Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/680 E. 2022/1388 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/680 Esas
KARAR NO: 2022/1388
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2017/1161 2019/1233
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu ettiği iki adet bonoda sahte keşide imzasından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile İİK 72. Maddesi kapsamında mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtayati tedbir kararı verilerek icra daireisine yatırılacak olan ödemenin alacaklı olan davalı tarafa ödenmemesi ve takibin müvekkili açısından durdurulması talebi ile alacaklının % 20′ den az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava tarihinden sonra müvekkili firmanın dosyasına ilişkin 13/11/2017 tarihinde davalı vekiline 17.133,36 TL ödeme yaparak dosya haricen tahsil olarak kapatıldığını, İİK 72/6 maddesi uyarınca kambiyo evrakından kaynaklanan menfi tespit davasının istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini belirtmiş, beyan dilekçesinde de özetle; davalıya ödenen 17.133,36 TL’ nin ödeme tarihi olan 13/11/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu senetlerin ilgili olduğu değişik vade tarihi ve değişik ödeme miktarları bulunan seri senetlerin bankadan ödendiğini, davacının ödeme emrine itiraz süresini kaçırdıktan sonra kötü niyetli olarak imzaların sahteliğini iddia ettiğini, dava konusu senetler vade tarihi geldiğinde ve davacı ve ciranta firmaya protesto edilmesine rağmen davacının herhangi bir itirazda bulunmadığını, davacı şirket ile ciranta … Tic. A.Ş. arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı şirketin avukatı tarafından tarafına dava konusu senetlerden kaynaklı icra borcunun 13.11.2017’de “İst Anadolu …İcra … Borç ödemesi” açıklaması ile herhangi bir ihtirazı kayıt düşülmeden ödendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. davacı takip borçlusu hakkında 25/01/2016 ve 25/05/2016 ödeme tarihli 6.400,00 er TL bedelli bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacının takibe konu senetteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını iddia ettiği, bunun üzerine yapılan grafoloji bilirkişisi incelemelerine göre bu senetlerdeki imzanın davacı tarafa ait olmadığı, bu nedenle davacının davalı takip alacaklısına takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığı ancak icra takibi devam ederken 13/11/2017 tarihinde borcun ödenmesine ilişkin icra müdürlüğünce haricen tahsil harcı kesildiği, davacı taraf her ne kadar takip nedeniyle 17.133,36 TL ödendiğini iddia etmiş ise de 13.389,76 TL’ nin üzerinde ödeme yapıldığı hususunun ispatlanamadığı, takip çıkışı olan 13.389,76 TL’ nin % 4,55 oranı üzerinden tahsil harcı 609,23 TL’ den icra peşin harcı 66,95 TL tenzil edildiğinde 542,28 TL haricen tahsil harcının davalı alacaklı vekilince icra dosyasına ödendiği, buna göre alınan haricen tahsil harcı nazara alındığında icra müdürlüğüne davalı takip alacaklısı tarafından 13/11/2017 tarihinde takip çıkışı olan 13.389,76 TL’ nin ödendiğinin beyan edildiğinin anlaşıldığı, bu kapsamda haricen tahsil edilen bedelin 13.389,76 TL olduğu, bu miktar üzerinden istirdat isteminin kabulünün gerektiği, davalının takibe konu bonoları lehtar cirosuyla devralmış olmaları değerlendirildiğinde davalı tarafın takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı, sonuç …” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – 13.11.2017 tarihinde 17.133,36-TL olan dava konusu borcun müvekkil tarafından davalı vekiline haricen ödendiği Ödenmeye ilişkin dekontun dilekçe ekine sunulduğunu, müvekkil firmayı vekaleten davalı firma vekiline “İst. Anadolu … İcra Dairesi … borç ödemesi” açıklaması ile yapılan ödemenin, davalı tarafından da 29.12.2017 tarihli cevap dilekçeleri 10 numaralı maddede belirtildiğini, borcun davalı tarafa ödendiği davalının da kabul ettiği, eksik harcın da davacı vekilince tamamlandığını, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … esas sayılı dosyasından 25.06.2019 tarihinde gelen müzekkere cevabında “alacaklı vekili tarafından ekte sunmuş olduğumuz haricen tahsil beyanı ve buna ilişkin dosyamızdan alınan harç makbuzu olduğu kayıtlarımızın tetkikinde anlaşılmıştır.” şeklinde belirtildiğini, davalı – alacaklı vekilinin İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu talepte açıkça “Dosya borcu haricen tahsil edildiğinden” şeklinde beyan ile müvekkili firmaya yönelik icra dosyasına ilişkin borcun kendilerine haricen ödendiği belirtilerek müvekkil firma