yoksun kalınan kazanç ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın ksımen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Asıl dava; menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Menfi tespit davalarında tarafların haklılık durumu dava tarihi esas alınarak belirlenir. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında dört ayrı bilirkişi raporu alınmış ise de; tüm raporlardaki hesaplamaların farklı olduğu, son raporda farklı tarihlerde yapılan ödemeler ayrı ayrı değerlendirilmiş ise de; hesaplamada TBK 100.maddesine aykırı olarak ödemelerin asıl alacaktan doğrudan mahsup edildiği görülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100.(818 Sayılı B.K’nun 84. ) maddesi gereği kısmi ödemenin ilk faiz ve masraflardan mahsup edilmesi gerekmektedir. Bununla birlikte davalı tarafın dava dışı üniversite tarafından ödendiğini iddia ettiği 150.398,91TL’nin dayanağı havale makbuz örneğine rastlanmadığından rapor bu yönü ile de denetlenememiş olup bu aşamada dosyadaki raporlar hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli nitelikte değildir. Mahkemece dosyanın hesap ve faktoring konusunda uzman bilirkişilerin bulunduğu heyete tevdi ile; davaya konu icra dosyaları ile ilgili yapılan ödemelerin farklı tarihlerde olması nedeni ile her ödeme tarihine kadar işleyecek faiz ve feriler hesaplanıp ödemenin öncelikle feriler ve faizden mahsup edilmesi, tek tek ödeme tarihlerine göre hesaplama yapıldıktan sonra, ödemenin yapıldığı son tarih itibariyle davacının fazla ödeme yapıp yapmadığının tespiti ile şayet fazla ödeme var ise bu miktarın istirdatına karar verilmesi gerekir. Kabule göre ise; davacının tazminat talepleri yönünden değerlendirme yapılabilmesi için, ilk takip tarihinden dava tarihine değin davacının araçlarının tüm takyidatların gösterir kayıtların dosyaya celbi ile araçlar üzerinde başkaca haciz/yakalama kaydı olup olmadığının ve varsa tarihlerinin tespiti, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının muvakkat dosya olması nedeni ile istinaf aşamasında denetlenebilmesi için 2012/27159 Esas sayılı dosyada da araçlara haciz konulup konulmadığının araştırılması, haciz tarihleri itibarı ile haciz işleminin haksız olup olmadığının değerlendirilmesi, davacının zarar iddiası değerlendirilirken işletmenin tüm faaliyetlerinin varsa diğer araçlarının dikkate alınması, bu hususta salt gelir vergi beyannamelerinin değil tüm ticari defterler ve dayanaklarının incelenerek zarar ile hacizler arasında nedensellik bağı olup olmadığı hususunda davalı vekilinin itirazlarının karşılayacak şekilde rapor alınması gerekirken eksik inceleme ve kısmen ayrık görüş de içeren yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığını karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne,
2-İlk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde taraflara iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 297,20 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 33,55 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 330,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 297,20 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 113,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 410,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/06/2022