mal varlığı üzerine konulan hacizlerin fek edilmesi talep edildiğini Haricen tahsil beyanının hukuken alacağın tüm ferileri ile ödenmiş olmasını ifade ettiğini, mektedir. davalı vekilinin haricen tahsil bildiriminde bulunurken yalnızca takip çıktısının tahsil edildiğine, icra harç ve giderleri ile avukatlık ücretine ilişkin alacağının devam ettiğine yönelik herhangi bir ihtirazi kayıt belirtmediğini, Dekontta da alacağın tüm faiz ve icra giderleri ile vekalet ücretinin toplamını oluşturan güncel kapak hesabı üzerinden 17.133,36 TL olarak ödendiğinin görüldüğünü, ilk derece mahkemesince gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan kısmen kabul kararı verildiğini, kötü niyet tazminatına ilişkin talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, imzaların müvekkili firma yetkilisinin eli ürünü olmadığı çıplak gözle dahi fark edildiğini, Senette yer alan imzaların müvekkili firma yetkilisine ait olmadığını bilen davalının buna rağmen müvekkil firma aleyhine icra takibine girişilmiş olması davalının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu belirterek davanın kabulü ile 17.133,36 TL’nin 13.11.2017 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, takibe konu senetlerdeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı olarak menfi tespit istemi ile açılmıştır. Dava tarihinden sonra takip borcu ödenmiş olmakla dava istirdat davasına dönüşmüştür. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesine göre senetlerdeki imzanın davacı şirketin yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş, bu hususta istinaf istemi olmadığından karar kesinleşmiştir. Davacı vekilinin istinaf istemi istirdatına hükmolunan tutarın eksik belirlendiğine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece icra dosyasına haricen ödeme yapıldığı, alacaklı vekilinin ödediği tahsil harcının ise takip talebindeki çıkış tutarına karşılık geldiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacı vekili takip ferileri ile birlikte ödenen tutarın 17.133,36 TL olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili de borcun haricen 13.11.2017’de ödendiğini açıkça kabul etmiş, miktar yönünden beyanda bulunmamıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesi ekinde 13.11.2017 Tarihli havale makbuz örneğini sunmuştur. Makbuz Dairemizce incelendiğinde; 13.11.2017 Tarihinde 17.133,36TL’nin davacı vekili … tarafından davalı alacaklının takip dosyasında ve cevap dilekçesinde yer alan vekili … hesabına “İst. Anadolu …İcra … Borç ödemesi” açıklaması ile havale yapıldığının yer aldığı görülmektedir. İstinaf aşamasında ödeme makbuz örneği davalı vekiline tebliğ edilerek beyanda bulunması için süre verilmiştir. davalı vekili; havale makbuzuna bir itirazları olmadığını belirterek esasa ilişkin beyan dilekçesi sunmuştur. Bu durumda mahkemece davanın istirdat isteminin tam kabulüne karar vermek gerekirken ödeme belgesi yönünden araştırma yapmadan eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davacı vekili kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu istinaf istemi olarak ileri sürmüş ise de; taraflar arasında ciro ilişkisi mevcut olmayıp davalının kötüniyetli olduğu sabit olmadığından kötüniyet tazminat isteminin reddi yerindedir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1.Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2.İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1161 E, 20119/1233 K. sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, 3.Davanın KABULÜNE, 17.133,36TL’nin 13.11.2017’den itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Davacının kötüniyet tazminat isteminin reddine, Alınması gereken 1170,35Tl harçtan peşin alınan 228,67Tl harcın ve 63,93TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 877,75TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 5100TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafça yapılan 262,20TL posta ve tebligat gideri 700TL bilirkişi ücreti ki toplam 962,20Tl yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4.Davacı tarafça yatırılan 63,93 TL istinaf peşin harcının istek halinde davacıya iadesine, 5. Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan; 148,60Tl istinaf harcı ile 116,00Tl posta ve tebligat gideri masrafı ki toplam; 264,60TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6. İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7.Karar kesinleştiğinde istek halinde bakiye gider avansının aidiyetine göre taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.12/09/2022